işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bu güzel havalar sizi de mahvetmesin

Mevsim geçişleri artık eskisi kadar belirgin değil. Havalar beklenmedik şekilde bir günden diğerine değişiyor; pırıl pırıl güneşli günler soğuk akşamlarla sonlanıyor. Bu değişime ayak uydurabilmek ve enerjinizi yüksek tutmak için Bioritm Güzellik Enstitüsü’nün önerilerine kulak verin.

Mevsimler arasında eskisine kıyasla ne kadar belirsiz bir fark olduğu herkesin dikkatini çekmiştir. Havalar beklenmedik bir şekilde bir günden diğerine değişiyor; güneşin parıldadığı ılık günler soğuk akşamlarla sonlanıyor. Vücudumuz da elbette ki bu değişimden etkileniyor. Üstelik baharın kapıda olduğu bugünlerde, bahar rehavetine kapılabiliyor, zaman zaman depresif haller içine girebiliyoruz. Bioritm Güzellik Enstitüsü, bu değişimlere ayak uydurabilmemiz, her daim enerjik ve mutlu kalabilmemiz için basit ve keyifli öneriler sunuyor.

33 dakikada daha fit, daha zinde, daha mutlu
Biodream incelmeyi kolaylaştıran bir uygulama. Ancak Biodream’i diğer yöntemlerden ayıran en önemli meziyeti kişinin hayat kalitesini de yükseltmesi. Biodream sisteminde solaryuma benzer bir yatakta şeffaf film ile sarılarak yatılıyor. Işıklar belli bir senkronda yanıp sönerek renk değiştiriyor; böylelikle kişinin nefesi ritme sokuluyor. Doğru nefes alışveriş kendinizi iyi hissettiriyor, terleme ile vücuttaki toksinler atılıyor, böylece incelme kolaylaşıyor. Seansı bitirip duş aldıktan sonra yüzünüze bir gülümseme yerleşiyor, kendinizi hafif ve taze hissediyorsunuz. Yalnızca 33 dakika süren uygulama ile ayrıca dokuların kalitesi artıyor, vücut daha sıkı ve dinç hale geliyor. Biodream ayrıca uykuyu düzenliyor, yaratıcılığın çoğalmasını ve refleks artışını sağlıyor. Konsanstrasyon, hafıza ve öğrenme kapasitesini yükselten Biodream, birden çok şeyi aynı anda yapabilme becerisini de geliştiriyor. Biodream’in son özelliği se dokuların kalitesini artırarak daha genç görünmeyi sağlaması.

Enerji, dinginlik ve sağlık için kendinizi şımartın
Natura Bisse’nin mineral taşlar ile yapılan Neuro Aroma Masajı, tarih öncesi Meksika halkının kullandığı ve halen geleneksel bir tedavi olan obsidyen minerallerini vücudunuzun hizmetine sunuyor. Masaj sırasında obsidyen ve mermerin sıcak ve soğuk kombininin tedavi edici özelliklerinden yararlanılıyor. El yapımı bu taşlar, terapistin ellerinin bir uzantısıymış gibi masajın etkisini artırıyor. Masaj ile vücudun enerji akışı düzenleniyor, cilt toksinlerden arınıyor, dolaşım gelişiyor. Vücuda dinginlik ve sağlık kazandıran Neuro Aroma Masajı, egzama, selülit, migren ve stres için ideal bir tedavi edici olma özelliği taşıyor.

0 yorum

Yaz tatiliniz sağlığınızı bozmasın

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte tatil planları yapılıyor, erken rezervasyon indirimlerinden yararlanılmaya çalışıyor. Peki konaklama alanı seçerken sağlık tarafında nelere dikkat ediliyor?

Prof. Dr. Yonca Tabak özellikle astım hastalarının yaz aylarını nasıl geçirmeleri ve tatil alanlarının nasıl olması gerektiğine değiniyor. “Halı kaplı otel odaları ve klorlu havuzlar astımı tetikliyor.” diyen Tabak, yapılması ve yapılmaması gerekenleri sıralıyor.

Tatil yeri seçiminde erken rezervasyon imkanları, bütçeye uygunluk, konfor, denize ve şehir merkezine uzaklık gibi etkenler ön planda olurken, sağlık konusu geri planda kalıyor. Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, astımlı kişilerin, özellikle de astımlı çocukların yaz tatillerini sorunsuz geçirebilmeleri için ipuçları veriyor.

Konaklama Alanlarının Seçilmesi

Kısa süreliğine de olsa evimiz olarak kullanacağımız konaklama alanları, tatilin başrol oyuncusu oluyor. Bu yüzden en dikkat edilmesi gereken konunun, bu alanların seçimi olduğunu belirten Tabak, “Özellikle astımlı çocukların %90’ının ev tozuna karşı alerjisi var. Tozun da en çok halıda biriktiğini göz önünde bulundurursak, konaklama yapılacak mekanın halı kaplı olmamasına özen gösterilmeli.” diyor.
Astımlı kişilerin özel eşyalarını da tatile yanında getirmesinin önemli olduğunu söyleyen Tabak, anti alerjik yatak kılıfı gibi özel eşyaların kullanımına tatil süresince devam edilmesinin, olası olumsuz durumları engelleyeceğini belirtiyor.

Havuz mu? Deniz mi?

Yaz aylarında serinlemenin en doğal yolu olan suyla temasta da dikkatli olunmasının gerekliliğine değinen Prof. Dr. Yonca Tabak, astımlı kişilerin havuza mesafeli olmasının önemli olduğunu söylüyor. “Havuz temizliğinde kullanılan yüksek miktardaki klor, sıcak havada buharlaşarak solunum sistemine ulaşıyor. Bu da vücutta kimyasal bir ürünün solunmasına benzer etki yaratıyor. Deniz suyunun ise sinüsleri temizleme ve burnu açma özelliği bulunuyor” diyen Tabak, astımlı kişiler için deniz suyunun daha sağlıklı olduğunun altını çiziyor.
Tabak, ayrıca deniz suyunun sinüsleri açmasıyla kış aylarında daha az astım alevlenmesi yaşanacağını ve kışa daha hazır girileceğini sözlerine ekliyor.

Prof. Dr. Yonca Tabak
Yeme İçmeye Dikkat!

Astımlı her 10 çocuktan 8’inde reflü bulunduğuna dikkat çeken Tabak, bunların çoğunun “sessiz” reflü olduğunu ve tüketilen abur cuburlar ile astımı da tetiklediğini belirtiyor. Bu anlamda özellikle yaz aylarında tüketilen buzlu ve gazlı içeceğin yanı sıra, kızartma, ketçap, çikolata ve kakaolu gıdalardan da uzak durmanın çok doğru bir hareket olacağını söyleyen Prof. Dr. Yonca Tabak, yatmadan 2 saat önce meyve tüketimine son verilmesi gerektiğini aktarıyor.

Gün içinde alınan toksinlerden arınmanın en doğal yolunun ise bol bol su tüketmek olduğuna değinen Tabak’ın özellikle değindiği konu ise özenli davranmak. “Tatil diyerek ilaç kullanımını ve düzenli hayatı bozmamak gerekiyor. Astım ilaçlarının kullanımının tamamen kesilmesi gibi durumlar, keyifli tatili ciddi bir tehlikeye dönüştürebilir.”


0 yorum

Güneşten Korunmak için 30 Dakika Erken Davranın

Güneşin zararlı etkileri herkes tarafından biliniyor ve cildi bu zararlı etkilerden yaz – kış korumak gerekiyor. 

Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Doktor Figen Akın, güneşe çıkmadan 30 dakika önce mutlaka hem UVB hem de UVA’dan koruyan ürünler kullanılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Akın, “Güneş ışınlarının cildi kurutucu etkilerini azaltmak için cilt tipinize uygun koruyucular kullanılmalı, sabah-akşam düzenli olarak nemlendirici sürülmeli, cilt nemini arttırmak için bol su tüketilmeli (günde en az 6-8 bardak), A, C ve E vitamininden, omega-3’den zengin beslenilmelidir” diyor.

Yaz döneminde yüksek sıcaklık ve güçlü güneş ışınlarına maruz kalarak kuruyan cilde daha çok özen göstermek ve güneşin zararlı ışınlarından korunmak gerekiyor. Güneşten koruyucuların etkili olabilmesi için güneşe çıkılmadan 30 dakika önce güneş görecek bölgelere uygulanması gerektiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Doktor Figen Akın, “Güneş koruyucu seçilirken cilt tipine uygun ürünler tercih edilmelidir. Kişinin yanmadan güneşte kalabileceği süreyi ifade eden SPF miktarı yani koruma faktörü açık tenlilerde en az 50 olmalıdır ve bu ürünler mutlaka güneşe maruz kalınmadan yarım saat önce cilde uygulanmalıdır” diyor. Akın, güneş koruyucu ürünlerin kullanım ömrünün 1 yıl olduğuna da dikkat çekiyor.

Yağlı ciltlere losyon, kuru ciltlere krem uygulanmalı
Güneşten koruyucu ürünlerin cilt tipine uygun olmasının önemine vurgu yapan Dr. Figen Akın, “Yağlı ciltlerde losyon, kuru ciltlerde ise krem formları tercih edilmelidir. SPF miktarı ise ten renginin açıklığına ya da koyuluğuna göre belirlenmelidir. Suya dayanıklı ürünler kullanılarak 3 – 4 saatte bir kullanım tekrarlanmalıdır ancak bu ürünlerin siyah nokta ve akne yapıcı etkileri olabildiğinden aşırı kullanımdan kaçınılmalıdır. Güneşten koruyucu ürünlerin paraben (koruyucu kimyasal) içermemesine de özellikle dikkat edilmelidir” diyor.

Çocuklarda ciltte tabaka oluşturan fiziksel güneş koruyucular tercih edilmeli
Akın, “Ciltte bir tabaka oluşturan ‘fiziksel güneş koruyucular’ olarak adlandırdığımız koruyucular sistemik olarak emilmezler ve güneş ışığını yansıtarak etki yaparlar. Bu nedenle çocuklarda fiziksel güneş koruyucular kullanılmalıdır” diyor. Çocuklar için geniş bir yüzeye etki eden renksiz sprey formların kullanılması gerektiğini de belirten Akın, parfüm ve paraben içermemesine de dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

Deri Hastalıkları Uzmanı Doktor Figen Akın, yetişkinlerde ve çocuklarda güneşe bağlı cilt kuruluklarında yoğun nemlendiricilerin (üre ve lipoik asit vb. içeren) güneşe çıkılmadan önce ve su ile temastan sonra kullanılması gerektiği konusunda uyarıyor. Akın, “Güneşe maruziyet sonrası basit bir kızarıklık meydana gelmişse cilde soğuk kompresler, epitelizan kremler ve nemlendiriciler kullanılması uygundur. Eğer ciltte kızarıklık aşırı ise, su toplamaları gibi şiddetli reaksiyonlar varsa mutlaka dermatoloğa başvurulmalıdır” diyor.

0 yorum

Saçlarınızdaki Hızlı Değişimleri Dikkate Alın!

Kim sağlıklı ve gür saçlara sahip olmak istemez ki? Günlük hayatın yoğunluğu içerisinde saçlarımızı ne derece dış etkenlerden koruyor ve doğru uygulamalar yapıyoruz? Zamanla saçlarda meydana gelen deformasyonlar, hastalıklar ve sonrasında saç dökülmeleri nedenlerinden ne kadar haberdarız? Kısacası saçlarımız bize neler anlatıyor?

Hisar İntercontinental Hospital Dermatoloji Uzm. Dr. Funda Ataman ile saç kayıplarının nedenleri ve nasıl önlem alınabileceğini konuştuk.

Normal şartlarda her insanda günlük saç kaybı sayısının ortalama 100 olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Ataman; ‘Erkeklerde özellikle genetik faktörlerin de etkisiyle yaş ilerledikçe saçlar daha belirgin olarak azalır.

Saç ve saçlı deri; cinsiyete, yaşa, ırka, iklime göre farklı özellikler gösterir. Örneğin; ergenlikte saç yağlanır, gebelikte gürleşir, doğumdan sonra dökülür. Bunlar saç kayıplarına neden olan fizyolojik sebeplerdir. Bir de fizyolojik olmayan, yaşam biçimimizden ve yanlış uygulamalardan kaynaklanan saç kayıpları vardır.’ açıklamasında bulundu.

Neler saç kaybına neden olur?

• Yoğun stres ve özellikle bu strese dayalı ortaya çıkan halk arasında saç kıran olarak bilinen Alopesi,
• Hava kirliliği,
• Sigara ve alkol tüketimi,
• Hareketten uzak durağan yaşam,
• Yeterli uyumama,
• Kemoterapi ilaçları başta olmak üzere bazı ilaçlar,
• Ağır enfeksiyonlar,
• Egzama,
• Sedef,
• Büyük ameliyatlar,
• Zehirlenmeler,
• Beslenme bozuklukları,
• Hormonal dengesizlikler,
• Ağır böbrek ve karaciğer yetmezlikleri,
• Vitamin eksiklikleri,
• Liken planus gibi sinirsel deri deformasyonu yapan hastalıklar,
• Özellikle çocuklarda görülebilen mantar hastalığı,
• Mide barsak sisteminde olan kanamalar ya da kadınlarda görülen jinekolojik ağır kanamalar saç kaybına neden olabilir. Bu yüzden saçlarınızda meydana gelen kızarma, yağ dengesi bozuklukları ve dökülmeleri dikkate alın.

Normal şartlarda her insanda günlük saç kaybı sayısının ortalama 100 olduğunu dile getiren uzmanlar ‘Erkeklerde özellikle genetik faktörlerin de etkisiyle yaş ilerledikçe saçlar daha belirgin olarak azalır diyorlar.

Saç Kayıpları Önlenebilir!

• Basit saç kepeklenmeleri için selenyum sülfit, çinko prition, katran, kükürt gibi maddeleri içeren şampuanlar kullanın.
• Saç kaybının nedenine yönelik; demir, çinko, biotin içeren ilaçlar ve saç tipine uygun medikal şampuanlar losyonlar kullanın.
• Saçınızı çok sıcak suyla yıkamayın.
• Banyo sonrası saçınızı ıslak bırakmayın; ancak aşırı sıcak havayla da kurutmayın.
• Saçlarınızı her gün yıkamayın. Bu saçta aşırı yağlanmaya veya aşırı kurumaya sebep olabilir.
• Saçınızı taç ve tokalarla çok sıkı ve gergin toplamayın.
• Yapılan yanlış ve yoğun diyetler telafisi mümkün olamayacak saç kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle diyet yapmaya karar verdiyseniz beslenme uzmanından destek alın.
• Yoğun stresten uzak kalarak beslenmenize ve uyku düzeninize dikkat edin.

0 yorum

Daha iyi bir vücuda sahip olmanın 10 yolu

Sürekli aynanın önünde durup mükemmel vücuda sahip olmak için hayal kuranlardan mısınız? Fakat yapabileceğiniz bir çok şey varken neden orada oturup hayal kurmakla yetiniyorsunuz? Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, size daha iyi bir vücuda sahip olmanın 10 yolunu gösteriyor:

VÜCUDUNUZLA TEKRAR İLETİŞİM KURUN: 
Aynanın karşısına geçin ve genel vücut proporsiyonunuzu değerlendirin. (Omuz ve kalça yükseklikleri, kafanızın gövdenizin orta hattında bulunup bulunmadığı gibi detaylar kısaca simetri önemlidir.) Yoga veya germe yaparken vücudunuzun nasıl çalıştığını anlayın. Bu aktiviteler sırasında vücut sıvılarınızı nasıl harekete geçtiğini öğrenin.

EVDE KASLARINIZI ÇALIŞTIRIN: 
Basitçe kendi vücut ağırlığınız ile yaptığınız egzersizler daha iyi bir vücuda sahip olmanızı sağlar. Push-up, squat, karın ve sırt kuvvetlenme gibi egzersizleri evde kolaylıkla yapabilirsiniz. Hafta 2 veya 3 olmak üzere 10-20 tekrar / 3 set olarak egzersizleri yapın.

KARDİO ANTRENMANI YAPMAYI UNUTMAYIN: 
Eğer gerçekten vücudunuzu şekillendirmekte kararlı iseniz egzersiz programınız haftada 3 ila 5 kere, 30-60 dakikalık bir aralıkta orta seviyede aerobik (solunumu hızlandırarak dokulara daha fazla oksijen gitmesini sağlayan) egzersiz içermek zorundadır. Vücudunuzun yeniden şekillenmesi ve esnekliği için egzersizlerin öncesi ve sonrasında germe yapılmalıdır. Joging, yüzme, bisiklet, tenis veya squash gibi aktiviteleri deneyin.

NE YERSEN OSUN: 
Bu cümle oldukça gerçekçidir. Eğer hedefiniz sıkı, fit ve mükemmel görünmekse dürüstçe söylemem gerekirse hergün ağzınıza ne koyduğunuzun farkında olmalısınız. Tabi ki kendinizi kontrol altında tutarken egzersizler sırasında ve günlük yaşantınızda size yeterli seviyede enerji sağlayacak yiyecekleri tüketmeniz gereklidir. Fakat etkisi hızlı geçen, fazla vaatlerde bulunan moda diyetlerden kaçınmanızda fayda var. Vücudunuzun içerden de dışarıdan göründüğü kadar mükemmel olması gereklidir.

KENDİ VÜCUT TİPİNİZE GÖRE KIYAFETLER SEÇİN: 
Genelde vücudumuzu beğenmediğimiz zamanlar, bol, iddiasız, salaş kıyafetler giymeye eğilimliyizdir. Güzel kıyafetler seçmek için kilo verene kadar bekleriz. Fakat neden? Şu an iyi hissetmeniz önemlidir, kendinize vücut ölçülerinize göre etkileyici kıyafetler seçin. Kendinizi yenilenmiş ve motive hissetmek için fit kıyafetler edinin.

VÜCUDUNUZU BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİN: 
Birçoğumuz vücudumuzu bölgesel olarak yargılarız. Bacaklarım çok kalın, dudaklarım çok ince, göğüslerim çok küçük… Bedeninizi sadece negatif gördüğünüz tarafları ile değil bir bütün olarak değerlerin. Vücudunuzun beğendiğiniz kısımlarını ortaya çıkaracak kıyafetler seçin.

POZİTİF OLUN: 
Vücudunuzun nasıl göründüğü daha çok algıya dayanır. Eğer vücudunuzun iyi olmadığını düşünerek yürüyor iseniz vücudunuz ve postürünüz bunu yansıtır. O yüzden her sabah evden bir gülümseme ile ayrılın ve en iyi tavrınızı takının. Duruşunuz ve tavrınız görünüşünüzü belirler. Yürürken ve ayakta dururken kendinize güvenli bir tavır sergileyin. Vücudunuzun bu şekilde daha farklı göründüğünü çok geçmeden fark edeceksiniz.

KENDİNİZİ ŞIMARTIN: 
Eğer vücudunuzu şekle sokmak için hergün antrenman yapmayı başardıysanız, gidin ve kendinize bütün stresinizi ve gerginliğinizi azaltacak bir masaj hediye edin. Eğer masaj konusunda fanatik değilseniz, küvetinizi doldurun ve suyun rahatlatıcı etkisinin tadını çıkarın.

VÜCUDUNUZ TEK VE EMSALSİZ VE TABİÎ Kİ SİZ DE: 
Her insanın başka bir genetik yapı, vücut şekli ve ölçüsü ile doğduğunu hatırlayın. Sizin vücudunuz da benzersiz.

İLERLEMEYİ TAKİP EDİN: 
Bu süre içinde vücudunuzdaki gelişmeleri takip etmenizi öneririm. İlk halinizin fotoğrafını çekin, yağ yüzdenizi, bedeninizi, egzersizleri yapma süre ve sayınızı bir yerlere not edin ve her ay karşılaştırın. Böylelikle doğru yapıp yapmadığınız şeyleri değerlendirme fırsatınız olur.

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI