işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Bel Ağrınız Dinlenme İle Geçmiyorsa

Toplumda en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan bel fıtığı, dayanılmaz ağrılar ve hareket kabiliyetine getirdiği sınırlamalar nedeniyle kişiyi günlük yaşamın içine hapsedebiliyor. Bu rahatsızlık günümüzde modern yöntemlerle tedavi edilebilirken, kulaktan dolma bilgiler ciddi sağlık sorunlarının kapısını aralıyor. 

Memorial Hizmet Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Tönge, bel fıtığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Omurgadaki her ağrı bel fıtığı değildir
Kişilerin genetik yapısı, kilosu, mesleği, yaşam tarzı, alışkanlıkları ve kazalar omurga rahatsızlıklarında önemli rol oynar. Ayrıca aşırı kilo, ağır yük kaldırma, ani ve ters hareketler diskin yer değiştirmesine ve sinirlere baskı yaparak fıtıklaşmaya neden olabilir. Omurgadaki diskler de, yaşla birlikte zaman içinde yıpranabilir. Belde ve ayaklarda ağrı ve uyuşma ile birlikte ağrılı bölgede kuvvet kaybı gelişebilir. Omurga eklemlerinde meydana gelen her ağrı ya da uyuşma bel fıtığı değildir.

Zaman kaybı ve yanlış tedavi felç edebilir
Hastanın öyküsü ve fizik muayenenin önemi çok büyük olsa da doğru teşhis ve tedavi için hekim gerekli gördüğü takdirde MR çektirilmesi gerekir. MR, fıtık ile aynı şikayetleri oluşturabilecek kist, kireçlenme, kemik erimesine bağlı omurga kırıkları, omurilik ve kemik tümörü gibi hastalıklar hakkında da bilgi verir. Bir an önce tanı konmalıdır, çünkü ağrı ve kuvvet kaybı uzun sürerse sıkışan sinir görevini yapamaz hale gelir, ilgili adalelerde felç başlayarak, yürüme güçlüğü ve dengesizlik oluşabilir. Ağrı önemsenmez ya da yanlış tedavilerle vakit kaybedilirse önce ağrının olduğu adale grubunda kuvvette azalma, sonrasında tam felç gelişebilir.

Bunlara dikkat edin!
• Fazla kilolar verilmeli, sigaradan uzak durulmalı, düzenli ve bilinçli egzersiz yapılmalı
• Ağır yük kaldırmaktan kaçınmalı
• Sert veya tahta zemine yatılmamalı, ortopedik yataklar tercih edilmeli
• Bel çektirmek, kupa çekmek gibi yetkisiz kişilerce yapılan bilinçsiz uygulamalardan kaçınmalı
• Ağrı, uyuşma ve kuvvet kaybı var ve yatak istirahati ile de geçmiyorsa zaman kaybetmeden beyin cerrahına başvurmalı

Mikrocerrahi tekniğiyle hastalar ameliyattan 1 gün sonra evinde
Bel fıtığında sinir hasarı yokken yatak istirahati, ağrı kesiciler ve fizik tedavi önerilirken, ileri vakalarda yani sinir tahribatının fazla olduğu durumlarda cerrahi işlem tercih edilir. Bel fıtığı tedavisinde “mikrocerrahi tekniği” uygulanır. Mikrocerrahi yönteminde, doğal doku planlarına verilen zarar asgariye indirgenerek disk mesafesine girilir; omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 12 saat sonra yürütülmeye başlanabilir ve genellikle ertesi gün hastaneden taburcu edilebilir. Kişiler kısa sürede eski yaşantısına kavuşabilmektedir, hatta ameliyat olduğu gün uçakla, ameliyattan bir gün sonra arabayla ya da otobüsle uzun yolculuğa çıkabilmektedir. Bir hafta sonrasında günlük yaşama kısmen dönüş sağlanabilmekte, hatta iki hafta sonra işine dönebilmekte ve araba kullanılabilmektedir. Ameliyat sonrası hastaların doktor kontrolünde spor yapmaları, ağır yük kaldırmaktan, sürekli oturmaktan ve sürekli egzersiz yapmaktan kaçınmaları gerekmektedir.

Her işlemin bir riski var
Bel fıtığı ameliyatları günümüzde gelişen teknolojinin de etkisiyle yüksek konfor ile hastalara fayda sağlasa da, tıpta her tedavide olduğu gibi bu ameliyatta da bazı riskler olabilmektedir. Başarılı bir ameliyata rağmen hastaların çok küçük bir kısmında fıtık nüksedebilir ya da fıtık tekrar etmediği halde ağrılar, bacakta uyuşukluk veya güç kayıpları düzelmeyebilir. Ayrıca her ameliyatta olduğu gibi çok düşük ihtimal de olsa enfeksiyon kapma, anesteziye bağlı ilave riskler ve kanama gibi riskler mevcuttur. Ameliyattan sonra bacaklarda felç oluşma riski çok çok düşüktür. Toplamda bu ameliyatın günümüzdeki başarı oranı mikrocerrahi teknikler sayesinde %80’lerden %95’lere çıkmıştır.

0 yorum

Güneşten Korunmak için 30 Dakika Erken Davranın

Güneşin zararlı etkileri herkes tarafından biliniyor ve cildi bu zararlı etkilerden yaz – kış korumak gerekiyor. 

Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Doktor Figen Akın, güneşe çıkmadan 30 dakika önce mutlaka hem UVB hem de UVA’dan koruyan ürünler kullanılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Akın, “Güneş ışınlarının cildi kurutucu etkilerini azaltmak için cilt tipinize uygun koruyucular kullanılmalı, sabah-akşam düzenli olarak nemlendirici sürülmeli, cilt nemini arttırmak için bol su tüketilmeli (günde en az 6-8 bardak), A, C ve E vitamininden, omega-3’den zengin beslenilmelidir” diyor.

Yaz döneminde yüksek sıcaklık ve güçlü güneş ışınlarına maruz kalarak kuruyan cilde daha çok özen göstermek ve güneşin zararlı ışınlarından korunmak gerekiyor. Güneşten koruyucuların etkili olabilmesi için güneşe çıkılmadan 30 dakika önce güneş görecek bölgelere uygulanması gerektiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Doktor Figen Akın, “Güneş koruyucu seçilirken cilt tipine uygun ürünler tercih edilmelidir. Kişinin yanmadan güneşte kalabileceği süreyi ifade eden SPF miktarı yani koruma faktörü açık tenlilerde en az 50 olmalıdır ve bu ürünler mutlaka güneşe maruz kalınmadan yarım saat önce cilde uygulanmalıdır” diyor. Akın, güneş koruyucu ürünlerin kullanım ömrünün 1 yıl olduğuna da dikkat çekiyor.

Yağlı ciltlere losyon, kuru ciltlere krem uygulanmalı
Güneşten koruyucu ürünlerin cilt tipine uygun olmasının önemine vurgu yapan Dr. Figen Akın, “Yağlı ciltlerde losyon, kuru ciltlerde ise krem formları tercih edilmelidir. SPF miktarı ise ten renginin açıklığına ya da koyuluğuna göre belirlenmelidir. Suya dayanıklı ürünler kullanılarak 3 – 4 saatte bir kullanım tekrarlanmalıdır ancak bu ürünlerin siyah nokta ve akne yapıcı etkileri olabildiğinden aşırı kullanımdan kaçınılmalıdır. Güneşten koruyucu ürünlerin paraben (koruyucu kimyasal) içermemesine de özellikle dikkat edilmelidir” diyor.

Çocuklarda ciltte tabaka oluşturan fiziksel güneş koruyucular tercih edilmeli
Akın, “Ciltte bir tabaka oluşturan ‘fiziksel güneş koruyucular’ olarak adlandırdığımız koruyucular sistemik olarak emilmezler ve güneş ışığını yansıtarak etki yaparlar. Bu nedenle çocuklarda fiziksel güneş koruyucular kullanılmalıdır” diyor. Çocuklar için geniş bir yüzeye etki eden renksiz sprey formların kullanılması gerektiğini de belirten Akın, parfüm ve paraben içermemesine de dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.

Deri Hastalıkları Uzmanı Doktor Figen Akın, yetişkinlerde ve çocuklarda güneşe bağlı cilt kuruluklarında yoğun nemlendiricilerin (üre ve lipoik asit vb. içeren) güneşe çıkılmadan önce ve su ile temastan sonra kullanılması gerektiği konusunda uyarıyor. Akın, “Güneşe maruziyet sonrası basit bir kızarıklık meydana gelmişse cilde soğuk kompresler, epitelizan kremler ve nemlendiriciler kullanılması uygundur. Eğer ciltte kızarıklık aşırı ise, su toplamaları gibi şiddetli reaksiyonlar varsa mutlaka dermatoloğa başvurulmalıdır” diyor.

0 yorum

Hedefe Yönelik Tedavilerle Kansere 12'den Vuruş

Kanserde kemoterapi yani ilaç tedavisinin hastaların psikolojisini de etkileyen olumsuz yan etkileri, günümüzde kullanılan hedefe yönelik akıllı ilaçlar sayesinde azalıyor. Hastaya özel tedavi prensibi ile pek çok kanser türünde kullanabilen ilaçlar, kanserli hücreyi hedefleyici özelliği sayesinde sağlıklı hücrelere neredeyse zarar vermiyor. 

Saç ve kaş dökülmesi gibi yan etkileri minimum seviyede olan akıllı ilaçlar, hastaların yaşam kalitesini de artırıyor.

Memorial Şişli Hastanesi Onkoloji Merkezi’nden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Serkan Keskin, “1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası” öncesinde, hedefe yönelik ilaçların kanser tedavisi üzerindeki olumlu etkileri hakkında bilgi verdi.

Kemoterapi hastaya özel uygulanır
Kanser tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler; cerrahi, kemoterapi ve radyoterapidir. Cerrahi, ilgili bölgenin cerrahi uzmanları, kemoterapi tıbbi onkoloji uzmanları ve radyoterapiyi de radyasyon onkolojisi uzmanları tarafından uygulanmaktadır. Kemoterapi, kanser hastalığının ilaç ile tedavisi anlamına gelir. Kemoterapi başlığı altında birçok tedavi alternatifinden bahsedilebilir. Her organ için ayrı kemoterapi ilacı ve bu ilacın farklı uygulama şemaları vardır. Kimi hastalar haftada bir gün tedavi alırken, bazı hastalara ise üç haftada bir gün veya beş gün tedavi uygulanmaktadır. Bu süre de yine 3 ay olabileceği gibi yıllarca da sürebilir.

Klasik kemoterapi yan etkiye yol açabiliyor
Geleneksel kemoterapide hedef, kanser hücresinin çekirdeğinde yer alan yapılardır. Eğer kanser insan vücudu dışında oluşsaydı ve biz istediğimiz miktarda kemoterapi ilacını bu dokuya verebilseydik kanserin tamamen ortadan kalkması mümkün olurdu. Ancak ilacın vücutta oluşturduğu yan etkiler nedeniyle yüksek dozlar uygulanamaması, tedavi başarısını etkilemektedir. Klasik kemoterapide sağlıklı hücreler kanserli hücrelerden ayrılamamakta ve tedavi sırasında sağlıklı hücrelerin ilaçtan etkilenmesi nedeniyle yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Kemoterapi hızlı bölünen hücreleri etkileyen bir özelliğe sahip olduğundan, saç ve mukoza gibi hızlı bölünen normal hücreler de bundan etkilenmektedir.

Hedefe yönelik akıllı ilaç dönemi
Son yıllarda onkolojik tedavinin görünen yüzü değişmeye başlamıştır. Hedefe yönelik tedavi adı verilen bu yöntemlerle, kanser hücresi “özel olarak” hedeflenmektedir. Böylece hem etkili bir tedavi yapılmakta hem de yüksek başarı oranı elde edilmektedir. Yeni geliştirilen ve dünyada kabul gören bu ilaçlar, Türkiye’de de özellikle; meme, akciğer, kolon, yumurtalık kanseri, prostat kanseri ve melanom tedavisinde kullanılmaktadır. Kişinin tümör hücreleri hedefe yönelik ilaca uygunluk açısından test edilerek, hastanın bu tedaviden maksimum yarar sağlaması mümkünse hedefe yönelik ilaç tedavisine başlanmaktadır. Örneğin; meme kanseri hücrelerinde Her-2 reseptörü pozitif, akciğer kanserinde EGFR ve ALK gen mutasyonu var ve kolon kanserinde K-RAS mutasyonu yok ise bu ilaçlardan hasta için uygun olanları tercih edilerek kullanılmaktadır. Uygun olmayan hastalarda ise bu ilaçlar, tedavi başarısı üzerinde olumsuz etkiye neden olabilmektedir.

Tedavide maksimum başarı şansı
Hedefe yönelik ilaçların kullanımının, tedavi başarısı üzerindeki oransal etkileri de bulunmaktadır. Örneğin; meme kanserinde akıllı ilaç kullanımında, hastaların bu ilaçları kullanmayanlara oranla tedaviden gördükleri yarar %50 daha fazladır. Akciğer kanserinde ise akıllı ilaçların hastanın tedavi başarısı üzerindeki etkisi %60-70’e çıkmaktadır. Direkt kanserli hücreyi hedefleyen akıllı ilaçlar sayesinde hastaların yaşam süresinin ve tedavi başarısının artmasının yanında, yaşam kaliteleri de yükselmektedir. Bu tedaviler kapsamlı patolojik incelemeler ve genetik değerlendirmelerin yapılabileceği onkoloji merkezlerinde, başarı ile sürdürülmektedir.

0 yorum

10 Adımda Cilt Sağlığı

Yaşlanma belirtilerini ilk ele veren ve koruduğumuzda aslında zamana meydan okumamızı sağlayan cildimizin bakımını nasıl yapmamız gerektiğini Hisar Intercontinental Hospital Dermatoloji Uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral’dan öğrendik…

1 Adım: Cilt tipinizi öğrenin!
Kim kusursuz görünen bir cilt istemez ki? Bunun için ilk adım cilt tipinizi öğrenmektir. Cildiniz;
• Pul pul dökülme görüyorsanız, kuru;
• Parlak, yağlı, büyük gözenekleriniz varsa, yağlı;
• Alın, burun ve çene bölgeniz yağlı, yanak bölgeniz kuruysa, karma;
• Bazı makyaj malzemelerini ve bakım ürünlerini kullandıktan sonra yanma ya da kaşıntı hissediyorsanız hassas;
cilt sınıfına girer.

2. Adım: Cildinizi önce temizleyin!
Normal ve dengeli bir cilt tipine sahipseniz yüzünüzü yıkamak için pahalı ürünleri satın almak zorunda değilsiniz. Cilt tipinize uygun olan yumuşak bir temizleyici kullanın. Bol ılık su ile durulayın, sonra kurulayın. Eğer cildiniz kurur ya da yağlanırsa farklı bir temizleyici deneyin.
Cildiniz kuruysa alkol veya koku içermeyen yumuşak bir temizleyici kullanın. Sabun kullanmayın. Nazikçe bol ılık su ile durulayın, sıcak su kullanmaktan kaçının. Pul pul dökülen deri hücrelerinden kurtulmak için haftada bir kez kuru ciltler için uygun bir peeling deneyin. Cildinizin daha da canlı görünmesini sağlayacaktır.

Cildiniz yağlı ise, yıkamak için jel şeklinde köpüren bir temizleyici kullanın. Bol ılık su ile durulayın.
Cildiniz hassas ise, çok nazik bir temizleyici ile yıkayın ve ılık su ile durulayın. Hatta durulama gerektirmeyen cilt üzerinde kalabilen temizleyici ürünler kullanabilirsiniz. Alkol, sabun, asit veya parfüm içeren ürünler yerine, aloe, papatya, yeşil çay, gliserin ve yulaf gibi maddeler içeren ürünleri tercih edin.

Cildiniz yağlı olsa bile nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. Bu nedenle cilt tipiniz ne olursa olsun cildinize özel bir nemlendiriciyi her gün düzenli olarak kullanın. Su bazlı ve nonkomedojenik ( siyah nokta oluşturmayan ) nemlendiricileri tercih edin. Eğer cildiniz yağlı ve akneye yatkınsa hafif ve yağsız nemlendiricleri özellikle tercih edin Nemlendiricinin daha etkili olmasını istiyorsanız cildinizi yıkadıktan hemen sonra nemlendiriciyi uygulayın.

