işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
saç dökülmesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
saç dökülmesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sigara içmek kellik yapıyor!

Sağlığınız, seks hayatınız ve dış görünüşünüz sizin için ne kadar önemli? Önemli değil diyorsanız sorun yok. Sağlığıma ve dış görünüşüme önem veriyorum diyorsanız bu haberi okumalısınız.

Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, sigara içenlerin yüzleşmek istemediği konuları sizler için sıraladı. İşte sigarayı bırakmanız için 14 neden:

Gözaltı torbaları: İyi bir gece uykusu uyuyamamaktan nefret etmiyor musunuz? Ve bu ertesi gün yüzünüzden okunuyor. Bir çalışmaya göre eğer sigara içiyor iseniz gece uykunuzun içmeyenlere göre 4 kat daha rahatsız olduğu bulunmuş. Gece sürekli dönmenizin veya kalkmanızın sebebi nikotin olabilir. Ve ne yazık ki zayıf uyku hiçbir zaman güzel bir uykuyla eşit olamaz.

Psöriasis: Psöriasis otoümmin kaynaklı bir cilt problemidir, adil olmak gerekirse hiçbir zaman sigara içmemiş olsanız da bu hastalığa sahip olabilirsiniz. Fakat sigara kullanıyorsanız derinizin pul pul olma ihtimali artar.
Ortalama 10 sene boyunca günde 1 paket sigara içiyorsanız psöriasis riski %20 artar. 11-20 yıl arasında ise bu risk % 60'tır. (Eğer hamilelik ve çocukluk döneminde dumana maruz kalınırsa risk yükselir).

Sararmış dişler: Gözalıcı dişlere sahip olmak istemez misiniz, tıpkı Hollywood yıldızları gibi? Eğer sigara içiyorsanız bu hayale hoşça kal diyebilirsiniz. Nikotin dişlerde lekelenme yapar. Sonuç olarak sigaraya ödediğiniz ücrete artı bir de diş beyazlatmak için doktora vereceğiniz ücreti ekleyin.

Vakitsiz yaşlanma ve kırışıklıklar: Kırışıklık ilerleyen yaşlarda herkezde görülür fakat genç ve sigara içen insanlarda da oluşabilir. Uzmanlar sigaranın yaşlanma etkilerini arttırdığı konusunda hemfikir. Bu sebepten sigara içenler içmeyenlere göre ortalama 1.4 yaş daha fazla gösteriyor.

Neden sigara ciltte kırışıklığa sebep oluyor? Sigara cilt dokusunu esnek ve sağlıklı görünüşünü koruyan kan akışını engelliyor. Cilt yeterince kanlanamadığı için kırışıklıklar oluşuyor.

Sarı parmaklar: Sigaranın içindeki nikotin sadece dişlerinizi kahverengileştirmiyor (ve evinizin duvarlarını), aynı zamanda parmak ve tırnaklarınızı da sarartıyor. İnternette araştırma yaparsanız, limon suyu ve beyazlatıcı solüsyon ile hazırlanan evde uygulanabilecek reçeteler bulabilirsiniz. Sigarayı bırakmak daha kolay ve daha az ağrılı değil mi?

İncelmiş saçlar: Sanki cildinizde yarattığı kırışıklar yetmezmiş gibi sigara saçlarınıza da zarar veriyor. Uzmanlar sigaranın içindeki toksik kimyasalların saç foliküllerindeki DNA'ya ve hücrenin genelindeki serbest radikallere zarar verebileceğini düşünüyor.

Sonuç sigara içenler daha ince saçlara sahip oluyor ve içmeyenlere göre daha önce beyazlıyor. Tabi beyazlayacak saçları kalırsa. Tayvan'da erkekler üzerinde yapılan çalışmada sigara içen erkeklerin içmeyenlere göre saçlarını kaybetme riskinin 2 katı olduğunu göstermiş. Kellik riski daha fazla.

Yara iyileşmesi: Nikotin vazokonstrüksiyona (damarlarda daralmaya) sebep olur, kan damarlarındaki daralma oksijenden zengin kanın yüz ve vücudun diğer bölgelerindeki küçük damarlardaki akışını limitler. Bu da yaralarınızın daha uzun zamanda iyileşeceği anlamına gelir ve sigara içmeyen birine göre daha büyük ve kırmızı yara izine sahip olursunuz.

Sigara içenlerin cerrahi sonrasında optimum iyileşmeye ulaşamadığını gösteren birçok bilimsel çalışma vardır. Hatta sigara içenlerde estetik operasyon sonrası yeterli kanlanma olmamasından ve deride dökülme riski yüksek olduğundan, operasyon sigarayı bırakana kadar yapılmaz.

Diş kaybı: Sigara içmek her türlü diş problemi riskini arttırır; ağız kanseri ve dişeti hastalıkları dahil. 'Journal of Clinical Periodontology'de yayınlanan bir çalışmada sigara içenlerin içmeyenlere göre 6 kat daha fazla dişeti hastalıklarına yakalanma ve bunun sonucunda da diş kaybetme riski olduğu gösterilmiştir.

Doğal parlaklığınız kayboluyor: Sigara içenler tipik, karakteristik bir yüze sahiptir. Kırışık, soluk ve gri görünümlü bir deriye sahip bu kişilere 'Smokers Face' deniyor.

Sigara karbon monoksit içerir, cildinizdeki oksijenin yerine nikotin yerleşmesine sebep olur. Bu da kan akışını azaltır, cildi daha kuru ve renksiz hale getirir. Sigara aynı zamanda cildi tamir eden ve korumaya yardımcı birçok besini bitirir.

Cilt kanseri: Sigara akciğer, boğaz, ağız ve öshafagus kanseri sebeplerinin en başında gelir. Dolasıyla cilt kanseri riskini yükseltmesi şaşırtıcı değildir. Sigara içenlerde içmeyenlere göre 3 kat daha fazla skuamöz hücreli karsinom gelişir. Bu da cilt kanserinin 2. yaygın tipidir.

Esneklik: Sigarada bulunan nikotin cildinizdeki konnektif dokuya ve liflere zarar verir. Bu da kuvvet ve esnekliğin kaybolmasına sebep olur.

Güçsüz karın kasları: Sigara iştahı baskılar, sigara içenler içmeyenlere göre daha zayıftır. Sigara içenlerin iç organlarında yağlanma daha fazladır. Bu derin yağ yastıkçıkları vücudunuzun orta kısmında birikir ve şeker gibi birçok hastalık riskini arttırır.

Katarakt: Amerikalıların yarısından fazlasında 80 yaşından sonra katarakt görülmektedir. Sigara gözün lens kısmındaki oksidatif stresi arttırarak katarakt riskini de arttırır.

0 yorum

Sac Dökülmesinin Sebepleri Nelerdir

Saç Dökülmesi Neden Olur
Hem erkek hem de kadınların ortak sorunlarından biri olan saç dökülmelerinin pek çok farklı nedeni bulunmaktadır. Saç dökülmesi nedenleri büyük oranla psikolojik nedenler olarak görülürken bazı fizyolojik nedenler de öne çıkmaktadır. En çok rastlanan saç dökülmesi nedenlerinden biri günümüzün kaçınılmaz sonu olarak görülen yüksek strestir. Yapılan araştırmalar yoğun stres altında çalışan kişilerin büyük bir çoğunluğunun saçlarının döküldüğünü ortaya koymaktadır. Yine çok sık saç boyatmak, kullanılan saç bakım ürünlerinin ve şampuanların saç tipine uygun olmaması ya da kalitesiz olması, vücudun yeterince protein alamaması ve genetik etkenler saç dökülmesi nedenleri arasında gösterilmektedir.

Saç Dökülmesi Ne Zaman Başlar
Aslında çocuklarda dahil olmak üzere tüm insanların saçları her gün dökülür. Her gün 50 ila 100 tel arası saçın dökülmesi normal olarak kabul edilirken bu dökülmelerin nedeni saçlı cilt derisinin kendisini sürekli olarak yenilemesidir. Saç dökülmesi özellikle de genetik faktörler açısından zayıf olan kişilerde çok daha erken yaşlarda başlarken yine erkeklerde bayanlara oranla daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Ancak bir genelleme yapmak gerekirse saç dökülmesi 15-20 yaş aralığında başlamakta ve saç dökülmeleri şakak bölgesinden başlayarak geriye doğru ilerlemektedir.

Hamilelikte Saç Dökülmesi ve Tedavisi
Gebelikte saç dökülmesi anne adaylarının şikayetçi olduğu konular arasında yer almaktadır. Özellikle de seyrek saçlı olan bayanlar için büyük bir kabusa dönen bu dönemin ana nedeni salgılanan hormonlardır. Bu hormonlara bağlı olarak saçlar canlılıklarını kaybederken çok şiddetli bir şekilde saç dökülmeleri yaşanabilmektedir. Ancak bu korkulacak bir durum değildir ve doğumun hemen ardından bu dökülmeler tamamen duracağı gibi kısa bir sürede saçlarınız eski güzel görünümüne kavuşacaktır. Pek çok anne adayı saçlarını kestirerek ya da saç dökülmesi için şampuan kullanarak bu süreci daha az kayıpla atlatmaya çalışacaktır. Sorun saçların vücut tarafından yeteri kadar hormonlar ile desteklenmemesinden kaynaklanığı için saç kestirmeniz bir çözüm olmayacağı gibi saç güçlendirici şampuanlar bir nebze olsa da saçlarınızın dökülme hızını yavaşlatacaktır. Yine demir ve çinko takviyeleri yapmanız da saçlarınızın güçlenmesi açısından yarar sağlayabilecek önlemler arasında bulunmaktadır.


0 yorum

Erkeğin imajını hormonlar bozuyor!

Günümüz erkeklerinin dış görünüşleriyle ilgili en önemli estetik kaygısı, saçlarıyla ilgili.

Son yıllarda genç erkeklerde de giderek artan saç dökülmesinin nedeni olarak pek çok dış faktör etkili olsa da aslında sorunun kökeninde erkeklik hormonu yatıyor

Olağan saç dökülmesi olarak bilinen androgenetik alopesi ‘Erkeklik hormonu olan androjenlere bağlı olarak 20-50 yaş aralarında genetik yatkınlığın fazla olduğu kişilerde oluşan saç dökülmesi’ olarak tanımlanıyor. Androgenetik saç dökülmesinde rol oynayan hormonlar ‘androjenler’ olarak da adlandırılan erkeklik hormonları olarak biliniyor. Androjenlerin etkileri, vücudun farklı bölgelerinde farklı şekilde görülebiliyor. Örneğin, koltuk altındaki kılların büyümesini sağlayan androjenler, kafa derisindeki saçların dökülmesine neden olabiliyor.

Rephair Danışman Dermatologu Dr. Ahmet Günay, saç dökülmesinde en önemli rolü hormonlarımızın oynadığını vurguluyor. Erkeklik hormonunun saçlar üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çeken Dr. Ahmet Günay, testosteronun güçlü saç tellerini zamanla ince tüylere dönüştürerek saçın büyümesini engelleyip saç kökünün işlevlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Saç kaybını başlatan etken; aşırı hormon salgılanması

Kadınlarda östrojen hormonunun az, erkeklerde androjen hormonun fazla salgılandığı durumlarda saçlı deride yağlanmanın kendini gösterdiğini söyleyen Dr. Ahmet Günay, şu bilgileri verdi:

“Saçlı derideki bu yağ, ölü hücreler, kirler ve tozlarla karışarak sebum adı verilen bir maddeye dönüşüyor. Normalde günde 50 -100 tel saç dökülmesini normal kabul ediyoruz. Ancak folikül adını verdiğimiz saç kökleri sağlam kaldığı için bu dökülenlerin yerine saç çıkması sağlanır. Bu sirkülasyon devam ederken, bahsettiğim yağ karışımı dökülen saç kökünün ağzını tıkayabiliyor. Bu tıkacın zamanla üzeri deri ile kaplanır ve beslenemeyen saç kökü ölür; bu saç kaybının başlangıcını oluşturur.

Hem erkeklerde hem de kadınlarda androjen hormonu bulunur. Saç dökülmesi sürecinde iki tip androjen rol oynar. Bunlar testosteron ve dihidrotestosterondur (DHT). Dihidrotestosteron bir testosteron türevidir. DHT saç kökleri üzerindeki her tip androjen reseptörüne kolaylıkla bağlanıp kuvvetli etkisini gösterebilir. Testosteronun da saç kökleri üzerinde etkisi vardır, fakat bu DHT'ninkinden çok daha zayıf bir etkidir.”

DHT saç köklerini önce zayıflatıyor sonra yok ediyor

Saçı dökülen kişilerin saç köklerindeki androjen reseptörlerinin normalden daha hassas olduğuna işaret eden Dr. Ahmet Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu da kanda normal düzeyde bulunan androjenlerin saç köklerini daha fazla etkilemesine neden olmaktadır. DHT saç köklerindeki reseptörlere bağlanır ve saç köklerinde küçülmeye neden olur. Küçülen köklerde zayıf, ince ve renksiz saçlar oluşur. Bir süre sonra da bu saç kökleri yok olur.”

Uygun ürünler yeni saç oluşumunu sağlıyor

Hemen herkeste oluşabilen saç dökülmelerini, günümüzdeki tedavi teknikleriyle durdurmanın ve saç kökleri henüz ölmediyse bunlardan yeni saç oluşumu sağlamanın mümkün olduğunu söyleyen Dr. Ahmet Günay şunları tavsiye etti:
“Saç dökülmesini engellediği klinik çalışmalarla kanıtlanmış içeriğinde HSOR enzimleri ve capigen bulunan saç dökülmesini önleyici ürünler tercih edilebilir. Saç köklerinin etrafında oluşmuş DHT’nin hızla parçalanmasını sağladığı klinik çalışmalarla ispatlanmış ürünler, saç dökülmesini erken dönemde yakalayıp durdurmaya yardımcı olmaktadır.”
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI