işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Düsügün İlk Belirtileri Nelerdir

Gebeliğin ilk 3 aylık süreçte sona ermesi düşük olarak tanımlanmaktadır. Düşüğün nedenleri çok çeşitli olup bazı düşüklerin önlenmesi mümkündür. Bu nedenle düşüğün erken belirtileri her anne adayı tarafından bilinmeli ve bu belirtilerin ortaya çıkması halinde hemen gebeliği takip eden doktor bilgilendirilmelidir. Peki düşüğün ilk belirtileri nelerdir?

Düşüğün ilk belirtileri arasında ilk sırada kanama yer almaktadır. Kanama çok şiddetli olabileceği gibi aynı zamanda sadece lekelenme tarzında kanamaların da görülmesi mümkündür. Gebelikte kanama pek çok nedenden meydana gelebileceği gibi her kanama mutlaka doktor kontrolünü gerektirecek önemli bir risk faktörü olarak görülmelidir. 

Hamileliğin ilk döneminde görülen yerleşme kanamaları bu kanamalardan farklı olarak çoğu zaman anne adayının gebe olduğunu öğrenmeden önce yaşanmaktadır.

Bunlara ek olarak kasık bölgesinde özellikle de tek bir tarafta ortaya çıkan şiddetli ağrılarda düşüğün belirtileri olarak kabul edilmektedir. Düşük belirtileri görüldüğü anda doktora başvurulduğu takdirde verilen ilaçlar ile düşüğün engellenmesi sağlanabilmektedir. Ancak bazı düşük vakaları vücudun kendini koruma mekanizması sonucu oluştuğu için bunların engellenmesi mümkün değildir. Yapılan araştırmalar sonucu yapılan düşüklerin büyük bir miktarında bebeklerin genetik bozukluğa sahip olduğu belirlenmiştir. Üst üste yaşanan düşüklerde ise tekrarlayan düşük vakaları söz konusudur. Bu tip düşüklerde gerekli araştırmalar yapılarak  düşüğün nedeni tespit edilir ve tedavisi mümkünse tedavi edilerek bir sonraki gebeliğin sağlıklı olarak gerçekleşmesi sağlanabilmektedir. 

0 yorum

Dogum Korkusu Nasil Yenilir

İlk kez doğum yapacak anne adaylarının yanı sıra çok zor bir ilk doğum yapan anne adaylarında da doğum fobisi sıklıkla görülmektedir. Doğumda gerek kendileri gerekse de bebeklerine yönelik yoğun korku yaşayan anne adaylarının bu durumu mutlaka aşması gerekir. Aksi halde doğumun güvenliği büyük bir risk altına girmiş olur. 

Peki doğum korkusu nasıl yenilir?
Doğum korkusunu yenmenin en kolay yolu doğum hakkında gereken tüm bilgileri edinmektir. Doğumun aşamaları ve doğum anında yapılması gerekenler hakkında detaylı bilgiyi edinen anne adaylarının  doğumdan korkmaları için hiç bir neden yoktur. Korku sonunun bilinmediği bir süreçten dolayı yaşanan endişedir. Ancak sürekli olarak bir sonraki aşamada ne yaşayacağını bilen anne adaylarının doğumdan korkmak için bir nedenleri kalmaz. 

Özellikle de nefes egzersizleri sizi korkudan uzaklaştıracak önemli  bir alıştırmadır. Doğumda doğru nefes alma teknikleri hakkında gerekli bilgiyi edinen anne adayı doğum anında acıdan çok kendisini doğru nefes almaya ve yerinde ıkınmaya vereceği için o anda korku aklına bile gelmeyecektir. Ancak yapılan tüm çalışmalara rağmen anne adayı kendisini bir türlü yoğun korkudan alamıyorsa bu durumda psikolojik destek alması en doğrusudur. Alınan seansların bir işe yaramaması halinde ise normal doğumdan vazgeçilerek sezaryenle doğum yapılması doğumun güvenliğinin sağlanması açısından önerilmektedir. Çünkü doğum anında yaşanabilecek yoğun korku anne adayının kilitlenmesine neden olarak doğumun sağlıklı bir şekilde meydana gelmesini engelleyebilir. 

0 yorum

Emmeyen Bebek İcin Ne Yapılır

Yapılan her yeni araştırma anne sütünün önemini bir kere daha ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlayabilmek adına Sağlık Bakanlığı düzenlediği özel kampanyalar ile anneleri bebeklerini emzirmeleri konusunda bilinçlendirmeye çalışmaktadır. 

Bebekler anne karnında parmaklarını emmeye başladıkları için emme refleksi ile dünyaya gelirler ve pek çok bebek annesinin memesine yaklaştığı anda memeyi kavrayarak emmeye başlamaktadır.

Ancak bazı bebeklerde emme refleksinin az olması ya da anne sütünün az gelmesi gibi nedenlere bağlı olarak memeyi reddetme davranışı görülebilmektedir. Peki emmeyen bebek için ne yapılır? Emmeyen bebek için yapılması gereken ilk şey sabırlı olmaktır. Anneler bebeklerinin aç kaldığını düşünerek acele bir şekilde hemen biberon ile beslemeye geçmek isterler. Ancak biberonu bir kere alan bebeğin bir daha annesinin memesini emmek istemeyeceği bilinmelidir. Bunun nedeni biberon ile süt akışının çok daha yoğun gelmesi ve bebek açısından emmenin çok daha kolay olmasıdır. Hazır mamaların yüksek fiyatları emmeyen bebek anneleri için artı bir giderdir.


Üstelik alınan en kaliteli hazır mama markası dahi anne sütünün yerini asla tutamaz. Bu nedenle ilk günlerde biraz daha sabırlı davranılması önemlidir. Ancak anne sütünün olmadığı doktor tarafından da teyit edilirse bu durumda hazır mamaya geçiş yapılmalıdır. Anne sütünün olduğu ancak bebeğin memeyi kabul etmediği durumlarda ise yapılacak en doğru davranış alınacak süt sağma pompaları ile annenin gün içerisinde sütünü sık sık sağarak bebeğe biberon ile vermesidir. Sağılan süt mutlaka buzdolabında saklanmalı ve biberon içerisinde benmari usülü sıcak su içerisinde ılıtılarak bebeğe verilmelidir. 

0 yorum

Erken Dogum Nedir, Erken Dogum Belirtileri Nelerdir

Sağlıklı olarak süren her gebeliğin 40. haftanın dolması ile beraber doğum ile son bulması beklenir.

Doğum bu tarihten önce olabileceği gibi bu tarihten sonra da gerçekleşebilir. 40. Haftadan sonra gerçekleşen doğumlar geç doğum olarak adlandırılırken 36. haftadan önce gerçekleşen doğumlarda erken doğum olarak adlandırılmaktadır.


Günümüzde sağlık teknolojisinde yaşanan inanılmaz gelişmeler sayesinde erken doğum sonrası bakım üniteleri yaygınlaştırılarak yaşam oranı yükseltilmiştir. Günümüzde tam donanımlı ekipmanlara sahip hastanelerde yapılan doğumlarda 6 aylık bebeklerin bile yaşatılması sağlanmaktadır. Ancak bebeğin en sağlıklı olarak gelişecek yerin anne karnıolması nedeni ile mümkün olduğunca doğumun geciktirilmesi önemlidir. Erken doğum nedenleri anne kaynaklı ya da bebek kaynaklı olarak ortaya çıkabilir.

Temel nokta anne ya da bebeğin genel sağlık durumunun tehlike altında olmasıdır. Böyle bir durumda her zaman öncelik anneye aittir ve annenin can sağlığı korunmalıdır. Annenin hayatının riskte olduğu her gebelik hemen doğum ile sonlandırılmalıdır. Bazen de hiç bir risk ortada yokken kasılmalar başlayarak doğum gerçekleşebilir. Erken doğum belirtileri arasında yer alan kasılmaların ortaya çıkması halinde hiç vakit kaybedilmeden hemen doktora başvuruda bulunulması gerekir. Verilecek ilaçlar ile kasılmanın önlenmesi mümkündür. Bu nedenle özellikle de birbirini takip eden düzenli kasılmalarda gebeliğin içinde bulunduğu ay dikkate alınmadan hemen doktora başvuruda bulunulması önemlidir.

0 yorum

Erken Gebelik Belirtileri Nelerdir

Erken gebelik belirtileri anne adaylarının gebe kaldıkları ilk aylarda ortaya çıkan gebelik belirtilerine verilen isimdir. Ancak yapılan incelemeler sonucunda bu belirtilerin büyük bir bölümünün psikolojik olduğu ve özelilkle de gebe kalmak için uğraşan anne adaylarında ortaya çıktığı belirlenmiştir. Yani hamile kalmak isteyen kadınlarda erken gebelik belirtilerinin görülme oranı çok daha yüksektir.


Doktorlar tarafından kabul edilen en erken gebelik belirtisi ise adet gecikmesidir. Kadının hamile kalması durumunda beyin tarafından özel olarak salgılanan hormonlar yumurtlamayı sona erdirmekte ve buna bağlı olarak doğum sonrasına kadar yumurtlama gerçekleşmemektedir. Yumurtlama olmadığı için de ölü yumurtaların dışa atıldığı adet kanamaları hamile kadınlarda oluşmamaktadır. Adet gecikmesinden önce ise anne adayları tarafından hissedilen pek çok erken gebelik belirtisi bulunmaktadır.


Bunlardan bazıları adet olacakmış gibi karın ve kasık ağrık ağrısı, kasık bölgesinde yaşanan tek taraflı ağrı, gögüslerde dolgunluk hissi ve yaşanan aşırı hassasiyet, ağıza sık sık pasa benzer bir tad gelmesi, beyaz ve kokusuz akıntı ile sürekil olarak uyuma isteğidir. Gebeliğin ilk haftalarında uyku büyük bir öneme sahip olduğu için anne adaylarının mümkün olduğunca çok uyuması gereklidir. Bunun nedeni vücudun gereken enerjiyi toplayabilmesi için dinlenmeye ihtiyaç duymasıdır. Gebelikte yaşanan beyaz akıntı ise rahim ağzının koruyucu bir bariyer ile kapatılmasıdır. Akıntı süresince iç çamaşırının düzenil olarak değiştirilmesi bölgenin kuru kalmasına yardımcı olacak ve mantar oluşumunu engelleyecektir.

0 yorum

Mide Kanaması Nasıl Anlasılır

Mide kanaması tek başına bir hastalık olmayıp daha ziyade doktorlar tarafından hastalık belirtisi olarak görülmektedir. Yani mide kanamaları altta yatan nedenlere bağlı olarak oluşmaktadır ve acil tedavisi gereken önemli bir durumdur. Mide kanaması belirtileri ortaya çıktığı anda bu nedenle hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvuruda bulunulması gerekir.


Peki mide kanaması nasıl anlaşılır
Mide kanaması çok az miktarlarda meydana geliyorsa zamanla oluşan kansızlığa ve demir eksikliğine bağlı olarak teşhis edilebilmektedir. Ancak kanama çoğu zaman son derece yoğundur ve hastalarda ciddi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Mide kanaması belirtileri arasında en anlaşılır olanı ağızdan kahve telvesini andıran mide salgısının çıkmasıdır. Ayrıca yine kan kusmak mide kanaması belirtisi olarak kabul edilmelidir ve hiç vakit kaybedilmeden böyle bir durumun yaşanması halinde doktora başvuruda bulunulmalıdır. Gaitanın yine aynı şekilde siyah katran gibi olması ya da kanla karışık olması akıllara mide kanaması riskini getirmelidir.

Mide kanaması olan kişilerde kanamanın yoğun olması halinde kan kaybına bağlı olarak terleme, baygınlık hissinin gelmesi, nabız atışında hızlanmaya bağlı olarak çarpıntı oluşması gibi belirtiler de ortaya çıkabilmektedir. Mide kanaması tedavisi hastanede doktorlar tarafından yapılmalıdır. Tedavi için kanamanın nedeninin belirlenmesi gerekir. Mide kanaması nedeni belirlendikten sonra bu nedenin ortadan kaldırılması ile beraber kanamada kendiliğinden geçecektir. Örneğin ülserin mide duvarını delmesi sonucu gerçekleşen mide kanamasında yapılacak şey cerrahi müdahale ile bu bölgenin tedavi edilmesidir.

0 yorum

Gebelikte Beslenme Neden Önemlidir

Gebelikte beslenme hem anne adayı hem bebek için büyük önem taşımaktadır. Peki gebelikte beslenme neden önemlidir? Gebelik boyunca anne adayının içerisinde büyüyen bebek ilk aylarda daha çok anne adayının vücudunda biriken depolardan yararlanır. Bunun için planlı gebelik çok büyük bir öneme sahiptir ve anne adaylarının gebe kalmadan önce sağlıklı beslenerek bu depolarını geliştirmeleri gereklidir.

Özellikle de kemiklerden çekilen kalsiyumun bir daha yerine gelmemesi anne adayları için en büyük tehlikedir ve kalsiyum yönünden zengin besinlerle günlük beslenme listelerini zenginleştirmelerini gerektirir. Gebelikte beslenme anne adaylarının kendilerini korumaları kadar bebeklerinin gelişmelerini desteklemek adına da önemlidir. Sağlıklı ve doğal besinler ile beslenen anne adaylarının bebekleri de sağlıklı bebekler olarak dünyaya gelecektir.


Yapılan araştırmalar gebelik dönemi boyunca düzenli olarak beslenemeyen anne adaylarının bebeklerinin düşük kilo ile dünyaya geldiğini ortaya koymaktadır. Yine aynı şekilde bu dönemde omega 3 yönünden zengin sağlıklı besinler ile beslenen anne adaylarının bebeklerinin zeka gelişimlerinin daha yüksek olduğu belirlenmiş durumdadır. Hem gebelik boyunca hem de gebeliğin ardından emzirme dönemi boyunca bu nedenle anne adayları düzenli beslenmeli, sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme menüsü oluşturmalı ve yedikleri her yiyeceğin bebeklerini de etkileyeceği unutmamalıdır. Ara öğünler koyarak bu öğünlerde meyve ya da yoğurt gibi hafif yiyecekler tüketmek hem kilo almanızı engelleyecek hem de bebeğinizin vitamin ve mineral almasını destekleyecek son derece basit bir önlemdir. 
0 yorum

Gebelikte Mide Bulantısı

Gebelikte mide bulantısı ortaya çıkan erken gebelik belirtileri arasında yer almaktadır.  Bu dönemde mide bulantısının neden yaşandığı hakkında kesin bir veri olmamakla beraber ani olarak yükselen hormon seviyesine vücudun vermiş olduğu bir reaksiyon olduğu düşünülmektedir. Bazı gebeliklerde mide bulantısı nedeni ile serum tedavisi bile gerekirken bazı gebeliklerde ise hiç yaşanmaması da normal kabul edilmektedir.


Gebelikte mide bulantısına ne iyi gelir sorusuna verilebilecek en doğru yanıt nane limon çayı içilmesidir. Nane limon çayı mide bulantısına iyi gelmekle beraber anne karındaki bebeğe de hiç bir zararı olmaması önemlidir. Kaynamış sıcak suyun içerisine 4-5 dal kurutulmuş nane ve 1-2 limon diliminin atılması nane limon çayı hazırlamak için yeterlidir. 5-10 dk. dinlenmeye bıraktığınız çayın içerisine dilerseniz ılındıktan sonra şeker atarak içebilirsiniz.

Mide bulantısının çok şiddetli olduğu dönemlerde bu çaya ek olarak tuzlu kraker yemeniz de içinizi bastırmanız için yarar sağlayacaktır. Ayrıca gebelikte düzenli olarak spor yapan özellikle de yüzen anne adaylarında mide bulantısının çok daha az olması nedeni ile mümkün olduğunca gereken imkana sahip anne adaylarının bunlara dikkat etmesi tavsiye edilmektedir. Gebelikte mide bulantıları sabah erken saatlerde başlamakta olup genelde gebeliğin 3. ayını doldurması ile beraber sona ermektedir. Bu süreci daha rahat atlatmak adına az ve sık yemek yemek, düzenli spor yapmak, aşırı yağlı yemeklerden kaçınmak ve fazla yemek yememek size yardımcı olacak basit önlemlerdir

0 yorum

Gebelikte Sigara İcmek

Gebelik boyunca anne rahminde gelişen fetüs beslenmesini kordon bağı ile bağlandığı anneden gerçekleştirir. Bu nedenle gebelik boyunca anne adaylarının beslenmelerine ve yaşam tarzlarına çok dikkat göstermeleri önemlidir. Kordon bağı son derece gelişmiş bir sistem olup pek çok zararlı maddenin bebeğe geçişini önleyen özel bir filtre sistemi bulundurmaktadır. Ancak sigara içerisinde bulunan zararlı maddeler incelendiğinde bunların bir çoğunun bu filtreden geçtiği görülmüştür.

Bu nedenle bebeğinizin zarar görmesini istemiyorsanız mutlaka gebelikte sigara kullanmamanız ve sigara içilen ortamlarda mümkün olduğunca bulunmamaya çalışmanız gerekmektedir. Sigaranın içindeki zararlı maddeler incelendiğinde insan sağlığına zarar verdiği bilinen pek çok maddenin bulunduğu görülür. Bunlardan en tehlikelileri kansorejen madde olarak kabul edilen polonyum, gaz odalarında zehir olarak kullanılan hidrojen siyanür ve böcek öldürücü olarak kullanılan DDT adlı etken maddelerdir.


Bu maddeler sigara içerisinde çok az miktarlarda bulunduğu için kullanımlarına izin verilmektedir. Ancak bu maddelerin insan vücudu içerisinde kabul edilebilir miktarları sadece yetişkinler için belirlenmektedir. Yani içtiğiniz sigaranın yan etkileri sizin vücudunuz tarafından tolere edilirken karnınızda ki masum bebeğiniz tamamen korumasız bir durumdadır. Aldığınız her nefeste vücudunuza dolan zehirler kan yolu ile kolay birşekilde bebeğinize ulaşmakta ve onu olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle anne olmaya karar verdiğiniz anda sigara kullanımını bırakmanız büyük önem taşır. Sigaranın içerisinde bulunan nikotin maddesinin bebek için çok gerekli olan oksijeni yok etmesi onun gelişim geriliği yaşamasına ve düşük kilolu doğmasına neden olduğu gibi ayrıca ölü doğum ve zeka geriliği gibi riskleri de barındırmaktadır. 

0 yorum

Normal Dogum Nedir

Bebeğin vajinal yollardan dünyaya geldiği doğumlar normal doğum olarak adlandırılmaktadır. En sağlıklı  doğum yöntemi olarak kabul edilen normal doğum sonrası hem annenin iyileşmesi çok daha kısa sürede meydana gelmekte hem de bebek anne ile hemen doğum sonrası ten teması kurduğu için anne ile bebeğin uyumu daha iyi olmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerin daha sağlıklı oldukları hatta psikolojik açıdan sezaryenle doğan bebeklere oranlar ileriki dönemlerde daha az depresyona girdikleri belirlenmiştir.

Günümüzde normal doğum acıdan korkan anne adayları için ağrısız doğum ve suda doğum olmak üzere farklı pek çok yöntem ile yaptırılabilmektedir. Özellikle de ağrısız normal doğum son yılların en çok tercih edilen doğum yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Bu yöntem ile özel olarak hazırlanan anestezik etkiye sahip ilaçlar anne adayının omurilik bölgesinden vücuda verilmekte ve doğumun son anlarında anne adaylarının özellikle de bebeğin başının çıkması anında yaşanan büyük acıyı duymaları engellenmektedir


Suda doğum ise suyun rahatlatıcı etkisinden yararlanılarak gerçekleştirilen doğum yöntemidir. Bu yöntemde yine özel olarak hazırlanan ve hijyenik olarak uygun hale getirilen su dolu bir havuz içerisine alınan anne adaylarının doğumu normal yollardan yapmasına olanak sağlanmaktadır. Bu yöntemin etkilerinin psikolojik olduğu savunulsa da yapılan istatistiksel çalışmalar suda doğum yapan anne adaylarının büyük bir bölümünün daha az ağrı duyduğunu ortaya koymaktadır. 

0 yorum

Gebelikte Alkol Kullanımının Zararları

Gebelikte alkol kullanımının zararları hakkında yapılan geniş çaplı araştırmalar sonucunda gebeliğe verdiği zararların yanı sıra bebeğin sağlığını da olumsuz yönde etkilediği belirlenmiştir. Gebelikte alkol kullanmak erken doğum ve düşüğün en önemli nedenleri arasında yer alırken ayrıca yapılan araştırmalar bebeklerde zeka geriliğine neden olduğunu göstermektedir.

Alkol hızlı bir şekilde kana karıştığı için kan yolu ile bebeğe de direkt geçmekte ve korumasız olan bebeğin sinir sisteminde büyük hasarlar oluşmasına neden olmaktadır. Alkol içerisinde bulunan etken maddeler direkt olarak sinir sistemine saldırır. Ancak yetişkinlerin güçlü olan bağışıklık sistemi gerçekleştirilen saldırıların büyük bir bölümünü etkiler ve uzun süreli kullanım olmadığı takdirde büyük oranla alkol kalıcı hasarların oluşmasına neden olmaz. Ancak ne yazık ki anne karnındaki bebek bu tip bir koruma kalkanına sahip olmadığı için alkol tüketiminden çok daha fazla etkilenmekte ve daha büyük zarar görmektedir.

Bu nedenle anne adaylarının planlı bir şekilde hamile kalıyorlarsa hamile kalmaya karar verdikleri andan itibaren plansız bir hamilelik yaşıyorlarsa da hamile olduklarını öğrendikleri ilk andan itibaren alkol tüketimini hemen bırakmaları gerekir. Gebelikte alkolün zararları arasında erken doğum ve bebekte zeka geriliğinin yanı sıra ayrıca ölü doğum, kalp hastalıkları gibi kronik hastalıklara yatkınlık, düşük, gelişim geriliği ve uzuvlarda eksiklik gibi son derece ciddi pek çok etki bulunmaktadır. 

0 yorum

Hamilelik Testi Ne Zaman Yapılmalı

Kadınların hamileliklerini kesin olarak belirlemek için kullandıkları yöntemlerden biride hamilelik testidir. Hamilelik testi evde uygulanabilen basit idrar testlerinin yanı sıra sağlık merkezlerinde oluşan kanda gebelik testlerini de kapsamaktadır. İdrarda gebelik testinin uygulaması çok daha kolay olup doğruluk oranı ise testin uygulanışına bağlı olarak değişmektedir.

İdrarda gebelik testinden en doğru sonucu alabilmek için adet gecikmesinin yaşanmasını ve bu gecikmenin üzerinden en az 5 gün geçmesini beklemek gerekir. İdrar numunesinden gebelik tayini yapılan bu testlerin daha erken uygulanması halinde testin tespit ettiği gebelik hormonu olan HCG adlı hormon henüz yeteri kadar yükselmediği için gebelik olmasına rağmen testte negatif sonuç çıkma riski yükselmektedir. Gebelik testi hatalı pozitif çıkma şansı ise nerede ise sıfırdır. Çünkü bu test kiti HCG hormononu tespit etmektedir ve bu hormon gebeliğe bağlı olarak yükselişe geçmektedir.

Gebelik testiniz pozitif çıktığı halde gebe olmadığınızı öğrendiyseniz bu durumda hemen genel sağlık taramasından geçerek bu durumun araştırılmasını sağlamanız gerekir.  Ancak bu milyonda bir görülebilecek bir durumdur ve pozitif çıkan gebelik testleri büyük oranda doğru testlerdir. İdrarda gebelik testi ise yanılma payı en düşük olan gebelik testi olup gebeliğin üzerinden 7 gün geçtikten sonra dahi doğru sonuç verebilmektedir. Erken gebelik testi olarak satılan testlerin ise uygulanması için en azından korunmasız olarak girilen ilişkinin üzerinden en az 15-20 gün geçmesi gerekir. 

0 yorum

Yumurtlama Dönemi Nasıl Hesaplanır

Yumurtlama döneminin bilinmesi en çok gebe kalmak isteyen kadınlar için önemlidir. Yine aynı şekilde gebe kalmak istemeyen kadınlarda yumurtlama döneminde korunmasız olarak cinsel ilişkiye girmeyerek kendilerini koruma imkanına sahiptir. Peki yumurtlama dönemi nasıl hesaplanır ve yumurtlama dönemi nedir?

Düzenli olarak adet gören her kadın belirli bir döngü içerisinde yumurtlar. Yumurtlama dönemi içerisinde cinsel ilişkiye giren kadınların gebe kalma ihtimalleri son derece yüksek olduğu için planlı gebelik yaşamak isteyen ya da tüp bebek tedavisi olan anne adayları için bu tarihin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Yumurtlama dönemi hesaplaması için mutlaka düzenli adet görülmesi şarttır. Düzenli olarak adet görmeyen kadınlarda yapılacak hesaplama yanlış sonuçların alınmasına neden olabilir.

Bu nedenle düzenli olarak adet görmüyorsanız yumurtlama hesaplama işleminin yerine yumurtlama testleri olarakta bilinen ovülasyon testleri kullanmanız doğru sonuç almanız adına daha uygun olacaktır. Düzenli adet gören kadınlarda ise bu hesaplama bir sonraki adet başlangıç tarihinden önce geriye doğru sayılara bulunur ve 2 hafta yani 14 gün sonrası yumurtlama tarihi olarak kabul edilir. Ancak bu hesap pek çok kez çeşitli nedenlerden dolayı yanlış çıkabileceği için en doğrusu yumurtlama test kiti kullanmaktır. Bu test kiti aynı gebelik testlerine benzemekte olup yapılacak test sonucunda yumurtlama döneminde olup olmadığınız belirlenir. Yumurtlama döneminde son derece hafif kanlı akıntı ve vücut ateşinin yükselmesi gibi belirtiler de ortaya çıktığı için bu belirtileri takip ederek yumurtlama döneminde olduğunuzdan emin olmanız da mümkündür. 

0 yorum

Hamilelikte Kilo Artısı Nasıl Olmalı

Hamilelik döneminde anne adaylarının kilo alması kaçınılmazdır. Önemli olan bu sürecin sonuna kadar alınacak toplam kilo miktarıdır. Hamilelikte kilo almamak için diyet yapmakbebeğinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Zaten gebelikte sağlıklı beslenme ve egzersiz programları beraber uygulandığı takdirde aşırı kilo alınması mümkün değildir. Peki hamilelikte kilo artışı nasıl olmalı?

Hamilelikte anne adayının alacağı kilonun belirlenmesinde en önemli etken anne adayının gebe kaldığında sahip olduğu kilodur. Hamile kaldığında aşırı düşük kiloya sahip olan anne adayı gebeliği boyunca daha fazla kilo alma imkanına sahipken yüksek kiloda hamile kalan anne adaylarının kilolarına çok daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir.


Gebelikte aşırı kilo alma hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı açısından pek çok riskin oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca alınan her fazla kilo doğumun daha zor olmasına neden olmaktadır. Normal kiloda hamile kalan anne adaylarının gebeliklerinin sonuna kadar 9-12 kilo almasına müsade edilmektedir. Bu kiloların büyük bir bölümü 7. aydan sonra alındığı için ilk aylarda fazla kilo almamaya çalışılması gereklidir. Doğum ile beraber 4-5 kilo kaybedilmekte kalan fazla kilolar ise 1 senelik süreçte çoğunlukla diyete bile gerek kalmadan emzirme döneminde verilmektedir. Bu nedenle gebelikte kilo almamak için ekstra bir çaba sarf etmeye gerek yoktur. 

0 yorum

Sezaryenle Dogum Nedir

Sezaryenle doğum doğumun normal olarak meydana gelmesinin mümkün olmadığı zamanlarda uygulanan cerrahi müdahaledir.

Bu yöntem ile bebek annenin karın bölgesine açılan küçük bir kesi ile annenin karnından çıkarılmakta ve doğum gerçekleştirilmektedir. Sezaryenle doğum son yıllarda ülkemizde daha çok keyfi olarak uygulanan bir doğum yöntemi olarak öne çıkarken pek çok zararı olduğu için artık Sağlık Bakanlığı tarafından yakın takip altına alınmıştır.


Sezaryenle doğum yapanlar hem çok daha zorlu bir iyileşme sürecinden geçmekte hem de sonraki gebeliklerinde benzer sorunlar yaşamaktadır. Bu nedenle anne adayının ve bebeğin sağlığını tehlikeye atacak risklerin bulunmadığı her gebelik kesinlikle normal doğum ile son bulmalı ve keyfi sezaryenle doğum uygulamalarından mutlak suretle kaçınılmalıdır. Sezaryenle doğumun zararları olduğu unutulmamalı ancak normal doğumun mümkün olmadığı ve doktorun önerdiği gebeliklerde de bu sakıncalar nedeni ile normal doğum yapmak için ısrarcı olunmamalıdır.

Bebeğin baş gelişli olarak doğum kanalına inmediği ya da çok iri olduğu gebeliklerde mutlaka vakit kaybedilmeden sezaryenle doğum uygulanmalıdır. Bebekten kaynaklanan faktörlerin yanı sıra annenin engellenemeyen doğum korkusu yaşadığı gebeliklerde de doğumu riske atmamak için sezaryenle doğum yapılması tercih edilmelidir. Gerek anne adayı gerekse de doktor tarafından gereksiz yere ısrar edilen normal doğum vakalarının büyük bir bölümü ne yazık ki ya anne adayının ya da bebeğin hayatını kaybetme riskini ortaya çıkarmaktadır.

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI