İnsan sağlığına olan yararlı etkilerinden dolayı, modern beslenmenin bir parçası olduğunu, koroner kalp hastalıkları, kanser, romatoid aritirid, astım, alzheimer gibi birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde, özellikle bebeklerde görme ve nöral fonksiyonların gelişiminde önemli etkileri olduğu belirtildi.
ETİKET İLE ÜRÜN FARKLI
Eczanelerde satılan Omega-3 serisi yağ asitleri içeren kapsül ve şuruplarla ilgili yaptıkları araştırmanın sonuçlarını paylaşan Doç. Dr. Özyurt, örneklerin bazılarında EPA ve DHA oranlarının etiket içeriği ile örtüşmediğini kaydetti.
Araştırmanın 2011'den bu yana süregeldiğini kaydeden Doç. Dr. Gülsün Özyurt, şunları söyledi:
"Eczanelerde satılan balık yağı kapsül ve şuruplarından alınan örneklerde ürün üzerinde belirtilen etiket bilgilerinin, yani içerdiği toplam Omega-3, EPA ve DHA oranlarının genel olarak yansıtıldığı belirlenmiştir. Ancak bunların arasında etiketinde belirtilenden daha az seviyede olan ürünlerle de karşılaşılmıştır.
Balık yağları bitkisel yağlardan farklı bir karakteristiğe sahiptir.
Uzun zincirli yağ asitleri pek çok bitkisel yağda nadiren yüzde 5 civarında ve genellikle de daha az düzeylerde bulunur. Yapılan bu araştırmada bir kapsülde yüzde 40 civarında linolenik asit bulunurken, yüzde 4 EPA ve yüzde 2 civarında DHA olduğu saptanmıştır. Bu durumda üründe az balık yağı olduğu ve hiç içermediği söylenebilir. Ancak üretici firma ürün üzerinde hiçbir şekilde balık yağı içerir ve benzeri bir ifade kullanmamıştır.
Ürünün isim benzerliği, aynı ürün portföyü içerisinde satışa sunumu veya eczanedeki görevlilerin yanlış yönlendirmesi sonucu pek çok tüketici bu tip ürünleri gerçek balık yağı farz ederek satın almaktadır. Gerçekte satılan bu ürünlerdeki düşük fiyat farkı da içeriğini yansıtmaktadır."
'SAĞLIK YARARI BEKLERKEN ZARAR GÖRMEYELİM!'
Yüksek doymamışlık derecelerinden dolayı bağlık yağlarının acılaşmaya (oksidasyon) karşı çok hassas olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özyurt, üreticilerin genellikle yağın hazırlanması ve depolanması sürecinde bu sorunla karşılaşmamak için oksitlenmeyi engelleyen maddeler kullandığını, bunun de balık yağlarının yararlı etkilerini azalttığını dile getirdi. Doç. Dr. Özyurt, şunları kaydetti:
"Oksitlenmeyi önleyici maddeler, balık yağının ağır kokusu, jelatin kaplama ve tatlandırıcı kullanılması nedeniyle tüketiciler tarafından fark edilmeyebilir. Serbest yağ asitleri, peroksit, anisidin ve totox değeri gibi testler yağların kimyasal kalitelerini belirlemede sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Tüketime sunulan balık yağlarının anisidin değerinin 20'nin totox değerinin ise 26'nın atında olması gerekmektedir.Bu açıdan yaptığımız araştırmada da piyasada satılan bazı balık yağı kapsül ve şuruplarının anisidin ve totox değerinin sırasıyla kapsüllerde 5-9 ile 7-17, şuruplarda ise 21-26 ile 35-38 arasında olduğu bulunmuştur.
Bu sonuçlara göre araştırmada değerlendirilen balık yağı kapsülleri kabul edilebilir sınırlar içerisindeyken, balık yağı şuruplarının limitleri aştığı görülmektedir.
Oksidize ürünlerin balık yağlarının yararlı etkisini azaltmasına karşı ilgili otoritelerin düzenli denetlemeler yapması ve tüketicilerin özellikle bu ürünlerin son kullanım tarihlerine dikkat etmeleri gerekmektedir."
ETİKET İLE ÜRÜN FARKLI
Eczanelerde satılan Omega-3 serisi yağ asitleri içeren kapsül ve şuruplarla ilgili yaptıkları araştırmanın sonuçlarını paylaşan Doç. Dr. Özyurt, örneklerin bazılarında EPA ve DHA oranlarının etiket içeriği ile örtüşmediğini kaydetti.
Araştırmanın 2011'den bu yana süregeldiğini kaydeden Doç. Dr. Gülsün Özyurt, şunları söyledi:
"Eczanelerde satılan balık yağı kapsül ve şuruplarından alınan örneklerde ürün üzerinde belirtilen etiket bilgilerinin, yani içerdiği toplam Omega-3, EPA ve DHA oranlarının genel olarak yansıtıldığı belirlenmiştir. Ancak bunların arasında etiketinde belirtilenden daha az seviyede olan ürünlerle de karşılaşılmıştır.
Balık yağları bitkisel yağlardan farklı bir karakteristiğe sahiptir.
Uzun zincirli yağ asitleri pek çok bitkisel yağda nadiren yüzde 5 civarında ve genellikle de daha az düzeylerde bulunur. Yapılan bu araştırmada bir kapsülde yüzde 40 civarında linolenik asit bulunurken, yüzde 4 EPA ve yüzde 2 civarında DHA olduğu saptanmıştır. Bu durumda üründe az balık yağı olduğu ve hiç içermediği söylenebilir. Ancak üretici firma ürün üzerinde hiçbir şekilde balık yağı içerir ve benzeri bir ifade kullanmamıştır.
Ürünün isim benzerliği, aynı ürün portföyü içerisinde satışa sunumu veya eczanedeki görevlilerin yanlış yönlendirmesi sonucu pek çok tüketici bu tip ürünleri gerçek balık yağı farz ederek satın almaktadır. Gerçekte satılan bu ürünlerdeki düşük fiyat farkı da içeriğini yansıtmaktadır."
'SAĞLIK YARARI BEKLERKEN ZARAR GÖRMEYELİM!'
Yüksek doymamışlık derecelerinden dolayı bağlık yağlarının acılaşmaya (oksidasyon) karşı çok hassas olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özyurt, üreticilerin genellikle yağın hazırlanması ve depolanması sürecinde bu sorunla karşılaşmamak için oksitlenmeyi engelleyen maddeler kullandığını, bunun de balık yağlarının yararlı etkilerini azalttığını dile getirdi. Doç. Dr. Özyurt, şunları kaydetti:
"Oksitlenmeyi önleyici maddeler, balık yağının ağır kokusu, jelatin kaplama ve tatlandırıcı kullanılması nedeniyle tüketiciler tarafından fark edilmeyebilir. Serbest yağ asitleri, peroksit, anisidin ve totox değeri gibi testler yağların kimyasal kalitelerini belirlemede sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Tüketime sunulan balık yağlarının anisidin değerinin 20'nin totox değerinin ise 26'nın atında olması gerekmektedir.Bu açıdan yaptığımız araştırmada da piyasada satılan bazı balık yağı kapsül ve şuruplarının anisidin ve totox değerinin sırasıyla kapsüllerde 5-9 ile 7-17, şuruplarda ise 21-26 ile 35-38 arasında olduğu bulunmuştur.
Bu sonuçlara göre araştırmada değerlendirilen balık yağı kapsülleri kabul edilebilir sınırlar içerisindeyken, balık yağı şuruplarının limitleri aştığı görülmektedir.
Oksidize ürünlerin balık yağlarının yararlı etkisini azaltmasına karşı ilgili otoritelerin düzenli denetlemeler yapması ve tüketicilerin özellikle bu ürünlerin son kullanım tarihlerine dikkat etmeleri gerekmektedir."
Yorum Gönder