4. Adım: Güneş koruyucu kullanın!
Güneşin sadece 15 dakika içerisinde bile cildinize zarar verebileceğini unutmayın. Kullanılan nemlendiricilerin büyük bir kısmı güneş koruyucu içerse de ayrıca güneş kremi kullanmak özellikle yaz aylarında mutlaka gereklidir. Hava kapalı bile olsa mutlaka güneş kreminizi kullanın ve her üç saatte bir yeniden uygulayın.

5. Adım: Cildinizi ne zaman yıkamanız gerektiğini öğrenin!
Gün içerisinde yüzünüzü çok fazla yıkarsanız kurutursunuz. Sabah ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Kurulamak için yumuşak bir havlu kullanın ve kurularken yüzünüzü ovalamayın. Geceleri ise yüzünüzü cildinize uygun bir temizleyici veya yumuşak bir sabun ile yıkayarak günün kir ve makyajından kurtulabilirsiniz.

6. Adım: Makyajınızı temizlemeden uyumayın!
Yorgun olduğunuzda, yüzünü yıkamadan yatağa gitmek isteseniz de; cildinizin üzerinde bıraktığınız makyaj gözeneklerinizi tıkayarak akne oluşumuna neden olur. Makyajınızı temizlemek için yumuşak bir temizleyici ya da makyaj temizleyicilerinden yararlanın.

7. Adım: Meydanı aknelere bırakmayın!
Aknelerinizi sıkmayın. Bu enfeksiyon ve kalıcı izlere yol açabilir. Bunun yerine mutlaka dermatoloğunuza başvurarak akne giderici ürünler konusunda destek alın.

8. Adım: Bronzlaşmanın cilt hasarı olduğunu unutmayın!
Bronzluk hasarlı cilt anlamına gelir. Güneş veya solaryum yardımıyla oluşan ciltteki renk değişiklikleri gelecekte daha kırışık bir cilde sahip olmanıza neden olabilir. Daha güvenli bir bronzluk için, güneşsiz kendinden bronzlaştırıcı ürünleri deneyin.

9. Adım: Makyaj malzemelerinizi paylaşmayın!
Makyaj malzemelerinizi paylaşmayın. Aynı malzemeyi kullanan diğer kişilerde var olan enfeksiyonlar size de bulaşarak cildinizi olumsuz etkileyebilir. Göz enfeksiyonu yada yüz bölgesinde siğil uçuk gibi bir enfeksiyon yaşadıysanız yeniden olmasını engellemek için o sırada kullandığınız ürünleri atıp yerine yenisini alın.

10. Beslenme ve uykunuza önem verin!
Cildinizi akıllı yiyerek sağlıklı tutun. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve düşük yağlı süt ürünleri tüketin. Tavuk, balık, yağsız et, fasulye ve yumurta gibi yağsız proteinler seçin. Kolesterol, yağ, tuz ve şeker içeriği yüksek olan gıdalardan uzak durun. Bol su içmeye özen gösterin.
Uyku sağlıklı bir cildin olmazsa olmazıdır. Göz çevresinde koyu halkaların olduğu, donuk bir cilde sahip olmak istemiyorsanız düzenli ve kaliteli bir uyku uyuyun. Sigara içmeyin. Stresli yaşamdan uzak durun.

0 yorum

Modern toplumun en büyük sorunu mutsuzluk!

Kişilerin mutlu olmasının iki temel koşulu olduğunu belirten psikiyatrist Prof.Dr. Nevzat Tarhan, “Birinci adım, kişinin kendini tanıması, duygularını fark edip yönlendirmesi ve bunlar yardımıyla harekete geçmesidir. İkincisi, diğer insanlarla iletişim kurması ve böylelikle karşı tarafın duygularını fark etmesidir. Mutluluğu yakalamak doğru iletişime bağlıdır.” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM), dünya üzerindeki insanların mutluluğu hatırlamaları ve kutlamaları için 2012 yılında 20 Mart'ı "Dünya Mutluluk Günü" olarak ilan etti. Başta BM Genel Merkezi'nin bulunduğu ABD olmak üzere üye birçok ülkede eğitim, kültür ve sosyal faaliyetleriyle kutlanan gün dolayısıyla çeşitli sivil toplum örgütleri, dernek ve kuruluşlar mesaj ve kutlamalar yayınlıyor.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, insanın mutluluğu yakalamasında iki temel adım olduğunu belirterek kişinin önce kendini tanımasını sonra da diğer insanlarla iletişim kurmasını tavsiye etti. Mutluluğu yakalamanın doğru iletişime bağlı olduğunu belirten Prof.Dr. Tarhan, şu önerilerde bulundu:

En sık başvuru mutsuzluktan!
“Mutluluğu yakalamak doğru iletişime bağlıdır. Çünkü hiç kimse tek başına mesut olamaz. İnsanlar ruh hekimlerine en çok mutsuzluk şikâyetiyle başvururlar. Bu sebeple mesleğimizin amaçlarından birisi, toplumun huzuruna ve mutluluğuna katkıda bulunmaktır. Mutsuzluğun en büyük sebeplerinden biri, onu yanlış yerlerde aramaktır. İç huzurun yolunu bulmak için uzmana başvuran kişiye, “Senin mutluluğun bu sahada değil, şu sahadadır” yönlendirmesi yapılarak, onun doğru noktalara yönelmesi sağlanmalıdır. Mesela insan penceresinin önündeki gülleri görmez de hayal ettiği bir gül bahçesine kavuşmak ister. Bu, mutluluğu yanlış yerde aramak demektir.”

Modern toplumun en büyük sorunu mutsuzluk!
Günümüzde modern toplumların en büyük sorununun mutsuzluğa çözüm bulamamak olduğunu belirten Prof.Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi.

“İnsanların mutluluğa duydukları ihtiyaç, insanlığın var edildiği günden başlar. Modern çağa kadar etkisini sürdüren ahlaki öğretiler, insana mutlu olmak ile ilgili formüller sunmuştu. Ancak modern dönemin öngördüğü yaşam tarzı, bu konudaki çaresizliğe çözüm üretemedi. Yaşadığımız yüzyılda insanlar depresyona giriyor sonra da tedavi oluyorlar. Ama mutlu olmak depresyondaki birinin tedavi olmasından daha farklıdır.

Mutluluğun 5 kriteri!
Mutluluğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve mesleki parçalardan oluşan parametreleri olduğunu belirten Prof.Dr. Tarhan, gerçek mutluluğu yakalamak için parametrelerin hepsinin dikkate alınması gerektiğini söyledi. Prof.Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“İnsanda acıdan kaçma eğilimi vardır. Batılı bilim adamları insanı bağımlılığa iten üç genetik eğilimden bahsetmektedirler. Bunlardan ilki, beyinde dopaminerjik sistemle çalışan yeniliği arama davranışıyla ilgilidir. İkinci eğilim, serotoninerjik sistemle yürüyen zarardan kaçma yönündedir. Üçüncüsü ise ödül bağımlılığıdır ve insanın hoşuna giden, zevk aldığı şeyler bağlanmasını ifade eder. Bu içki, kumar olabileceği gibi cinsellik, teknoloji ya da konfor bağımlılığı da olabilir. İnsanın mutluluğunda bu meyillerin doğru merkeze yönlendirmesi esastır. Yoksa maceraya girer. Hatta bir kişinin kendini değiştirme, geliştirme, radikal olma hali hep bu durumlarla alakalıdır.

Mutlu olmak için, fark edip iyiye doğru gitmek gerekir. Farkındalığın oluşması için biyolojimizi iyi tanımak işe yarayacaktır. Mesela, mutluluğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve mesleki parçalardan oluşan parametreleri vardır. Eğer gerçek mutluluğu yakalamak istiyorsak, parametrelerin hepsini dikkate almak zorundayız. Bir insanın beden sağlığının yerinde olması mutluluğun tesisi bakımından gereklilik taşır ama yetmez. Çünkü zihinsel mutluluk da önemlidir. Tabii bunları bilmek tek başına yeterli değildir. Mutluluğu hayata geçirmek, duygusal bakımdan desteklemek ve insan ilişkilerine yansıtmak gerekir. Sosyal mutlulukta, aile ve dost çevresi, mesleki mutlulukta iş çevresi ve iş hayatı ile uyum önemlidir. Bunların hepsi insanın “mutluyum” demesinin beş ana kriterini oluşturur.”

0 yorum

Doğru ve Sağlıklı Bir Şekilde Yaş Alın

Yaşamın doğal bir parçası olan yaşlanmak yepyeni bir dönemin başlangıcıdır. Yeni döneme ayak uydurmak yaşamın getirdiklerine kendini kaptırıp koyuvermemekle mümkündür. İleri yaşı yeni bir yaşama açılan kapı olarak düşünmek beklentileri pozitife taşıyacaktır. Nasıl yaşlanacağımız genetik özelliklerimize bağlı olmakla beraber yaşam tarzımız ve alışkanlıklarımız da önemli etkenlerdir. 

İleri yaşta vücudun ve duruşun korunması gerektiğini belirten Liv Hospital Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Hilal Yıldız “İlerleyen yaşla beraber kaslarda, eklemlerde ve kemiklerde değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler yaşlanma ile az ya da çok herkes için geçerlidir.

Gelişmeyi yavaşlatmak ve mümkün olduğunca engellemek elimizde. İleri yaşta bu dönemde yapacağınız düzenli egzersiz ve hareketli yaşam tarzı ile yaşlanmanın etkilerini yavaşlatın, vücudunuzu ve duruşunuzu koruyun” dedi.

• Doğru postüre sahip olun: Yürürken, otururken, çalışırken doğru duruşa özen gösterilmelidir.

• Hareketli olun: Ev içinde ve dışında mümkün olduğunca hareketli olmak gerekir.

• Düzenli egzersiz yapın: Kas gücünün korunması ve arttırılması, eklem ve kas esnekliğinin kazanılması, denge ve koordinasyonun güçlendirilmesi için mutlaka düzenli egzersiz yapılmalıdır.

• Spor yapın: Spor yapmak kişiyi daha aktif kılar, kas kuvvetini, esnekliği ve denge duyusunu güçlendirir. Ancak, omurgayı ve eklemleri zorlayacak ağır spordan kaçınmak gerekir. Yüzme, bisiklet, yoga, tai-chi ve dans en çok önerilen sporlardır.

Yürüyüş yapın: Omurga, kas ve kemik sağlığını korumak için çok önemlidir. Haftada en az 3 gün 40 dakika tempolu yürüyüş yapmak gerekir.

• Dengeli beslenin: Doğru ve dengeli beslenme kalp, tansiyon gibi rahatsızlıkları önlemenin yanı sıra kemik erimesinin önlenmesinde de çok önemlidir. Kemik erimesinden korunmak için süt, peynir, yoğurt, koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum içeren gıdaları tüketmek gerekir.


• Doğru alışkanlıklar edinin: Sigaradan uzak durmak, aşırı miktarda alkol ve kahve tüketmemek kemik erimesinden korunmak için çok önemlidir.

• Güneşten faydalanın: D vitamini eksikliği sonucu kemikler daha kırılgan hale gelir, ağrı, yorgunluk, denge bozuklukları oluşabilir. Güneş en doğal D vitamini kaynağıdır. Cildimiz mutlaka güneş görmelidir.

• Düzenli uyuyun: Kaliteli uyku kasların yeterince gevşemesini sağlar, bu nedenle yeterince ve kaliteli uykunun önemi büyüktür.

• Stresten uzak durun: Stres metabolizmayı bozarak, ciltteki yaşlılık belirtilerinin daha erken ortaya çıkmasına neden olur. Her yaşta olduğu gibi stresten uzak durmak gerekir.

0 yorum

Saçlarınızdaki Hızlı Değişimleri Dikkate Alın!

Kim sağlıklı ve gür saçlara sahip olmak istemez ki? Günlük hayatın yoğunluğu içerisinde saçlarımızı ne derece dış etkenlerden koruyor ve doğru uygulamalar yapıyoruz? Zamanla saçlarda meydana gelen deformasyonlar, hastalıklar ve sonrasında saç dökülmeleri nedenlerinden ne kadar haberdarız? Kısacası saçlarımız bize neler anlatıyor?

Hisar İntercontinental Hospital Dermatoloji Uzm. Dr. Funda Ataman ile saç kayıplarının nedenleri ve nasıl önlem alınabileceğini konuştuk.

Normal şartlarda her insanda günlük saç kaybı sayısının ortalama 100 olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Ataman; ‘Erkeklerde özellikle genetik faktörlerin de etkisiyle yaş ilerledikçe saçlar daha belirgin olarak azalır.

Saç ve saçlı deri; cinsiyete, yaşa, ırka, iklime göre farklı özellikler gösterir. Örneğin; ergenlikte saç yağlanır, gebelikte gürleşir, doğumdan sonra dökülür. Bunlar saç kayıplarına neden olan fizyolojik sebeplerdir. Bir de fizyolojik olmayan, yaşam biçimimizden ve yanlış uygulamalardan kaynaklanan saç kayıpları vardır.’ açıklamasında bulundu.

Neler saç kaybına neden olur?

• Yoğun stres ve özellikle bu strese dayalı ortaya çıkan halk arasında saç kıran olarak bilinen Alopesi,
• Hava kirliliği,
• Sigara ve alkol tüketimi,
• Hareketten uzak durağan yaşam,
• Yeterli uyumama,
• Kemoterapi ilaçları başta olmak üzere bazı ilaçlar,
• Ağır enfeksiyonlar,
• Egzama,
• Sedef,
• Büyük ameliyatlar,
• Zehirlenmeler,
• Beslenme bozuklukları,
• Hormonal dengesizlikler,
• Ağır böbrek ve karaciğer yetmezlikleri,
• Vitamin eksiklikleri,
• Liken planus gibi sinirsel deri deformasyonu yapan hastalıklar,
• Özellikle çocuklarda görülebilen mantar hastalığı,
• Mide barsak sisteminde olan kanamalar ya da kadınlarda görülen jinekolojik ağır kanamalar saç kaybına neden olabilir. Bu yüzden saçlarınızda meydana gelen kızarma, yağ dengesi bozuklukları ve dökülmeleri dikkate alın.

Normal şartlarda her insanda günlük saç kaybı sayısının ortalama 100 olduğunu dile getiren uzmanlar ‘Erkeklerde özellikle genetik faktörlerin de etkisiyle yaş ilerledikçe saçlar daha belirgin olarak azalır diyorlar.

Saç Kayıpları Önlenebilir!

• Basit saç kepeklenmeleri için selenyum sülfit, çinko prition, katran, kükürt gibi maddeleri içeren şampuanlar kullanın.
• Saç kaybının nedenine yönelik; demir, çinko, biotin içeren ilaçlar ve saç tipine uygun medikal şampuanlar losyonlar kullanın.
• Saçınızı çok sıcak suyla yıkamayın.
• Banyo sonrası saçınızı ıslak bırakmayın; ancak aşırı sıcak havayla da kurutmayın.
• Saçlarınızı her gün yıkamayın. Bu saçta aşırı yağlanmaya veya aşırı kurumaya sebep olabilir.
• Saçınızı taç ve tokalarla çok sıkı ve gergin toplamayın.
• Yapılan yanlış ve yoğun diyetler telafisi mümkün olamayacak saç kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle diyet yapmaya karar verdiyseniz beslenme uzmanından destek alın.
• Yoğun stresten uzak kalarak beslenmenize ve uyku düzeninize dikkat edin.

0 yorum

Kalp kapağının çökmesi ne demek?

Son yıllarda çok sık duyulan bir kalp sorunu da mitral kapak prolapsusudur. Hekimler tarafından hastaya kalp kapağında çökme ya da sarkma diye tarif edildiği için hastalık halk arasında kalp kapağının sarkması ya da çökmesi olarak bilinmektedir. 

KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Güven Caner Mitral kapak prolapsusu hakkında en çok merak edilen soruları cevaplandırıyor.

Mitral kapak prolapsusu nedir?

Kalpde 4 tane kapakcık vardır. Bunlardan sol kulakcık ile sol karıncık arasındaki kapak mitral kapaktır. Mitral kapağın iki kapakcığı vardır. Kalp kasıldığında kanın sol kulakcığa geri dönmesini engellemek için mitral kapak kapanır. Kalp gevşediğinde ise temiz kanın sol kulakcıktan sol karıncığa geçmesi için kapak açılır. Mitral kapağın bir ya da iki kapakcığınında kalbin kasılması sırasında sol kulakcığa doğru bombeleşmesi, gubbeleşmesi ya da çökmesine mitral kapak prolapsusu denir.

Mitral kapak prolapsusu nedeni nedir?

Mitral kapak prolapsusunun nedeni kapakcıkların düz durmasını ya da düz olarak kapanmasını sağlayan bağlantı yapılarının genellikle doğuştan bazen de sonradan oluşan doku hastalıkları nedeniyle zayıflamış olmasıdır.

Mitral kapak prolapsusu belirtileri nelerdir?

Mitral kapak prolapsusu olan hastaların doktora başvurma nedenleri genellikle çarpıntı ya da göğüste atipik ağrılardır. Ancak bu hastalığın tanısı büyük sıklıkla rutin muayenede konur. Mitral kapak prolapsusuna bağlı aşırı çarpıntısı olan hastalarda aşırı çay kahve sigara içilmesine engel olmanın yanında beta bloker dediğimiz ilaçların verilmesi hastayı rahatlatır. Göğüs ağrısı nedeniyle doktora müracaat eden hastalarda ise sorun bunun koroner arter hastalığından ayrılmasıdır ki bunun içinde efor testi, miyokard perfüzyon sintigrafisi gibi ileri tetkikler gerekebilir.

Mitral kapak prolapsusu tanısı nasıl konur?

Ekokardiografinin kullanıma girmesinden önce pek fazla da bilinmeyen, tanı konması son derece zor olan bu durum ekonun kullanıma girmesinden sonra çok kolay tanınabilir hale gelmiştir. Bir ara her dört kadından birinde olduğu söylenirken son zamanlarda tanı kriterlerinde düzenlemelerin yapılmasıyla görülme oranı % 5'lere gerilemiştir.

Mitral kalp prolapsusu tedavisi nasıl yapılır?

Mitral kapak prolapsusunda bazen kalp kapağının yapısıda bozulmuştur. Bozulan kapak yapısı nedeniyle kapak tam kapanamamakta ve bir miktar kan sol kulakçığa geri dönmektedir. Yani tıp diliyle mitral yetmezliği oluşmaktadır. Bu mitral yetmezliği bazen çok hafif derecede olabileceği gibi nadiren de ileri derecede olabilmektedir. Mitral prolapsusuna bağlı ileri derecede mitral yetmezliği olan hastalarda bazen mitral kapağın ameliyatla değiştirilmesi gerekmekte ise de bu çok, çok nadir görülen bir durumdur. Mitral kapakcıklarında yapı bozukluğu olmayıp sadece çökme olan durumlarda hiçbir zaman kalp kapağını değiştirmek gerekmemektedir.

Mitral kapak prolapsusu olan hastaların (ileri derecede mitral yetmezliği olanlar dışında) yaşamlarında herhangi bir kısıtlama yapmaları gerekmez. Yani bu hastalar spor yapabilir, hamile kalabilir gerektiğinde ameliyat olabilir. Önceleri bu hastalara diş çekimi veya herhangi bir operasyon öncesi koruyucu antibiotik tedavisi önerilmekte iken bu gün buna da gerek görülmemektedir. Bu hastaların sadece doktorun uygun gördüğü belirli aralıklarla kontrolü gerekmektedir.

Sonuç olarak mitral kapak prolapsusu oldukça sık görülen bir durumdur. Ancak hastaların bu durumu fazla abartmaması, günlük yaşantılarını değiştirmemesi, kalp hastalığı pisikozuna girmemesi sadece doktor gerekli gördüyse ilaç kullanması ve yine doktorun ön gördüğü aralıklarla kontrole gitmesi gerekmektedir.

0 yorum

Diyetinizi Sabote Edecek 15 Neden

Her pazartesi başladığınız diyetlerin bir türlü sonu gelmiyorsa ya da yılın yarısını aç gezdiğiniz halde etrafta dolaşan incecik kadınlara kıskanç gözlerle bakmaya devam ediyorsanız bu işin içinde sadece yanlışlık değil aynı zamanda diyetinizi sabote edici etkenler var demektir.

Hayatınızın yarısı çikolatalara imrenerek bakmakla mı geçti ya da her tatlı yediğiniz bir gün için üç gün pişmanlık duyduğunuz halde yine de değil bir kilo bir gram bile vermiyorsanız bu duruma bir son vermenin vakti geldi demektir.

Diyetlerinizin işe yaramadığını düşünerek beslenme düzeninizi değiştirmeden önce derinlemesine bir araştırma yapmalı yanlışın nerede olduğunu öğrenmelisiniz.

Diyetinizi Sabote Edecek 15 Neden

1. Hızlı yemek
Hızlı yemek yemek kilo almanıza neden olur bu nedenle yavaş yemelisiniz. Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geliyor. Bu şekilde tat alma duyusu da tatmin oluyor. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor.

2. Teknoloji
Diyetlerinizin bir işe yaramamasının en büyük etkenlerinden biri hareketsiz yaşamdır. Eskiden bir arkadaşınızla görüşmek için belki de 10 ya da 15 dakika yürürken şimdi sadece mailleşerek görüşmüş kadar oluyor ya da internet üzerinden sohbet edebiliyorsunuz. Böyle olunca da hareket yerine oturmayı seçiyorsunuz.

3. Tatlandırıcılar
Kilo almamak için sürekli şeker yerine tatlandırıcı kullanıyor olabilirsiniz. Fakat yapılan araştırmalar yapay tatlandırıcıların alınan doğal kalori alımı konusunda vücudu kandırdığını ve bu nedenle de daha fazla şeker kullanma isteğini ortaya çıkardığını gösteriyor.

4. Sebzeler
Sebzelerinizi ve salata malzemelerinizi iyi yıkadığınızdan emin olmalı ve organik olarak yetiştirilmiş olanları seçmelisiniz. Hormonlu sebze ve meyvelerden uzak durmalısınız.

5. Yağ oranı düşük yiyecekler
Yağ oranı yüksek ve düşük yiyecekler arasında aslında sanıldığı kadar çok fark yoktur. Yoğurt, süt ya da peynirde bu oran önemliyken yağ oranı düşük bir kek yemekle yağ oranı yüksek olanı yemek arasında hiçbir fark yoktur.

6. Stres
Beyin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmemize yol açan kimyasal maddeler salgılar. Bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol eder ve sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi de budur.

7. Öğün atlamak
Her yemek yediğinizde metabolik hızınız iki saat içinde yüzde 20 - 30 artar fakat öğünleri atlarsanız metabolizmanız yavaşlar. Özellikle de kahvaltı yapmamak en büyük problemdir ve gece boyunca yüzde 5 yavaşlayan metabolik hızınız bir daha yemek yiyene kadar aynı hızda kalır.

8. Meyve suları
Früktoz seviyesi yüksek olan meyve suları iştahınızı açar. Bu nedenle taze meyve suyu içmek ya da meyve yemek çok daha yararlıdır.

9. Toksinler
Karaciğer vücudun yağ yakan organıdır ve eğer alkol gibi toksinlerle doluysa yakma işlemi için daha yoğun çalışarak çok enerji harcar ve yorulur. Bu nedenle içki içerken yağ ya da şekeri çok fazla tüketmemeye dikkat etmelisiniz.

10. Salata
Diyet yaptığınız için salata yemeyi tercih edebilirsiniz fakat salatayı dışarıda yiyecekseniz soslu bir salata yememelisiniz. Çünkü özel soslarla yapılan bu salataların kalori bakımında bir hamburgerden çok da farkı yoktur.

11. Doğumgününüz
Kış mevsiminde doğduysanız baştan kaybetmiş olma ihtimaliniz yüksek çünkü yapılan araştırmalar kış bebeklerinin obeziteye daha yatkın olduklarını gösteriyor. Bunun sebebi ise daha yavaş çalışan bir metabolizmaya sahip olmaları.

12. Doğum kontrol
Kadınların en büyük sorunlarından biri de doğum kontrol yöntemleri nedeniyle alınan kilolardır. Özellikle doğum kontrol hapları bazı kadınlarda iştah açarlar.

13. Uyku düzeni
Yapılan araştırmalara göre geceleri dört saatten az uyuyan kişiler daha çok uyuyanlara oranla daha fazla kilo alırlar. Çünkü yorgun bir vücut, normal günde yakılan enerjiyi yakamaz ve metabolizması yavaşlar. Bunun için her gün uykunuzu düzenli almaya dikkat etmelisiniz.

14. Evlilik
Yeni evli çiftler hep evlendikten sonra kilo aldıklarından şikâyet ederler. Bunun nedeni ise birlikte bir yaşam paylaşma sonucu herşeyi aynı anda yapma isteğidir. Fakat sözkonusu yemek olunca bu yanlıştır eşinizle aynı miktarda ya da aynı şeyleri yemeden de mutlu bir evliliğe sahip olabilirsiniz.

15. Tiroid sorunu
Sürekli yorgun hissediyorsanız, kilo almaya başladıysanız ve sürekli üşüyorsanız tiroidiniz tembelleşmiş olabilir. Bu da metabolizmanızın daha yavaş çalışmasına neden olur. Bunun için bir uzmana başvurun ve balık, fındık gibi yararlı besinler almaya dikkat etmelisiniz.

0 yorum

10 Günde 3 Kilo Vermek Mümkün

Yaz aylarının gelmesiyle hepimizi bir kilo verme telaşı sarstı. İncecik kıyafetler, mayolar, bikiniler derken istediğimiz kıyafetlerin içine sığmak için kilo vermek hepimizin istediği. Tabii uzun sürede kilo vermek daha sağlıklı ancak sizde aceleci yapıdaysanız veya o kadar uzun vaktiniz yoksa, 10 günde 3 kilo vermek mümkün.

Gelelim bu kadar kısa vakitte bize 10 günde 3 kilo vermek mümkün olan diyet listesine, ancak diyetin yanında yapılması gerekenleri de unutmamak lazım.

Diyetin yanında ekstra yapılacaklar.
  • Günde en az 2,5 litre su içmek
  • Asitli içeceklerden uzak durmak
  • Günde 1 saat tempolu yürüyüş yapmak.
  • Kiraz sapı, yeşil çay bitki çayları tüketin.
Diyet listesi
10 gün boyunca sabah kahvaltınız hep, aynı olacak. 10 gün boyunca sabah kahvaltısın da yenilecekler aşagıda belirtilmiştir.
Kahvaltı: 1 dilim kızarmış ekmek, şekersiz çay veya kahve, kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız, tuzsuz beyaz peynir.

1.Gün
  • Öğle: Bir porsiyon haşlanmış veya ızgara et, söğüş domates, 1 dilim kepek ekmeği.
  • Akşam: 1 kaşık zeytinyağından yapılmış mevsim salatası, 1 dilim kepek ekmeği, 1 kase yoğurt.
2.Gün
  • Öğle: 1 porsiyon kereviz yemeği, domates, haşlanmış ıspanak.
  • Akşam: meyve salatası, 1 dilim kepek ekmeği.
3.Gün
  • Öğle: Balık ızgara veya haşlanmış, 1 adet mevsim meyvesi.
  • Akşam: Kereviz yemeği, domates söğüş, 1 adet mevsim meyvesi.
4.Gün
  • Öğle: 1 tane haşlanma yumurta, 1 parça kadar yağsız peynir ve domates söğüş.
  • Akşam: mevsim salata yağsız, 1 dilim kızarmış ekmek.
5.Gün
  • Öğle: yağsız salata, haşlanmış veya ızgara balık, 1 dilim kızarmış ekmek.
  • Akşam: haşlanmış ıspanak, beyaz peynir ve söğüş domates.
5. günün sonunda 10 günde 3 kilo vermek mümkün olduğunu görmeye başlamış olacaksınız ve diyetin yarısındayken pes etmek, vazgeçmek yok. Kilo vermeniz yavaş gidiyorsa metabolizma hızlandıran çaylara ağırlık vermeniz tavsiye olunur.

6.Gün
  • Öğle: haşlanmış karnabahar, söğüş domates.
  • Akşam: ızgara veya haşlama et, söğüş domates, şekersiz çay veya kahve.
7.Gün
  • Öğle: haşlanmış ıspanak, söğüş domates, 1 kase yoğurt.
  • Akşam: Izgara tavuk, yağsız salata,1 adet mevsim meyvesi.
8.Gün
  • Öğle: Yağsız salata, 1 adet mevsim meyvesi.
  • Akşam: Söğüş domates, ızgara veya haşlanmış et.
9.gün
  • Sabah: 1 adet mevsim meyvesi, şekersiz çay veya kahve.
  • Öğle: ızgara veya haşlama et, yağsız salata.
  • Akşam: Haşlanmış karnabahar, söğüş domates, 1 adet mevsim meyvesi.
10.Gün
  • Öğle; Haşlanmış Yumurta, haşlanmış Lahana, söğüş domates.
  • Akşam: Yeşil Salata, haşlanmış ıspanak, 1 dilim kızarmış ekmek.

10 günde 3 kilo vermek mümkün olduğu gibi geri almak çok daha kolay, bunun için diyet sonrası beslenmemize dikkat ederek günde 2,5 litre su içmeye devam etmek ve haftada 1 saat tempolu yürüyüş yaparak kilonuzu sabit tutabilirsiniz. Diyeti tekrarlamak için 1 hafta ara vermek lazım.
1 yorum

İştah Kesen Yiyecekler Listesi

Kilo vermek istiyorsunuz ancak iştahınız buna bir türlü izin vermiyor mu ?  Çözüm olarak iştah kesen yiyecekler tüketerek buna bir son verebilirsiniz. Kilo verememenin en büyük sorunlarından biridir iştahı kontrol altına alamamak, gün geçtikçe artan bir iştaha sahipseniz birazdan bahsedeceğimiz yiyecekler ile beslenerek kısa zaman dilimi içerisinde fazla kilolarınızdan kurtulup, göbek bölgenizde oluşan yaglanmalara son verebilirsiniz.

İştah Kesen Yiyecekler Listesi
  • Karnabahar; aynı zaman da kilo verme ve vitamin açısından yüksek değerlere sahip olan bir besin maddesidir. Yemeğini ve salatasını yaparak diyet listenize dahil edeceğiniz harika bir iştah kesen yiyecekler listesinin başında yer alır.
  • Çavdar ekmeği; tok tutma özelliği yanı sıra, çavdar aynı zaman da iştah kesme özelliğine de sahiptir. Günlük ekmek ihtiyacınızı çavdar ekmeği ile değiştirebilirsiniz.
  • Yumurta; yüksek protein oranıyla diyet listelerinin ve sporcuların en vazgeçilmezi olan yumurta aynı zaman da iştah kesme özelliği de bulunmaktadır.
  • Ayva ; günlük meyve hakkınızı ayvadan yana kullanarak iştahınızı kontrol altına alabilirsiniz.
  • Badem; özellikle diyetisyenlerin tavsiye etmiş olduğu badem hem ara öğünlerinizde sizi tok tutarken aynı zamanda iştahınız da baskılanmış olacak.
  • Salatalık; çok az kalori,si ile hem daha az kalori almanıza aynı zamanda iştahınızı kapatmaya destek olacaktır.
  • Yağsız et; ana öğünlerinizde yağsız et tercih ederek, sağlıklı bir ana öğün atlatmış olurken iştahınız kapatarak bir sonraki öğünde daha az açıkmış olacaksınız buda gereksiz kalori alımının önüne geçmiş olur.
  • Yeşil çay; zayıflama çaylarının şahı olarak adlandırılan yeşil çay hem metabolizmanızı artırır, yağ yakar, aynı zamanda iştahınızı keser. Her öğün,den sonra içeceğiniz bir fincan yeşil çay iştahınızı keser ve zayıflamanızı hızlandırır.
  • Tarçın; iştah kesen yiyecekler listesinde en başarılı sayılan tarçın,ın kullanım alanları çok fazladır. Hem çubuk hem toz tarçın olarak aktarlarda bulacağınız tarçını yemekler de tatlılarda, zayıflama çaylarında vb. bir çok yerde kullanarak hem tat olarak sizi daha çok tatmin eder aynı zaman da iştahınızı kapatır.
  • Maydanoz; bir çok diyet listesinde özellikle tavsiye edilen maydanozun bir başka özelliği de iştahı kesmesidir. Salatalar da bolca tüketeceğiniz maydanoz idrar söktürücü özelliği yanında iştahınızı da kapatarak vücuttaki fazla ödemi de atar. Yemeklerde, salatalarda kullanabileceğiniz gibi kaynatıp suyunu içerek de faydalanabilirsiniz.
  • Maden suyu; doğal mineral deposu maden suyuyla iştahınızı kesebilirsiniz. Günde tüketeceğiniz bir adet maden suyuyla kilo vermeniz çok daha kolay olacaktır.
  • Sirke; salatalara kullanmış olduğunuz sirkenin aynı zaman da doğal bir iştah kesici de olduğunu belirtmek isteriz. Zayıflama etkisi olduğu her yerde söylenen sirke salataların yanı sıra sabahları aç karnına suya katarak içerek daha hızlı kilo verebilirsiniz.
İştahınızı kontrol altına almak için günlük yiyecekleriniz arasına bu yiyeceklerden koyarak iştahınız kontrol altına alınmış olabilir. Yemek yemeyi keyifli hale getiren iştah hissiyle baş edebilmeniz böylelikle daha kolay olacaktır. 
0 yorum

1 Ayda 10 Kilo Verdiren Portakal Diyeti İle Zayıflayın

Yaz mevsimi geldi çattı, bir kış ayı boyunca almış olduğumuz kilolar yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Bahar aylarında giymiş olduğumuz kıyafetler de fazla kilolar kendini gösterince ise diyete başlamamak elde değil. Yaz aylarına özel bu diyet listesi ile almış olduğunuz fazla kilolardan kurtulmuş olacaksınız. 1 ayda 10 kilo verdiren portakal diyeti ile zayıflayın ve yaza fazlalıklarınızdan arınmış bir şekilde girin. Rejimin en önemli özelliklerinden biri c vitamini deposu olduğu için spor yaparken, vücut enerjiniz düşmeden sağlıklı bir şekilde kilo vermiş olacaksınız. 1 ayda 10 kilo verdiren portakal diyeti ile zayıflayın, bahar yorgunluğundan ve bahar aylarından oluşan hastalıklardan da c vitamini koruyuculuğundan faydalanın.

1 ayda 10 kilo verdiren portakal diyeti ile zayıflayın diyet listesi.
İçeriğindeki bol c vitamini sayesinde kilo vermeniz daha sağlıklı ve hızlı olacaktır.

1 gün :
Kahvaltı: 1 adet portakal, kızarmış çavdar ekmeği, şekersiz çay veya kahve.
Öğle: 1 adet portakal, 200 ml yoğurt, 1 adet haşlama yumurta ve 1 dilim kızarmış kepek ekmeği.
Akşam:200 ml yoğurt, 2 adet domates, 2 adet haşlama yumurta, 2 dilim kızarmış ekmek ve bir parça marul.

2.gün.
Sabah: 1 adet portakal, çavdar ekmeği yanında şekersiz kahve veya çay
Öğle: 200 ml yoğurt yanına 2 adet kızarmış ekmek, 2 adet haşlanmış yumurta ve 1 adet portakal.
Akşam: 100 ml yoğurt, 100 gr ekmek içi konmadan hazırlanmış ızgara köfte, 1 adet kızarmış çavdar ekmeği, 1 adet portakal, 1 adet domates.

3.gün.
Sabah: 1 adet portakal, 1 dilim beyaz peynir,1 adet kızarmış çavdar ekmeği.
Öğle: 2 dilim kızarmış kepek ekmeği, 200 ml yoğurt, 1 adet yumurta, 1 adet portakal.
Akşam: 100 ml yoğurt, 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği, 1 adet domates, 125 gram yağsız ızgara bonfile.

4.gün.
Sabah: 1 adet portakal, 1 adet kızarmış ekmeği, şekersiz çay veya kahve.
Öğle: 1 adet kızarmış çavdar ekmeği, 125 gram beyaz peynir, 1 adet salatalık turşusu, 1 adet domates.
Akşam: 2 adet domates, 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği, 1 elma, 100 gram ekmek içi konmadan hazırlanmış köfte.

5.gün.
Sabah: 1 adet portakal, 1 adet kızarmış ekmek, 1 dilim yağsız beyaz peynir.
Öğle: 200 gr ızgara balık veya buğulama, 1 adet domates, 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği.
Akşam: 1 adet domates, 1 adet yumurta ve yarım marul.

1 ayda 10 kilo verdiren portakal diyeti zayıflayın ve hafif aynı zamanda sağlıklı şekilde form tutun. Diyet içerisinde bulunan bolca c vitamini sayesinde, hızlı yag yakma ve göbek bölgesinde bulunan aşırı yaglanmanın önüne geçtiginiz gibi aynı zamanda vücut direncini yüksek tutarak diyet süresince daha sağlıklı ve enerjik bir şekilde kilo vermiş olacaksınız.
0 yorum

1 Haftada 2 Kilo Verdiren Diyet Programı İle Zayıflamak

Bilinçli bir şekilde yapılan diyet programları ile sağlıklı ve kalıcı kilolar verilir. Diyet yapılırken vücudu uzun süre aç bırakmak kas kaybına neden olur ki buda istemediğimiz bir durumdur. Ayrıca kas kaybı çeşitli hastalıkları, daha en önemlisi ölüme sebebiyet veren durumları ortaya çıkarabilir. Bu yüzden şok diyetlerden kaçınarak 1 haftada 2 kilo verdiren diyet programı ile zayıflamak daha sağlıklı bir kilo verme yöntemidir.  Bunun için her besinden belirli miktarlarda alınarak daha dengeli ve sağlıklı beslenilmeli.  1 haftada 2 kilo verdiren diyet programı ile zayıflamak için daha çok sebze ve çorba ağırlıklı beslenerek bir nevi detoks etkisi yapmış ve yağ yakıcı besinlerle kilo vermiş olacaksınız.

Diyet listesi;
Diyetinizi günde 2 ara öğünle desteklemeniz gerekmektedir. Sabah ve öğle ana öğünlerinizden 2 saat sonra ara öğün almalısınız. 3 adet kuru kayısı veya bir avuç kuruyemiş veya bir adet mevsim meyvesi yahut bir iki adet diyet bisküvi.

1.gün 
Sabah:  2 adet domates dilimlenmiş, bir miktar maydanoz ve 5 adet zeytin.
Öğle:  1 çorba tabağı çorba, 1 adet muz.
Akşam:  1 çorba tabağı çorba ve 1 kase yoğurt ve kivi

2.gün
Sabah: domates, bir miktar yeşil nane ve maydanoz, 1 dilim peynir.
Öğle: 1 porsiyon balık çorbası ile 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği.
Akşam:  1 porsiyon balık (buğulama veya ızgara), 1 porsiyon çorba.

3.gün
Sabah: domates ve salatalık söğüş, yeşillik bol maydanoz, 1 adet yumurta.
Öğle: 1 tabak sebze çorbası.
Akşam: 1 tabak sebze çorbası bol maydanozlu, yağsız, limonlu salata.

4.gün
Sabah: dilimlenmiş domates ve yeşilbiber ve çavdar ekmeği.
Öğle: 1 tabak yoğurt, 1 tabak sebze veya mercimek çorbası
Akşam: buharda karnabahar ve 100 ml yağsız yoğurt.

5.gün
Sabah: dilimlenmiş domates, yeşil kırmızıbiber ve kıyılmış maydanoz, dereotu ve peynir.
Öğle: 1 tabak sebze çorbası, 1 adet yeşil elma
Akşam:  3 kepçe sebze çorbası, 1 adet portakal

6.gün
Sabah:  peynir, dilimlenmiş salatalık ve kıyılmış maydanoz
Öğle: 1 adet portakal, 1 çorba tabağı çorba
Akşam: buharda pişmiş kabak, brokoli 100 ml yağsız yoğurt.

7.gün 
Sabah: dilimlenmiş domates, salatalık, yeşilbiber ve maydanoz ve dereotu
Öğle: 3 kepçe çorba yanında söğüş.
Akşam:  Haşlanmış tavuk ve yoğurt.

1 haftada 2 kilo verdiren diyet programı ile zayıflamak sanıldığı kadar zor değil. Diyetle beraber ağır egzersizler yapmanıza gerek yok hafif tempolu bir yürüyüş ile desteklerseniz kiloları kesin bir şekilde verirsiniz ve bir daha geri almamak üzere veda etmiş olursunuz. 1 haftada 2 kilo verdiren diyet programı ile zayıflamak masrafsız ve her yerde kolayca bulacağınız yemeklerden oluştuğu için diyetinizi aksatmadan rahatlıkla her yerde sorun yaşamadan yapabileceksiniz. 
0 yorum

1 Haftada 4 Kilo Verdiren Şok Diyet Programı

Yazın gelmesiyle beraber kışın sebepsiz yere alınan kiloları verme telaşı hızla yayıldı. Pek çok yerde artık şok diyet listeleri bulunmakta ancak her şok diyet kilo kaybına neden olmadığı için birçok kişiyi bu diyetler tatmin etmiyor. 1 haftada 4 kilo verdiren şok diyet programı sizi diyet programlarının karışık ve yorucu listesi yerine daha rahat uygulaması kolay ve pratik olan aynı zaman da hızlı ve ciddi kilo verdirdiği için strese yer vermeyen bir diyet listesidir.

Diyet yanında uygulanacaklar.
  • 1 haftada 4 kilo verdiren şok diyet programı ile zamanda sporla destekleyerek daha çok kilo vermiş olursunuz. Ancak daha çok kilo vermek uğruna ağır sporlar yapıp vücudunuzu yormamalısınız yoksa bitkin düşer tansiyon ve düşük şeker rahatsızlığı yaşayabilirsiniz.
  • Spor olarak daha çok yürüyüş tercih edilmeli günde 1 saat tempolu yürüyüş bu diyet listesi için yeterli olacaktır.
  • Günde 3 fincan yeşil çay veya zayıflamaya yardımcı bitki çayları ile diyetinizi destekleyerek kilo verme hızınızı artırmış olursunuz.
  • Günde en az 10-12 bardak su içmeniz gerekmektedir.
  • Bitki çaylarınızı ve sıcak içeceklerinizi muhakkak şekersiz tüketmelisiniz.
1 Haftada 4 Kilo Verdiren Şok Diyet Programı:
Sabah kahvaltısı: sabah kahvaltısın da hafif yiyecekler tercih edebilirsiniz. 1 adet haşlama yumurta yanında 1 dilim çavdar ekmeği veya 1 dilim beyaz peynir ile domates salatalık ve dilim çavdar ekmeği yeterli olacaktır. Çay yerine metabolizma çalıştırma etkisi olan kahve tercih edilmeli ancak krema ve şeker kullanılmamalı.

Öğle yemeği: daha çok sebze ağırlıklı olacak bir öğün olmalıdır. Haşlanmış ıspanak, karnabahar, brokoli, lahana yanında protein olarak 100 ml yağsız yoğurt veya ızgara tavuk veya balık dan yapılmış bol yeşillikli salata tercih edilebilir. Yemek den sonra içeceğiniz bir fincan zayıflamaya yardımcı bitki çayı hazmı kolaylaştıracağı gibi metabolizmanızı hızlandırıp kilo verme hızınız artmış olacak.

Akşam yemeği: günün en önemli öğünü olan akşam yemeği için zeytinyağlı yemekleri tercih edebilirsiniz. Zeytinyağlı yemeklerden özellikle kereviz ve pırasa yemeği tercih edilebilir. Bunun yanında çok az şartı ile dolma tercih edebilirsiniz ancak dolayı pirinç yerine bulgurla yapmayı denerseniz hem daha az kalorili olacaktır hem de tokluk hissi yaşamış olacaksınız. Akşam yemeklerinden sonra tüketeceğiniz 1 adet maden suyu hazmı kolaylaştıracağı gibi yağ yakımızı da artırmış olacaktır.

1 haftada 4 kilo verdiren şok diyet programı istemiş, hayalini kurmuş olduğunuz vücuda sahip olmanız için uygulayacağınız en kolay ve etkili diyet listelerinden biridir. Ancak böyle şok diyet listelerinden sonra yeniden diyete başlamak için 1 hafta ara vermek gerekmektedir. Bu sürede kilo almamak için yediklerimize dikkat etmekte fayda var. Yürüyüşlere ara vermemek günde en az 1 saat tempolu yürümüş yapmamız gerekmektedir.
0 yorum

5 Günlük Diyet Listesi İle Zayıflayın

Düğününüz, nişanınız, davetiniz yaklaşmış, fazla kilolarınızdan kurtulmanız için fazla zamanınız yoksa eğer 5 günlük diyet listesi ile zayıflayın. Çok tavsiye edilmese de şok diyetler kısa süre içerisinde sonuç almamız gerektiği durumlarda en büyük kurtarıcımız olmuşlardır. Özellikle davet veya buluşma öncelerinde uygulayıp sonuç alabileceğiniz bir diyet olarak, 5 günlük diyet listesi ile zayıflayın ve çok istediğiniz kıyafetinizin içerisine rahatlıkla girin. Bunun için sadece 5 gün boyunca diyetinize harfiyen uymanız ve ayrıca aşağıda belirtilenleri de uygulamanız gerekmektedir.


Diyet ile yapılması gerekenler.
  • Günde en az 2,5 litre su içmek.
  • Her gün 5 kilometre tempolu yürüyüş yapmak.
  • Diyete destek olacak zayıflama çayları yanında tüketmek.
  • Asansör yerine merdiven kullanmak. Otobüsten 1 durak önce inmek, ev işlerine ağırlık vermek.
  • Özellikle sabah kahvaltısı olama üzere hiçbir öğünü atlamamak.
  • Yemeklerde mümkün olduğunca az tuz kullanarak vücuttaki fazla suyu atarak kilo vermeyi hızlandırmak.
  • Spora yemekten sonra gidin.
  • Öğünde doymazsanız diyeti bozmak yerine bir sonraki öğünün yemeğinden çok az olmak şartıyla yiyebilirsiniz.

5 günlük diyet listesi ;

1.gün :
Sabah: 1 dilim ekmek, şekersiz çay , 1 yemek kaşığı reçel, 1 porsiyon yağsız peynir.
Öğle: 1 dilim ekmek, 5 adet köfte( ekmek içi konmadan hazırlanacak), bol salata
Akşam: 1 tabak yağsız kabak yemeği, bol yoğurt, 1 adet mevsim meyvesi

2.gün:
Sabah: 1 dilim ekmek, şekersiz çay, 1 porsiyon peynir.
Öğle: 1 adet simit, 1 bardak ayran.
Akşam: 5 adet kuzu pirzola yağsız,1 tatlı kaşığı zeytinyağıyla hazırlanmış bol salata
Diyet programının en zor kısmı ilk gündür. 2.ci günden sonra 5 günlük diyet listesi ile zayıflayın ve diyete biraz daha alışmış, aynı zamanda daha rahat uygulamaya başlamış olursunuz. Çok fazla acıkma gibi durumlarda ara öğünlerde diyet bisküvi veya 100 gr yağsız diyet yoğurt tüketebilirsiniz.

3.gün:
Sabah: 1 yumurta, şekersiz çay, 1 dilim ekmek.
Öğle: Yağsız ton balıklı salata, 1 dilim ekmek.
Akşam: haşlanmış tavuk, 1 tatlı kaşığı zeytinyağıyla hazırlanmış bol salata.

4.gün :
Sabah: 1 dilim ekmek, söğüş domates, salatalık, 1 porsiyon peynir, şekersiz çay.
Öğle: 1 porsiyon tavuk şiş, yağsız salata.
Akşam: 1 tabak yağsız fasulye yemeği, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı konulmuş salata, ev yapımı ayran.

5.gün :
Sabah :1 dilim kepek ekmeği, 1 yumurta, şekersiz çay.
Öğle: Yağsız salata ve 1 kase sebze çorba.
Akşam: 5 adet köfte( ekmek içi konmadan hazırlanacak), yağsız salata, ev yapımı yağsız ayran.

5 günlük diyet listesi ile zayıflayın ve istediğiniz forma 5 günde girmiş olun. Ancak diyeti tamamladıktan sonra tekrar yapabilmek için 1 hafta ara vermeniz gerekmektedir. Ara vermeden tekrarlamayın. Bu diyet programı ile kısa süre içerisinde hızlı yag yakma ile birlikte göbek 'te oluşan sarkmalarında önüne geçebilirsiniz.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI