işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Kalin Bagirsak Kanseri Öldürür Mü

Günümüzde kanser her geçen gün yayılmayı sürdürürken bu alanda yapılan çalışmalar ile beraber hem tanı konulması hem de tedavi edilmesi kolaylaşan bir hastalık haline gelmiş durumdadır. Kalın bağırsak kanseri içinde aynı durum söz konusudur ve erken evrelerde yakalanan kalın bağırsak kanseri hastaları gerçekleştirilen cerrahi müdahale ile iyileştirilebilmektedir. Bu nedenle kalın bağırsak kanseri yada bilinen bir diğer ismi ile kolon kanseri belirtileri çok iyi bilinmeli ve bu belirtiler ortaya çıktığı anda vakit kaybedilmeden doktora başvuruda bulunulmalıdır.

Kolon kanseri yaşam süresi kanserin bağırsak duvarına yayılımına bağlı olarak  değişmektedir.Erken evrede yakalanan kolon kanseri hastaları uygulanan tedavinin ardından çok uzun süre sağlıklı bir şekilde yaşarken ne yazık ki son evre kolon kanseri hastalarında yaşam süresi çok hızlı bir şekilde düşmektedir. Ancak son yıllarda yeni bir tedavi yöntemin üzerinde yürütülen çalışmalar sonucunda kolon kanseri yaşama süresinin uzatılması konusunda olumlu sonuçlar elde edilmiş ve metastaz oluşmuş kolon kanseri hastalarında dahi yaşam süresi uzatılmıştır.

Amerika’da yapılan araştırmalar sonucunda metastaz oluşmuş bir kolon kanseri hastası 36 ay yaşatılmış ve elde edilen bulgular ile tedavinin yaygınlaştırılması konusunda yenilikler hızlı bir şekilde hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Eğer yeni bulunan bu tedavi dünya genelinde yaygınlaşırsa kalın bağırsak kanseri yaşam süresi belirgin şekilde artırılırken hastaların aynı zamanda yaşam konforlarında da büyük bir artış sağlanacaktır. Bu yeni tedavi verilen ilaçlar ile kanserli hücrelerin baskılanmasına dayanmaktadır

0 yorum

Düsük Tansiyon Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri

Kalbin kan pompalamak üzere gevşediği ve damarlara pompalamak üzere kan dolduğu anda ölçülen basınç değeri küçük tansiyon olarak isimlendirilmektedir. Bu esnada yapılan ölçümde tansiyonun normal olarak kabul edilen değerlerin altında çıkması halinde tansiyon düşüklüğünden söz edilir. Her insanın tansiyonu farklıdır ve kilo, yaş, genel sağlık durumu gibi farklı pek çok etkene bağlı olarak değişmektedir. Normal tansiyon değerlerini öğrenmek için yapılması gereken şey kişinin kendisini iyi hissederken farklı zamanlarda tansiyonu 3-4 kere ölçmesidir. Bu esnada yapılan ölçümlerde elde edilen değer kişinin normal tansiyon değeri olarak kabul edilir.

Tansiyon düşüklüğü ise yapılan ölçümde elde edilen değerlerin bu seviyelerden düşük olması halinde söz konusu olmaktadır. Tansiyon düşüklüğü halinde ortaya çıkan belirtiler genelde hastalar tarafından aşırı halsizlik ve yorgunluk olarak tarif edilmektedir. Buna ek olarak düşük tansiyon belirtileri arasında baş dönmesi (özellikle de aniden ayağa kalkıldığı esnada oluşan baş dönmeleri) ve göz kararması da yer almaktadır.

Düşük tansiyon kalp ve damar sağlığı açısından aslında yararlı bulunan bir durumdur ve bazı insanların tansiyon değerleri normalde de düşük olabilmektedir. Ancak kişinin kendisini hasta hissetmesine neden olacak kadar yaşanan tansiyon düşüklüklerinde hastaya hemen çok fazla tuz katılmış ayran içirilmesi tavsiye edilmektedir. Tuzlu ayran tansiyonun kısa sürede normal değerlerine dönmesine yardımcı olacaktır. Tansiyonun sürekli düşük olması durumunda ise doktor takibi şarttır. Tansiyon düşüklüğü kansızlığa bağlı olarakta ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle düşük tansiyon hastalarının detaylı kan sayımı yaptırarak bu faktörü değerlendirmeleri önemlidir.

0 yorum

Mide Kanseri Tedavisi

Günümüzün beslenme alışkanlıklarının çok sağlıklı olmaması nedeni ile mide kanseri görülme sıklığı her geçen gün artmayı sürdürmektedir. Hazır gıda tüketimi ve fast food yiyecekler mide kanseri oluşma riskini büyük oranda arttırmaktadır. Mide kanseri nedenleri arasında bunlara ek olarak ileri yaş, ailede yaşanan mide kanseri vakaları nedeni ile oluşan genetik yatkınlık, obezite ve düzenli bir beslenme alışkanlığının olmaması da yer alır. Mide kanseri tanısı konulduktan sonra hemen hasta için en etkili ve uygun tedavi planlamasına hiç vakit kaybedilmeden büyük bir hızla geçilmelidir.

Mide kanseri tedavisi için kullanılan yöntemler mide kanseri ameliyatı, kemoterapi ve radyoterapi olmak üzere üçe ayrılır. Bu tedavi yöntemlerinden sadece biri kullanılabileceği gibi her üçüde aynı program içinde yer alabilir.Mide kanseri erken evrede yakalandığında hastanın midesinin bir bölümünün alındığı mide ameliyatı yapılır. Mide kanseri ameliyatı esnasında kanserin evresine bağlı olarak sadece kanserli hücrelerin oluşturduğu kitle alınabileceği gibi midenin bir bölümünün alınması da söz konusu olabilmektedir. Ameliyatın mümkün olmadığı ileri evre mide kanseri hastalarında ise ilk olarak kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanarak kanserin kontrol altına alınması amaçlanır. Kanserin gerileme gösterdiği hastalarda daha sonra cerrahi müdahale yapılabileceği gibi ameliyata uygun olmayan hastalarda gerek yaşam süresini uzatmak gerekse de yaşam standartlarını yükseltmek amacı ile radyoterapi ve kemoterapi yine uygulanabilmektedir.

0 yorum

Hemoroid Tedavisi Nasıl Yapılır

Ülkemizde hemoroid beslenme alışkanlıklarının büyük bir hız ile değişmesi nedeni ile her geçen gün görülme sıklığını arttırmaktadır. Ancak ne yazık ki pek çok kişi gerek muayeneden kaçmak gerekse de ameliyat olmayı istememek gibi nedenlerle son evreye kadar doktora başvuruda bulunmaktan kaçınmaktadır. Oysa ilk evrede yakalanan hemoroid hastalarının büyük bir bölümü hemoroid ameliyatı olmaya gerek kalmadan ilaçla tedavi edilmektedir. Kaldı ki tedavi edilmeyen hemoroid ilerleyen evrelerde çok ağrılı bir sürecin yaşanmasına neden olan iltihaplanmalara neden olacağı için ameliyat kaçınılmaz bir sondur.

Bunun için hemoroid belirtileri ortaya çıktığı ilk anda doktora başvuruda bulunulmalıdır. Hemoroid tedavisi ne kadar erken başlanırsa tedavisi de o kadar kısa sürmekte ve başarı oranı artmaktadır. Erken evrede yakalanan hastalarda doktorların ilk tercihi hemoroid kremleri kullanılarak hastalığı ilaçla tedavi etmektir. Hemoroid ilaçları çoğu zaman cerrahi müdaheleye gerek kalmadan tedavinin tamamlanmasını sağlamaktadır. Burada önemli olan ilacın doktor tarafından reçete edilen bir ilaç olmasıdır.

Ancak ilaçla tedaviye yanıt vermeye ya da ilaçla tedavinin mümkün olmadığı evrelerde tanı konulan hastalarda cerrahi müdahele kaçınılmazdır. Günümüzde gelişen sağlık teknolojileri sayesinde hemoroid ameliyatları da büyük bir kolaylıkla yapılabilmektedir. Hastalar basur ameliyatı sonrasında saatler içinde hastaneden taburcu olurken 1-2 gün içinde normal rutin hayatlarına dönebilmektedir. Özellikle de kapalı yöntemlerle gerçekleştirilen ameliyatlarda iyileşme çok daha kısa sürelerde sağlanabilmektedir.

0 yorum

Boyun Fıtıgı Nedenleri

Boyun fıtıgı boyunu oluşturan boyun omurları arasında yer alan disklerin içinde yer alan yumuşak kısımların çeşitli nedenlerle dışarı çıkması durumunda sinirlere baskı yapması sonucu oluşan ağrılı bir hastalıtır. Boyun fıtığı hastalığı sonucunda boyunda ağrı oluşabileceği gibi yürüme bozukluğu, bacaklarda güçsüzlük, bacakta his kaybı, kol ağrıları, kolda güç kaybı ve kolda his kaybı gibi pek çok komplikasyonun ortaya çıkma riski bulunmaktadır.
Bunun nedeni bacaklara ve kollara giden sinirlerin boyundan geçmesidir. Boyun fıtığı tanısı günümüzde geliştirilen özel görüntüleme yöntemleri sayesinde çok kolay bir şekilde konulmaktadır. Çekilen MR sonucunda boyun fıtığı teşhisi kesin olarak konulabilmektedir.

Eğer boyun ağrısının nedeninin gerçekten boyun fıtığı olduğu belirlenirse hemen tedavinin planlamasına geçilmelidir. Boyun fıtığı tedavisi için tüm seçenekler hastanın yaşına, hastalığının seyrine ve günlük yaşamını etkileme oranı gibi belirli kriterlere göre değerlendirilmektedir ve tüm hastalarda sadece en son çare olarak boyun fıtığı ameliyatı uygulanmaktadır. Boyun fıtığı bazen hastanın dinlenmesi ile bile şikayetlerin azalmasına yardımcı olurken dinlenmesine rağmen boyun ağrıları azalmayan ya da güç kaybı gibi ciddi şikayetlerin oluştuğu hastalarda tercih edilmesi gereken yöntem ise fizik tedavi yöntemidir. Boyun fıtığı fizik tedavi yöntemi ile son derece başarılı sonuçlar alınan bir hastalıktır. Hastanın tedavi programını tamamlamasının ardından düzenli olarak boyun egzersizleri yapması tedavinin en büyük unsurudur.

0 yorum

Tansiyon Belirtileri

Tansiyon kalbin kanı pompalarken damarlarda oluşan basınç değerini ifade etmektedir. Kalbin kanı pompalamak için kasılması anında oluşan basınç yüksek tansiyon olarak isimlendirilirken kanı pompaladıktan sonra kalbin gevşemesi esnasında oluşan basınç ise küçük tansiyon olarak isimlendirilmektedir. Yüksek tansiyon ve düşük tansiyon belirtileri birbirinden farklı olup her ikisinin kişi tarafından doğru bir şekilde ayırt edilmesi çok önemlidir. Yüksek tansiyon belirtileri şiddetli baş ağrısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan mide bulantıları ise kusmadır. Ayrıca yine yüksek tansiyona bağlı olarak baş dönmesi ve burun kanaması da sıklıkla yaşanan belirtiler arasında bulunmaktadır.

Yüksek tansiyonda burun kanaması kafatası içerisinde yoğun baskı sonucu oluşmaktadır ve burun kanamasının oluşmadığı zamanlarda beyin kanaması geçirme riski bariz şekilde yükselmektedir. Tansiyonun yükselmesi halinde hemen hastaya
limon suyu içirilmesi ya da sarımsak yedirilmesi tansiyonun normal değerlere düşmesini sağlayacaktır. Düşük tansiyon belirtileri olarak akla ilk gelen tansiyonu düşen kişinin ayağa kalktığı anda başının dönmesidir. Baş dönmesinin yanı sıra göz kararması, üşüme, halsizlik ve yorgunlukta tansiyon düşüklüğü belirtisi olarak kabul edilmektedir. Tansiyonu düşük olan kişiye bol tuzlu ayran içirilmesi tansiyonun kısa sürede yükselmesini sağlayacaktır.

Düşük tansiyon sanıldığı gibi tehlikeli bir durum olmayıp uzun süre aynı seviyede kalmaması halinde sağlığa yararlı bile kabul edilmektedir. Ancak tansiyonun çok uzun süre 7 seviyesinin altında kalması hastanın şoka girmesine neden olabilecek riskli bir durumun oluşmasına neden olabilecek tehlikeli bir süreç olarak görülmektedir.

0 yorum

Mide Yanması Neden Olur

Mide yanması yanlış beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ile beraber görülme sıklığını arttıran bir rahatsızlık halini almış durumdadır. Mide yanması görülme sıklığı 20 yaşından sonra 2 kat artmakta ve 50 yaş sınırının aşılması halinde azalmaya başlamaktadır. Mide yanması neden olur sorusunun yanıtı midenin aşırı şekilde asit salgılamasıdır. Bilindiği üzere mide besinleri salgıladığı asit sayesinde hazmedebilmektedir. Mide bazen yenilen hazmı zor besinleri sindirmek için aşırı asit salgılayabildiği gibi aynı zamanda ani hormon değişimleri gibi nedenlere bağlı olarakta bu durum ortaya çıkabilmektedir.

Hamilelikte mide yanması bu nedenle çok sık görülmektedir. Çünkü hamileliğin oluşması ile beraber kadınların vücutlarında çok hızlı bir şekilde ani hormon değişimleri yaşanır ve bu değişimlere bağlı olarak mide içerisinde yoğun asit salgılanması başlar ki bu da anne adaylarının şiddetli mide yanması ile mücadele etmelerine neden olmaktadır. Mide yanması tedavisi için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta beslenmedir. Asitli içeceklerden ve yoğun baharatlı yiyeceklerden mutlaka uzak durulmalı, ağırlıklı olarak hazmı kolay yiyecekler tercih edilmelidir. Bazen hastalarda sadece beslenme düzenine dikkat edilmesi bile şikayetlerin kendiliğinden geçmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca mide yanmasına iyi gelen yiyecekler bulunup bunların ağırlıklı olarak tüketimi de bu sorunun çözümü için tercih edilebilecek yöntemler arasında bulunmaktadır. Çiğ patetesin suyunu sıkarak içmek, bol bol lahana tüketmek ve salatalarda elma sirkesi kullanmak bile mide yanmasının tedavisi için kullanılabilecek son derece etkili yöntemler arasında yer almaktadır.

0 yorum

Meme Kanseri Ameliyatı Nasıl Yapılır

Meme kanseri tedavisi için kullanılan en etkili yöntem meme kanseri ameliyatıdır. Erken evrede yakalanan tüm meme kanserleri için cerrahi müdahale uygulanarak kanserli oluşum gösteren hücreler temizlenmektedir. Meme kanseri ameliyatı için uygulanacak yöntem kanserin yayılımına bağlı olarak belirlenmektedir. Meme kanseri evre 1 aşamasında yakalanmışsa sadece kanserli oluşumun görüldüğü kitle temizlenmekte ve hastalar bu küçük müdahale ile kanserden kurtulmaktadır. Ancak kanserin ilerlediği evrelerde cerrahi müdahalenin çapı da büyümektedir. Bu nedenle 20 yaş üzeri her kadının ve birinci dereceden yakınlığı bulunan akrabaları arasında meme kanseri görülen erkeklerin düzenli olarak evde kendi kendine meme muyanesi yapması çok önemlidir. Bu muayene sonucu meme kanseri hemen fark edilerek tedavisi kolay bir şekilde gerçekleştirilecektir.

İlerleyen evrelerde yapılan meme kanseri ameliyatları için başarı oranı yine yüksek olmakla beraber memenin bir bölümünün alınması ya da mastektomi adı verilen memenin tümünün alınması gibi daha büyük cerrahi müdahaleler söz konusu olmaktadır.Operasyon sırasında doktorun gerekli görmesi halinde koltuk atı bezelerinin toplanması her iki memenin alınması gibi pek çok işlem gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzde geliştirilen özel silikonlar sayesinde ameliyatı olan kişinin talebine göre hemen operasyon esnasında yapay göğüsler takılabilmekte ve estetik görünümün korunması sağlanmaktadır. Hastanın ameliyat öncesi oluşabilecek komplikasyonlar hakkında bilgilendirilmesi ve psikolojik olarak bu tip bir duruma hazırlanması meme kanseri tedavisi açısından çok önemlidir.

0 yorum

Boyun Fıtıgı Egzersizleri

Günümüzde bilgisayar karşısında çalışma gerektiren işlerin artması ile beraber boyun fıtığı hastalıklarının görülmesine büyük bir artış yaşanmaktadır. Boyun fıtığı tedavisi için uygulanan pek çok yöntem bulunmakla beraber tüm tedavilerin başarı oranı her gün düzenli olarak uygulanması gereken boyun fıtığı egzersizlerine bağlıdır. Boyun fıtığı egzersizleri düzenli olarak uygulandığı takdirde hem tedavinin başarı oranı artmakta hem de fıtığın tekrarlama şansı düşmektedir. Bu nedenle boyun fıtıgı tedavisi görenler ya da boyun fıtığından şikayetçi olan kişilerin düzenli egzersiz programı uygulaması tavsiye edilmektedir.

Programın düzenli uygulanması başarı oranını arttıran en önemli faktördür. Boyun egzersizleri için ilk adım Fleksiyorta Direnç adı verilen harekettir. Bunu yapmak için sağ elinizin avucunu alnınıza koyduktan sonra sol elinizle sağ elinizi desteklemeniz ve başınızı öne eğmek için güç uygularken başınızla karşı güç uygulayarak bunu engellemeye çalışmanız yeterlidir. Bu hareket boyun kaslarının güçlenmesi için uygulanır ve boyun kasları ne kadar güçlü olursa boyun fıtığı riski o kadar düşmektedir.

Bu hareketin ardından tam tersi hareket olan ekstansiyona direnç hareketine geçilir ve bu sefer eller başın arkasında birleştirilerek ters güç uygulanarak başın öne doğru eğilmesine karşı direnç gösterilir. Yana direnç için ise sırası ile sağ elle karşı güç uygulanırken baş sağa yatırılmaya çalışılır ve aynı işlem sol el içinde uygulanır. Bu hareketlerin ardından ise baş sağa sola döndürülerek egzersiz tamamlanır.

0 yorum

Kalın Bagırsak Kanseri Belirtileri

Halk arasında kalın bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri ne yazık ki son yıllarda korkutucu bir şekilde görülme sıklığını arttıran kanser türleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü yapılan yeni araştırmaların sonucunda dünya genelinde en çok görülen kanser türleri sıralamasında kalın bağırsak kanseri 3. sırada bulunmaktadır. Kolon kanserini bu kadar tehlikeli kılan en önemli faktör ise nedenlerinin tam olarak bilinmemesidir.Kolon kanseri de diğer kanserlerde olduğu gibi ilk evrelerde yakalanabilirse kolaylıkla tedavi edilebilmektedir. Kolon kanseri belirtileri arasında ilk evrede ortaya çıkan karın bölgesinde şişkinlik ve hafif ağrı ilk sırada yer almaktadır.

Ancak bu belirtiler farklı pek çok nedenden dolayı ortaya çıkan hafif belirtiler olduğu için genelde bu evrede pek çok kişi doktora başvuruda bulunmamaktadır. İlerleyen evrelerde ise bu belirtilere iştah kaybı, diyet yapmadan hızlı şekilde kilo vermek, gün içinde kişinin kendisini sürekli olarak yorgun hissetmesi ya da hafif fiziksel aktivitelerde bile hemen yorulması, sürekli olarak ishal ya da kabız olması gibi daha anlaşılır belirtiler ortaya çıkmaya başlar.

Bu belirtiler her zaman kalın bağırsak kanserine bağlı olarak ortaya çıkmayacağı gibi yine de kalın bağırsak kanseri riski araştırılmalı ve egale edilmelidir. Kalın bağırsak kanseri tedavisi günümüzde artık çok daha güvenilir bir şekilde yapılabilmektedir. Özellikle de kalın bağırsak kanseri ameliyatı için uygulanan yöntemler çok değişmiş ve ameliyat sonrası hastaların yaşam standartlarını yükseltecek seviyelere ulaşmış durumdadır. 
0 yorum

Basur Nedir

Basur ya da bilinen bir diğer ismi ile hemoroid bağırsağın bitip anüsün başladığı bölgede yaşanan toplardamar bozukluklarına verilen isimdir. Anüs içerisinde meydana gelen varisler olarak bilinmektedir. Basur tedavi edilmediği takdirde ileride yoğun kanamalara neden olacağı için ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur. Tıp teknolojisinin büyük bir hız ile ilerlemesi ile günümüzde basur tedavisi için pek çok yöntem geliştirilmiş durumdarı.

Basur tedavisi için tercih edilen ilk tedavi yöntemi her zaman için ilaçla tedavi yöntemidir. Basur ilaçları kullanılarak hastanın rahatlatılması ve şişmiş olan damarların normal boyutlarına indirilmesi hedeflenir. Ancak ilerleyen basur hastalıklarında her zaman için ilaçla tedavi yönteminden başarı elde edilmesi mümkün değildir.

İlaçla tedavi edilemeyen basur hastalıkları için cerrahi müdahale kaçınılmazıdr. Basur ameliyatı adı verilen bu müdahale farklı yöntemler ile yapılsa da ana amaç sorunlu damar kitlesinin anüs içerisinden çıkarılmasıdır.Lazerle basur ameliyatı son yıllarda daha çok kullanılırken özellikle de birinci evre basur hastalarında kesin sonuç veren bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Klasik yöntemlerin kullanıldığı ameliyatlar artık hastalar tarafından pek fazla tercih edilmezken yeni yöntemlerin kullanıldığı ameliyatlar ise daha kısa sürede iyileşme imkanı sunması ve ameliyat sonrası iyileşme sürecinin daha kolay atlatılması nedeni ile sıklıkla tercih edilmektedir. Hemoroid belirtileri gösteren kişilerin bu belirtileri fark ettikleri anda doktora başvuruda bulunmaları halinde ilaçla tedavi edilmeleri mümkündür.

0 yorum

Boyun Fıtıgı Tedavisi Nasıl Yapılır

Son yıllarda insanların televizyon ve bilgisayar gibi boyun kaslarını çok fazla yoran aktivitelere daha fazla zaman ayırmaya başlaması ile beraber boyun fıtığı hastalığı da yaygınlaşmıştır. Boyun fıtığı tedavisi öncesinde mutlaka gerekli tetkikler ile rahatsızlığın kaynağının fıtık olduğu kanıtlanmalı ve fıtığın boyutları belirlenmelidir.Erken evre boyun fıtığı hastalarında çoğu zaman boyunu rahatlatan kas gevşeticiler ile beraber eş zamanlı olarak sürdürülen fizik tedavi yeterli bulunmaktadır.

Ancak fıtığın ilerlemesi ile beraber fizik tedavi ve ilaçla tedavi yetersiz kalacağı için boyun fıtğı ameliyatı kaçınılmaz bir hal alır. Boyun fıtığı ameliyatı mutlaka hastalığın fizik tedaviye yanıt vermediği son evre hastalarda kullanılmalıdır. Boyun fıtığına bağlı olarak kaslarda güç kayıplarının yaşanması halinde ameliyat zorunlu hale gelmektedir. Boyun fıtığı ameliyatı ile fıtığa neden olan alan belirlenmekte ve sinir dokusu üzerinde baskı yaparak ağrı ve güç kaybına neden olan fıtık temizlenmektedir.

Boyun fıtığı ameliyatında temizlenen bölgede ileride sorun ve çökme yaşanmaması için özel olarak geliştirilen titanyum ya da kemikten elde edilen kafes ya da greftler yerleştirilmektedir. Ameliyattan sonra hastaların kendilerine dikkat etmeleri zorunludur. Özellikle de düzenli boyun egzersizleri yapılmalı, ağır kaldırmaktan kaçınılmalı, boyunu sabit tutmak zorunda kalınılan bilgisayar başında oturmak gibi aktivitelerin zamanları sınırlandırılmalıdır. Ayrıca ani boyun hareketlerinden kaçınılması da gerekir. Aslında ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenler ile boyun fıtığından korunmak için yapılması gerekenler incelendiğinde birebir aynı oldukları görülmektedir.

0 yorum

Mide Kanserinde Kemoterapi Nasıl Yapılır

Mide kanseri tedavisi için kullanılan yöntemlerden biride kemoterapidir. Mide kanserinde kemoterapi iki amaçlı olarak kullanılabilmektedir. Bunlardan ilki ameliyat öncesi kanserli hücrelerin kontrol altına alınmasıdır. Kanserin yayılım gösterdiği ve cerahhi müdahalenin mümkün olmadığı durumlarda ilk olarak kemoterapi uygulanmakta ve kanserli hücrelerin kontrol altına alınarak hastanın mide kanseri ameliyatı için uygun bir hale getirilmesi amaçlanmaktadır.İkinci yöntem ise kemoterapinin tamamlayıcı tedavi olarak ameliyat sonrası kullanımıdır. Çok küçük olan ve gözden kaçabilecek kanserli hücrelerin yok edilmesi amacı ile mide kanseri ameliyatı sonrası kemoterapi tedavisi doktorun görüşüne göre tercih edilir.

Doktorun kanserli dokuları tamamen temizlediğine dair olan inancı tam ise kemoterapi her ameliyat sonrası kullanılan bir yöntem değildir. Burada karar operasyonu gerçekleştiren cerrah ve hastanın takibini gerçekleştiren doktora bağlı olarak verilmektedir.Mide kanserinde kemoterapi uygulamasında özel olarak karıştırılan ilaçlar damar yolu ile hastaya verilmektedir. Kanserli hücreler ile savaşan bu ilaçların etkileri çok yoğun olduğu için ne yazık ki kemoterapi sonrası hastalarda bazı yan etkiler görülebilmektedir. Ancak geliştirilen ilaçlar ile özellikle de mide bulantısı ile mücadele konusunda son derece başarılı sonuçlar alınmakta ve kemoterapiye bağlı olarak oluşan yan etkilerin azaltılması sağlanmaktadır. Kemoterapinin faydaları düşünüldüğü takdirde bu yöntemin uygulama zorunluluğu daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle tedaviyi gerçekleştiren doktorun gerekli görmesi halinde kemoterapi tedavisinden kaçınmamak gerekmektedir.

0 yorum

Hemoroid Nedir

Hemoroid daha çok basur olarak bilinen ve anüste bulunan toplardamarların genişlemesi nedeni ile ortaya çıkan bir hastalıktır. İlk evrelerde anüs içinde ve kenarlarında yaşanan yoğun kaşıntı ile kendisini belli eden hastalık ilerleyen evrerlerde toplardamarın genişlemesi sonucu dışkılama esnasında oluşan yoğun kanamalar ile son derece ciddi komplikasyonların oluşmasına neden olmaktadır.
Pek çok kişi doktora gitmek yerine basur olduğunu anladığı anda kocakarı ilaçlarından medet ummaktadır.

Ancak kullanılan bu tip ilaçlar ya da yöntemler durumun çok daha ciddi bir hal almasına neden olabilecek kadar tehlikelidir. Bu nedenle hemoroid olanlar kesinlikle bu tip yöntemleri hiç denemeden genel cerrahi doktoruna muayene olmalıdır.Hemoroid tedavisi hastalığın evresine bağlı olarak planlamaktadır.

Oluşan meme keselerinin dışarıya çıktığı ve ilerlediği evrelerde tek çare hemoroid ameliyatı yapılmasıdır.Ancak daha erken evrelerde yakalanan hastalarda ilaçla tedavi yöntemleri daha sık tercih edilmektedir. Hemoroid ilaçları kullanılarak oluşan basur memesinin küçültülmesi amaçlanmaktadır. Ancak kesinlikle bu ilaçlar doktor muayenesi sonrasında doktorun önerdiği şekilde kullanılmalıdır.

Gebelik gibi müdahalenin ve ilaç kullanımnın mümkün olmadığı hallerde ise hastalar sık sık sıcak suya oturmalıdır. Sıcak su banyosu oluşan basur memelerinin hem küçülmesini sağlamakta hem de hastanın rahatlamasına yardımcı olmaktadır. Gebelikte hemoroid kabızlığın çok sık oluşmasına bağlı olarak çok sık görülmekte olup bu nedenle hamile kalan anne adaylarının bol sıvı  ve lifli gıdalar tüketimi önerilmektedir.

0 yorum

Kemik Erimesi Tedavisi

Kemik erimesi tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de en çok kadınları etkilemektedir. Yıllar sonra ortaya çıkan kemik erimesi son derece sessiz ilerleyip kemik kırılmaları sonucu kendini göstermektedir. Kemik erimesi hastalığı yaygın inanışın aksine hiçbir ağrı ve şikayete neden olmamaktadır. İleri yaş kemik erimesi nedenleri arasında ilk sıralarda yer almakta olup aşırı alkol ve sigara tüketimi, kadınlık hormon seviyesinin düşük olması, kemiklerin yapımında kullanılan D vitaminin yeteri kadar alınmaması ve kötü beslenme gibi pek çok etken bulunmaktadır.Kemik erimesi tedavisi mutlaka ciddiy alınmalıdır. Aksi halde kemik yoğunluğu hızlı bir şekilde düşecek ve buna bağlı olarak kemik kırılma riski artacaktır.

Özellikle de menopoza giren kadınların mutlaka kemik erimesi testi yaptırması ve önlem olarak kalsiyum ile D vitamini desteği almaları büyük önem taşımaktadır. Kemik erimesi tedavisi için tercih edilen tek yöntem ilaç kullanımıdır.Kemik erimesi tedavisi Ankara başta olmak üzere ülkemizde yer alan pek çok hastanede başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir.

İlaçların düzenli kullanımı büyük önem taşımakla beraber hastanın mutlaka yaşam tarzını da değiştirmesi gerekir. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz kemiklerin tekrar güçlenmesi için mutlaka dikkat edilmesi faktörler arasında yer almaktadır. Kemik erimesi ilaçları düzenli olarak kullanılırken aynı zamanda kemik erimesi egzersizleri yapılmalı ve kemikleri güçlendirdiği bilinen D vitamini yönünden zengin besinlerin tüketimine ağırlık verilmelidir.

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI