Çocuklukta yaşanan bir travma, yeni bir çalışmaya göre ileri yaşlarda kronik yorgunluk sendromuna yol açabilir.
Kronik yorgunluk sendromu (KYS), altı aydan sonrasında bile geçmeyen ve bir şekilde açıklanamayan bir yorgunlukla karakterize edilir. Yorgunluk, günlük faaliyetlere engel olacak kadar ağırdır ve kas ağrısı, hafıza ve konsantrasyon sorunları, baş ağrısı ve boğaz ağrısı gibi başka belirtileri de vardır. Altında yatan nedenin ne olduğu açık değildir ve durumun tedavi edilmesi oldukça zor olabilir.
Emory Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, 60 kişilik kontrol grubu ile KYS’li 43 kişiyi karşılaştırdılar. Onlara duygusal, fiziksel ve cinsel taciz ve duygusal ve fiziksel ihmal gibi çocukluk tecrübeleri hakkında sorular sordular. KYS’liler daha yüksek toplam travma değerlerine sahiptiler – aslında duygusal ihmal ve cinsel taciz gibi travmalara maruz kalmak KYS riskini üç ile sekiz kat daha fazla arttırmıştır. KYS’li bütün hastalar çocukluk travması yaşamamıştır, ancak çocukluk travması yaşayanlar daha kötü belirtiler göstermeye eğilimli hale gelmişlerdir.
KYS’li hastalarda aynı zamanda depresyon, kaygı ve travma-sonrası stres bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklar görülme olasılığı daha fazladır. Bu durumlar da çocukluk travması ile ilişkilendirilir. Araştırmacılar, çocukluk travmasının kişiyi hem kronik yorgunluğa hem de psikiyatrik sorunlara daha hassas yapacak şekilde beyni etkileyebildiğini savunmaktadır.
Kronik yorgunluk sendromu (KYS), altı aydan sonrasında bile geçmeyen ve bir şekilde açıklanamayan bir yorgunlukla karakterize edilir. Yorgunluk, günlük faaliyetlere engel olacak kadar ağırdır ve kas ağrısı, hafıza ve konsantrasyon sorunları, baş ağrısı ve boğaz ağrısı gibi başka belirtileri de vardır. Altında yatan nedenin ne olduğu açık değildir ve durumun tedavi edilmesi oldukça zor olabilir.
Emory Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, 60 kişilik kontrol grubu ile KYS’li 43 kişiyi karşılaştırdılar. Onlara duygusal, fiziksel ve cinsel taciz ve duygusal ve fiziksel ihmal gibi çocukluk tecrübeleri hakkında sorular sordular. KYS’liler daha yüksek toplam travma değerlerine sahiptiler – aslında duygusal ihmal ve cinsel taciz gibi travmalara maruz kalmak KYS riskini üç ile sekiz kat daha fazla arttırmıştır. KYS’li bütün hastalar çocukluk travması yaşamamıştır, ancak çocukluk travması yaşayanlar daha kötü belirtiler göstermeye eğilimli hale gelmişlerdir.
KYS’li hastalarda aynı zamanda depresyon, kaygı ve travma-sonrası stres bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklar görülme olasılığı daha fazladır. Bu durumlar da çocukluk travması ile ilişkilendirilir. Araştırmacılar, çocukluk travmasının kişiyi hem kronik yorgunluğa hem de psikiyatrik sorunlara daha hassas yapacak şekilde beyni etkileyebildiğini savunmaktadır.