işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Doğum Sonrası Egzersizleri

Hamilelik sırasında her anne adayı muhakkak az veya çok kilo alır. Doğumdan sonra kilo vermek için dengeli beslenmek çok önemlidir. Bununla birlikte doğru egzersiz, hem kilo verilmesine yardımcı olacak hem de gebelik sırasında bozulan vücut şeklinin düzelmesini sağlayacaktır. 

Anne olan kadınların eski formlarına sağlıklı bir şekilde geri dönmeleri için Özel Çamlıca Medicana Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. A. Can Şener, Doğum sonrası doğru egzersiz hareketleri hakkında bilgi verdi.

KALÇALAR İÇİN EGZERSİZLER
• Sırtüstü yatarak, tabanlarınız yere değecek şekilde dizlerinizi bükün ve aralayın. Baseni yerden yukarı doğru kaldırarak kalça kaslarınızı sıkıştırın, bu pozisyon 8-10 saniye kadar kalın.
• Dört ayak pozisyonunda bacaklardan biri gergin olarak kaldırın. Bacağı dizden bükün. Hareketi bacak değiştirerek tekrarlayın.
• Bacaklarınızı öne doğru uzatarak yere oturun. Avuçlar yere değecek şekilde kollarınız yanlara açın. Sağ kolunuzda kuvvet alarak sol kalçanızı yerden kaldırıp öne doğru ilerlemeye çalışın. Hareketi diğer kolunuzun üzerinde deneyin.
• Tüm hareketler kalça kasları sıkıştırılarak yapılmalıdır.

• BACAKLAR İÇİN EGZERSİZLER
• Ellerinizi duvara dayayarak ayakta durun değiştirerek tekrarlayın.
• Bir ayağınızın topuğunu kaldırarak diğer ayağınızı gergin bir şekilde yana uzatın. Hareketi ayak değiştirerek tekrarlayın.
• Bir önceki egzersizin zıplayarak uygulanması etkilidir.
• Bir önceki pozisyonu bozmadan ayağınızı gergin tutarak içeri doğru sallayın.

• BEL ÇEVRESİ İÇİN EGZERSİZ
• Ayakta durarak bacaklarınızı iki yana açın. Ellerinizi belinize koyarak vücudunuzun üst kısmını yanlara doğru esnetin.
• Ayakta durarak bacaklarınızı iki yana açın. Kollarınızı dirsekten kırarak göğüs hizasında birleştirin. Bu pozisyonda bedeninizi sağa ve sola çevirin.

• GÖĞÜS KASLARI İÇİN EGZERSİZLER
• Bu egzersizler hamilelikte ve süt verme dönemlerinde göğüslerinizin sarkmasını önlemektedir.
• Bağdaş kurarak oturun. Avuç içleri yukarı bakacak şekilde kollarınız iki yana açın ve gergin olarak geriye doğru esnetin.
• Aynı pozisyonda kolları yukarı doğru uzatın. Gergin bir şekilde geriye doğru esnetin.
• Ayakta durarak bacaklarınızı iki yana açın. Yumruklarınızı sıkıp kollarınızı öne doğru çapraz uzatın. Kollarınızı değiştirip harekete devam edin.
• Bağdaş kurarak oturun. Kollarınızı dirsekten yukarı doğru bükün. Geriye doğru esnetin.

0 yorum

Spor ve Zindelik İçin Suyun Faydaları



Yaz geldi, artık dışarı çıkıp biraz fiziksel faaliyette bulunmamak için mazeretiniz kalmadı. Açık hava faaliyetleri egzersize eğlenceyi sokmanın harika bir yolu- ama su alımına özel dikkati gerektiriyor.



Hava sıcak olduğunda vücudunuz serinlemenize yardımcı olmak için terler. Ve sıcaklığa, neme ve faaliyetinizin niteliğine bağlı olarak ne kadar terlediğinizi anlamayabilirsiniz.



Ne kadar içmeniz gerektiğini size söylemesi için yalnız susuzluğa bel bağlamayın. Kasları çalışır tutmak ve bitkinliği önlemek için faaliyetten önce, faaliyet sırasında ve sonrasında bol sıvı almak çok önemlidir.


Sıvı Alın- Önce, Sırasında ve Sonra


İster yürüyüş, ister koşu, bisiklete binme veya tenis olsun dışarıda bir çalışmaya hazırlanırken kullanılacak iyi bir prensip faaliyetten iki saat önce yaklaşık iki kap sıvı almaktır. Bu, dışarı çıkmadan önce iyi bir şekilde sıvı almış olmanızı temin etmeye yardım eder.



Daha sonra faaliyet sırasında kaslarınızın suyunu koruması için her 15-20 dakikada 120-250 mililitre için. Bir saatlik bir yürüyüş veya jimnastik çalışması planlıyorsanız bir su şişesini yaklaşık 450 mililitre (2 fincan) su ile doldurun ve yanınıza alın.



Son olarak egzersiziniz bittiğinde sıvı alın. Eğer gerçekten hassas olmak istiyorsanız egzersiz yapmaya başlamadan önce ve işiniz bittiğinde kendinizi tartın. Kaybettiğiniz su kilosunun her yarım kilosu için 600 mililitre sıvı için.


Hangi Sıvılar En İyisidir


Çoğu dış mekan faaliyeti için iyi musluk suyu iş görecektir. Eğer faaliyetiniz bir saat veya daha fazla sürerse ister meyve suyu ister spor içeceği, enerji için karbonhidrat ve terinizde kaybedilen elektrolitleri (sodyum, potasyum, magnezyum) yerine koymak için mineral sağlayacaktır.



Spor içecekleri faaliyetiniz sırasında size ihtiyaç duyulan enerji takviyesini sunacaktır. Bunlar sıvıları hızlı bir şekilde yerlerine koymak ve kanınızda dolaşan şekeri (glukoz) arttırmak üzere tasarlanmışlardır.



Sizin için hangi spor içeceğinin en iyisi olduğunu belirlemek için etiketi okuyun. İdeal olarak 250 mililitrelik içecek size aşağı yukarı 14 gram karbonhidrat, 28 mg potasyum ve 100 mg sodyum sağlayacaktır. İçeceğin karbonhidratı glukozdan, sukrozdan ve/veya fruktozdan gelmelidir- bunların hepsi kolayca ve hızlı bir şekilde emilir. Karbonatlı olmamalıdır, çünkü midenizin bozulmasına yol açabilir.



Çoğu spor içeceği iyi bir şekilde seyreltilmiştir ve görece az kalori içerir. Spor içeceğinin tadı tamamını içmenizi ve hidrasyonu korumanızı sağlıyorsa şüphesiz için. Eğer fazladan kalori almaktan endişeleniyorsanız spor içeceğini su ile seyreltmeyi veya buzla dolu bir termosa dökmeyi deneyin.



Fitnes suları’ hafif aromalıdırlar, vitamin ve mineral katkılıdırlar. İlave besin maddelerinin amacı sağlıklı beslenmeyi takviye etmektir- egzersizle kaybedilenleri yerine koymak değil.



Fitnes suları spor içecekleri ve sade su arasında bir yere düşer. Spor içeceklerinden daha az kalori ve elektrolit içerirler ama sade sudan daha fazla tat sunarlar. Seçim sizin: yine, eğer bu içecekleri içmek sıvı almanızı sağlıyorsa bunları için.
Hidrasyonun Ötesi



Sıvılar faaliyetiniz boyunca kaslarınızın işlemesi için çok önemlidir- ama kan şekeriniz de. Faaliyetinizden yaklaşık bir saat kadar önce en az 100 kalorilik hafif bir yemek veya atıştırmalık yemelisiniz. Atıştırmalığın besleyici maddeleri sizin daha iyi çalışmanızı ve açlığın faaliyetinize engel olmamasını sağlayacaktır.



En iyi atıştırmalıklar karbonhidratları, proteini ve az bir miktar yağı birleştirir. Meyve, yoğurt ve kabuklu yemişler iyi örneklerdir.
0 yorum

Hareketsiz yaşam öldürüyor



Dünyada her yıl 3,2 milyon kişi, fiziksel hareketsizlik sebebiyle ölüyor.





Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Halk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hilal Özcebe, her yıl 3-9 Eylül tarihlerinin Halk Sağlığı Haftası olarak kutlandığını söyledi.

Bu yılın teması olarak büro çalışanlarının hareketsiz yaşamına dikkat çekildiğini ifade eden Özcebe, son yıllarda hareketsizliğin sağlık açısından çok büyük tehdit olduğunu vurguladı.

Özcebe, yetersiz fiziksel aktivitenin birçok hastalığın gelişmesinde etkisinin bulunduğunu, bu sebeple önemli bir halk sağlığı sorunu olarak görüldüğünü vurgulayarak, "Dünyada her üç erişkinden birinin yeterince hareket etmediği ve her yıl 3,2 milyon insanın fiziksel hareketsizlik nedeniyle öldüğü bilinmektedir" dedi.

Özcebe, fiziksel hareketsizliğin, kalp ve damar hastalıkları, kanserler ve şeker hastalığı gibi bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı olarak hem ölümlere hem de yaşam kalitesinin düşmesine yol açtığının altını çizdi.

HAREKETSİZ YAŞAYAN NÜFUS ARTIYOR
Özcebe de Türkiye'de pek çok kişinin büro tipi yerlerde çalıştığını, buna bağlı olarak hareketsizliğin arttığını belirtti.

Türkiye'de 2002 yılında yüzde 42,1 olan hizmet sektörünün toplam istihdam içindeki payının 2012 yılında yüzde 49,4'e yükseldiğini dile getiren Özcebe, toplam istihdamın yaklaşık yarısını hizmet sektörünün oluşturduğunu bildirdi. Özcebe, büro çalışmalarının istihdam içindeki payının yüzde 8,4'e yükseldiğini belirterek, bunun hareketsiz yaşayan nüfusun giderek arttığının göstergesi olduğunu söyledi.

Büro çalışanlarında hareketsiz yaşamın yanı sıra çalışma pozisyonuna bağlı olarak boyun, omuz, bel, diz, el bileği ve parmak kas ve eklemlerinde yakınmalar ortaya çıktığını anlatan Özcebe, şunları kaydetti:

"Hareketsiz kalma ve aynı hareketleri yapma sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Büro çalışanlarının günlük egzersizlerini yapmasının yanı sıra gün boyunca bazı hareketleri yapması bu tür sağlık sorunlarının görülmesini önleyecektir."

MERDİVEN ÇIKARAK KALORİ YAKIN
Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Nazan Koşar, büro çalışanlarının her saat başı egzersiz için birkaç dakikasını ayırması önerisinde bulundu.

İş yerinde görüşmelerin telefon yerine kişinin yanına gidilerek yapılması tavsiyesinde bulunan Koşar, "İş yerinde asansör yerine merdiven kullanılmalı, çay/kahve molası yerine yürüyüş molası verilmeli, sandalyede otururken kas kuvvetlendirme veya germe egzersizleri yapılmalı, bilgisayar önünde otururken omuzlar öne ve arkaya doğru daireler çizilerek hareket ettirilmeli, öğle yemeğinden önce 10-15 dakikalık tempolu bir yürüyüş yapılmalı ve sohbet ederken oturmak yerine ayakta durulmalı" diye konuştu.

Koşar, asansöre binmek yerine merdiven çıkılarak 5 kat daha fazla kalori yakılabildiğini dile getirdi.
0 yorum

Vücut yaşlanmasını yavaşlatmanın yolu: Detoks


Banyo, duş alma, diş fırçalama, el, yüz yıkama gibi dış beden temizliği için gösterilen sürekli çabaların yanında iç beden temizliğinin ihmal edildiğine dikkat çeken Dr. Mustafa Yaşar, "İç bedenimizi ilaçlar, kimyasallar, hava kirliliği, GDO'lu gıdalar gibi etkenlerle oluşan atıklardan yılda en az iki kez arındırmamız gerekir." dedi.

Vücutta bu yolla biriken atıkların Alzheimer, Parkinson, demans, kanser gibi birçok kronik hastalığa yol açabildiğini kaydeden Dr. Yaşar, iç beden detoksu için deve dikeni tohumu, doktor gözetiminde bitkisel kürler, Diyet, spor, oruç ve hacamattan yararlanılabileceğini açıkladı. Dr. Yaşar düzenli uygulanan detoks programlarıyla vücut yaşlanmasının yavaşlatılabileceğini, 60 yaşındayken 40 yaşındaki bir bedene sahip olunabileceğini söyledi.

GDO'lu gıdalar, stres, hava kirliliği, zirai ilaç atıkları, makyaj ve temizlik ürünleri, kimyasal katkılı besinler, aşırı elektronik cihaz kullanımı gibi etkenlerle vücudumuza fazladan yüklediğimiz toksinlerin oksidatif strese yol açtığını kaydeden Dr. Mustafa Yaşar, bunun da Alzheimer, Parkinson, demans, kanser gibi birçok kronik hastalığa zemin hazırladığını vurguladı. Normalde vücutta biriken toksinler, diğer adıyla serbest radikallerin vücudun kendi antioksidan savunma sistemi sayesinde bir dengede tutulduğunu kaydeden Dr. Yaşar, özellikle şehir yaşamında fazladan yüklenilen toksinlerin vücuttan temizlenmesi için yılda en az iki kez detoks (zehirsizleştirme) uygulanması gerektiğine işaret etti.

Deve dikeni tohumu karaciğeri temizliyor
Vücudun toksinlerle savaşan antioksidan mekanizmasını güçlendirmenin büyük önem taşıdığına işaret eden Dr. Yaşar, bunun doktor gözetiminde uygulanacak bitkisel kürler, diyetler ve sporla sağlanabileceğini kaydetti. Dr. Yaşar, detoks tedavisi alma imkanı olmayanlar içinse deve dikeni tohumu önerdi. Dr. Yaşar, "Detoks için en baş sırada önereceğim deve dikeni tohumunun özellikle karaciğer üzerinde detoksu sağlayan enzimsel faaliyetleri organize ettiği, bu yolla detoks faaliyetini güçlendirdiği son yapılan klinik çalışmalarla ortaya kondu. Deve dikeni tohumunu öğütüp günlük bir çay kaşığı ölçeğinde bir ay boyunca tüketebilir, bunu senede iki kez tekrarlayabilirsiniz. Diğer bitkilerin kullanımı ancak doktor gözetiminde mümkün olabilir. Çünkü bitkiler de bir ilaçtır ve bilinçli kullanılması gerekir. Ancak deve dikeni tohumunun uzun süreli kullanımında bile herhangi bir toksik etkisi görülmedi. Halk arasında meryem ana tohumu diye de biliniyor." dedi.

Her gün yürüyüş yapılması ve iki litre su içilmesinin detoks açısından önemine değinen Dr. Mustafa Yaşar, aşırı elektronik cihaz kullanımından kaçınılması, yılda iki kez 15'er günlüğüne elektriksel kirliliğin en az seviyede olduğu köy ortamına gidilip arınılması gerektiğini belirtti. Tüm bu önlemlerin alınması ve yılda iki kez detoks programlarının uygulanması durumunda vücudun yaşlanmasının da yavaşlatılabileceğini belirtti.

Dr. Yaşar, brokoli, yaban mersini, adaçayı, civan perçemi, ısırgan yaprağı, soğan, sarımsak, elma, zencefil, maydanoz ve enginarın detoksa iyi gelen diğer bitkilerden olduğunu vurguladı.
0 yorum

Yavaş zayıflayanlar da verdikleri kiloları geri alıyor



Yapılan araştırmaya göre, yavaş zayıflayanlar da verdikleri kiloları geri alıyor





Avustralyalı bilim insanlarının araştırması, yavaş ve istikrarlı kilo verenlerin de hızlı zayıflayanlar gibi ilerde kaybettikleri kiloları aynı şekilde geri alabildiğini ortaya koydu.

Avustralya'da 200 obezin katıldığı araştırmada, gönüllüler 12 haftalık hızlı ve 36 haftalık yavaş kilo verme programına tabi tutuldu. Yavaş kilo verme programına katılanların kilolarının yüzde 12,5'ni kaybettiği belirlendi.

Hızlı kilo verme programına katılanların ise yüzde 12,5'ten daha fazla kilo kaybettiği ancak 3 yıl sonra her iki gruptakilerin verdikleri kiloların yüzde 71'ini geri aldığı görüldü. Ayrıca hızlı kilo verenlerin amaçlarına daha çabuk ulaştığı da belirtildi.

Araştırmaya imza atanlardan Diyetisyen Katrina Purcell, dünya genelinde obezite tedavisinde yavaş ve istikrarlı kilo kaybının önerildiğini, hızlı kilo kaybının verilen kiloların daha çabuk alınmasına yol açtığının düşünüldüğünü ancak sonuçların bunun aksini gösterdiğini vurguladı.

Bu durumun hızlı kilo vermede uygulanan çok düşük kalorili diyetin daha fazla tokluk sağlamasından ve sınırlı yiyeceğin vücuttaki yağların yakımını artırmasından kaynakladığını belirten bilim adamları, ayrıca çabuk kilo vermenin kişileri diyete bağlı kalınması konusunda motive ederek daha iyi sonuçlar alınmasına yardım ettiğine dikkati çekti.

Araştırmanın sonuçları "The Lancet Diabetes & Endocrinology" dergisine yayımlandı.
0 yorum

Varis hastalığına karşı 'baldır kası' egzersizi



Yapılan egzersizlerle bacaklarda oluşan varis hastalığının önüne geçilebiliyor.





Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nezihi Küçükarslan, periyodik tekrarlarla yapılan egzersizlerle bacaklarda oluşan varis hastalığının önüne geçilebileceğini bildirdi.

Küçükarslan yaptığı açıklamada, günümüzün genel sorunlarından varis hastalığının özellikle kadınların "korkulu rüyası" olduğunu anlattı.

Akşamları ayaklarda zonklama, huzursuzluk, karıncalanma, yanma hissi, baldırları ovma ihtiyacı, şişlik hissedilmesinin, kişinin varis hastası ya da bu hastalığa aday olduğu anlamına geldiğini ifade eden Küçükarslan, yanlış yapılan bazı şeyler ve kötü alışkanlıkların da bu hastalığı tetiklediğini belirtti.

Küçükarslan, varisin kirli kan taşıyan damarların bir hastalığı olduğunu dile getirerek, bu hastalıktan korunmanın ve oluşmuş hafif örümcek ağı görüntüsünü geriletmenin basit bir yolu olduğuna dikkati çekti.

"GÜN İÇNİDE 20 DAKİKA TEMPOLU YÜRÜYÜŞ"
Baldır kası egzersiziyle bu hastalıktan korunmanın mümkün olduğunu anlatan Küçükarslan, şöyle konuştu:

"Baldır, kas pompasını çalıştıran yürüme aktivitesidir. Gün içerisinde yirmi dakika tempolu yürüyüş, kirli kanın yoluna devamını sağlamakla kalmaz bu egzersizle kalp sağlığınızı da korursunuz. Bu yürüyüşler sırasında bacağınızda mevcut olan ven hastalığıyla orantılı basınca sahip bir varis çorabı giyerseniz, kanın asıl çalışması gereken damarlara yönlenmesi ve bu kötü damarlara kaçışı önlenmesi daha kolay olur."

Prof. Dr. Küçükarslan, egzersizlerin periyodik tekrarının, bir süre sonra yeni başlamış olan örümcek ağı görüntülerinin kaybolmasıyla sonlanacağına vurgu yaparak, "Bu eksersizlere doktor kontrolünde mikrosirkülasyonu artırıcı, damar tonusu düzenleyici bir ilacın eklenmesiyle de hem varis hastalığı şikayetlerinden kurtulunacak hemde kozmetik düzelmeye bir adım daha yaklaşılacaktır" ifadesini kullandı.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI