işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
yorgunluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yorgunluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çabuk yoruluyorsanız dikkat!

Kalp kapak hastalıkları, kalp kapaklarının doğumsal veya sonradan kazanılmış bozuklukları sonucu ortaya çıkan; kalp yetersizliği ve kalp ritim bozukluklarına yol açabilen bir hastalıktır

Kalbimizde ikisi karıncık ve kulakçıklar arasındaki kan geçişini sağlayan mitral ve triküspit kapaklar; diğer ikisi ise kalpten çıkan büyük damarların kalp ile birleştikleri yerde bulunan pulmoner ve aort kapaklar olmak üzere dört adet kalp kapağımız bulunur. Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yelda Tayyareci ve Liv Hospital Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özkara, kalp kapak hastalıklarının tedavisini anlattı.

Kalp kapak hastalıklarının belirtileri nelerdir?
Kalp kapak hastalıklarında en sık görülen yakınmalar, özellikle efor sırasında meydana gelen nefes darlığı ve çabuk yorulmadır. Bu yakınmalara çarpıntı da eşik edebilir. Kalp kapak hastalıklarının ileri dönemlerinde ise, bacaklarda şişlik, istirahatte ve gece uykuda meydana gelen nefes darlığı ile karında şişlik görülebilir.

Kalp kapak hastalıkları tanısı nasıl konulur?
Kapak hastalıklarının tanısı, ekokardiyografi adı verilen gelişmiş bir kalp ultrason görüntülemesi ile mümkün. Burada ekokardiyografik incelemeyi yapan kalp uzmanının kapak hastalıkları konusunda deneyimli olması, tedavi yaklaşımının belirlenmesi açısından oldukça önem taşıyor. Bunun yanında günümüzde yeni gelişmiş teknolojiler olan üç ve dört boyutlu ekokardiyografi cihazları kullanılarak, bu konuda deneyimli merkezlerde kalp kapaklarını gerçeğine çok yakın bir kalitede görüntülemek ve incelemek mümkün olabiliyor.

Kalp kapak hastalıkları nasıl tedavi edilir?
Kalp kapak hastalıkları; kapak darlıkları veya yetersizlikleri olmak üzere iki grupta incelenir. Yapılan ekokardiyografi inceleme ve kişinin şikâyetleri göz önüne alınarak hastalığın hafif, orta veya ciddi şiddette olduğuna karar verildikten sonra, tedavi yaklaşımı belirlenir. Günümüzde hastanın kişisel özelliklerine bağlı olarak değişebilmekle birlikte hafif ve orta şiddetteki kapak hastalıklarında ilaç tedavisi ile hastalığın seyri yavaşlatmaya çalışılırken, ciddi kapak problemlerinde genellikle operasyon tercih edilir.

Kalp kapak değişimi veya tamiri ameliyatsız yapılabilir mi?
Son yıllarda tıbbi teknolojideki gelişmeler ile bazı kalp kapaklarının ameliyatsız tamiri mümkün olabiliyor. Günümüzde artık TAVİ denilen yöntem ile aort kapağı kasıktan kateterler yolu ile anjiyografiye benzer şekilde değiştirilebiliyor. Yine mitral kapağın da kateter yolu ile ameliyatsız tamiri mümkün. Ancak bu yaklaşımlar şimdilik ameliyat olması yüksek riskli olan kişilerde tercih ediliyor.

KALP KAPAĞI AMELİYATLARI GÖĞÜS KAFESİ AÇILMADAN YAPILABİLİYOR
Kalp kapak hastalıkları, özellikle mitral ve aort kalp kapak hastalıklarını kapsıyor. Günümüzde bu kapak hastalıkları, kapak değiştirilmeden protez konularak da tedavi edilebiliyor.

Mitral kapak ameliyatları, özellikle son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde hastanın göğüs kemiği açılmadan, koltuk altına yakın bir bölgeden küçük kesilerle girilerek başarılı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Hastanın kapak yapısı uygun değilse ya da daha önceden kalp kapağına müdahale edilmişse o zaman kapağı değiştirmek gerekiyor. Bu tedavide özellikle ileri yaştaki hastalarda hayvanlardan elde edilen biyolojik kapaklar tercih ediliyor. Zira kapak değiştirme ameliyatları oldukça başarılı sonuçlar veriyor. Son beş sene içerisinde hızla gelişen kapalı yöntemlerle kasıktan girilerek kapak yerleştirmesi de başarıyla sonuçlanıyor. Günümüzde bu tedavi yöntemi de ameliyat şansı olmayan hastalara uygulanıyor. Kapalı ameliyat yöntemleri ile hastanede kalış süreleri nispeten daha az olmakla birlikte bu hastaların sosyal hayata geri dönme süreleri de kısalıyor. Aort kapak cerrahisinde ise sadece aort kapağa müdahale edilecekse ameliyat yine küçük kesilerle yapılıyor. Bu şekilde hastalar kozmetik ve yaraların çabuk iyileşmesine bağlı olarak ayağa çabuk kalkma açısından büyük fayda görüyor.
0 yorum

Kronik Yorgunluk Sendromu

Son zamanlarda grip olmadığınız halde sürekli başınız ve kaslarınız ağrıyor; her fırsatta dinlenmenize rağmen bir türlü kendinizi toparlayamadığınızı hissediyorsanız Kronik Yorgunluk Sendromu yaşıyor olabilirsiniz.

Birçok hastalıkla benzer özellikler gösterdiği için fark edilemeyen Kronik Yorgunluk Sendromu’nu, Hisar Intercontinental Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Akif Nuri Doğan’dan öğrendik…

Bir takım teoriler olsa da kronik yorgunluk sendromunun nedeninin belli olmadığını dile getiren Uzm. Dr. Doğan; ‘Kronik Yorgunluk Sendromu bozuk bir bağışıklık sistem yapısından meydana gelen sinir sistemi inflamasyonudur. Özellikle 30-50 yaş grubundaki kadınlarda daha fazla görülen hastalığın semptomları grip ya da diğer viral enfeksiyonlara çok benzer. Kas Ağrısı, aşırı yorgunluk ve baş ağrısı en sık görülen belirtileridir. En önemli nedeni strestir.’ diye konuştu.

Kronik Yorgunluk Sendromu mu Yaşıyorum?

• En az 6 aydır ne kadar dinlenirseniz dinlenin geçmeyen bir yorgunluğunuz varsa,
• Bu yorgunluğa baş ve kas ağrıları eşlik ediyorsa,
• Günlük aktivitelerinizi kısıtlayacak kadar ağrı çekiyorsanız,
• Egzersiz sonrası 1 saat içerisinde geçecek ağrılarınız 24 saat geçse de azalmıyorsa,
• Unutkanlık ve konsantrasyon problemleri yaşamaya başladıysanız,
• Kızarıklık, şişlik gibi Artrit belirtileri olmayan eklem ağrıları çekiyorsanız,
• Sersemlik hissi yaşıyorsanız,
• 5-8 saat uyumanıza rağmen uykunuzu alamıyorsanız,
• Sese, gürültüye, ışığa, çevresel faktörlere karşı aşırı duyarlıysanız,
• Ateşiniz çok olmasa da yükseliyorsa (38,3’ten daha az olan ateş),
• Boğazınızda ağrı ve yanma varsa, hekiminize başvurmanızda fayda var. Kronik Yorgunluk Sendromu yaşıyor olabilirsiniz.

Tanı ve Tedavi

Kronik Yorgunluk Sendromu için spesifik bir test yoktur. En az dört semptomun bir arada görülmesi gerekir. Özellikle çok uzun süreli nedensiz yorgunluk tanı koymada önemli rol oynar. Yapılan muayene ve testlerle olası sebepler dışlandıktan sonra tanısı konulan hastalığın semptomik ve kombine tedavisi gerekir. Tedavinin amacı semptomları azaltmaktır. Birçok Kronik Yorgunluk Sendromu hastasının tedavi ile düzelen depresyonu ve psikolojik bozuklukları vardır. Tedavi;

• Davranışsal terapi ve bazı hastalar için derecelenmiş egzersiz
• Sağlıklı beslenme
• Uyku yönetim teknikleri
• Ağrıyı, rahatsızlığı ve ateşi düşürecek ilaç tedavisi
• Anksiyete için ilaç tedavisi
• Depresyon için ilaç tedavisi kombinasyonunu içerir.

Kronik Yorgunluk Sendromu yaşayan hastalar aktif bir sosyal yaşam için teşvik edilir. Rahatlama ve stres azaltma teknikleri kronik ağrı ve yorgunluğu azaltmaya yardımcı olabilir, fakat bunlar Kronik Yorgunluk Sendromu için esas tedavi yöntemi değildir. Orta dereceli fiziksel egzersiz de yararlı olabilir. Hekiminiz ne kadar aktivite yapabileceğiniz ve yavaşça bunu nasıl artırabileceğiniz konusunda size yardımcı olabilir. Eğer inatçı, sık yorgunluk hissediyorsanız hastalığın semptomları olsun ya da olmasın uzmanınızı arayın. Başka ciddi hastalıklarda benzer bulgular verebilir ve bunların dışlanması gereklidir.

Kronik Yorgunluk Sendromu ile Başa Çıkmanın İpuçları…

• Yorgun hissettiğiniz günlerde çok fazla egzersizden kaçının.
• Aktivite, dinlenme ve uyku zamanlarınız arasındaki dengeyi sağlayın.
• Büyük görevleri daha küçük yapabilir boyuta indirgeyin.
• Daha zorlu görevleri haftaya yayarak yapın.
• Derin nefes egzersizleri yapın.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI