Bir araştırma, yüksek kardiyo-solunum kondisyon seviyeleri ile ölçülen fiziken formda olmanın insanların kalp hastalığı geçirme ve herhangi bir sebepten ölme ihtimalinin daha az olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, doktorların kardiyo-solunum kondisyonunu kişinin gelecekte kalp krizi geçirme veya ölme riskini değerlendirmede göz önünde bulundurmalarının nadir olduğunu söylüyorlar, çünkü farklı kondisyon seviyelerinde riskin ne derece azaldığı net değildir.
Fakat yapılan bir inceleme, düşük kardiyo-solunum kondisyon seviyesine sahip insanların herhangi bir sebepten ölme riskinin yüksek kondisyon seviyesine sahip insanlardan % 70 daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Japonya, Ibaraki'deki Tsukuba Üniversitesi Klinik Tıp Enstitüsü araştırmacıları, "tıbbi uygulamada bir egzersiz stres testi ile kolaylıkla değerlendirilebilen kardiyo-solunum kondisyonunun ölüm oranı ve kalp hastalığı riskini tahmin etmede faydalı olabileceğini ileri sürüyoruz," diyorlar.
İncelemede araştırmacılar, yaklaşık 190.000 kişiyi içeren 33 farklı çalışmada bulunan kardiyo-solunum kondisyon ile ifade edilen fiziken formda olmak ile ölüm riski arasındaki ilişkiyi analiz ettiler.
Kardiyo-solunum kondisyon, katılımcıların bir yürüyüş bandında yorulana ve bitkin hissedene kadar yürüyerek egzersiz yaptıkları egzersiz stres testiyle ölçülür. Kardiyo-solunum kondisyon, metabolik eşdeğerle ifade edilen azami aerobik kapasite olarak tahmin edilir.
Metabolik eşdeğerler, vücudun hareket sırasında tükettiği oksijen miktarını gösterir ve egzersiz iş yükünü ölçmek üzere standart bir ölçek kullanılır. Bir metabolik eşdeğer, vücudun dinlenme halindeyken kullandığı oksijene eşittir. Egzersiz sırasında yüksek bir oksijen seviyesi elde edebilmek ve böylelikle yüksek bir metabolik eşdeğere sahip olabilmek, bir kondisyon göstergesidir.
Araştırmacılar, yüksek kardiyo-solunum kondisyonu olanlara kıyasla düşük kardiyo-solunum kondisyonu olanların herhangi bir sebepten ölme riskinin % 70 daha yüksek ve kalp krizi veya felç gibi kalp hastalığı geçirme riskinin ise % 56 daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Orta seviye kondisyonu olanlara kıyasla düşük kardiyo-solunum kondisyonu olanların herhangi bir sebepten ölme riski % 40 ve kalp hastalığı geçirme riski ise % 47 daha yüksektir.
Araştırmacılar, kardiyo-solunum kondisyonunun minimum seviyesi olan 7.9 metabolik eşdeğerin tüm sağlığımız için önemli olabileceğini söylüyorlar. Yürüyüş hızı açısından ifade edilirse, 50 yaş civarındaki erkekler yürüyüş bandında zemin seviyesinde saatte 6.5 kilometre kesintisiz bir hızda yürüyebilmelidir ve kadınlar saatte 5 kilometre yürüyebilmelidirler veya standart yürüyüş bandı stres testinin en azından altı dakikasını tamamlayabilmelidirler (bu test, bir yokuşta daha yavaş bir hızda yürümeyi gerektirir).
Kondisyonda 1 metobolik eşdeğer artışının herhangi bir sebepten ölüm riskini % 13 ve kalp hastalığı riskini %15 azalttığını buldular. Başka bir şekilde söylersek, golf arabasına binmek ile golf oynarken yürümek arasındaki fark 1 metabolik eşdeğer seviyesindedir.
Araştırmacılar, doktorların kardiyo-solunum kondisyonunu kişinin gelecekte kalp krizi geçirme veya ölme riskini değerlendirmede göz önünde bulundurmalarının nadir olduğunu söylüyorlar, çünkü farklı kondisyon seviyelerinde riskin ne derece azaldığı net değildir.
Fakat yapılan bir inceleme, düşük kardiyo-solunum kondisyon seviyesine sahip insanların herhangi bir sebepten ölme riskinin yüksek kondisyon seviyesine sahip insanlardan % 70 daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Japonya, Ibaraki'deki Tsukuba Üniversitesi Klinik Tıp Enstitüsü araştırmacıları, "tıbbi uygulamada bir egzersiz stres testi ile kolaylıkla değerlendirilebilen kardiyo-solunum kondisyonunun ölüm oranı ve kalp hastalığı riskini tahmin etmede faydalı olabileceğini ileri sürüyoruz," diyorlar.
İncelemede araştırmacılar, yaklaşık 190.000 kişiyi içeren 33 farklı çalışmada bulunan kardiyo-solunum kondisyon ile ifade edilen fiziken formda olmak ile ölüm riski arasındaki ilişkiyi analiz ettiler.
Kardiyo-solunum kondisyon, katılımcıların bir yürüyüş bandında yorulana ve bitkin hissedene kadar yürüyerek egzersiz yaptıkları egzersiz stres testiyle ölçülür. Kardiyo-solunum kondisyon, metabolik eşdeğerle ifade edilen azami aerobik kapasite olarak tahmin edilir.
Metabolik eşdeğerler, vücudun hareket sırasında tükettiği oksijen miktarını gösterir ve egzersiz iş yükünü ölçmek üzere standart bir ölçek kullanılır. Bir metabolik eşdeğer, vücudun dinlenme halindeyken kullandığı oksijene eşittir. Egzersiz sırasında yüksek bir oksijen seviyesi elde edebilmek ve böylelikle yüksek bir metabolik eşdeğere sahip olabilmek, bir kondisyon göstergesidir.
Araştırmacılar, yüksek kardiyo-solunum kondisyonu olanlara kıyasla düşük kardiyo-solunum kondisyonu olanların herhangi bir sebepten ölme riskinin % 70 daha yüksek ve kalp krizi veya felç gibi kalp hastalığı geçirme riskinin ise % 56 daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Orta seviye kondisyonu olanlara kıyasla düşük kardiyo-solunum kondisyonu olanların herhangi bir sebepten ölme riski % 40 ve kalp hastalığı geçirme riski ise % 47 daha yüksektir.
Araştırmacılar, kardiyo-solunum kondisyonunun minimum seviyesi olan 7.9 metabolik eşdeğerin tüm sağlığımız için önemli olabileceğini söylüyorlar. Yürüyüş hızı açısından ifade edilirse, 50 yaş civarındaki erkekler yürüyüş bandında zemin seviyesinde saatte 6.5 kilometre kesintisiz bir hızda yürüyebilmelidir ve kadınlar saatte 5 kilometre yürüyebilmelidirler veya standart yürüyüş bandı stres testinin en azından altı dakikasını tamamlayabilmelidirler (bu test, bir yokuşta daha yavaş bir hızda yürümeyi gerektirir).
Kondisyonda 1 metobolik eşdeğer artışının herhangi bir sebepten ölüm riskini % 13 ve kalp hastalığı riskini %15 azalttığını buldular. Başka bir şekilde söylersek, golf arabasına binmek ile golf oynarken yürümek arasındaki fark 1 metabolik eşdeğer seviyesindedir.