işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
bakım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bakım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cilt Bakımında Kullanılan Bitkisel Yağlar-1


Cildimiz demek, bizi yansıtan aynamız demek. Cildimize en ufak bir özen göstermeye kalksak, ”aman bu parabenlidir, aman şu allerjeniktir” diyerek pahalı ürünlere gidiyor ellerimiz. Plastik şemsiye değil ki bu 5 liraya işportadan alasın! Endüstri ürünlerine paraları dökerken, aktarlarda ”al beni sür beni” diye hazır ve nazır bekleyen bitkisel yağların kıymetini bilmiyoruz. Halbuki fiyat/performans açısından milyarlık kremlere tur bindirebiliyor bazıları.
Sayamayacağım kadar yağın, tahmin edemeyeceğim kadar işlevi varken; bu yazıyı seri haline getirelim, şimdilik bir kısmını inceleyelim dedim. Buyrun!
53ce8zeytin-zeytinyagiZeytinyağı: Bitkisel yağ denince akla ilk gelen belki de. Ege’de yaşayan büyük büyük teyzelerimizin yüzleri nasıl kaymak gibi diye düşünürken, sadece zeytinyağı sürdüklerini öğrenince şoka girmiştim. Zeytinyağı, A ve E vitaminleri açısından oldukça zengindir. Cildi güzelce nemlendirir ve besler, yumuşacık yapar. Aynı zamanda saç için de friksiyon yapıp durulamak suretiyle kullanılabilir.
Avokado Yağı: A, B, D, E vitaminleri içerir. Nemlendirici ve besleyicidir. Kuru ciltler için biçilmiş kaftandır. Asıl cezbedici özelliği ise; masajla uygulandığında sellüliti azaltmaya yardımcı olur! Cildi sıkılaştırır. Bye bye portakal kabuğu!
Kayısı Çekirdeği Yağı: Bol miktarda A vitamini içerir. Her türlü cildin temizliğinde kullanılabilir. Aknelerle savaşta mükemmel bir silahtır. Ayrıca göz çevresi ve kaz ayağı kırışıkları için de kullanılabilir.
jojoba-yagi
Jojoba Yağı: A vitamininden zengindir. Oldukça kolay emilir. Cilt döküntülerinde, tıraş sonrası tahriş olmuş ciltte kullanılabilir. Özellikle atopik ciltler için biçilmiş kaftandır. Göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesinde de kullanılabilir. Yapısı, cildimizin salgıladığı sebuma oldukça benzediğinden; akne eğilimli ciltlerde kullanımı cildin yeterince yağ salgıladığı mesajını vererek sebum üretimini dengeler.
Isırgan Tohumu Yağı: Kurumuş, kepeklenmiş saçlarınız var ve şampuanlara para dökmekten helak olmuşsanız bu yağ sizin kurtarıcınız olabilir. Saç diplerine friksiyonla uygulanabilen bu yağ, saç derisini besler, kepek oluşumunu büyük ölçüde azaltır. Ayrıca bölgesel ağrılarda masaj yapmak suretiyle de kullanılabilir.


0 yorum

Cilt Bakımında Kullanılan Bitkisel Yağlar-2


Sarı kantaron yağı: Yaraların, yanıkların tedavisinde haricen kullanımda oldukça etkili bir yağdır. Karın ağrılarında, karın bölgesine masajla uygulanarak ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur. Pişiklere çok iyi gelir. Ayrıca cilt temizliğinde de kullanılabilir.
90
Hindistan cevizi yağı: Saç bakımının vazgeçilmezlerinden olan bu yağ, kuruluk ve kepek sorunu yaşayanlarda saç derisine uygulanarak kullanılabilir. Saç köklerini güçlendirir, saçlara parlaklık verir, kırıkları azaltır ve saçı güçlendirir.
Portakal Yağı: Portakal deyince aklınıza eminim ilk gelen şey selülitler olmuştur. Portakal yağıyla selülitli bölgelere yapılan masaj, portakal kabuğu görünümünün giderilmesine yardımcı olur. Kuru ve hassas ciltler için iyi bir nemlendiricidir. Sivilce ve akneler için de kullanılabilir. Cildi sıkılaştırır, canlı bir görünüm kazandırır.
Kakao yağı: Bilmeyen yoktur, kakao yağı cilde mükemmel bir kalıcı bronzluk kazandırır. Ayrıca hamilelik sırasında oluşan çatlaklarla savaşır. Dudak çatlakları için de kullanılabilir. İçerdiği E vitamini ile cildi nemlendirir, cilt bozukluklarının, pütürlü görünümün giderilmesine yardımcı olur.
Çörek otu yağı: Hassas ciltler için iyi bir nemlendiricidir. Kuruluk ve kepek sorunu olan saç diplerini güzelce nemlendirir, yağ dengesini düzenler. Uzun süreli kullanımda, beyazlamış saçların kendi renginde çıkmasına yardımcıdır. Kuru ve egzamalı ciltlere çok faydalıdır.


0 yorum

Cilt Bakım Rutinim

Gerek instagram, gerek mail, gerekse twitter üzerinden sürekli neler kullanıyorsun, ürünleri nereden alıyorsun, ne önerirsin gibi sorular geliyor. Şimdiye kadar yazdığım yazılarda genellikle kendi rutinimden pek bahsetmemiştim. Benden abartısız 80-90 kere istenmiş olan bu yazıyı yazayım, hem fikir verir hem de herkese tek tek anlatmak zorunda kalmam diye düşündüm. Cildimin karmadan yağlıya dönük olduğunu ve nadiren tek tük çıkanları saymazsak akne sorunu yaşamadığımı da baştan belirteyim.

Cildime, özellikle de yüzüme eczaneden alınmamış ürünleri değdirmemeye çalışıyorum. Paraben konusuna çok takık değilim ama dermokozmetik olması, sadece eczanelerde satılması benim için tek kural. Gratis, Watsons, Boyner gibi yerlerde satılan markalar da belki içerik olarak iyidir, hatta fiyatları daha uygun olabilir ama benim bu konudaki tek adresim eczane, tek danıştığım kişi de eczacı ve dermatoloji hocalarım. Okulumdan dolayı da içerik okuma ve bana neyin iyi geleceğini bilme açısından avantajlıyım.



1-Makyaj Temizleme: Cilt bakımına öncelikle makyajımı temizleyerek başlıyorum. Buna şaşıracaksınız ama, göz makyajımı pamuklarla sürte sürte silmek yerine Dalin bebe şampuanı ile yıkıyorum. Avucunuza alıp köpürttüğünüz fındık büyüklüğünde miktardaki şampuanla gözlerinizi açık veya kapalıyken ovduktan sonra ılık suyla yıkadığınız makyaj tamamen yok oluyor. Dalin göz yakmadığı için, aynadan bakarak rahatça temizliyorum. Aynı zamanda lens kullandığım için bana kirpik diplerini temizlemem amacıyla hocamın önerisiydi bu. Onu uygularken makyajı da temizlediğini fark ettim. İltihaptan, arpacıktan, allerjiden de sizi koruyor ve kolluyor :)

Eğer özel bir gün için ağır makyaj yapmışsam, kapatıcı vs sürmüşsem Bioderma Sensibio H2O misel solüsyonu pamuğa damlatarak hafifçe yüzümü temizliyorum.


2-Yıkama: Yüzümü yaklaşık 2,5 yıldır Bioderma Sebium Yüz Yıkama Jeli ile yıkıyorum. Yüz yıkama fırçasına (watsonslardan 3-4 liraya edinebilirsiniz) az miktar sıkıp köpürterek foşur foşur, çok bastırmadan yıkıyorum ve ılık suyla yıkıyorum yüzümü. Ürünü tamamen temizledikten sonra bir kere de soğuk suyla yıkayarak kan dolaşımımın hızlanmasını sağlıyorum.


3-Peeling: Haftada 2 kere, Darphin'in Mild Aroma Peeling'ini uyguluyorum. Bu bildiğimiz peelinglerden biraz farklı. İçinde tanecikler falan yok, sulu sulu yıkayarak sürte sürte yapılanlardan değil. Bunu hafif nemli cildinize ince bir tabaka yaydıktan sonra, maske gibi 10 dakika bekliyorsunuz. Sonra da elinizle ileri geri, yuvarlak hareketlerle soyuyorsunuz. Silgi tozu gibi ölü deriler dökülüyor. Hem uygulaması çok zevkli, hem de sonrasında ipek gibi yapıyor cildi.


4-Nemlendirici: Darphin'in Hydraskin Light yüz nemlendiricisini kullanıyorum. Az miktarda alıp masaj yaparak yüzüme uyguluyorum. 1 yıla yakın süredir kullanıyorum ve bence mü-kem-mel bir krem. Tek sıkıntısı kavanozda olduğu için çok steril olmayabiliyor, kavanoz formundaki ürünleri kullanmadan önce ellerinizi iyice yıkamanızı öneririm. Bu kremi makyajımdan önce baz olarak da kullanıyorum. Zaten fondöten falan hayatta kullanmam, krem emildikten sonra üstüne transparan pudra sürüp çıkarım genelde.

Eğer cildimde tek tük akne çıkmışsa, hemmen Bioderma Sebium Serum ve üzerine Sebium Global nemlendirici rutinine dönüyorum. Bunu 1 haftada 2-3 gün uygulayınca akne falan kalmıyor genelde zaten. Yağlanma sorunu da hemen çözülüyor.

Tatildeysem ve güneşe çıkacaksam da Bioderma Photoderm Max SPF 50 yüz nemlendiricisini kullanıyorum.


5-Göz Çevresi Kremi: Bioderma Sensibio Eye Contour Gel'i göz çevreme uyguluyorum. 15-20 ml miktarda, ince uzun tüpte satılan bir krem. Bu nedenle kullanımı oldukça kolay, istediğiniz miktarda sıkabiliyorsunuz. Göz çevresini çok iyi nemlendiriyor, makyaja da iyi hazırlıyor. Göz altındaki torbalanmayı ve şişlikleri indirmeye yardımcı oluyor. Benim gibi uyku düzeni saçma sapan olan insanlara önerimdir.


6-Dudak nemlendiricisi: Çok dudak nemlendiricim var ama düzenli kullandığım 3 tane:

1.si Blistex Lip Relief Cream. Krem formdaki bu ürünü sıkarak dudaklarıma elimle yediriyorum. Bunu dudaklarım çatlamışsa, yarılmışsa geceden uyguluyorum ve gece boyunca onarıyor, sabaha çatlak falan kalmıyor.
2.si ise Burt's Bees bal özlü dudak balmı. Bunu günlük olarak kullanıyorum yaz kış. Sürekli elimde. Zaten ruj sürmeyi çok fazla sevmem. Aklıma geldikçe bunu sürüyorum. Çantada, arabada, okul dolabımda, önlük cebimde, evde her yerde birer tane var. Unutmamak için, dudaklar önemli. Kıps :) ahahah
3.sü ise Panthenol Lip Balm. Bunu genellikle yaz ayları güneşe çıkmadan önce kullanıyorum çünkü SPF 15 içeriyor. İçinde Dexpanthenol var ve cilde çok iyi gelen bir maddedir kendisi. (Bu maddeyi içeren yine aynı markanın vücut losyonları da favorim.) Eczanelerde bulabilirsiniz.


7-Sprey: Sıcaklardan bunaldığımda, makyajı sabitlemek için veya sürdüğüm nemlendirici daha iyi emilsin diye zırt pırt Institut Esthederm'in Eau Cellulare Spray'ini sıkıyorum suratıma. Bu bildiğiniz termal su gibi bir şey. Bahsettiğim üç amaç için de kullanılabiliyor. Hücre yenileyici özelliği var, cildi yumuşacık yapıyor ve ferahlatıyor.

8-El Kremi: Dove Purely Pampering el kremini kullanıyorum. İçerisinde shea yağı var ve mis gibi vanilya kokuyor. Gün içinde hastanede ellerimi sürekli yıkayıp alkollediğim için biraz kuruluk hissediyorum. Onun dışında elleri çok kuruyan biri değilimdir, zaten klavye ile sürekli işim olduğundan yapış yapış elleri hiç sevmiyorum. Denediklerim arasında en kolay emilen bunun olduğunu fark ettim ve memnunum 2 aydır. Dermokozmetik kuralımı sadece ellerim için bozdum ama çok da sorun değil eller :)


9-Vücut Losyonu: Yaz kış demeden Bioderma Atoderm Vücut Losyonu'nu kullanıyorum. Süt kıvamında, rahatça uygulanıyor ve hemen emiliyor. Eğer acelem varsa Nivea Duşta Vücut Kremi'nin deniz mineralli olanını kullanıyorum. Oldukça pratik oluyor.

Kış aylarında çok kuruluk hissediyorsam banyo sonrası Johnson's Baby Yağ kullanıyorum. Petrol ürünü olduğu için çok tercih etmiyorum ama çok kuru bölgelerin en güzel ilacı vazelin. Sürekli kullanmamak şartıyla.


Not: Bunların dışında bana en çok gelen sorulardan biri de Bepanthen'in yüz nemlendiricisi olarak kullanımı. Bepanthen favori merhemlerimizdendir, yanığa, pişiğe, yaraya her şeye iyi gelir fakat ben yüzüme hiç kullanmam ve kullanan hastalardan da uzun vadede yüzde tüylenme yaptığını duydum. O yüzden rutininize sokmanızı tavsiye etmiyorum, endikasyon dışına çıkmayalım :)

Benim cilt bakım rutinim bu şekilde. Fark ettim ki amma şey kullanıyormuşum. Ama hayatımda ergenlik de dahil hiç akne problemi yaşamamış olmamın, sabahları yağlanmış ciltle uyanmamamın, gün içinde parlama yaşamamamın sırrı bunlar.

Uyarı: Bunlar benim cildime uyan ürünlerdir. Kullanmadan önce mutlaka dermatologunuza danışın. Her cildin hassasiyeti, ihtiyaçları, ürünlere vereceği tepki farklıdır ve ne alıyorsanız alın, eczaneden alın. Cildiniz hayatınız boyunca sadece bir kere sahip olabileceğiniz ve iyi bakmanız gereken yegane giysinizdir.



0 yorum

Ellere 5 Adımda Kış Bakımı

Ellerimiz şüphesiz en çok görünen, en çok kullandığımız uzuvlarımız. Yüz bakımı ve makyaj için tonlarca para harcıyorken, ihmal etmeyip özen gösteriyorken kimi zaman ellerimizi unutabiliyoruz. Fakat eller de kendine has bir bakımı hakediyor.


Kış aylarında rüzgar, yağmur, toz toprak derken ellerin daha çok yıprandığı su götürmez bir gerçek. Gerek yeteri kadar havalandırılmadığı için ev içerisinde, gerekse sürekli eldiven veya cepler içinde kaldığından dışarıda eller oldukça zarar görüyor ve nemini yitirebiliyor.


Bu yazıda, kış aylarında kurutmadan, hırpalamadan, nasıl yumuşacık ve bakımlı ellere kavuşabileceğimizden bahsedeceğim.


1-Peeling: Peeling denince akla ilk önce yüz ve vücut geliyor fakat eller de düzenli peelingi hakediyor. Haftada 1 kere ölü derileri atmak, elleri hem yumuşatıyor, hem de alttaki canlı deriyi ortaya çıkarıyor. Fakat iri tanecikli peelinglerdense, ellere ve tırnaklara özel üretilmiş peelinglerin kullanılmasında fayda var. Piyasada bu konuda özelleşmiş çok fazla ürün olmadığından dilerseniz kendi peelinginizi evdeki malzemelerle yapabilirsiniz. Fincanın dibinde kalan kahve telvesini bir tatlı kaşığı zeytinyağı ile karıştırarak ellerinizi nazikçe ovup duruladıktan sonra pamuk gibi ellere kavuşabilirsiniz.




2-Temizleme ve Arındırma: Ellerinizi çok soğuk veya çok sıcak sular kurutacaktır. Ilık suyla durulamalısınız. Ayrıca kış aylarında ellerinizi kurutmayan sabunlar tercih etmenizde fayda var. Bunun için kremli veya zeytinyağlı sabunları kullanmanız uygun olacaktır. Sterilizasyon açısından sıvı sabunlar öncelikli tercihiniz olmalıdır. Anti bakteriyel sabunlar cildin florasını bozabileceğinden uzun süre kullanımları sakıncalı olabilir. Ayrıca yıkadıktan sonra ellerinizi limon suyu veya gül suyu ile ovarsanız daha temiz, mis kokulu ellere sahip olabilirsiniz.

3-Nemlendirme: Ellere uygun nemlendiriciyi bulmak en önemlisi. Fazla yağlı ve zor emilen nemlendiriciler en sık kullanılan uzuvlar olan eller için pek uygun değil. Mümkün olduğunca tırnaklar için de uygun olan ve çabuk emilen nemlendiricileri gündüzleri tercih etmelisiniz. Dilerseniz geceleri zeytinyağı, argan yağı gibi doğal nemlendiriciler uygulayıp ellerinize pamuklu eldivenler geçirdikten sonra sabah yumuşacık ellere sahip olabilirsiniz.

4-Güneş Koruması: Güneşin zararlı ışınlarına kış aylarında da maruz kalıyoruz ve fotoyaşlanmanın etkileri ellerimizde deride kırışmalar, sarkmalar olarak kendini gösteriyor. Dışarı çıkmadan 15 dakika önce güneş koruma faktörlü bir el kremi uygulamak faydalı olacaktır.

5-Manikür: Ellerinize manikür yapmayı kışın da ihmal etmemelisiniz. Kış aylarında eller eldiven ve cep içlerinde çok sık kaldığı için havalanma şansı azalıyor. Bu nedenle haftanın en az 2 günü ellerinizi ojesiz bırakıp havalanmasına fırsat vermekte fayda var. 


0 yorum

Güzel Bir Görünümün Olmazsa Olmazı: Bembeyaz Dişler

Tonlarca para dökülen kremler, cilt bakımları, rujlar, kalemler... Cildimizde kusurlu olan her yeri makyaj hileleriyle kapatabiliyoruz, dişler hariç! Mükemmel görünmenin, bir gülüşle karşınızdakini etkilemenin yolu ışıl ışıl parlayan, bembeyaz dişlere sahip olmaktan geçiyor. Peki mükemmel dişlere sahip olmak için ne yapmalı, nelerden kaçınmalı, nelere dikkat etmeli?

Öncelikle dişleri sarartan unsurlara değinelim;

-Gün içerisinde çay ve kahvenin aşırı tüketimi dişlere oldukça zarar veriyor.

-Asitli içecekler, özellikle kola, diş minelerini zedeleyebiliyor.

-Bilindiği üzere, sigara kullanımı da dişleri oldukça sarartıyor.


Elbette öncelikle bu 3 maddeden uzak durmak gerekiyor. Peki bembeyaz dişlere sahip olmak için püf noktaları neler?

-Dişlerinizi ve sabah kalktğınıza ve gece yatarken mutlaka fırçalamalısınız. Karbonat içeren, ekstra beyazlatıcı diş macunlarını piyasada kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca diş ipi de kullanmanız da fayda var.

-Çoğunlukla atlanır ve dayanması zordur ama; dilinizi de mutlaka fırçalayıp üzerindeki plak tabakasını atmalısınız. Dilinizi fırçalamadan tam anlamıyla ferah bir nefese kavuşamazsınız.

-Yemekten kalktıktan hemen sonra dişlerinizi fırçalamak diş minelerinize zarar verebilir. En az 1 saat geçmesini beklemelisiniz.

-Elma, havuç, çilek, kereviz gibi yerken dişleri temizleyen ve aynı zamanda beyazlatan besinler tüketebilirsiniz.

-Haftada 2 kez olmak üzere diş fırçanıza karbonat döküp dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.

-Sabahları elma sirkesi ile gargara yapabilirsiniz. Elma sirkesi beyazlatıcı özelliği yanında, karbonat ile karışırılırsa diş macunu özelliği kazanır.

-Portakal kabuğunun beyaz kısmı ile dişlerinize hafifçe masaj yapıp beyazlamalarını sağlayabilirsiniz.

-Yarım çay bardağı suyun içerisine bir kaç kaşığı karbonat ekleyerek evde kendi ağız gargaranızı yapabilir, plak ve çürük oluşumundan korunabilirsiniz.


Bembeyaz dişlerin yanında, ferah bir nefes de olmazsa olmaz. Nefesimizi verip koklamaya çalışırsak kötü bir koku varsa bile anlayamayız. Çünkü nefes kokumuz hep bizimle olduğu için burnumuza garip gelmez. Nefesinizin gerçek kokusunu öğrenmek için, dilinizle elinizi yalayın ve sonra koklayın.

Eğer kötü bir nefes kokunuz varsa ve diş fırçalayamayacak bir ortamdaysanız, mutlaka yanınızda naneli ağız spreyleri, sakız veya karanfil taşıyın.








0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI