işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
editor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
editor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hangi Corba Hangi Hastalıga İyi Geliyor

Hastalara çorba içirme geleneği, aslında sağlam bir bilgiye dayanmaktadır. Sofraların vazgeçilmezi olan çorbalar, içlerinde birçok yararı da barındırıyor.Uzmanlar, hangi çorbanın hangi hastalığa iyi geldiği konusunda araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucunda, çorbaların birer şifa kaynağı olduğu belirlenmiştir.

Tarhana çorbası, çok besleyici bir seçim olacaktır. Bu çorba, çok sayıda protein, vitamin ve mineral içermektedir. Sindirim sistemini zorlamaz. Bağırsakların düzenlenmesini sağlar. Diyabet ve yüksek tansiyon hastalarına önerilen tarhana çorbası, hasta kişilerin iyileşme sürecinde de büyük bir destekçi olmaktadır. Domatesin yararları herkesçe malumdur. Domates çorbası ise, kan basıncını azaltmasının yanında, kalori olarak düşük olmasından dolayı da tercih edilmektedir. Kansere karşı koruyucu olduğu tıbben ispatlanmıştır. Türk sofralarının en bilinen çorbası olan mercimek çorbası ise, kalp krizi riskini azaltmaktadır. Kan şekerini düşüreceğinden, diyabet hastaları için de tavsiye edilmektedir. Bağırsaklar üzerindeki olumlu etkileri de çok sayıdadır. Özellikle hemoroit hastalığında iyileşmeye destek sağlamaktadır. Demir eksikliği problemi yaşayanlar için de, mercimek çorbası iyi bir demir deposudur. Yüksek tansiyonu engeller ve kanser riskini de azaltır. 

Vitamin ihtiyacı olanlar için, brokoli çorbası iyi bir seçenektir. A, C ve E vitaminlerini barındıran brokoli çorbası, bağışıklığı güçlendirerek, hastalıklara karşı korunma sağlar. Antibiyotik etkisiyle vücudu etkin biçimde koruduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, bağırsak, prostat ve meme kanserleri için sağlam bir koruma etkisi yaptığı ispatlanmıştır. Yayla çorbası, yüksek miktarda yoğurt içerdiğinden, en faydalı çorbalardan biridir.

Kötü kolesterolün düşmesini sağlarken, iyi kolesterolü de yükseltir. Kilo almayı önler ve karnındaki yağlardan kurtulmak isteyenler için ideal bir çorbadır. İçinde bulunan yoğurt sayesinde, bağırsaklarda yaşayan mikropları öldürür ve ayrıca tüberküloz hastaları için de yararlıdır. Grip vakalarında önerilen çorba ise, tavuk çorbasıdır. Kolesterol içermez ve kalp krizi riskini azaltır. Mantar çorbası, yorgun bedene iyi gelmektedir.

Kansızlığa karşı, içerdiği yüksek seviyede demirle etkili olur. Hazımsızlık sorunlarında, pirinç çorbası içmek iyi bir çözüm olacaktır. Ayrıca bu çorba, yüksek tansiyonu düşürmesi ile de bilinir. İshale karşı son derece etkilidir. Soğuk algınlığı durumlarında, ıspanak çorbası da tercih edilebilir. Üst solunum yolu rahatsızlıkları ve göğüs hastalıklarında son derece yararlıdır.
Çorbaların, saymakla bitmeyen adeta ilaç gibi özellikleri bulunmaktadır. Bu yararlar, elbette evde hazırlanan çorbalarda yüksek orandadır. Hazır çorbalarda, birçok vitamin öldüğünden, aynı derecede yarar sağlamak pek mümkün olmayacaktır. Çorbalar her öğünde, yemeğe başlanırken mutlaka içilmelidir. Sindirimi kolaylaştırmalarının yanında, değişiklik gösteren önemli yararlara sahiptirler.

0 yorum

Gıda Zehirlenmeleri Ve İlk Yardım

Gıda zehirlenmeleri; mide bulantısı, kusma, ishal ve karında ağrılar ile belirti verir. Yenilen gıdalarda bulunabilecek mikro organizmaların zehirlemesi ile ortaya çıkar. Dünyada sıklıkla, toplu gıda zehirlenmesi vakalarına rastlanmaktadır.
Yenilen gıdalardan kaynaklanan, kişisel zehirlenme olayları da az değildir. Zehirlenmenin hangi şiddette seyredeceği, sebep olan mikro organizmanın türüne göre değişim göstermektedir. Bu vakalar, yetişkinlerde genellikle kolayca atlatılırken, bebeklerde ve yaşlı kişilerde ölüme kadar götürebilir. 

Zehirlenmeye yol açan mikro organizmalar aslında bakterilerdir. Bu bakteriler, oda sıcaklığında kolayca ürer ve yaşarlar. Bu durum göz önüne alınarak, yemek yapılırken yüksek ısıda pişirilmelidir. Tüketilen gıdaların son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir. Yüksek sıcaklıkta ölen bakteriler, düşük ısılarda da yaşayamazlar. 
Bu sebeple, gıdalar 4 derecenin altında ve mümkünse derin dondurucularda saklanmalıdır.Shigella isimli bakterilerin yol açtığı gıda zehirlenmeleri, et, süt ve salataların yenmesi ile ortaya çıkar. Bu zehirlenme türünde, kişi, zehirlendiğini 1-2 gün içerisinde fark eder. Klasik belirtiler olan kusma ve mide kramplarına, kanın görüldüğü ishal eşlik eder. İyileşme 1-2 hafta kadar sürebilmektedir. 

Salmonella isimli bakterilerin sebep olduğu zehirlenmeler de aynı belirtilerle ortaya çıkar. 3-4 gün sonunda iyileşmek mümkündür. En sık olarak rastlanan gıda zehirlenmesi, stafilokok isimli bakterilerin sebep olduğu türdür. Süt ve süt ürünlerinde, et ve salatalarda bu bakteriye rastlanılabilir. Belirtiler 2-3 saat içerisinde ortaya çıkmaktadır. 
Gıdanın alınmasının üzerinden ortalama 3 saat geçtikten sonra, kusma başlar. En hafif zehirlenme tablolarından biridir. Hastalar birkaç gün içerisinde normal hayatlarına geri dönebilirler. Hastaların çok azında ishal gözlemlenmektedir. En tehlikeli gıda zehirlenmesi türü ise, clostridium botilinum adlı bakterinin sebep olduğu türdür.  

Bu bakteriler son derece zehirlidirler ve hava almayan, oksijensiz ortamlarda dahi yaşamlarını sürdürebilirler. Konservelerde sık rastlanılan bir bakteri türü olmasıyla beraber, birçok gıdada bu bakteriye rastlanabilmektedir. Bu tür gıda zehirlenmelerinde, belirtiler ortalama 3 gün içerisinde ortaya çıkmaktadır. Hızla yayılan bakteri, vücudun sinir sisteminde felce yol açarak, kişinin ölümüne sebep olmaktadır.

Tekrar eden kusmalar, uzun süreli ishal, ateşin yüksek olması ve karın ağrısı bir arada seyrediyor ise, acilen doktora görünmekte yarar vardır. Tedavi, bakteri türünün netleştirilmesi ile başlar. Vücudun, ishal nedeni ile kaybettiği sıvı yerine konulur. Gıda zehirlenmesine yol açan bakteriyi ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi uygulanır. 
Sıvı takviyesi, tablonun ağırlığına göre, ağız yolu veya damar yolu ile gerçekleştirilir. Zehirlenme tablolarında yaşanan ishal, aslında vücudun savunma mekanizmasıdır. Bu sebeple, ishali tedavi amaçlı ilaç alınması doğru değildir. Bakteriler, yayılma şansı olmadan, dışkı ile atılmalıdır. Gıda zehirlenmelerinde, fazla vakit kaybetmeksizin, doktora başvurulmalıdır.

0 yorum

Elma Sirkesi İle Dogal Güzellik

Elma sirkesinin içerdiği yararlar, günümüzde ispatlanmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Son yıllarda bilinçlenen toplum, kimyasal ürünler yerine doğanın hediyesi olan doğal ürünleri tercih etmektedir. Elma sirkesi, sağlık ve güzellik için çok sayıda fayda sağlamaktadır. Yorulan gözler için, her sabah, elma sirkesini bal ile karıştırarak içmek büyük yarar sağlayacaktır. Yaşlılıkla gelen lekelere karşı en etkili çözümlerden biri, soğan suyu ve elma sirkesi karışımıdır. 2 adet soğanın suyu çıkarılır ve bu suya, iki katı kadar miktarda elma sirkesi ilave edilir. Bu karışım, akşam saatlerinde lekelenmenin olduğu bölgeye sürülür ve sabaha kadar bekletilir.


Diş sağlığı, sağlığın olduğu kadar, güzelliğin de önemli bir parçasıdır. Her gün, bir bardak suya, 1 çay kaşığı elma sirkesi katılarak, gargara yapılması, diş sağlığı için çok yararlıdır. Elma sirkesi, birçok hastalığa iyi gelmektedir. Bununla ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Güzellik ve sağlık için başucunda bulunması gereken ürünlerden biridir.

Elma sirkesi, evde yapılan cilt bakımlarında kullanılabilir ve oldukça yararlıdır. 1 çay bardağı elma sirkesi, yarım çay bardağı su ile karıştırılır. Bu karışım, sivilcelerin üzerine pamukla yedirilirse, kısa sürede iyileşme görülecektir. Ciltte bulunan lekelerin giderilmesi içinse, yüzde 50 oranında elma sirkesi ve yüzde 50 oranında su karıştırılır. Bu karışım ile 3 günde 1 defa yüz silinir. 
Lekelenmenin iyileştiği kısa bir süre içerisinde fark edilecektir. Saçların parlaklaşması ve kepeklerden arınması için, banyo sırasında, saça dökülen son suya elma sirkesi eklenmelidir. Düzenli uygulama sonrasında, saçlar, kepekten arınır ve parlaklık kazanır. Varis problemi yaşayan kişiler, temiz bir bezi elma sirkesi ile ıslatıp, varisli kısımlara sarmalıdır. Bacakları hafif yukarı kaldırarak, 30 dakika dinlendirilmelidir. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa bu uygulama yapılırsa, varislerde azalma görülecektir. 

Elma sirkesi, zayıflatıcı etkisi ile de bilinmektedir. Ancak, sadece elma sirkesi kullanımı, kişiyi zayıflatmaz. Uygulanan sağlıklı bir diyete eşlik edecek biçimde, düzenli elma sirkesi kullanımı, zayıflamayı hızlandıracaktır. Her gün, kahvaltı sonrasında, 1 bardak suya, 1-2 tatlı kaşığı elma sirkesi karıştırılır. Bu karışıma, 1 tatlı kaşığı bal eklenir. Karışım her gün içilmelidir. Elma sirkesi, aç karnına içilmemelidir.  

0 yorum

Cilt Lekeleri

Cilt lekelerinin sebepleri kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bazı kişilerde, genetik faktörler nedeni ile cilt lekeleri kalıcı olabilmektedir. Kişinin geçirdiği veya geçirmekte olduğu bir hastalık da cilt lekelerine sebep olabilmektedir.

Güneşe korumasız bir biçimde maruz kalan ciltlerde de, lekelenmeler meydana gelmektedir.
Kişi, cildinde oluşan lekelerin sebebini bilmiyor ya da emin değil ise, mutlaka bir doktora danışmalıdır. Sebebin belirlenmesinin ardından, gerekli tedavi uygulanarak, lekelerden kurtulmak mümkün olmaktadır. Günümüz tıp imkanları ile, çillerin dahi yok edilmesi mümkündür.Cilt lekelerinin yok edilmesi için, evde hazırlanabilecek ve hızlı sonuç veren maskeler vardır. 

Bunlardan ilki, 1 tatlı kaşığı kil, 1 çay kaşığı el kremi, 1 tatlı kaşığı mısır unu ve biraz ılık suyun karışımı ile yapılabilmektedir. Karışım, hafif koyu bir kıvama gelene kadar çırpılır. Ardından yüze iyice sürülür. Maske, yüzde tam anlamı ile kuruyana dek bekletilir. Kuruduktan sonra, artan maske alınarak, yüzde kurumuş maskeye sürülüp ovularak, maskenin bu şekilde çıkması sağlanır. Bu noktada önemli olan, ovma sırasında, cildin yıpratılmamasıdır. Ardından ılık su ile yüz yıkanmalıdır. Diğer bir maske, 1 limon kabuğunun rendelenerek, 1 yumurtanın beyazı ile karıştırılmasıyla elde edilir. Banyodan evvel sürülüp, 1 saat kadar yüzde bekletilmelidir. 1 çay kaşığı üzüm sirkesi, 1 çay kaşığı su ve 1 çay kaşığı limon suyu iyice karıştırılır. Bu karışım düzenli olarak her sabah ve her akşam, lekelerin üzerine sürülmelidir. 

Diğer bir seçenek; 1 çay kaşığı limon suyu, 2 çay kaşığı sirke ve 1 çay kaşığı su karıştırılarak elde edilen bakım suyudur. Bu su, her gece pamukla cilde sürülmeli ve yıkamadan yatılmalıdır. Sabah olduğunda, cilt, ılık su ile yıkanmalıdır. Buzdolabında hafifçe sararmış olan bir salatalık ikiye kesilerek, iç kısmı ile lekelerin üzeri ovulursa, lekelerin renginde ciddi anlamda açılma olacaktır. 

Güneşten ötürü lekelenmiş olan ciltler için, iyi bir maske tarifi de, yarım kavun veya tam bir şeftali, 1 kahve fincanı kırmızı şarap, 1 tane elma ve 2 yemek kaşığı toz şeker kullanılarak yapılabilir. Yarım kavunun iç kısmı ve elma, iyice rendelenir. Bu rende karışımına, şeker ve şarap da eklenerek, iyice karışması sağlanır. Karışım, bir şişeye konarak, güneş alan bir yerde 10 gün süre ile bekletilir. Süre dolduktan sonra, karışım, temiz bir tülbent yardımı ile süzülür. Elde edilen karışım, oldukça etkilidir. Bu karışım, her gün aksatılmadan cilde pamuk ile sürülmelidir.

0 yorum

Cilt Lekeleri

Cilt lekelerinin sebepleri kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bazı kişilerde, genetik faktörler nedeni ile cilt lekeleri kalıcı olabilmektedir. Kişinin geçirdiği veya geçirmekte olduğu bir hastalık da cilt lekelerine sebep olabilmektedir.

Güneşe korumasız bir biçimde maruz kalan ciltlerde de, lekelenmeler meydana gelmektedir.
Kişi, cildinde oluşan lekelerin sebebini bilmiyor ya da emin değil ise, mutlaka bir doktora danışmalıdır. Sebebin belirlenmesinin ardından, gerekli tedavi uygulanarak, lekelerden kurtulmak mümkün olmaktadır. Günümüz tıp imkanları ile, çillerin dahi yok edilmesi mümkündür.Cilt lekelerinin yok edilmesi için, evde hazırlanabilecek ve hızlı sonuç veren maskeler vardır. 

Bunlardan ilki, 1 tatlı kaşığı kil, 1 çay kaşığı el kremi, 1 tatlı kaşığı mısır unu ve biraz ılık suyun karışımı ile yapılabilmektedir. Karışım, hafif koyu bir kıvama gelene kadar çırpılır. Ardından yüze iyice sürülür. Maske, yüzde tam anlamı ile kuruyana dek bekletilir. Kuruduktan sonra, artan maske alınarak, yüzde kurumuş maskeye sürülüp ovularak, maskenin bu şekilde çıkması sağlanır. Bu noktada önemli olan, ovma sırasında, cildin yıpratılmamasıdır. Ardından ılık su ile yüz yıkanmalıdır. Diğer bir maske, 1 limon kabuğunun rendelenerek, 1 yumurtanın beyazı ile karıştırılmasıyla elde edilir. Banyodan evvel sürülüp, 1 saat kadar yüzde bekletilmelidir. 1 çay kaşığı üzüm sirkesi, 1 çay kaşığı su ve 1 çay kaşığı limon suyu iyice karıştırılır. Bu karışım düzenli olarak her sabah ve her akşam, lekelerin üzerine sürülmelidir. 

Diğer bir seçenek; 1 çay kaşığı limon suyu, 2 çay kaşığı sirke ve 1 çay kaşığı su karıştırılarak elde edilen bakım suyudur. Bu su, her gece pamukla cilde sürülmeli ve yıkamadan yatılmalıdır. Sabah olduğunda, cilt, ılık su ile yıkanmalıdır. Buzdolabında hafifçe sararmış olan bir salatalık ikiye kesilerek, iç kısmı ile lekelerin üzeri ovulursa, lekelerin renginde ciddi anlamda açılma olacaktır. 

Güneşten ötürü lekelenmiş olan ciltler için, iyi bir maske tarifi de, yarım kavun veya tam bir şeftali, 1 kahve fincanı kırmızı şarap, 1 tane elma ve 2 yemek kaşığı toz şeker kullanılarak yapılabilir. Yarım kavunun iç kısmı ve elma, iyice rendelenir. Bu rende karışımına, şeker ve şarap da eklenerek, iyice karışması sağlanır. Karışım, bir şişeye konarak, güneş alan bir yerde 10 gün süre ile bekletilir. Süre dolduktan sonra, karışım, temiz bir tülbent yardımı ile süzülür. Elde edilen karışım, oldukça etkilidir. Bu karışım, her gün aksatılmadan cilde pamuk ile sürülmelidir.

0 yorum

Elma Sirkesi İle Dogal Güzellik

Elma sirkesinin içerdiği yararlar, günümüzde ispatlanmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Son yıllarda bilinçlenen toplum, kimyasal ürünler yerine doğanın hediyesi olan doğal ürünleri tercih etmektedir. Elma sirkesi, sağlık ve güzellik için çok sayıda fayda sağlamaktadır. Yorulan gözler için, her sabah, elma sirkesini bal ile karıştırarak içmek büyük yarar sağlayacaktır. Yaşlılıkla gelen lekelere karşı en etkili çözümlerden biri, soğan suyu ve elma sirkesi karışımıdır. 2 adet soğanın suyu çıkarılır ve bu suya, iki katı kadar miktarda elma sirkesi ilave edilir. Bu karışım, akşam saatlerinde lekelenmenin olduğu bölgeye sürülür ve sabaha kadar bekletilir.


Diş sağlığı, sağlığın olduğu kadar, güzelliğin de önemli bir parçasıdır. Her gün, bir bardak suya, 1 çay kaşığı elma sirkesi katılarak, gargara yapılması, diş sağlığı için çok yararlıdır. Elma sirkesi, birçok hastalığa iyi gelmektedir. Bununla ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Güzellik ve sağlık için başucunda bulunması gereken ürünlerden biridir.

Elma sirkesi, evde yapılan cilt bakımlarında kullanılabilir ve oldukça yararlıdır. 1 çay bardağı elma sirkesi, yarım çay bardağı su ile karıştırılır. Bu karışım, sivilcelerin üzerine pamukla yedirilirse, kısa sürede iyileşme görülecektir. Ciltte bulunan lekelerin giderilmesi içinse, yüzde 50 oranında elma sirkesi ve yüzde 50 oranında su karıştırılır. Bu karışım ile 3 günde 1 defa yüz silinir. 
Lekelenmenin iyileştiği kısa bir süre içerisinde fark edilecektir. Saçların parlaklaşması ve kepeklerden arınması için, banyo sırasında, saça dökülen son suya elma sirkesi eklenmelidir. Düzenli uygulama sonrasında, saçlar, kepekten arınır ve parlaklık kazanır. Varis problemi yaşayan kişiler, temiz bir bezi elma sirkesi ile ıslatıp, varisli kısımlara sarmalıdır. Bacakları hafif yukarı kaldırarak, 30 dakika dinlendirilmelidir. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa bu uygulama yapılırsa, varislerde azalma görülecektir. 

Elma sirkesi, zayıflatıcı etkisi ile de bilinmektedir. Ancak, sadece elma sirkesi kullanımı, kişiyi zayıflatmaz. Uygulanan sağlıklı bir diyete eşlik edecek biçimde, düzenli elma sirkesi kullanımı, zayıflamayı hızlandıracaktır. Her gün, kahvaltı sonrasında, 1 bardak suya, 1-2 tatlı kaşığı elma sirkesi karıştırılır. Bu karışıma, 1 tatlı kaşığı bal eklenir. Karışım her gün içilmelidir. Elma sirkesi, aç karnına içilmemelidir.  

0 yorum

Gıda Zehirlenmeleri Ve İlk Yardım

Gıda zehirlenmeleri; mide bulantısı, kusma, ishal ve karında ağrılar ile belirti verir. Yenilen gıdalarda bulunabilecek mikro organizmaların zehirlemesi ile ortaya çıkar. Dünyada sıklıkla, toplu gıda zehirlenmesi vakalarına rastlanmaktadır.
Yenilen gıdalardan kaynaklanan, kişisel zehirlenme olayları da az değildir. Zehirlenmenin hangi şiddette seyredeceği, sebep olan mikro organizmanın türüne göre değişim göstermektedir. Bu vakalar, yetişkinlerde genellikle kolayca atlatılırken, bebeklerde ve yaşlı kişilerde ölüme kadar götürebilir. 

Zehirlenmeye yol açan mikro organizmalar aslında bakterilerdir. Bu bakteriler, oda sıcaklığında kolayca ürer ve yaşarlar. Bu durum göz önüne alınarak, yemek yapılırken yüksek ısıda pişirilmelidir. Tüketilen gıdaların son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir. Yüksek sıcaklıkta ölen bakteriler, düşük ısılarda da yaşayamazlar. 
Bu sebeple, gıdalar 4 derecenin altında ve mümkünse derin dondurucularda saklanmalıdır.Shigella isimli bakterilerin yol açtığı gıda zehirlenmeleri, et, süt ve salataların yenmesi ile ortaya çıkar. Bu zehirlenme türünde, kişi, zehirlendiğini 1-2 gün içerisinde fark eder. Klasik belirtiler olan kusma ve mide kramplarına, kanın görüldüğü ishal eşlik eder. İyileşme 1-2 hafta kadar sürebilmektedir. 

Salmonella isimli bakterilerin sebep olduğu zehirlenmeler de aynı belirtilerle ortaya çıkar. 3-4 gün sonunda iyileşmek mümkündür. En sık olarak rastlanan gıda zehirlenmesi, stafilokok isimli bakterilerin sebep olduğu türdür. Süt ve süt ürünlerinde, et ve salatalarda bu bakteriye rastlanılabilir. Belirtiler 2-3 saat içerisinde ortaya çıkmaktadır. 
Gıdanın alınmasının üzerinden ortalama 3 saat geçtikten sonra, kusma başlar. En hafif zehirlenme tablolarından biridir. Hastalar birkaç gün içerisinde normal hayatlarına geri dönebilirler. Hastaların çok azında ishal gözlemlenmektedir. En tehlikeli gıda zehirlenmesi türü ise, clostridium botilinum adlı bakterinin sebep olduğu türdür.  

Bu bakteriler son derece zehirlidirler ve hava almayan, oksijensiz ortamlarda dahi yaşamlarını sürdürebilirler. Konservelerde sık rastlanılan bir bakteri türü olmasıyla beraber, birçok gıdada bu bakteriye rastlanabilmektedir. Bu tür gıda zehirlenmelerinde, belirtiler ortalama 3 gün içerisinde ortaya çıkmaktadır. Hızla yayılan bakteri, vücudun sinir sisteminde felce yol açarak, kişinin ölümüne sebep olmaktadır.

Tekrar eden kusmalar, uzun süreli ishal, ateşin yüksek olması ve karın ağrısı bir arada seyrediyor ise, acilen doktora görünmekte yarar vardır. Tedavi, bakteri türünün netleştirilmesi ile başlar. Vücudun, ishal nedeni ile kaybettiği sıvı yerine konulur. Gıda zehirlenmesine yol açan bakteriyi ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi uygulanır. 
Sıvı takviyesi, tablonun ağırlığına göre, ağız yolu veya damar yolu ile gerçekleştirilir. Zehirlenme tablolarında yaşanan ishal, aslında vücudun savunma mekanizmasıdır. Bu sebeple, ishali tedavi amaçlı ilaç alınması doğru değildir. Bakteriler, yayılma şansı olmadan, dışkı ile atılmalıdır. Gıda zehirlenmelerinde, fazla vakit kaybetmeksizin, doktora başvurulmalıdır.

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI