işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Şizofreni Tedavisinde En Etkili Yöntem İlaç

Sonuçları Lancet dergisinde yayımlanan araştırmada, 1959 ile 2011 yılları arasında 65 araştırma kapsamında 6000'den fazla hastaya ait veriler değerlendirildi.

Araştırmaya göre, ilaç tedavisi gören şizofrenihastalarının sadece yüzde 27'si bir yıl içerisinde yeniden ağır bir hastalık devresine giriyor. Placebo verilen hastalarda ise bu oran yüzde 64.

İlaç tedavisi verilenlerin hastaneye yatırılma ihtimali de düşüyor. İlaç tedavisi gören hastaların yüzde 10'u yatarak tedavi edilmek zorunda kalırken, psikoterapi gibi diğer yöntemlerin uygulandığı hastalarda bu oran yüzde 26.

Araştırmaya göre, ilaç tedavisinin dozu azaltarak veya aniden kesilmesi de büyük bir fark yaratmıyor.
0 yorum

Tiroid kanseri nedir?



Tiroid bezi boyunda, nefes borusunun önünde bulunan kelebek ya da papyon şeklinde bir bezdir. Bu bir endokrin organdır.
Endokrin organ denildiği zaman vücutta hormon üreten bir bez anlaşılır. Bu organ ürettiği hormonu kana verir ve bu hormonlar metabolizmayı düzenleyen başlıca hormonlar olarak görev yaparlar.
Tiroid bezi çok değişik sistemleri etkiler. Ne kadar kilo alınacağı, vücudun ısısı, nemi, derinin nemi, kalbin dakikada ne kadar atacağı, kadınların kaç günde bir adet olacağı, büyük tuvalet alışkanlığının günde kaç defa olacağı gibi çok değişik sistemler üzerinde etkisi olan bir hormondur.
Özellikle kadınları etkileyen yönleriyle ve kilo alıp verme sorunu olanlarda ilk başvurulan parametre, kan şekerinden sonra tiroid bezidir.

Tiroid bezinin tümörleri

Böylesine önemli görevler üstlenmiş olan önemli bir bezin bir de kendi içerisinde çıkardığı iyi ya da kötü huylu tümörleri vardır. İyi huylu olanlarına guatr denir. Guatr, tiroid bezinin özellikle iyot eksikliğine bağlı olarak hacim olarak büyümesine verilen isimdir.
Halk arasında bazen guatrla tiroid aynı anlama gelmek üzere kullanılır. Örneğin guatr bezi şeklinde ifade edilir. Bu yanlış bir kavramdır. Asıl olarak bu tiroid bezidir. Tiroid bezinin büyümüş şekline guatr denir.
Bunun dışında ortaya çıkan başka bir şişlik ya da büyüme tiroid kanseridir. Tiroid kanseri sonuç itibariyle kötü huylu bir tümördür. Kötü huylu demek, bulunduğu yerde tekrarlayabilen, bulunduğu yerde kendisine komşu olan lenf bezlerine sıçrama ya da metastaz yapan, kemik, akciğer gibi bulunduğu organlardan uzak organlara sıçrayabilen hastalık türü demektir.
0 yorum

Gözün Yapısı Nasıldır?



Göz, görme organıdır: Karmaşık, çok yönlü ve duyarlı bir yapısı vardır. Bir manzaraya baktığımızda gözün ağ tabakasında bir görüntü oluşur ve analiz için beyne gönderilir. Göz küresi, bir fotoğraf makinesine benzetilebilir. Bir fotoğraf makinesine benzetilebilir. Bir fotoğraf makinesinin üç temel bölümü vardır: Gövde, mercekler ve film.

Göz küresi üç tabakadan oluşur. Dış tabaka, gözakıyla (sklera) korneadan; orta tabaka, irisle merceklerden ve iç tabaka da ağ tabakadan meydana gelir.

Gözün ön kısmındaki sert dış tabaka (sklera), ince bir zarla çevrilidir (konjunktiva). Işık, gözün yüzeyindeki saydam bir kubbe olan korneadan göze girer. Gözün korunmasına yardımcı olan kornea, gözün arka kısmındaki ağ tabakaya ışığı iletir.

Küre şeklindeki göz orbita denen kemik boşluk içine yerleşmiştir ve gözkapakları ile korunur. Dışta beyaz renkli sklera ve onun devamında saydam bir tabaka olan kornea yer alır. Korneanın altında göze rengini veren iris bulunur. İrisin ortasında ışık miktarına göre genişliği değişen gözbebeği (pupilla) yer alır. İrisin arkasında göz merceği (lens) vardır. Bu yapı saydamdır ve disk şeklindedir. Skleranın altında gözün damarsal tabakası (uvea) ve onun altında da görmeyi sağlayan ağ tabaka (retina) yer alır. Görsel uyarılar retinadan beyne görme siniri (optik sinir) yoluyla iletilir.
0 yorum

Meme Kanseri Türleri Nelerdir?

Bunların dışında bir de hücresel tipleri vardır. Bunlar örneğin duktal karsinomlar, lobüler kanserler, müsinöz kanserler gibi kanserlerdir. Bunlar kanserin tamamen histolojik tipleridir.

Ama hem hastalar hem de hekimler için önemli olan, bir kanserin invaziv olup olmadığıdır. Kanser invaziv olmadığı dönemde, yani intraduktal denilen ya da insitu denilen dönemde yakalandığı takdirde, henüz vücudun başka bir bölgesine geçme, yani halk arasındaki söyleyişle sıçrama olasılığı yoktur.

Video: Meme Kanseri

Bu evrede tedavi kesindir

Bu dönemde yakalanan kanser cerrahi tedavi ile tamamen ortadan kaldırılabilir. Böylece vücudun başka yerine geçmesi de önlenebilir.

İnvaziv kanser ise, vücudun başka bir yerine geçebilme potansiyeli olan evredeki kanserdir. Ama bu evrede de yakalandığı zaman tedavi şansı vardır. Bu bu invaziv kanserli hastalar, hiçbir zaman tedavi edilemeyecek noktada değildir.

Fakat tercih edilen, hastalığın insitu kanser denilen sıfır evrede yakalanması ve kadınların bu hastalıktan tamamen kurtarılmasıdır.
0 yorum

Renkli kontakt lenslerin özellikleri

Renkli kontakt lensler ya tamamen kozmetik amaçlı kullanılır. Ya da miyopisi veya hipermetropisi olan kişinin hem görmesini sağlamak hem de estetik olarak göz rengini değiştirmek istemesi durumunda tercih edilir.

Lensler normalde şeffaf yapıdadır. Fakat arzu edildiği takdirde üzeri istenilen renkte boyanabilir. Kişi bunu taktığı zaman göz rengini değiştirmiş olur. Numarası olan kişiler ise hem numarasını düzeltmiş hem de göz rengini değiştirmiş olurlar.
0 yorum

Karaciğer Kanserine Karşı Alınması Gereken Önlemler Nelerdir?


Hepatitis B aşısı yaptırın

Hepatitis B riskini aşı ile azaltabilirsiniz. Hepatit Başısı yetişkinlerde ve çocuklarda %90 koruma sağlamaktadır. Koruma yıllar vehatta bir ömür boyu sürebilir. Aşı, bebekler, ileri yaştaki yetişkinler vezayıf bağışıklık sistemi olan kişiler dahil birçok kişiye uygulanabilir.
Hepatit C’yi önleyici tedbirler alın.

Hepatit C’ye karşı bir aşı bulunmamaktadır; fakat enfeksiyonriskinizi azaltabilirsiniz.
Cinsel partnerinizin sağlık durumundan haberdar olun. Cinsel partnerinizde Hepatit B, Hepatit C veya diğer cinsel yolla bulaşan rahatsızlıklar bulunmadığından emin olmadan korunmasız cinsel ilişkide bulunmayın. Partnerinizin sağlık durumunu bilmiyorsanız, her cinsel ilişkiye girdiğinizde prezervatif kullanın.
Damar içi ilaçlar kullanmayın, eğer kullanıyorsanız temiz bir iğne kullanmaya özen gösterin. Hepatit C virüsünden korunmanın en iyi yollarından birisi damar içi ilaç kullanmamaktadır. Eğer damar içi ilaç kullanmak zorundaysanız, temiz iğneler kullanmaya dikkat edin ve bu iğneleri kimse ile paylaşmayın. Virüs bulaşmış ilaç içeren eşyalar, Hepatit C virüsünün yayılmasının en yaygın nedenidir. Yaşadığınız topluluktaki iğne değişim programlarından yararlanın ve ilaç kullanımı ile ilgili yardım alın.
Hızma veya dövme yaptıracaksanız güvenli ve temiz bir dükkan şeçin. Gerektiği şekilde temiz olmayan iğneler Hepatit C virüsünün yayılmasına neden olabilir. Hızma ve dövme yaptırmadan önce, gideceğiniz dükkânı kontrol edin ve çalışanlara güvenli uygulamalar ile ilgili sorular sorun. Çalışanlar sorularınıza cevap vermeyi reddediyorsa veya sorularınızı ciddiye almıyorsa, bu, dükkânın sizin için uygun olmadığını gösterir.
Karaciğer kanseri taramasına ilişkin olarak doktorunuzlagörüşün

Karaciğer kanseri taramalarının karaciğer kanseri riskiniazalttığı tam olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenle birçok tıp çevresi karaciğerkanseri taramalarını önermemektedir. Buna karşın Amerikan KaraciğerHastalıkları Araştırma Derneği, karaciğer kanseri riski yüksek olan kişileriçin tarama testlerini önermektedir. Yüksek risk taşıyan kişiler:
Hepatitis B rahatsızlığı olan 40 yaş üzerindeki Asyalı erkekler, 50 yaş üzeri Asyalı kadınlar, 20 yaşın üzerindeki Afrikalılar, siroz rahatsızlığı olanlar veya ailesinde karaciğer kanseri bulunan kişiler
Alkol tüketimi nedeni ile siroz olan kişiler
Hepatit C enfeksiyonu bulunan kişiler
Kalıtsal hemokromatoz rahatsızlığı bulunan kişiler
Birincil safra sirozu olan kişiler
Alkolik olmayan yağlı karaciğer rahatsızlığı bulunan kişilerdir.

Karaciğer kanseri taramalarının avantajlarını vedezavantajlarını doktorunuz ile tartışın. Doktorunuz ile birlikte karaciğerkanseri riskinizi değerlendirerek taramaların gerekli olup olmadığına kararverebilirsiniz. Taramalar genellikle yılda bir veya iki kez olmak üzereultrason incelemelerini veya kan testlerini içerir.
0 yorum

Vajinada alerjik reaksiyon belirtileri nelerdir?

Vajinal alerjik reaksiyonun en yaygın belirtileri kaşıntı, yanma ve genel rahatsızlıktır. Bu belirtilerin sabundaki parfümlerden veya başka bileşenlerden ve sağlık ürünlerinden polyester veya suni ipekten yapılmış sentetik iç çamaşırlarına kadar sayısız sebebi olabilir. Bazı vakalarda, reaksiyon cinsel partnerin spermine alerjinin sonucudur. Vajinal alerjik reaksiyongenelde tahriş edici maddeyle temas eder etmez başlar ve kaynak tanımlanıp kullanımı bırakıldığı anda geçer.

Vajinal alerjik reaksiyon genelde kaşıntı, yanma, kırmızılık ve şişmeyle ortaya çıkar. Akıntı enfeksiyon vakalarında olduğu kadar sık değildir. Birçok vaka sabunlar ve temizleyicilerdeki parfümler, boyalar ve başka bileşenlerden kaynaklanır. Çamaşır deterjanı, kayganlaştırıcılar ve ilaçlar ilave kaynaklardır. Tuvalet kağıdı, tampon ve kağıt mendiller gibi kişisel temizlik ürünleri de vajinal bölgede alerjik reaksiyonu tetikleyebilir.

Vajinal alerjik reaksiyondan şüphelenilirse birçok hastanın kaynağı belirlemek için bir elemesi sürecinden geçmesi gerekir. Kokusuz ve hipoalerjenik tuvalet kağıdı, tampon veya pedler gibi kişisel temizlik ürünleri olasılıkları daraltmaya yardımcı olabilir. Vajinal alerjik reaksiyondan şüphelenen kadınlar havadar pamuklu iç çamaşırları giymeli ve polyesterle suni ipek gibi sentetik kumaşlardan kaçınmalıdır.

Reaksiyon bir sabun veya duş jelindeki bir parfüm veya başka bileşen tarafından da tetiklenebilir. Vajinal bölgeyi sabun veya jelle yıkamak gerekmez ama öyle temiz hissetmeyen kadınlar hafif, kokusuz hipoalerjenik ürünlere geçmeyi düşünebilir. İyi durulamak da reaksiyonu önleyebilir. Belirtiler sürerse doktor tarafından steroid bir krem veya antihistamin reçete edilebilir.

Ek bir tetikleyici başka bir insanın proteini olabilir. Kadınlar cinsel partnerlerinin menisine alerjik olabilir çünkü meni sperm ve protein bulunan sıvı içerir. Bu sıvı, genelde yarım saatlik bir cinsel ilişki dahilinde vajinal alerjik reaksiyona neden olabilir. Belirtiler vajinal kızarıklık, kaşıntı ve yanmadır. Kabarcıklanma, acı ve şişme de meydana gelebilir.

Bu tür bir alerji genelde cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmaktan kaynaklanır. Prezervatif kullanımından sonra reaksiyon meydana gelirse fail muhtemelen menidir. Başka bir tanı yöntemi kadının cildini partnerinin meni sıvısıyla temas ettirip reaksiyonunu incelemektir. Belirli bir yiyecek kadının meni sıvısı proteinlerine önceden duyarlı olmasına yol açabilir, dolayısıyla meniye vajinal alerjik reaksiyon ilk cinsel ilişkide meydana gelebilir.

Nadir vakalarda, meniye alerjik reaksiyon şiddetli olabilir, ürtiker ve anjiyoödemle sonuçlanabilir. Kaşıntı şiddetli olabilir ve kadın nefes alma zorluğuyla kan basıncında bir düşüş yaşayabilir. Herhangi şiddetli bir alerjik reaksiyon hayati olabilir.

Kişinin belirtileri vajinal alerjik reaksiyondan ziyade bir enfeksiyondan kaynaklanabilir. Varsayılan tahriş edici maddeyi elemek tahrişi geçirmezse diğer olasılıklar düşünülmelidir. Maya gibi enfeksiyonlar nemli bölgelerde gelişir; kadınlar iç çamaşırı giymeden önce vajinal bölgelerini hafifçe kurulamalıdırlar. Tuvalette önden arkaya kurulanmak bakterileri vajinadan uzak tutabilir ama antiseptik suyla yıkama vajinanın normal bakteri dengesini korumaya yardımcı olur.

Vajinal tahrişte meydana gelen bazı ek belirtiler daha ciddi bir durumun işaretleri olabilir. Ateş, cinsel ilişkide lekelenme, pelvik bölgede veya cinsel ilişkide ağrının hepsi endişe sebebi olabilir. Bir kadında bu belirtiler ortaya çıkarsa doktoru tarafından mümkün olduğunca erken muayene
0 yorum

Lupus Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Lupus hastalığı bağışıklık sisteminin çevre doku ve organlara saldırması olarak açıklanan kronik inflamatuar bir hastalıktır. Lupus genel olarak cilt, böbrekler, kan hücreleri, beyin, kalp ve akciğerleri hedef alabilir. Bu da doktorların teşhis koymasını zorlaştırır çünkü hastalar birden fazla ve farklı şikâyetlerle doktora başvurabilir. Fakat çoğunlukla Lupus hastalarının yüz bölgesinde burundan yanaklarına doğru uzanan kelebek görünümündeki döküntüler göze çarpar. Lupus hastalarında ortaya çıkan diğer belirtiler ise şöyledir;


Işığa Duyarlılık
Güneşe ve diğer ultraviyole ışın kaynaklarına maruz kalmak yüz bölgesinde oluşan kelebek görünümdeki döküntülerinin şiddetlenmesini tetikler.


Ağız veya Burunda Aft
Ağız ülseri olarak da tabir edilen aftlar Lupus hastalığını teşhis etmede etkilidir. Ağız dışında burunda da gelişebilen bu aftları Lupus hastalığı ile karakterize yapan unsurlar ağrısız olmaları ve daha çok damak kısmında görülmeleridir.


Eklem Yerlerinde Şişlik
Eklem yerlerinde ağrı, kızarıklık, şişlik ve hassasiyet Lupus hastalığı belirtileri arasında yer almaktadır.


Kalp veya Akciğerlerde İltihap
Lupus hastalarında kalp zarı veya akciğerlerde iltihaplanma görülebilir. Ancak bu viral enfeksiyonlarda da görülebilecek belirtiler arasında yer aldığı için nefes alırken göğüste ağrı ve ani nefes kesilmeleri varsa eğer Lupus olduğunu anlayabilirsiniz.


İdrarda Anomaliler
İdrar testinde ortaya çıkan kan hücreleri ve protein sağlıklı insanlarda bulunmaması gereken değerlerdir. Ancak Lupus hastalarının idrar örneklerinde bu değerlere rastlanır.


Nöbetler
Lupus hastalığı beyni etkisi altına alabilir bu da çeşitli sinir hastalıkları ve akabinde ortaya çıkan nöbetleri beraberinde getirebilir. Nöbetlerin yanı sıra aşırı endişeli olma, baş ağrısı ve bulanık görme gibi sorunlar da gözlemlenebilir.


Anemi
Lupus hastalarında rastlanan anemi hastalığını demir eksikliğinden dolayı meydana gelen anemiyi ayırt etmek gerekir. Kan hücrelerinin azlığı özellikle kadınlarda adet dönemlerinde sıklıkla gözlemlenir ancak Lupus hastalarında kan hücreleri zamanla yok olmaktadır.


Disk Şeklinde Döküntüler
Yüz, kafa derisinde ve boyun bölgesinde görülen disk şeklinde döküntüler Lupus hastalarında ortaya çıkan belirtiler arasında yer alır.
0 yorum

Dövme Kanser Yapar mı?



Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahinin işlerinden birisi de cilt kanserleridir. En sık görülen cilt kanserleri arasında bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve malign melanom sayılabilir. Risk grubu ise Beyaz tenli renkli gözlü insanlardır. Çevresel faktörler ise toplam güneşe maruz kalma süresidir. Vücutta kansere dönüşebilecek cilt lezyonlarıda risk faktörleri arasında sayılabilir


Dövme cilt kanseri yapar mı?


Ben dövme üzerinde gelişmiş cilt kanseri görmedim. Gördüğümüz cilt kanserleri uzun yıllar güneş altında çalışan açık tenli insanlardı. Bilimsel literatüre bakmak için Pubmed i açtım. Dövme cilt kanseri arasındaki ilişkiyi araştıran makaleleri inceledim. Dövme üzerinden cilt kanseri gelişmesinin bilimsel değeri vardır ve yayın olarak bilimsel dergilerde kabul görür.


Dövmenin ne kadar yaygın olduğunu söylememe sanırım gerek yok. Cilt kanserleri de sık görülen kanserler arasındadır. 2012 yılına kadar 50 dövme üzerinde gelişmiş cilt kanseri bildirilmiş (Kluger N. 2012) Dövmeye siyasi yada dini olarak karşıysanız, bu yayınlar yeterli argüman oluşturur.


Bilim istatistik ile konuşur. Bilimsel gerçeklikten bahsedebilmek için İstatistiksel olarak anlamlı olması gerekir. Milyonlarca dövmeden 50 cilt kanseri gelişmesi İstatistiksel olarak yeterli kabul edilmez. Kluger ve arkadaşları cilt kanseri ve dövme arasındaki ilişkiyi tesadüfi olarak değerlendirmişlerdir.

Cilt kanseri ile sebep sonuç ilişkisi ancak ultraviole ışınları ile kurulabilir.Dövmenin bazı siyasi görüşler tarafından hoş karşılanmaması sonucu kanser yapar diyenlere, her siyasi görüş tarafından yaygın kullanılan kaş konturunun da bir dövme olduğunu da belirtmek gerekiyor.

Dövme kanser yapar mı?
- Bilimsel olarak hayır

Güzel bir hafta dilerim.

Dr. Barış Çakır

www.bariscakir.com
0 yorum

Göz Titremesi Nedir?


Göz titremesi (nistagmus), gözlerin istemsiz dairesel hareketleridir. Hareket halindeki bir aracı seyrederken olabilir. Göz titremesinin yavaş evresi; hasta, nesneye bakmayı sürdürürken gözlerin kaymasıyla oluşur.

Göz titremesinin hızlı evresiyse, gözlerin ani ve hızlı şekilde kayıp yerlerine geri dönmesiyle meydana gelir. Göz titremesi, yatay (bir yandan diğer yana hareketler), dikey (yukarıdan aşağıya) ya da dairesel olabilir. Herhangi bir neden olmadan meydana gelebilen göz titremesi, genellikle görüşü etkilemez. Göz titremesi bir hastalığın belirtisi olabilir. Beyinciğin zarar görmesi, içkulaktaki labirent bölgenin zarar görmesi, kalıtsal hastalıklar veya zehirlenme ortaya çıkabilir. Göz titremesine neden olan durumun bulunup tedavi edilmesi gerekir.
0 yorum

Vücut yaşlanmasını yavaşlatmanın yolu: Detoks


Banyo, duş alma, diş fırçalama, el, yüz yıkama gibi dış beden temizliği için gösterilen sürekli çabaların yanında iç beden temizliğinin ihmal edildiğine dikkat çeken Dr. Mustafa Yaşar, "İç bedenimizi ilaçlar, kimyasallar, hava kirliliği, GDO'lu gıdalar gibi etkenlerle oluşan atıklardan yılda en az iki kez arındırmamız gerekir." dedi.

Vücutta bu yolla biriken atıkların Alzheimer, Parkinson, demans, kanser gibi birçok kronik hastalığa yol açabildiğini kaydeden Dr. Yaşar, iç beden detoksu için deve dikeni tohumu, doktor gözetiminde bitkisel kürler, Diyet, spor, oruç ve hacamattan yararlanılabileceğini açıkladı. Dr. Yaşar düzenli uygulanan detoks programlarıyla vücut yaşlanmasının yavaşlatılabileceğini, 60 yaşındayken 40 yaşındaki bir bedene sahip olunabileceğini söyledi.

GDO'lu gıdalar, stres, hava kirliliği, zirai ilaç atıkları, makyaj ve temizlik ürünleri, kimyasal katkılı besinler, aşırı elektronik cihaz kullanımı gibi etkenlerle vücudumuza fazladan yüklediğimiz toksinlerin oksidatif strese yol açtığını kaydeden Dr. Mustafa Yaşar, bunun da Alzheimer, Parkinson, demans, kanser gibi birçok kronik hastalığa zemin hazırladığını vurguladı. Normalde vücutta biriken toksinler, diğer adıyla serbest radikallerin vücudun kendi antioksidan savunma sistemi sayesinde bir dengede tutulduğunu kaydeden Dr. Yaşar, özellikle şehir yaşamında fazladan yüklenilen toksinlerin vücuttan temizlenmesi için yılda en az iki kez detoks (zehirsizleştirme) uygulanması gerektiğine işaret etti.

Deve dikeni tohumu karaciğeri temizliyor
Vücudun toksinlerle savaşan antioksidan mekanizmasını güçlendirmenin büyük önem taşıdığına işaret eden Dr. Yaşar, bunun doktor gözetiminde uygulanacak bitkisel kürler, diyetler ve sporla sağlanabileceğini kaydetti. Dr. Yaşar, detoks tedavisi alma imkanı olmayanlar içinse deve dikeni tohumu önerdi. Dr. Yaşar, "Detoks için en baş sırada önereceğim deve dikeni tohumunun özellikle karaciğer üzerinde detoksu sağlayan enzimsel faaliyetleri organize ettiği, bu yolla detoks faaliyetini güçlendirdiği son yapılan klinik çalışmalarla ortaya kondu. Deve dikeni tohumunu öğütüp günlük bir çay kaşığı ölçeğinde bir ay boyunca tüketebilir, bunu senede iki kez tekrarlayabilirsiniz. Diğer bitkilerin kullanımı ancak doktor gözetiminde mümkün olabilir. Çünkü bitkiler de bir ilaçtır ve bilinçli kullanılması gerekir. Ancak deve dikeni tohumunun uzun süreli kullanımında bile herhangi bir toksik etkisi görülmedi. Halk arasında meryem ana tohumu diye de biliniyor." dedi.

Her gün yürüyüş yapılması ve iki litre su içilmesinin detoks açısından önemine değinen Dr. Mustafa Yaşar, aşırı elektronik cihaz kullanımından kaçınılması, yılda iki kez 15'er günlüğüne elektriksel kirliliğin en az seviyede olduğu köy ortamına gidilip arınılması gerektiğini belirtti. Tüm bu önlemlerin alınması ve yılda iki kez detoks programlarının uygulanması durumunda vücudun yaşlanmasının da yavaşlatılabileceğini belirtti.

Dr. Yaşar, brokoli, yaban mersini, adaçayı, civan perçemi, ısırgan yaprağı, soğan, sarımsak, elma, zencefil, maydanoz ve enginarın detoksa iyi gelen diğer bitkilerden olduğunu vurguladı.
0 yorum

Astigmatik Keratotomi



Uygun göz yapısı ve derecelerdeki astigmatlara uygulanabilecek basit bir yöntemdir.

Yumurta yapısında birbirine dik iki eksen yarıçapı farklı olan astigmatlı gözün daha dik olan eksenine 1 veya 2 adet astigmat dercesine bağlı farklı uzunlukta derin fakat korneayı delmeyen kesiler yapılmasıdır.

İki yaygın türü vardır: Şeffaf kornea ile beyazın sınırında yapıla daha az etkili Limbal Relaxing Incision (LRI)veya şeffaf korneanın ortasına daha yakın Astigmatik Keratotomi (AK). Göz damlalarla uyuşturulduktan sonra birkaç saniyede müdahale tamamlanabilir. Ameliyat sonrası hafif batma dışında pek rahatsızlık olmaz. LRI’de AK’ ya göre daha az ışık hassasiyeti ve ışık dağılması vardır. Birinci hafta sonunda kornea stabilize olur dolayısı ile görme de varacağı yere varmış olur.

VİDEO: LAZERLE ASTİGMAT TEDAVİSİ

Limbal Relaxing Incisions (LRI) katarakt cerrahisi esnasında da daha evvelden var olan astigmatı tedavi için de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu sayede ameliyat sonrası gözlük takma ihtimali azalmış olur.
0 yorum

Fazla oturmak diyabet ve kalp hastalıkları riskini artırıyor


ANKARA (AA) - İngiltere'de yapılan bir çalışma, fazla oturmanın diyabet, kalp hastalıkları ve ölüm riskini artırdığını ortaya koydu.

Leicester ve Loughborough üniversitelerinin Diabetologia dergisinde yayımlanan araştırmasında, yaklaşık 800 bin kişinin katıldığı 18 araştırma incelendi.

Yapılan araştırmalara göre, uzun süre hareketsiz kalan kişiler, iş çıkışı spor salonuna ya da havuza giderek egzersiz yapsalar dahi hareketsiz kaldıkları sürenin olumsuz etkisini tam olarak ortadan kaldıramıyor. Yani, gün içinde 30 dakika egzersiz yapan bir kişi, sağlıklı bir hayatı olduğuna kendini inandırıyor, ancak geriye kalan 23,5 saatte ne yaptığını düşünmüyor.

SLAYT: DOĞAL EGZERSİZ YOLLARI

Uzun süre oturanların, oturmayanlara göre diyabet ve kalp rahatsızlığı geçirme riskinin daha fazla olduğunu vurgulayan bilim adamları, televizyon izlemek ya da bilgisayar kullanmak gibi insanı hareketsizliğe iten alışkanlıkların modern toplumlarda oldukça yaygın hale gelmeye başladığına da işaret ediyor.

Araştırmacılar, hareketsizliğin önüne geçebilmek için, bazı iş toplantılarının ayakta düzenlenmesi, öğle yemeği için ayrılan sürede yürüyüş yapılması ya da akşamları televizyon izleme süresinin azaltılması gibi önerilerde bulunuyorlar.
0 yorum

Stres Kalp Krizini Tetikliyor

"Lancet" dergisinde yayımlanan araştırmada, yaklaşık 200 bin kişinin katılımıyla diğer Avrupa ülkelerinde yapılan 13 çalışmayı analiz eden bilim insanları, aşırı iş yükü ve zaman yetersizliğinin neden olduğu stresin kalp krizi gibi koroner kalp hastalığı riskini yüzde 23 oranında artırdığını belirledi.

Araştırmacılardan Prof. Mika Kivimaki, iş stresi ile koroner kalp hastalıkları arasında tutarlı bir ilişki olduğunu belirlediklerini söyledi.

Video: Kalp Krizi

İş riskinin sigara kullanımı, hareketsizlik ve obezite gibi faktörlerle bir araya geldiğinde bu riskin çok daha fazla olduğuna dikkati çeken Prof. Kivimaki, iş stresinden şikayetçi kişilere koroner kalp hastalığı riskini azaltmak için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemelerini önerdi.
Prof. Kivimaki, iş stresine rağmen sigarayı bırakarak, sağlıklı bir beslenme programı izleyerek ve spor yaparak kalp krizi riskinin yüzde 36 oranında azaltılabileceğine işaret etti.
0 yorum

Yoğurt, Yüksek Tansiyonu Düşürüyor

Amerikan Kalp Vakfı'nın araştırmasında, kaloriyi artırmadan öğünlere yoğurt eklenmesinin yüksek tansiyonu düşürebileceğini gösterdi.

Araştırmaya, başlangıçta yüksek tansiyonu olmayan 2 binden fazla kişi katıldı. 15 yıl süren araştırma boyunca 3 farklı dönemde katılımcıların yoğurt yeme alışkanlıkları değerlendirildi.

Video: Kan Basıncı (Tansiyon)

Yoğurt yeme alışkanlığına sahip kişilerde yüksek tansiyon riskinin az ve büyük tansiyonunun normal olduğu görüldü.

Araştırmacılar, üç günde bir yaklaşık bir kase yağsız yoğurt tüketenlerde yüksek tansiyon riskinin yüzde 31 düşük olduğunu vurguladı.
0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI