işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Televizyondan uzak dursunlar

Otizmin nedeni halen kesin olarak bilinmemekle birlikte uzmanlar, televizyonun otizmi tetikleyen bir unsur olduğu konusunda hemfikirler. 

Uzmanlara göre, 0-2 yaş arasındaki bebeklerin günde 2 saatten fazla televizyon izlemeleri otizm belirtilerinin artmasına neden oluyor.

Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi uzmanlarından psikolog Özge Hoşgör, 2 yaşından önce çocuklara televizyon izlettirilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Otizm, ülkemizde her 150 çocuktan birinde görülüyor. Erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha yaygın. Otizmin nedeni halen kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik olduğundan kuşkulanılıyor. Henüz otizm geni bulunmasa da uzmanlar bir yandan çevre kirliliği, kimyasal maddeler gibi çevresel faktörlerin de otizmi tetiklediğini düşünüyorlar. Tetikleyici bir diğer unsur da televizyon karşısında aşırı zaman geçirilmesi.

Dikkat eksikliğine yol açar
Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi uzmanlarından psikolog Özge Hoşgör, bazı anne-babalar tarafından çocukların ağlamaması ve sakinleşmesi için günde 2 saat ve daha fazla süreyle televizyon karşısında oturtulduğuna dikkat çekti. 0-2 yaş arasında aşırı televizyon izleyen çocukların okul dönemlerinde dikkat eksiklikleri ve özel öğrenme güçlükleri yaşadığına işaret eden Hoşgör, “Televizyondaki renkli uyaranlara çocuklar bebeklik döneminden itibaren maruz kaldıklarında ekrandaki aksiyona odaklanıyorlar ve beyinleri normalden çok daha fazla yoruluyor. Bu durumda çocuklarda bebeklik döneminde sosyal uyaran eksikliğinden dolayı zayıf göz kontağı, dikkat dağınıklığı ve sosyal ilişkilerde yetersizlik gibi otizminde belirtileri olan faktörler kendini göstermektedir” dedi.

Televizyondan uzak dursunlar
Televizyonla otizm arasında nedensel bir ilişki bilimsel olarak kanıtlanmasa da “televizyon otizmi” denilen bir kavramın türediğini vurgulayan Hoşgör şöyle devam etti:

“Ancak unutmamak gerekir ki çocukta var olan otistik belirtiler aşırı televizyon izleme, bilgisayar oyunu oynamada gibi etkenlerle tetiklenmektedir. Aileler 2 yaşından önce çocuklarına kesinlikle televizyon izlettirmemeleri gerek. Amerikan Pediatri Akademisi önlem olarak 0-2 yaş çocuklarının televizyon ekranlarından uzak durmaları gerektiğini önemle vurguluyor. Otizm belirtileri gösteren veya buna yatkın olan çocuklar, televizyona gösterdikleri ilgiyi çevreye ve insanlara gösteremezler. Ailelerin bu konuda çok dikkatli olması gerek. Otizm belirtileri gösteren çocukların özellikle 3 yaşından önce teşhis edilmesi tedavi şanslarını artırır.”

0 yorum

Hızlı Kilo Verdiren Protein Diyeti


Hızlı kilo vermeyi saglayan protein diyetinin ana besin maddesi patates olmak ile birlikte, protein diyetinin ilk bir kaç günü yanlızca patates agırlıklı beslenmeye dikkat edilmesi gerekmektedir. Protein agırlıklı diyet listesi tüm kuralları ile uygulandıktan sonra hedeflenen ideal vücut seviyesine ulaşılması mümkündür. Protein diyeti tamamlanıp istenilen sonuçlar alındıktan sonra, diyet programına ara verilmesi gerektigi gibi, gerek duyulması anında ise 6 aylık bir zaman aralıgından sonra tekrar başlanabilmektedir. Hızlı kilo verdiren protein diyeti kurallara uygun olarak uygulanması halinde günde ortalama 600-700 kalori vermenize olanak tanımaktadır. Protein agırlıklı bu diyet programını uygulayan kilolarından şikayetçi bayanlar 1 haftada 5 kilo vermeleri ile uzman diyetisyenler tarafından özellikle tavsiye edilmesi ile adından söz ettirir. Hızlı kilo verdiren protein diyeti, adından anlaşılacagı gibi hızlı ve saglıklı kilo vermenizi saglarken, gün içerisinde metabolizmanın düzenli çalışmasınada yardımcı olmaktadır. Özellikle hamilelik dönemi boyunca fazla kilolara sahip olan ve sonrasında bu kilolardan kurtulamayan anneler için oldukça uygun bir diyet programıdır. Hızlı kilo verdiren protein diyeti için aşagıda yazılı olan kurallara mümkün oldugunca uyulmasını rica ederiz.


Protein diyetinin ilk üç günü
Kahvaltı: 2 adet orta boy haşlanmış patates
Öğle: 2 adet orta boy haşlamanmış ya da püre haline getirilip baharatlarla zenginleştirilmiş patates
Akşam: 3 adet orta boy haşlanmış patates

4.Gün
Kahvaltı: 2 adet dilimlenmiş portakal, 1 adet orta boy yeşil elma
Öğle: 2 adet orta boy patates ( baharatlar ile harmanlanmış olabilir )
Akşam: 1 çorba kaşıgı sıvı yag ile hazırlanmış zengin bir yeşil salata ve 200 gram civarında yagsız tavada hafif kızartılmış tavuk gögsü

5.Gün
Kahvaltı: 2 adet dilimlenmiş portakal, 1 adet orta boy yeşil elma
Öğle: 2 adet dilimlenmiş portakal, 1 adet orta boy yeşil elma
Akşam: 150 gram yagsız tavada hazırlanmış dana biftegi ve yanında bir çorba kaşıgı sıvı yag ile hazırlamış yeşil salata

6.Gün
Kahvaltı: 2 adet dilimlenmiş portakal, 1 adet orta boy yeşil elma
Öğle:1 adet dilimlenmiş portakal, 2 adet orta boy yeşil elma
Akşam: 1 çorba kaşıgı ile hazırlanmış yeşil salata, yagsız tavada hazırlanmış 1 adet levrek ya da çipura balıgı

7.Gün
Kahvaltı: 2 adet dilimlenmiş portakal, 1 adet orta boy yeşil elma
Öğle: nane ve yeşillik agırlıklı az yaglı patates salatası
Akşam: 2 adet yumurtadan yapılmış az yaglı omlet, hafif yaglı bol yeşillikli salata

Yukarıda bulunan açıklamada görüldügü gibi hızlı kilo verdiren protein diyetinin ana besin maddeleri patases,portakal ve et ürünleridir. Protein diyeti boyunca tüketilen besinler kısıtlı olsalarda, kısa süre sonra istenilen sonuca ulaşmak mümkün olacaktır. Diyet programı boyunca vücut et türü besinler yolu ile protein dengesini koruyacagı için, gün içerisinde yorgunluk ve bitkinlik hissi ortadan kalkacaktır.
0 yorum

Ramazan'da Nasıl Kilo Verilir

Özellikle fazla kilolarından şikayet eden bayanlar, her alanda diyete başlamanın bahanesini ararlar fakat bir çogu bu bahaneyi iç dünyalarında yaratma konusunda sıkıntı yaşarlar. Ramazan ayı nedeni ile hem oruç tutmak hemde bu vesile ile diyet'e başlamak bir taşla iki kuş vurma anlamına gelmektedir fazla kilolu bayanlar için. Ramazan'da kilo vermek mevsimsel açıdan sıcakların vücutta oluşturdugu yogun su kaybı nedeni ile olumlu etkiye sahip olacaktır. Yogun sıvı kaybının bir diger olumlu etkisi ise vücuda bir o kadar'da sıvı alınarak mide'ye besinler açısından yeteri kadar yer bırakmama anlamına gelmektedir. Ramazan'da kilo vermek isteyen bayanlar diyet süresince programa harfiyen uyarak rutin beslenme alışkanlıklarında yaglı ve karbonhidratlı besinlerden tamamı ile uzak durmaları gerekmektedir.

Ramazanda kilo vermek için uygulanacak diyet programı

SAHUR
4 dilim kepekli ekmek
80 gram light peynir
8 adet yagsız ve limonlu zeytin
Hafif yaglı olarak hazırlanmış sögüş
Yatmadan 10 dakika önce 1 bardak Şekersiz light süt

İFTAR
Hafif yag ile hazırlanmış sebze çorbası
Hafif yaglı ve bol limonlu yeşil salata
Lif agırlıklı sebze türü yemekler 1 porsiyon
3-4 yemek kaşıgı bulgur pilavı
Diyet için üretilmiş light yogurt
Uyumadan önce 1 bardak şekersiz light süt

Ramazanda kilo vermek ve saglıklı zayıflamak adına uygulanacak olan bu diyet programı ile birlikte yaklaşık 1 aylık zaman dilimi içerisinde vücudun fazla yaglardan kurtuldugunu ve bölgesel zayıflama da etkili oldugunu farkedeceksiniz. Aynı zaman da hem oruç tutmak hem de bu vesile ile bu diyet programını uygulayarak iradeniz için olumlu bir bahane yaratmış olacaksınız. Ramazan ayı süresince sahur ve iftar da tüketilen besinler gün içerisinde doyurucu etkiyi göstermesi için bol karbonhidrat ve kalorili yiyecekler seçilmesi nedeni ile bir çok kişi ramazan ayı boyunca kilo vermek yerine kilo artışı yaşamaktadırlar. Bu neden ile yukarıda bulunan diyet programı yüksek kalorili besinlerden tamamı ile kurtulmanızı saglayacaktır. Daha çok ekmek ve pide gibi hamur türü besinleri tüketenler çavdar ve kepek ekmegi takviyesi ile diyet programı konusunda degişiklige gidebilirler. Aynı zamanda diyet süresince tatlı krizi nedeni ile iradelerine hakim olamayan bayanlar komposto ve hoşaf gibi sindirim sistemini çalıştıran şekerli sıvıları tüketerek gün içerisinde rahat etmeleri mümkün olacaktır.
0 yorum

Kötü giden evlilik çocuk için boşanmaktan daha zararlı

Türkiye genelinde boşanma sayıları her geçen gün artıyor. Hem kadın hem erkek için zor bir süreci beraberinde getiren boşanmanın en çok çocukları etkilediğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Zafer Atasoy, “İyi yönetilemeyen bir boşanma süreci çocuk üzerinde; uyku ve beslenme sorunları, korkular, okul başarısızlığı, sosyal uyum sorunları, tırnak yeme, gece işemeleri, tikler gibi birçok sorun bırakabilir” dedi.

Yapılan araştırmalar Türkiye genelinde boşanma sayılarının her geçen yıl arttığını gösteriyor. Öyle ki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2012 yılında 123 bini aşkın kişi evliliğini sonlandırdı. Boşanan çifter için zorlu geçen bu dönem en çok çocukları etkiliyor. Tüm çocukların boşanma öncesinde anne baba arasında ortaya çıkan gerginlikten etkilendiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Zafer Atasoy bu etkinin yaş ayırt etmeden tüm çocuklarda gözlendiğini belirtti.

Kötü giden evliliklerin eşler arasında baş edilemeyen gerginlik, huzursuzluk ve mutsuzluk anlamına geldiğini söyleyen Dr. Atasoy, bu dönemde çocuğun anne baba sevgisinden yoksun olmasının ve her an ortaya çıkabilecek bir gerginlikle karşılaşma olasılığının psikolojik sorunlara yataklık yapacağını belirtti. Dr. Atasoy olası sorunları “uyku ve beslenme sorunları, korkular, okul başarısızlığı, sosyal uyum sorunları, tırnak yeme, gece işemeleri, kaka kaçırma ve külot kirletme, tikler, saplantılı düşünceler, karşı gelme, saldırgan tutumlar ve intihar düşünceleri” olarak sıraladı.

Çocuk ile iletişimde karşı tarafı suçlamayın
Boşanma kararını çocuğa söyleyerken ev içinde yaşanan gerginlikleri azaltmak ve daha huzurlu olmak için bu kararın alındığının anlatılabileceğini belirten Dr. Atasoy, “Üstünde durulması gereken en önemli konu karşı taraf ile ilgili olumsuz düşünce ve duyguları çocukla bir arkadaş gibi paylaşmamaktır. Suçlamadan kaçınılmalıdır” dedi. Çocuğun bebeklik ve küçüklük dönemlerinde anne ile kalmasının daha doğru olacağını anlatan Dr. Atasoy, “Bebek anne bakımına muhtaçtır. Diğer yandan babalar da çocuklarına bakabilir ve onların sağlıklı gelişmelerini sağlayabilirler. Ailenin sosyal, ekonomik özellikleri göz önüne alınarak çocuk için en sağlıklı olanın seçilmesi doğru olacaktır” diye konuştu.

Anne baba arasında tercihe zorlamayın
Anne baba boşanmış olsa bile çocuğun her ikisine de ihtiyacı olduğunu ve ilişkisinin devam edeceğine değinen Dr. Atasoy, “Çocuk, anne baba arasında tercih yapmaya zorlanmamalıdır. Çocuk beraber yaşamadığı ebeveyni özleyecek ve arayacaktır. Bu ebeveyn ile ilişkinin düzenli olarak sürdürülmesi, belirlenen günde ve sürede birlikte olunması çok önemlidir” dedi. Birlikte vakit geçirmenin çocuğun şımartılma ve isteklerini yerine getirmek anlamına gelmediğini söyleyen Dr. Atasoy, “Duygusal paylaşım ön planda olmalıdır. Karşı tarafın çocukla birlikte çekiştirilmesinden uzak durulmalıdır. Hem çocuk hem de ebeveyn duygusal beraberliklerini güçlendirmelidir” şeklinde konuştu.

Kötü giden evlilik çocuk için boşanmaktan daha zararlı
Boşanmış aile çocuğu olmanın ruhsal anlamda sorunlu olmak anlamına gelmeyeceğini belirten Dr. Atasoy, “Ancak duygusal alanda zedelenmiş bir çocuktan söz edilebilinir. Boşanmış çiftin boşanma sonrasında çocuğa karşı sergilediği tutumlar ruhsal sağlığın etkilenmesinde önemli yer tutacaktır” dedi.


Dr. Zafer Atasoy
Boşanmış aile çocuklarında davranış sorunları ile sık karşılaşıldığını dile getiren Dr. Atasoy, çatışmaların sürdüğü ancak evliliğin yıkılmadığı ailelerin çocuklarında daha fazla uyum ve davranış sorunları ortaya çıktığını anlattı.

BOŞANAN ÇİFTLERE ÖNERİLER
• Çocuk, evlilik ilişkisinin tamir edilerek başlatılması için girişimlerde bulunacaktır, bu durumda başa çıkmanız gerekebilir
• Birçok alanda birbiriniz ile çelişseniz bile çocuk için bir arada olmak ve ortak kararlar almalnız gerecekeğini unutmayın
• İki taraftın da yeni ilişkilere başlayabileceğini kendinize hatırlatın
• Çocuk öncelikle anne babasını birlikte görmek istediği için yeni beraberliği bu hayalin önünde bir engel olarak görebilir. Fakat tarafların mutlu olması çocuğu da mutlu edecektir
• Yeni bir ilişkiye başlanması durumunda bunun çocuğa anne baba tarafından anlatılması önemlidir

0 yorum

Genç Kalmanın Yeni Yolu: Oksijen Diyeti

Alzheimer, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı gibi birçok kronik hastalığın günümüzde besinlerle, içeceklerle ve çevresel yollarla aldığımız oksidanlar sebebi ile oluştuğu biliniyor. 

Oksidanlar, vücudumuza giren ve vücudumuzda oluşan serbest radikaller yani serbest oksijen türleri. Serbest radikaller, aynı zamanda DNA ve vücut proteinlerimize zarar vererek erken yaşlanmamıza yol açıyor.

Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber'in verdiği bilgilere göre, besinlerde bulunan bazı öğelerin antioksidan etkisi olduğu ve serbest radikallerin vücutta oluşturduğu zararlı etkileri yok ettiği biliniyor. Amerika Tarım Departmanı (USDA) besinlerdeki serbest radikal yok etme puanını ORAC puanı olarak ölçtü. Bu güne kadar besinlerin antioksidan değerleri birçok yol ile ölçülmesine karşın, bu puanlamanın şu ana kadar yapılmış olan en güvenilir puanlama olduğu düşünülüyor. Kısacası ORAC puanı yüksek besinler; kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltıyor ve yaşlanmayı geciktiriyor.

Oksijen (Orac) Diyeti ile İlgili Notlar

• Oksijen diyetine göre günde 3000-5000 ORAC puanı edecek kadar sebze ve meyve tüketilmesi gerekiyor. Bu yol ile kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltmak, yaşlanmayı geciktirmek ve vücudu serbest radikallerden temizlemek mümkün.

Diyetisyen ve Yaşam Koçu
Gizem Şeber
• Kuru meyvelerde, yaş meyvelere göre ORAC değeri daha yüksektir. Bunun sebebi kuru meyvelerin daha az miktarda su içermesi bu nedenle aynı ağırlıkta yaş meyvelere nazaran daha fazla antioksidan içermesidir. Fakat bu durum, sürekli kuru meyveler ile beslenmemiz gerektiğini göstermiyor. Beslenme düzeninde mutlaka bir denge olmalı, tek çeşit beslenmeden uzak durmak önemli.

• Bazı besinlerin ORAC değerleri yüksek fakat günlük tüketim miktarları düşük. Örneğin baharatlar… Baharatların ORAC değerleri son derece yüksek olmasına rağmen, tüketebildiğimiz miktarları düşük. Bu nedenle günlük oksijen diyetine ve ORAC puanı alımına etkileri çok yüksek değil.

• Günlük ORAC puanını beslenme ile toparlamaya çalışırken, proteinleri ihmal etmemek gerekiyor. Dört ana besin grubundan ikisi olan süt ve süt ürünleri ve et, tavuk, balık, yumurta gibi protein kaynaklarına yeterli önem gösterilmeli.


Günde 7500 Orac Puanı Kazandıran Süper İçecek

Malzemeler (4 Kişilik)
2 su bardağı light süt (400 ml) --- Porsiyon başı ORAC puanı: 1263
4 tatlı kaşığı toz kakao (20 gram) ---Porsiyon başı ORAC puanı: 2233
1 tatlı kaşığı toz tarçın (5 gram) --- Porsiyon başı ORAC puanı: 3344
1 avuç dolusu yaban mersini (70 gram) Porsiyon başı ORAC puanı: 405
1 avuç dolusu böğürtlen (70 gram) --- Porsiyon başı ORAC puanı: 366,5
Buz küpleri

Yapılışı
Tüm malzemeyi blanderin içerisinde iyice karıştırdıktan sonra en son buz küplerini ekleyin ve iyice parçalayarak karışıma yedirin. Soğuk olarak servis edin. Sağlık ve afiyet olsun

0 yorum

Kan Yapıcı Yiyecekler Nelerdir

Özellikle ülkemizde yurt dışındaki insanlara oranla kansızlık problemi yatmakta. Yapılan araştırmalara göre her on kişiden üçünde anemi(kansızlık) sorunun var olduğu açıklanmaktadır. Ülkemizin coğrafi yapısı ve diğer etkenleri düşünüldüğü takdirde bu sorunun haksız çıktığı da söylenemez. Aneminin tanımını uzman hekimler, kanda bulunan kırmızı kan hücrelerinin vücutta az olduğu için ve vücuda oksijenin miktarının düşmesine sebep olmaktadır. Kansızlığın bazı belirtileri vardır; yorgunluk, halsizlik, sürekli uyuma isteği, vücutta bitkinlik ve hareket kabiliyetinin halsizlikten dolayı kısıtlanması. Sabah uyanamama hissi gibi problemler teşkil ediyorsa yüksek ihtimalle anemi(kansızlık) problemi var olmuş olabilir. Uzman bir doktora başvurmayı denemelisiniz.

Kansızlık nasıl olur
Kansızlık problemi kandaki kırmızı kan hücrelerinin genetik veya sonradan gelişen sebeplerden dolayı bu kan hücrelerinin tahribatına ve kandaki sayılarının azalmasına sebep olmaktadır. Buda vücutta kansızlık probleminin oluşmasına ve belirtilerin de ortaya çıkmasına olanak tanımaktadır. Kansızlığın belirtilerini taşıyorsanız kan yapıcı yiyecekler nelerdir sorusuna yanıt aramak yerine öncelikle bu hastalığınızı kesin teşhisini gerçekleştirmelisiniz. Eğer doktorunuz kesin olarak anemi siniz yani sizde kansızlık problemi var diye teşhis koyduğu takdirde kan yapıcı yiyecekler nelerdir ve nasıl vücudunuzda ki kan miktarının artırırsınız bu gibi araştırmalara geçebilirsiniz. Kansızlığında çeşitleri ve farklı birçok sebebi mevcuttur. Genetik olabilir, sonradan demir ve vitamin eksikliğinden olabilir, vücudun yeterli beslenmemesi vb sorunlardan dolayı ortaya çıkan bu soruna bizler sizin adınıza tüm bu sorunlara da iyi gelebilecek 

kan yapıcı yiyecekler nelerdir sorusuna verilecek birçok besin hazırladık. Uzman hekimlerden aldığımız bu bilgileri sizlere sunuyoruz. Demir eksikliğine bağlı kansızlık problemlerini azaltmak için öncelikle demir oranı yüksek besinler ile beslenmelisiniz. Bu besinler; öncelikle et ve etçil gıdalardır. Sığır eti, kuzu eti, hindi eti, kuzu ve sığır ciğeri, süt ve süt ürünleri, istiridye, ton balığı, kalkan ve barbun balığı ve tüm balık çeşitleri demir ve fosfatı içerisinde oldukça fazla barındırarak kansızlık probleminize iyi gelecektir. Sadece et ve et ürünleri ile değil vejeteryan iseniz veya et fazla tüketmekten hoşlanmıyor iseniz sebzelerde de demir enzimi yüksek olan besinler mevcuttur. 

Sebzelerde kan yapıcı yiyecekler nelerdir; Soya fasulyesi, mercimek, barbunya, kuru fasulye ıspanak, pırasa ve yeşil yapraklı bitkilerde oldukça fazla demir minerali vardır. Bu gıdaların tüketilirken dikkat edilmesi gereken birkaç özellik çiğe yakın ve aşırı öldürmeden bu gıdaları almalıyız. Özellikle haşlanıp suyu sıkıldıktan sonra bu besinlerin alınması pekte faydalı olmayacaktır.

Kan yapıcı diğer besinlere bakıldığında, kuru üzüm ve üzümün diğer çeşitleri özellikle çekirdekli üzüm, dut ve kestane pekmezi, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, kuşkonmaz, dereotu, maydanoz, badem fıstık, fındık ve kuruyemiş türlerinde de kan yapıcı özellikle demir oranın yüksek olduğu besinleri bulmak mümkündür. 
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI