Sosyal fobinin en sık görülen ruhsal hastalıklardan biri olduğunu kaydeden Hürfikir, "Bilinen tek bir sebebi yoktur. Araştırmacılar biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin bu fobinin gelişiminde rol oynadığını ileri sürmektedir. Ayrıca sosyal fobi, panik, obsesif-kompülsif bozukluk ve Depresyon gibi diğer zihinsel rahatsızlıklarla bağlantılı olabilir. Sosyal fobinin yaşam boyu görülme oranı yüzde 2-13 arasındadır. En sık görülen ruhsal hastalıklardan biridir. kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmektedir. Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar. Yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır" ifadelerini kullandı. Çocukluk çağından itibaren aşırı çekingen olan kişilerde, gelecekte sosyal fobi görülme riskinin daha fazla olduğunu ifade eden Hürfikir, " Maddi durumu ve sosyal konumu, yetersiz, işsiz ve eğitim düzeyi yüksek olmayanlarda, hiç evlenmemiş kişilerde sık görülmekle birlikte, hastalığın erken dönemlerinde toplum içine yeterince çıkmama da risk etmenleri arasındadır. Kalıtımdan daha çok, çocuk yetiştirme tarzı, ailenin başkalarıyla yeterince görüşmemesi ve ebeveyn modeli önemlidir. Sosyal fobide ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanır.
Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genelde her ikisinin beraber uygulanmasında başarı daha yüksektir. Tedavi edilmeyen sosyal fobi; kişinin okul, iş, sosyal aktiviteler ve ilişkiler de dahil olmak üzere günlük rutinini bozabilmektedir" diye konuştu.(İHA)