işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar
kısırlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kısırlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kısırlık Tedavisinde Yeni Yöntemler

Kısrlık yani infertilite günümüzün modern toplumlarında kadınlarda olduğu kadar erkeklerde de sıkça görülen bir problemdir. Kısırlığın birçok sebebi olduğu gibi, çiftlerin %15'inde görülen ve açıklanabilir hiç bir sebebi olmayan kısırlık da mevcuttur. Tıptaki gelişmelerle birlikte farklı kısırlık tedavileri de mevcuttur:

YUMURTLAMA TEDAVİSİ-YUMURTLAMA TAKİBİ
Açıklanamayan infertilite ve düzensiz yumurtlamalarda kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde oral olarak kullanılan haplar ya da bir takım cilt altı iğneleriyle yumurtalar uyarılarak , yumurtlama düzenli ve takip edilebilir hale getirilmekte ve 3 ila 6 ay boyunca bu tedavi ile hamilelik oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu tedaviye ek ve destekleyici olarak aşılama da yapılabilmektedir ancak aşılamanın uygulanacağı hastalarda mutlaka en az 1 tüpün açık olması gerekmektedir. Aşılama yönteminde spermler rahim ağzına bırakılarak hamileliğin daha kolay oluşmasına destek verilmektedir.

AMELİYAT GEREKTİREN TEDAVİLER
Halk arasında çikolata kisti denilen endometriomaların varlığı, tüplerde oluşmuş yapışıklıklar , myom , polip ve benzeri oluşmuş patalojik yapılardan kaynaklı infertilite durumlarında laparoskopi veya histeroskopi ile ameliyatlar yapılmakta ve iyi sonuçlar alınmaktadır. Bazı durumlarda polikistik over hastalarında da cerrahi müdaheleler söz konusu olabilmektedir.

TÜP BEBEK TEDAVİSİ (IVF, ICSI)
Tüp bebek tedavisi yumurta ve spermin laboratuvar ortamında döllenerek rahme yerleştirilmesi ile oluşturulan gebelikler için kullanılan tanımdır. Yetersiz sperm , yumurtlama takibi ya da aşılamaya tepki vermemiş durumlar ve her iki tüpün de kapalı olamsı halinde sıkça başvurulan bir yöntemdir.
Bu yöntem 4 aşamadan oluşur:
Yumurta gelişiminin sağlanması
Yumurtaların toplanması
Yumurtaların döllenmesi
Embriyonun rahme yerleştirilmesi

Tüp bebekte başarı oranı yaşa bağlı olarak değişim göstermektedir. Buna göre :

35 yaşın altındaki kadınlarda %30-35
35-37 yaş arası kadınlarda %25
38-40 yaş arası kadınlarda %15-20
40 yaş üzerindeki kadınlarda %6-10
Oranında canlı doğum yapma olasılığı bulunmaktadır.

YUMURTA VE SPERM DONASYONU
Ülkemizde yasal olmamakla birlikte, pek çok ülkede yumurta ve sperm donasyonu sistemi mevcuttur. Erkekte sperm yokluğu (azospermi) , yaş ya da başka nedenlerle yumurta sayısında yetmezlik görülen yahut menopoza girmiş kadınların başvurduğu bir yöntemdir.
0 yorum

35 yaş üzeri her 3 kadından biri kısır

İyi bir okul, iyi bir iş, her birimiz için iyi bir gelecek anlamına geliyor. İyi bir geleceği garanti etmeden ne evlilik ne de çocuk düşünülüyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan kadınlar, belli bir birikime ulaşmadan çocuk hayali bile kurmuyor. Ancak unutulan bir şey var; kadının biyolojik saati.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Özörnek, kadınlarda yaş ilerledikçe gebelik şansının azaldığını belirtti.

Üniversite, yüksek lisans, iyi bir iş, iyi bir kariyer derken kriterlerin ardı arkası kesilmiyor. Kiradan kurtulalım, araba alalım, kenara biraz para koyalım ki çocuğumuzu rahat büyütelim hedeflerinin peşinde koşarken kadınların yaşı geçiyor… Son yapılan araştırmalar da Türkiye’de evlilik ve çocuk doğurma yaşının 27’ye yükseldiğini gösteriyor.

Eurofertil Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Özörnek, kadının 30 yaşından sonra doğurganlığının azaldığını vurgulayarak şu uyarılarda bulundu:

“Kadınların doğurganlık bakımından en verimli oldukları dönem 20 ila 30 yaşları arası. Ancak bize başvuran pek çok hastamızın bu yaşları aştığını gözlemliyoruz. Tabi ki herkesin kendine göre bir hayat planı, hedefi, hayali var ancak unutmamak gerekiyor ki, kadınların biyolojik yapısı gereği yaş ilerledikçe yumurta rezervi ve yumurta kalitesi azalıyor. Çünkü, kadınlar belli bir yumurta rezerviyle doğar ve menopoza kadar sahip oldukları yumurta rezervini harcarlar. Ergenlik döneminden itibaren ayda bir kez yumurtlayan kadın, menopoza kadar ayda ortalama 350 ila 400 yumurta harcar. İlk harcanan yumurtalar da en kaliteli olan yumurtalardır. Bu nedenle, 20’li yaşların sonuna doğru yumurta kalitesi ve sayısı düşmeye başlar. Bu düşüş 35 yaşından sonra daha da hızlanır.”


Dr. Hakan Özörnek, 35 yaş üstü kadınların 3’te birinde, 40 yaş üstü kadınların ise 3'te ikisinde kısırlık görüldüğünü vurgulayarak “30 yaşına kadar yüzde 60’lara dayanan doğurganlık oranı, 35 yaşından sonra yüzde 35’e, 40 yaşından sonra ise yüzde 15’e düşüyor. Bu nedenle, 35 yaş üzeri kadınların 3’te birinde, 40 yaş üstü kadınların ise 3'te ikisinde kısırlık görülüyor.” dedi.

YAŞLA BİRLİKTE DÜŞÜK VE SEZERYAN RİSKİ DE ARTIYORUzm. Dr. Hakan Özörnek, yaşla birlikte düşük ihtimalinin de arttığının altını çizdi. Dr. Özörnek; “Düşük ihtimali, 20’li yaşlarda yüzde 10 civarındayken 35 yaşından sonra iki katına çıkarak yüzde 20’e ulaşır. Aynı ihtimal, 40’lı yaşların başında yüzde 35’e, 45 yaşının üzerinde ise yüzde 50’ye çıkar. Ayrıca, sezaryen oranının da yaşla birlikte arttığı unutulmamalı. 40 yaş civarı kadınlar, 20’li yaşlarındaki kadınlara oranla iki kat fazla sezaryene ihtiyaç duyar.” dedi.
0 yorum

Çocuğunuz kısır kalabilir!

Uzmanlar, çocuklarda görülen kasık fıtığına zamanında müdahale edilmediğinde kısırlığa yol açabileceğini bildirdi

Çocuk Cerrahisi Uzmanlarından Dr. Turgut Türkel, her yüz çocuktan yaklaşık üçünde kasık fıtığının oluşabildiğini kaydetti.

Dr. Turgut Türkel, fıtığın anne karnındayken oluşabileceği gibi çok hareketli çocuklarda da görülebileceğini belirtti. Genetik yatkınlığın önem arz ettiği fıtığın şişlik ve ağrıyla kendini gösterdiğini kaydeden Türkel, tedavi edilmediğinde bağırsak düğümlenmeleri, bağırsak ve yumurtalık çürümeleri, kısırlık gibi tehlikeli durumların oluşabileceğini ifade etti.

Kasık fıtığının vakit kaybetmeden müdahale edilmesi gerektiğinin altını çizen Türkel, “Fıtık ameliyathane şartlarında, genel anestezi altında veya bölgesel anestezi ile 15-20 dakika süren bir operasyonla yapılabilir. Küçük bir kesintiyle fıtık kesesine ulaşılır ve etrafındaki damar sperm kanalından ayrılarak dikilir” dedi.

Sol tarafa göre sağ tarafta fıtığın görülme riskinin yüksek olduğuna dikkat çeken Türkel, her iki testisinde torbada olması gerektiğini, torbanın bir veya iki tarafının boş olması durumunun inmemiş testis olarak tanımlandığını belirtti. Türkel, “Muayene sırasında çocuğun ağlaması, ıkınması sırasında karnın içi basınç artışıyla organlardan birinin kasık kanalına doğru ilerlemesiyle ortaya çıkar. Kasıkta şişkinlik göze çarpar” şeklinde konuştu.

Türkel, kasık fıtığının sadece erkeklerde değil, kız çocuklarda da görülebildiğini ancak ilk anda anlaşılmasının zor olduğunu ağrı, şişkinlik gibi belirtilerde mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.
0 yorum

Eğer çocuğunuz olmuyorsa


Tiroit hormonu düzgün çalışmıyorsa dikkat!

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fulya Akın, tiroit bezinin normal çalışmamasının tüm vücudu etkilediğini belirterek, "Çocuk sahibi olamayan çiftlerin tiroitle ilgili bir problem olup olmadığına da baktırmaları gerekir" dedi.


Türkiye'nin endemik guatr bölgesinde olması nedeniyle tiroit hastalıklarının çok sık görüldüğünü kaydeden Akın, "Bütün metabolizmayı ilgilendiren olaylar tiroit bezi sayesinde olur. Vücudun ısı dengesinden kadınlarda adet düzenine kadar her şeyi etkileyebilir ve farklı belirtiler verebilir. Tiroit hormonunun az olması durumunda halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, uykuya meyil, kabızlık, saç dökülmesi, kilo alma, vücutta şişlik gibi belirtiler görülebilir" dedi.


ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI ETKİLİYOR


Ülkemizde en sık görülen tiroit bezi hastalığının, iyot eksikliğinden kaynaklanan guatr olduğuna işaret eden Akın, şunları söyledi:


"Türkiye, iyot eksikliğinin en sık görüldüğü yerlerden biri. Toplumun üçte ikisinde tiroit hastalıkları görülüyor. Bayanlarda daha çok oluyor. Hipertiroidi, yani çok çalışması da fazla ama hipotiroidiyi özellikle Denizli bölgesinde daha çok görüyoruz. Karadeniz bölgesinde iyot eksikliği çok ciddi rakamlarda iken, bütün tuzların iyotlanması ile eskiye nazaran düzeldi. Tiroit bezinin normal çalışmaması tüm vücudu etkiliyor. Hatta çocuk sahibi olup olmamayı da etkiler. Dolayısıyla çocuk sahibi olamayan çiftlerin tiroitle ilgili bir problem olup olmadığına da baktırmaları gerekir."


TİROİT YUMRU ŞEKLİNDE BÜYÜYEBİLİR

Tiroit bezinin yumru şeklinde büyümesi sonucu nodül denen bir durumun ortaya çıktığını dile getiren Akın, nodülün yüzde 95'nin iyi huylu yüzde beşinde ise kötü hücre bulanabildiğini kaydetti.


Kötü huylu hücre olan nodülün ameliyatla alınması gerektiğine dikkati çeken Akın, "Nodüller büyümüyorsa, çoğalmıyorsa herhangi bir problem yoktur demektir. Ama tiroit bezinin nodül boyutunda 2 milimetreden fazla büyüme varsa, ailede tiroit kanseri hikayesi varsa, baş boyun bölgesinde bir radyasyon hikayesi varsa çok genç ve çok yaşlı hastalarda, çünkü 20-60 yaşları arasında tiroit bezi hastalıkları çok görülür ve bayanlarda sıktır, 20 yaşın altındakiler ve 60 yaşın üstündekilerde risk daha fazladır, eğer hasta erkek ise ise yine risk daha fazladır" şeklinde konuştu..
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI