işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
yaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yaz Aylarında Sıvı Tüketimi

Vücudumuzun her daim sıvıya ihtiyacı var, yaz aylarında ise sıcak havalar ve terleme ile kaybedilen sıvının artışıyla birlikte bu ihtiyaç daha da artıyor.


Kalbimizden pompalanan kanın ortalama %20'si böbreklerimize gelir ve böbrekler kanı filtre ederek vücudun sıvı-tuz dengesini düzenler. Sıvı alımını azaltırsak böbreklerimize giden kan miktarı azalacak, böbrek kılcallarının basıncı yükselecek ve hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar gibi pek çok sorun baş gösterecektir.


Günde ortalama 2500 mililitre kaybımız vardır. Bunun 1500'ü böbreklerden idrar ile, 500'ü deriden ter ile, 300'ü barsaklardan dışkı ile ve 300'ü de solunum yoluyla su buharı olarak kaybedilir.


Bu nedenledir ki günlük sıvı alımımızın en az 2-2,5 litre olması, kaybımızı yerine koymak açısından hayati önem taşır. Yaz aylarında ise bu miktarı, eğer herhangi bir kardiyovasküler hastalığımız yoksa, 3 litre civarına yükseltmek faydalı olacaktır.


Peki sıvı tüketimi yalnızca sudan mı ibaret? Elbette hayır. Aldığımız sıvının en az 1,5 litresi su olmak üzere toplamda 3 litre sıvı tüketmemiz gerekmektedir. Fakat günlük sıvı alımını artırmak amacıyla tükettiğimiz çay, kahve, alkol gibi içecekler diüretik etkileriyle daha çok sıvı kaybettirici etkileri olduğundan vücuda uzun vadede hiçbir fayda sağlamazlar. Yani bir günde 3 litre çay tüketip günlük sıvı ihtiyacınızı karşıladığınızı düşünmek çok yanlıştır.


Yaz meyvelerine gelecek olursak, özellikle karpuz, %95'i sudan ibaret bir besin olduğundan oldukça faydalıdır fakat fazla tüketimi de meyve şekeri(fruktoz)nin fazla alımına sebep olur ve vücutta direkt olarak yağ şeklinde depolanır. 'Nasılsa hafif' diyerek yaz aylarında 1 öğünü koca dilim karpuzlarla doldurmaya çalışmak yapılan en büyük hatalardan biridir.




Meyve suları da yaz aylarında sık tercih ettiğimiz sıvılardan. Fakat meyveler sıkılırken metallerle temas ediyor ve vitaminlerini büyük ölçüde kaybediyorlar. Ayrıca meyvelerin sahip olduğu, asıl faydanın mevcut olduğu posayı ve kabuklarını meyve sularından alamıyorsunuz. O nedenle meyveleri sıkarak değil, mümkün olduğunca bıçak değdirmeden, kabuklarıyla ısırarak tüketin.


Kahvelere gelince... 1 bardak sade sütsüz filtre kahve ortalama 8 kaloridir. Buna kahvenin kalorisi yok da diyebiliriz. Fakat içine krema, süt, karamel, çikolata gibi maddeler eklendikçe 1 bardak kahvenin kalorisi 500 kaloriye kadar çıkabilir. Bu da kalori alımı için oldukça büyük bir tuzaktır. Kahvenize mümkün olduğunca krema eklemeyin, sütsüz tüketemiyorsanız da yağsız süt veya soya sütü tercih edin.


En önemlisi olan su tüketimine gelecek olursak... Yaz aylarında çoğu insan doğal olarak soğuk su tüketmekten hoşlanır. Soğuk su, oda sıcaklığındaki suya göre midede daha uzun süre kalır ve ısıtılması için daha çok kalori yakımına sebep olur fakat soğuk suyu bir içişte çok tüketmek mümkün değildir. Bu nedenle oda sıcaklığındaki su en iyisidir, yine de içemiyorsanız içine 1 küp buz ekleyebilirsiniz.




Suyu tüketemiyorum, çekici gelmiyor diyorsanız, zorla içmeye çalışanlar için de önerilerim var:

-1 sürahi suyun içine nane, maydanoz, limon kabukları, çubuk tarçın ekleyerek suyunuzu tatlandırabilirsiniz.


-Piyasada satılan meyve suyu konsantrelerinden az miktarda, tadını değiştirecek kadar karıştırabilirsiniz. Dikkat! Suyun tadını değiştireceğim derken abartıp meyve suyu elde etmeyin!


-Buz kalıplarına limon sıkarak, içlerine tarçın da dökerek eğlenceli küpler oluşturabilir, bunları sularınıza atıp eğlenceli hale getirebilirsiniz.


Önümüzün Ramazan olduğunu da hesaba katarsak, sahurda ve iftarda su tüketimine daha da çok önem vermeniz gerektiğini hatırlatmadan yazıyı bitirmek olmaz.



0 yorum

Yaz Geçerken Varisleriniz Kalıcı Olmasın

Kadınlarda erkeklere oranla çok daha fazla görülen varis, en sık rastlanan damar hastalıklarından biridir. Yaz aylarında artış gösteren ve gün yüzüne çıkan varisler, bir estetik problemi olarak görülürken, tedavi edilmediğinde önemli bir sağlık sorununa dönüşebilir.


Memorial Hizmet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, varis ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Güneş altında değil denizde vakit geçirin
Varis şikayeti olanlar için en zor dönemler yaz mevsimidir. Bu aylar, hem sıcaklık hem de tatil sezonları olması nedenleri ile özellikle varisleri olan kişileri rahatsız eder. Varisler için genellikle bu aylarda çare aranarak daha sık doktora başvurmak gerekmektedir. Yaz aylarında güneş ışınları cildin üst tabakalarını zayıflatır, cildin nemini kaybetmesine yol açmaktadır. Bu iki etki cildin elastikliğini azaltarak, alt tabakadaki venlerin hareket kabiliyeti engellemektedir. Böylece venlerdeki kan akışı yavaşlamakta ve göllenme oluşmaktadır. Bunların yanısıra yüksek ısıya maruz kalan kan damarları genişlemekte, venlerin içindeki kapakçıkların daha fazla stress altında kalmasına sebep olmaktadır Sonuçta varisler ve örümcek ağı tarzında kılcal damarlar belirgin hale gelmektedir.

Varis tedavisi için en ideal zaman sonbahar ve kış aylarıdır
Yaz aylarının sonuna gelirken, varisleri olanlar için rahatlama dönemi başlamaktadır. Ancak tekrar yaz ayı geldiğinde varisler kartopu gibi artacak, büyüyecektir. Bu nedenle sonbahar ve kış ayları varisler için çare aranması gereken dönemlerdir. Varis tedavisi için uygulanan tüm işlemler sonrasında belli bir süre kompresyon bandajları ve varis çorapları kullanmak gerekmektedir. Ayrıca yapılan küçük cerrahi kesilerin ya da "skleroterapi" işlemleri sırasında oluşan küçük morlukların iyileşmesi için en az 6 haftalık bir süreye ihtiyaç vardır. Bu nedenlerle yaz aylarında varis tedavisi konfor açısından çok zordur. Gündelik yaşantımızda kesinti ve güçlükler yaşamamak için varis tedavisinin yapılması için en ideal zamanlama sonbahar ve kış mevsimleridir.

Yaz aylarında varisten koruyan 7 öneri;
* Yüksek koruma faktörü içeren güneş kremleri kullanılmalıdır.

* Uzun süre güneş altında kalmayı gerektiren durumlarda uygun giysiler ile bacaklar güneşten korunmalıdır.

* Özellikle serinletici türden egzersizler seçilmelidir. Yüzme va akşam serinliğinde yapılan yürüyüşler son derece faydalıdır.

* Topuklu ayakkabılar yerine spor ayakkabı ya da rahat sandaletler tercih edilmelidir. Böylece bacak adalelerinin kanı pompalayıcı etkisi artar.

* Bol su içilmelidir. Su cildin kaybettiği nemi karşılayabilmesi için çok önemlidir. Ayrıca ciltte biriken toksik maddelerin uzaklaşmasını kolaylaştırır, elastik yapıyı korumaktadır.

* Antioksidan özellik taşıyan "Diosmin" ve "Hesperidin" içeren turunçgiller, baklagiller ve diğer yeşil sebzelerde bol miktarda tüketilmelidir. Bunun için bir beslenme ve diyet uzmanından destek alınabilir.

* Oluşan varisler için en kolay tedavinin erken yapılan tedavi olduğu unutulmamalıdır.


1 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI