işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Cilt Bakımında Faydalı Dogal Ürünler

Cilt bakımı, sanıldığı gibi pahalı ürünlerin satın alınarak uygulanmasına bağlı değildir. Evlerde bulunan doğal ürünlerle de mükemmel bir cilt bakımı sağlanabilir. Yararı olan malzemelerin bilinmesi ve maske haline getirilmesi yeterli olacaktır.

Kuru ciltler için, evde bulunan ürünlerle harika ve pratik bir maske yapmak mümkündür. Bu maske için, süt, tuz ve bal kullanmak yeterlidir. Uygun bir şişenin içine, 1 litre süt, 1 fincana yakın tuz ve yarım fincan kadar bal katılmalıdır. Bu karışım iyice çalkalanmalıdır. Ardından, elde edilen maske, tüm vücuda sürülür ve ovalanır. Ardından ılık su ile durulama yapılır. Süt, cildi, kurutmadan arındıracaktır. Tuz ise ölü derinin giderilmesini sağlayacaktır. Bu uygulamanın haftada 1 defa uygulanması yeterli olacaktır.

Ayak topuklarının çatlamasından yakınan kişiler için mucize bir ev maskesi ise, sadece vazelin ve Gripin’den oluşmaktadır. 1 kutu vazelin alınır ve içerisine 2 adet Gripin adlı tabletin içinde bulunan toz katılır. İyice karıştırıldıktan sonra, ayaklara uygulanır. Ardından çorap giyilerek birkaç saat bekletilir. Gece yatarken yapılması iyi olacaktır.

Birkaç uygulamadan sonra çatlak sorunu kalmayacaktır. Ellerinde kuruluk sorunu yaşayan kişiler için de, uygun bir ev maskesi mevcuttur. Bu maskede sadece zeytinyağı ve limon suyu kullanılması yeterlidir. 1 adet limonun suyu taze olarak sıkılır. İçine 3 damla zeytinyağı eklenir ve iyice karıştırılır. Hazırlanır hazırlanmaz ellere sürülmeli ve yarım saat bekletilmelidir. Ardından pamukla silinmeli ve ılık su ile yıkanmalıdır. Eller uzun süre suda kaldığında ve ihtiyaç duyulan her an bu maske uygulanabilir.


Cildinin kuruluğundan şikayetçi olanlar için, pratik bir yüz maskesi tarifi de mevcuttur. Küçük bir kapta, 1 adet yumurtanın sarısı ve 1 yemek kaşığı süt iyice karıştırılır. Tüm yüze iyice sürülür ve ince bir bez ile örtülerek 15 dakika beklenir. Zaman dolduğunda, temiz bir mendil ile maske silinir. Ardından önce ılık, sonrasında soğuk su ile cilt yıkanır. Bu maskenin haftada 1 kez uygulanması yeterlidir. Siyah noktalar, birçok kişinin derdi olmuştur.
Bunun da çözümü ev yapımı maske ile mümkündür. Haftada 1 defa uygulanacak bir maske ile kısa sürede siyah noktalardan kurtulmak mümkündür. Bir kase yoğurt alınır ve taze sıkılmış bir limonun suyu, bu yoğurda katılır. İyice karıştırılarak yüze sürülmelidir. Gözlere temas etmemesine dikkat edilmelidir. Maske, yüzde, 15 dakika bekletilmelidir. Ardından ılık su ile iyice temizlenmelidir.

0 yorum

Çiller İçin Cilt Bakımı

Çiller, kimileri tarafından sevimli bulunurken, kimileri de çillerinden kurtulmak isterler. Çoğunlukla genetik olan çiller, kişinin güneşe uzun süre maruz kalması ile çoğalırlar. Çilli kişilerin, çillerinde, kış aylarında azalma görülür. Bu da, çillerin, güneş ile doğrudan bağlantılı olduğunun bir ispatıdır. 

Çil,cildin koruma mekanizmasının devreye girdiğini gösterir. Bu nedenle,çillerinin çoğalmasını istemeyen kişiler,güneşe çıkmadan koruyucu malzemeler kullanmalıdırlar. Çiller, genellikle, sarışın ve kızıl olan açık tenli kişilerde görülmektedir. Bu kişilerin bir çoğunun renkli gözlü olduğu da fark edilmiştir. Ancak bu grubun dışındaki kişilerde de çillenme görülebilir.

Çiller genellikle kendiliğinden yok olmazlar. Doğuştan bu özelliğe sahip olan çocuklarda, çillerin ilk 20 yıl içerisinde azalarak yok olduğu görülür. Bu durum tedavi gerektirmez. Ancak, güneş sonucu oluşan çillerden kurtulmak için tedavi ve uygun bakım mutlaka yapılmalıdır. En önemli husus ise, ciltte oluşan her lekelenmenin çil ile karıştırılmamasıdır. Karaciğer hastalıkları ve birçok hastalık, ciltte lekelenme ile kendini göstermektedir. Ciltte oluşan lekelerin çil olduğundan emin olunduktan sonra, gerekli bakıma başlanmalı ve aksatılmamalıdır.

Çillerinden kurtulmak isteyen kişi, öncelikle güneşten korunmalıdır. Cildini doğrudan güneşe maruz bırakmamalıdır. Güneşe çıkması gereken zamanlarda, mutlaka koruyucu kremlerden kullanmalıdır. Çillerini tedavi etmek isteyen hanımlar, makyaj malzemesi satın alırken, fondötenlerini mutlaka güneş koruyucu özellikli seçmelidirler. Taze sıkılmış limon suyunu pamukla cilde sürmek, çillerin yok olmasına yardımcı olacaktır. Papaya suyu, ciltte bulunan lekelerin renklerini açacaktır. Bu sebeple aynı limon suyu gibi pamukla cilde sürülmelidir. 

Cilt bakımı uygulamasında özel bir maskeyi de zaman zaman uygulamak iyi gelecektir. 1 adet salatalık iyice rendelenmelidir. Ardından salatalığın suyu çıkarılmalıdır. Bu salatalık suyuna, 1 yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu ve 1 yemek kaşığı bal ilave edilmelidir. İyice karıştırılan maske, çillerin üzerini kaplayacak biçimde uygulanmalıdır. Yarım saat beklettikten sonra ılık su ile temizlenebilir. 
Alternatif bir maske de, taze sıkılmış limon suyu, taze sıkılmış portakal suyu ve maydanoz suyunun karışımı ile elde edilebilir. Ekşi süt kullanımı da işe yarayacaktır. Ekşi bir süt ile yüzün yıkanması, çillerin renginin açılmasını sağlayacaktır. Düzenli olarak bu uygulama yapılabilir. 

Cilt bakımını içten de desteklemek amacı ile C vitamini takviyesi alınması yararlı olacaktır. Tüm bu uygulamaların düzenli uygulanmasına rağmen olumlu bir gelişme olmuyorsa, modern tıbbın tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Günümüzde doktor yardımı ile kısa sürede çillerden kurtulabilmek mümkündür.

0 yorum

Bebegin Cinsiyeti Ne Zaman Belli Olur

Kadın ile erkeğin cinsel birleşmesi sonrası gebeliğin meydana gelmesi halinde yumurtanın daha ilk döllendiği anda aslında bebeğin cinsiyeti de belli olmaktadır. 

Babadan gelen kromozomlar ile bebeğin cinsiyeti belirlenirken bu cinsiyetin anlaşılması için belirli bir süre geçmesi gerekir.Anne karnındaki bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi için en azından 3.ayın dolması beklenmelidir.Bebeğin cinsiyetinin erkek olması ve ultrason ile görüntüleme yapılırken bacaklarını açması halinde bu süre daha erken olabileceği gibi bacaklarını kapalı tutan bebeklerde ise süre uzayabilmektedir.

Ancak erkek bebeklerin cinsel organlarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde daha kolay belirlenebilmesi erkek bebek bekleyen çiftlerin çocuklarını daha erken öğrenmelerini sağlamaktadır. Bebeğin cinsiyeti için en doğru sonucu almak isteyen anne adaylarının en azından 20. haftayı beklemeleri bu nedenle önerilmektedir. Bebeğin cinsiyeti ultrason ile görüntüleme yönteminde belirlenemiyorsa kromozom taraması yapılarak öğrenilme imkanı da bulunmaktadır. Ancak bu yöntemde anne karnındaki sıvıdan örnek alınması gerektiği için pek tercih edilmemektedir.

Bunlara ek olarak son yıllarda yaygınlaşan evde cinsiyet testi kesinlikle önerilmemekte olup testin doğruluk oranı ise sadece yüzde 70-80 civarındadır. Her anne adayı bir an önce bebeğininin cinsiyetini öğrenmek için sabırsızlık yaşayabilir ancak bunun için acaleci davranarak yanlış cinsiyet belirleme olayları yaşamamak adına en azından gebeliğin 16. haftasını doldurmasını beklemek daha doğru sonuçlar almak adına önemlidir. 
0 yorum

Dis Çıkarma Döneminde Uykusuzluk Ve İshal

Bebeklerde diş çıkarma döneminde genel bir huzursuzluk gözlemlenebilir. Bu süreçte özellikle de diş damağı yarana kadar bebeğin diş kaşımak amacı ile özel olarak üretilen dişlikler ve gerekli görüldüğü durumda diş jelleri ile rahatlatılması önemlidir. Bebeğiniz diş etleri kaşındığı için eline aldığı her şeyi ağzına götürmek isteyeceği için bu dönemde özellikle yutabileceği nesnelerden uzak tutulması önemlidir.Diş çıkarma döneminde ishal son derece sık görülen bir rahatsızlık olup çoğunlukla ilaç kullanımına gerek kalmadan atlatılabilmektedir. Ancak bebeğin çok şiddetli ishal olması durumunda bebeğinizin aylık rutin kontrollerini takip eden doktorunuza durumu danışarak ishal ilaçları arasında bebeğinize uygun olanı kullanabilirsiniz.

Diş çıkarma döneminde uykusuzluk ise bebeğin yaşadığı genel rahatsızlık hissinden kaynaklanmaktadır.Dişin diş etini yarıp çıkması aşamasında ne yazık ki bebekler zorlandığı için bu dönemde huysuzlanabilmektedir. Bunun önüne geçilmesi adına bebeğin özellikle de buzdolabına konularak soğutulan ve içinde su bulunan dişlikler kullanması sağlanmalı ayrıca akşam karnı iyice doyurulduktan sonra yatmadan önce ılık bir banyo yaptırılması gereklidir. Yine sağlığa uygun ve bebeklere hiçbir zararı bulunmayan özel diş jelleri gece yatmadan önce bebeğe son beslenmeden sonra uygulanırsa bebek uykuya daha rahat bir geçiş yapacaktır.Bu durumun geçici bir durum olduğunu ve bebeğinizin acı çektiğini unutmadan yeteri kadar sabır gösterebilirseniz bebeğiniz bu dönemi çok daha rahat atlatacaktır.

0 yorum

Çocuklar Neden Yalan Söyler

Aslında çocukların yalan söyleme nedenleri ile yetişkinlerin yalan söyleme nedenleri tamamen aynıdır. İnsanlar çoğu zaman doğaları gereği kendilerini korumak adına yalan söylemeyi tercih ederler. Yalanı hiç sevmem ya da hiç yalan söylemem diyen kişiler bile düştükleri zor bir durumdan kurtulmak adına çoğu zaman yalana başvuruda bulunabilir. Burada önemli olan çocuğun yalan söylemesi halinde alınacak önlemler ile bunun bir alışkanlık haline gelmesini önlemektir.

Çocuğunuzun yalan söylemesini istemiyorsanız yapmanız gereken ilk şey onun yanında asla yalan söylememektir. Bütün çocuklar aslında siz farkında olmasanız da çok iyi birer gözlemcidir. Bu minik meraklılar sürekli olarak sizi takip etmiyor ya da dinlemiyor gibi görünselerde etrafından yaşanan tüm gelişmeleri yakından takip eden küçük radarlar gibidir. Çocuğa nasihat vermek yerine ona güzel örnek olmak bütün sorunlarınızı çözecektir. 

Sürekli olarak çocuğunuza yalan söylemenin yanlışlığını anlatırken onun yanında bir kere bile yalan söylemeniz vereceğiniz tüm nasihatın sıfırlanmasına neden olur. Özellikle de çocuk kendisine karşı söylenen yalanı asla unutmaz.

Bazen çocuğunuzu daha kolay ikna etmek adına söylediğiniz küçük masum yalanlar aslında onu yalana teşvik etmekten başka hiçbir şey değildir. Çocuk yalan söylemeyi ne yazık ki çoğu zaman onun bakımını üstlenen kişiden ya da ilerleyen zamanda yakın çevresinden öğrenir. Bu nedenle çocuğunuzu kontrol edemeyeceğiniz yaşa gelene kadar yalan konusunda çok iyi terbiye etmeniz önemlidir. Bir kere çocuğun yalanı yanlış olarak kabul etmesi ömür boyu yalandan uzak durmasını sağlayacaktır. 

0 yorum

Bebeklerde İshal Nasıl Geçer

Özellikle de yeni doğan bebeklerde ishal bağırsak alışkanlıklarının yeni yeni oturmasına bağlı olarak çok sık görülmektedir. Bebeklerde ishal annelerin büyük bir panik yaşamasına neden olurken bebekte kilo kaybına neden olmadığı sürece ilaç takviyesine gerek olmadan alınacak basit önlemler ile tedavi edilmektedir. Anne sütü emen bebeklerde ishal başlaması durumunda alınabilecek tek önlem bebeğin daha sık emzirilmesidir.

İshal bazen mikrop kaynaklı olarak ortaya çıkabilir ve bu gibi durumlarda mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gerekir. Bu nedenle gereken testlerin yapılmasını sağlamak amacı ile ishal vakasının yaşanması halinde bebeğinizin kontrollerini takip eden doktorunuzu konu hakkında bilgilendirmeniz önemlidir. Doktorunuzun size soracağı ilk soru bebeğininiz kaç kere dışkılama yaptığı olacaktır. Bu nedenle ishal yapılan dışkı sayısını takip etmeniz gerekmektedir. Ayrıca kakada kan olup olmadığının kontrolü de gereklidir.

Kanlı ishal özellikle de bebeklerde çok tehlikeli kabul edildiği için vakit kaybedilmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvuruda bulunması zorunludur. Ek besine geçiş döneminde yenilen yiyeceklerde yaşanan değişikliklere bağlı olarak ishal çok sık görülmektedir. Yeni geçtiğiniz ek besin sonrasında bebeğinizin ishal olması halinde ya ek besinin miktarını arttırmalı ya da yeni ek besine bir kaç gün ara vermeniz gerekebilir. Bunlara ek olarak özellikle de ishal yaptığı bilinen bir meyveyi verirken o meyvenin içerisine muz gibi bağırsakları tutan bir meyveyi de karıştırmanız bebeğinizi ishalden korumak için alabileceğiniz güzel bir önlemdir. 

0 yorum

Bebekler Neden Aglar

Bebeklerin ağlama nedenleri çok çeşitlidir ancak tüm ağlama nedenleri ortaya çıkan memnuniyetsizliği dile getirmek içindir. Örneğin bebeğin altını ıslatması ya da karnının acıkması gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan memnuniyetsizlik duygusu ağlayarak belli edilir. Bebeklerin ağlama yetenekleri aslında onların çalan alarmları olarak algılanmalıdır. Özellikle de ilk bebeklik döneminde ağlamaların tümünün belirgin nedenleri vardır.

Ancak bebek büyüdükçe ağlamanın kullanılacak bir silah olduğunu öğrenerek bunu kendi ihtiyaçlarını istediği şekilde gerçekleştirmeniz için kullanabilir. Örneğin kendi odasında yatmaya alıştırdığınız bebeğinizi bir gece ağladığı için yanınıza aldığınız takdirde bebeğinize aslında yeteri kadar ağlaması halinde yanınıza gelebileceğini öğretmiş olursunuz. 
Bu nedenle bebek büyütürken kesinlikle kararlı olunması ve asla yanlış denilen bir tutumun bebeğin ağlaması nedeni ile değiştirilmemesi gerekir. Bebeklerin ağlarken yapmış oldukları hareketler onların ağlama nedenlerini anlamanıza yardımcı olacaktır.

Zaten bir süre sonra anne ile bebek arasındaki uyum sağlanmış olacağı için anne bebeğin ağlama sesinden ve ağlarken yaptığı hareketlerden ağlama nedenini anlayacak duruma gelecektir. Örneğin ağlarken sürekli oranırken yalanan bir bebeğin ağladığı anlaşılırken ağlarken kulağını tutan bir bebeğin kulak ağrısı çektiği belli olmaktadır. Aynı şekilde ağlarken bebeğin ayaklarını karnına çekmesi gaz sancısı yaşadığını göstermektedir. Bebekler bir sağlık problemleri olmadığı takdirde genelde altları kuru ve karınları tok olduğu zamanları uykuda geçirmektedir. Özellikle de ilk 1-2 aylık dönemde bebeğin uyuması gelişmesi açısından çok önemlidir. 
0 yorum

Anne Sütünü Arttıran Yiyecekler

Anne sütünü arttırmanın en etkili yolu bebeğinizi düzenli olarak emzirmektir. Emzirmeye duyarlı olan süt bezleri bebeğiniz emdikçe daha fazla süt salgılar. Bu nedenle sütünüzü arttırmak için ilk dikkat etmeniz gereken nokta bebeğinizi sık sık emzirmektir. 

Yine anne sütünün temel maddesi olan su emziren anneler tarafından çok sık içilmelidir. Bunlara ek olarak anne sütünü arttıran yiyecekler olduğu da bilinmektedir. Bunlar arasında ilk sırada anason yer almaktadır. Ayrıca biraların yapımında kullanılan mat anne sütünü yine bariz şekilde arttıran önemli bir bitkidir.

Isırgan otu ve rezene gibi bitkilerin yanı sıra soğan gibi sebzeler de işe yaramaktadır. Ancak anne sütünü arttırmak için kesinlikle en çok tavsiye edileni tamamen doğal olması açısından ısırgan otu çayı ve rezene çayıdır. Annenin yediği ve içtiği her türlü besin maddesinin bebeğe de geçeceği unutulmamalıdır. Bu nedenle süt yapması için yenilen ve içilen alakasız şeyler bebeklerin sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin süt yaptığına inanıldığı için sürekli olarak kuru fasulye yiyen bir annenin bebeği aşırı derecede gazlanacağı için rahatsızlanabilir.

Anne sütünü arttırmak için size düşen görev yeteri kadar su içmek ve bebeğiniz istemese dahi ilk doğduğu günler onu 2 saatte bir emzirmektir. Bunun yanı sıra annelerin kesinlikle bebeğime sütüm yetmiyor gibi olumsuz düşüncelerden arınması gerekmektedir. Bebeğini emziren anne sürekli olarak senin sütün yetiyor, süt bebeğe yaramış bak kilo almış gibi olumlu sözlerle motive edilmesi gerekir.  

0 yorum

Ceviz Yagının Faydaları Nelerdir

Ceviz üzerine yapılan her araştırma sonucunda yeni bir etkisi ortaya çıkarılan mucize bir besindir. Ceviz ağacının meyvesi olan cevizin kendisi kullanıldığı gibi aynı zamanda ceviz yaprağı, cevizin kabuğu ve cevizin özel işlemlerden geçirilmesi ile elde edilen ceviz yağı da kullanılmaktadır.Cevizi eline alan herkesin aklına şekli nedeni ile insan beyni gelmektedir. Ceviz içerisinde barındırdığı zengin Omega 3 yağları nedeni ile beyinin en büyük destekçisidir ve bu özelliği nedeni ile zeka gelişiminin büyük bir hız ile inşaa edildiği çocukların günlük beslenme listelerinde mutlaka yer verilmesi gereken bir besindir.

Bu özelliği ile istisnasız tüm Beyin ve Sinir Cerrahisi doktorları hastalarına düzenli olarak günde en az 3 ceviz yemelerini önermektedir. Cevizin faydaları arasında ilk sırayı beyin gelişimlerini desteklemesi almaktadır. İçerisinde selenyum ve gümüş gibi elementler barındıran ceviz bu özelliği ile zeka gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Ceviz son derece güçlü bir antioksidan olması nedeni ile kansere karşı da koruyucu etki göstermektedir. Cevizin en etkili olduğu kanser türleri olarak prostat kanseri, meme kanseri ve kalın bağırsak kanseri ilk sıralarda yer almaktadır. Özellikle de kanserli hücrelerin yayılım hızını kesmesi nedeni ile tedavi sürecinde başarı oranını arttırmaktadır.

Omega 3 içeriği nedeni ile kalp sağlığını da destekleyen ceviz ayrıca yine içinde yüksek miktarda barındırdığı arginin sayesinde damar esnekliğini koruduğu için kalp damar sağlığı için de büyük bir öneme sahiptir. Günümüzün hastalıkları arasında yer alan kolestrol düşmanı olan ceviz kötü kolestrolün kontrol altında tutulmasını sağlamaktadır. Hafızayı kuvvetlendirici etkisi nedeni ile okula giden çocukların mutlaka sabah kahvaltısında ceviz tüketmeleri önerilmektedir. 

0 yorum

Adacayının Faydaları Nelerdir

Şifalı bitkiler arasında en çok bilinenlerden biride adaçayıdır. Adaçayı yabani olarak dağ tepelerinde kendiliğinden yetişen bir ottur. Açık yeşil renge sahip olan bu otun yaprakları uzun olup kokusu da son derece keskin bir yapıya sahiptir. Haziran ve Temmuz aylarında yaprakları çiçek açan adaçayı toplanmaya başlanır ve kış için güneşe serilip kurutulur. 

Daha ziyade kuru adaçayı kullanılsa da yazın bu otun taze yeşil yaprakları da tercihe göre kullanılabilmektedir. Adaçayı hazırlamak için kaynamış su kullanmanız yeterlidir. Bir su bardağı kaynar suyun içerisine katacağınız 2 çay kaşığı kurumuş adaçayını 5-10 dakika kadar demlemeye bıraktıktan sonra süzüp içmeniz halinde adaçayının faydalarından yararlanabilirsiniz. Adaçayı hazırlarken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta soğuk suyun içine koyarak kaynatmamaktır. Aksi halde tüm yararını kaybedecektir.

Adaçayı son derece şifalı bir bitkidir. Adaçayının faydaları arasında en bilineni çok güçlü bir antiseptik olmasıdır. Bu özelliği sayesinde ağız yaralarında, dişeti hastalıklarında ve boğaz ağrısında gargara yapılması tavsiye edilmektedir. Antiseptik özelliği sayesinde diş eti iltihaplanmasında adaçayı gargarası ağrıyı hemen kesecek, ağızda bulunan yaranın iyileşmesini sağlayacak ve boğaz enfeksiyonlarında boğaz ağrısını büyük oranda azaltacaktır.

Adaçayı aynı zamanda etkili bir gaz sökücüdür. Bu özelliği ile hazımsızlık yaşayan kişilerin kurtarıcısı olarak görülür. Bağırsak ve mide gazlarını sökerken aynı zamanda sindirim sistemini destekleyerek düzenli çalışmasını sağlar. Astım hastaları için göğüs yumuşatıcı etkisi nedeni ile kullanımı önerilmektedir. Sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri nedeni ile aşırı stres altında bulunan kişilerin sakinleştirici olarak kullanması önerilmektedir.

0 yorum

Artvin Devlet Hastanesi

Adres: Çarşı Mh., 08000 Artvin

Telefon:(0466) 212 1040

0 yorum

Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hastanesi

Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hst.


Kirazlıdere Mh.

05100 Amasya

0 yorum

Amasya Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi

Adres: Şeyhcui Mh. Amasya Kadın Doğum Ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi 05100

Merkez Amasya, 05100

Telefon:(0358) 252 7505

0 yorum

Meme Kanseri Tedavisi

Son yıllarda en çok yayılan kanser türü olan meme kanseri diğer tüm kanser türlerinde olduğu gibi erken evrede yakalandığı takdirde son derece kolay tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Meme kanseri tedavisi planlamasında en önemli etken kanserin tanı konulduğu evredir. Ayrıca yine hastanın genel sağlık durumu ve yaşı tedavinin planlamasında dikkate alınan önemli faktörler arasında yer almaktadır.

Meme kanseri tedavisi için tercih edilen ilk yöntem cerrahi müdahale olarak adlandırılan ameliyattır. Meme kanseri ameliyatı olarak bilinen bu yöntemde meme kanseri henüz ilk evrede yakalandı ise sadece kanserli hücrelerden oluşan kitle alınırken ileri evrelerde memenin bir bölümünün, memenin kendisinin tamamının ya da her iki memenin alınması da söz konusu olur. Ameliyat yapılamayacak kadar çok yayılan meme kanseri vakalarında ise izlenebilecek yöntemler hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Genç hastalarda ilk önce kemoterapi ile kanserli hücrelerin yayılımı engellenmeye çalışılır. Radyoterapi ile bu tedavi desteklenir ya da sadece kemoterapi yeterli görülebilir.

Kanserli hücrelerin yayılımını geriletme başarısı yakalanırsa hasta yine meme kanseri ameliyatı için hazırlanır ve kanserli dokuların alınması ile tedavi tamamlanır. Ancak bazı durumlarda ameliyat mümkün olmaz ve bu durumda radyoterapi ve kemoterapi tedavileri ile hastanın hem yaşam süresinin uzatılmasına hem de yaşam standartlarının yükseltilmesine çalışılır. Unutulmamalıdır ki tedavideki en önemli yarar hastanın moralini yüksek tutması ve iyileşeceğine kesin olarak inanmasıdır...


0 yorum

Testis Kanseri Tedavisi

Kanserlerin adlarından hastalığın çıktığı bölge anlaşılmaktadır. Testis kanseri, erkeklerde görülen bir kanser vakıasıdır. Testis kanseri, sperm üreten dokudan kaynaklı bir kanser tipidir. Ülkemizde ve dünyada oldukça sık rastlanan bu kanser tipi, ortalama olarak 15 ile 35 yaş arası erkeklerde en çok görülen kanser hastalıklarındandır. 
Yapılan araştırmalar neticesinde erkeklerde görülen bu hastalığın oranı %1 olarak tespit edilmiştir. Yaş ilerlemesine de bağlı olarak hastalığın artış gösterdiği kaydedilen bilgiler arasında yer almaktadır. Bu oran 20 ile 40 yaşları arasında diğer yaş grubuna göre 6 kat daha fazladır. Hastalık tamamen tedavinin ne zaman başladığına bağlı olarak riskli olup olmadığını gösterir. Diğer kanserler gibi sinsi olmayan bu kanser tipi erken müdahale ile kolayca mücadele edilebilen bir hastalıktır.

Testis Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Testis kanserinin belirtileri diğer kanser tiplerine göre daha belirgin olduğundan tedavi sürecine daha erken girilebilir. Testis kanserinin en büyük belirtileri ise şunlardır;

  • Testislerin birinin diğerinden büyük olması
  • Karın ağrısı
  • Skrotumda ağırlık hissi
  • Testislerin herhangi birinde ya da skrotumda ağrı
  • Seyrek olarak human chronic gonadotropin (HCG) artışına bağlı olarak göğüslerde büyüme ve hassasiyet.

Yukarıda saydığımız belirtiler başka hastalıklardan da kaynaklanabilen belirtiler de olabilir. Ancak testis kanserine yakalanma riskinin tam olarak tespit edilebilmesi yaklaşık olarak 2 haftadır. Eğer belirtiler 2 haftadan fazla yerini koruyorsa, bir tabibe başvurulmasında önem vardır.

Testis Kanserinin Tedavisi
Diğer kanser hastalıklarında olduğu gibi testis kanserinin tedavisi de hastalık evresine, yaş grubuna ve çeşitli hastalık şekillerine göre değişir. Hastalığın tedavisi genellikle 4 şekilde yapılmaktadır. Bunlar Cerrahi tedavi, radyasyon tedavisi, ilaç ve kemik iliği nakli tedavisidir.

Cerrahi Tedavi: Testis ve çevre dokusu, karın bölgesindeki lenf düğümleri ameliyat ile çıkartılır. Ancak bu tedavi şeklinde bir risk bulunmaktadır. Tek testisi alınmış kişilerde diğer testise kanserin bulaşma riski %2 ile 5 oranında kanserin gelişme riski bulunmaktadır.

Radyasyon Tedavisi: testislerde bulunan seminomlar radyoterapi dediğimiz tedaviye fazlasıyla duyarlıdır. Nonseminomlar ise bunun aksine duyarlı değildirler.

İlaç Tedavisi: diğer adı ile Kemoterapi olarak bilinen ilaç tedavisi nonseminomlarda cerrahi müdahaleden sonra, yan etki bakımından en az yan etkisi olan ilaçlar kullanılarak tedavi edilir.

Kemik iliği nakli: Henüz teşhis aşamasında iken kemik iliği nakli denen tedavi uygulanır. Tedavi şekli, hastanın kemik iliği kanser hücreleri alınarak, hücreleri öldürme etkisi olan bir ilaçla öldürür. Bunun ardından dondurulur. Bu ilikler daha sonra hastaya iğne yoluyla tekrar verilir. 
Çoğu hasta testis ameliyatından sonra kısırlığın meydana geleceği düşüncesine kapılsa da bu yersizdir. 

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI