işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Eğer çocuğunuz olmuyorsa


Tiroit hormonu düzgün çalışmıyorsa dikkat!

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fulya Akın, tiroit bezinin normal çalışmamasının tüm vücudu etkilediğini belirterek, "Çocuk sahibi olamayan çiftlerin tiroitle ilgili bir problem olup olmadığına da baktırmaları gerekir" dedi.


Türkiye'nin endemik guatr bölgesinde olması nedeniyle tiroit hastalıklarının çok sık görüldüğünü kaydeden Akın, "Bütün metabolizmayı ilgilendiren olaylar tiroit bezi sayesinde olur. Vücudun ısı dengesinden kadınlarda adet düzenine kadar her şeyi etkileyebilir ve farklı belirtiler verebilir. Tiroit hormonunun az olması durumunda halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, uykuya meyil, kabızlık, saç dökülmesi, kilo alma, vücutta şişlik gibi belirtiler görülebilir" dedi.


ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI ETKİLİYOR


Ülkemizde en sık görülen tiroit bezi hastalığının, iyot eksikliğinden kaynaklanan guatr olduğuna işaret eden Akın, şunları söyledi:


"Türkiye, iyot eksikliğinin en sık görüldüğü yerlerden biri. Toplumun üçte ikisinde tiroit hastalıkları görülüyor. Bayanlarda daha çok oluyor. Hipertiroidi, yani çok çalışması da fazla ama hipotiroidiyi özellikle Denizli bölgesinde daha çok görüyoruz. Karadeniz bölgesinde iyot eksikliği çok ciddi rakamlarda iken, bütün tuzların iyotlanması ile eskiye nazaran düzeldi. Tiroit bezinin normal çalışmaması tüm vücudu etkiliyor. Hatta çocuk sahibi olup olmamayı da etkiler. Dolayısıyla çocuk sahibi olamayan çiftlerin tiroitle ilgili bir problem olup olmadığına da baktırmaları gerekir."


TİROİT YUMRU ŞEKLİNDE BÜYÜYEBİLİR

Tiroit bezinin yumru şeklinde büyümesi sonucu nodül denen bir durumun ortaya çıktığını dile getiren Akın, nodülün yüzde 95'nin iyi huylu yüzde beşinde ise kötü hücre bulanabildiğini kaydetti.


Kötü huylu hücre olan nodülün ameliyatla alınması gerektiğine dikkati çeken Akın, "Nodüller büyümüyorsa, çoğalmıyorsa herhangi bir problem yoktur demektir. Ama tiroit bezinin nodül boyutunda 2 milimetreden fazla büyüme varsa, ailede tiroit kanseri hikayesi varsa, baş boyun bölgesinde bir radyasyon hikayesi varsa çok genç ve çok yaşlı hastalarda, çünkü 20-60 yaşları arasında tiroit bezi hastalıkları çok görülür ve bayanlarda sıktır, 20 yaşın altındakiler ve 60 yaşın üstündekilerde risk daha fazladır, eğer hasta erkek ise ise yine risk daha fazladır" şeklinde konuştu..
0 yorum

Güzel Bir Görünümün Olmazsa Olmazı: Bembeyaz Dişler

Tonlarca para dökülen kremler, cilt bakımları, rujlar, kalemler... Cildimizde kusurlu olan her yeri makyaj hileleriyle kapatabiliyoruz, dişler hariç! Mükemmel görünmenin, bir gülüşle karşınızdakini etkilemenin yolu ışıl ışıl parlayan, bembeyaz dişlere sahip olmaktan geçiyor. Peki mükemmel dişlere sahip olmak için ne yapmalı, nelerden kaçınmalı, nelere dikkat etmeli?

Öncelikle dişleri sarartan unsurlara değinelim;

-Gün içerisinde çay ve kahvenin aşırı tüketimi dişlere oldukça zarar veriyor.

-Asitli içecekler, özellikle kola, diş minelerini zedeleyebiliyor.

-Bilindiği üzere, sigara kullanımı da dişleri oldukça sarartıyor.


Elbette öncelikle bu 3 maddeden uzak durmak gerekiyor. Peki bembeyaz dişlere sahip olmak için püf noktaları neler?

-Dişlerinizi ve sabah kalktğınıza ve gece yatarken mutlaka fırçalamalısınız. Karbonat içeren, ekstra beyazlatıcı diş macunlarını piyasada kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca diş ipi de kullanmanız da fayda var.

-Çoğunlukla atlanır ve dayanması zordur ama; dilinizi de mutlaka fırçalayıp üzerindeki plak tabakasını atmalısınız. Dilinizi fırçalamadan tam anlamıyla ferah bir nefese kavuşamazsınız.

-Yemekten kalktıktan hemen sonra dişlerinizi fırçalamak diş minelerinize zarar verebilir. En az 1 saat geçmesini beklemelisiniz.

-Elma, havuç, çilek, kereviz gibi yerken dişleri temizleyen ve aynı zamanda beyazlatan besinler tüketebilirsiniz.

-Haftada 2 kez olmak üzere diş fırçanıza karbonat döküp dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.

-Sabahları elma sirkesi ile gargara yapabilirsiniz. Elma sirkesi beyazlatıcı özelliği yanında, karbonat ile karışırılırsa diş macunu özelliği kazanır.

-Portakal kabuğunun beyaz kısmı ile dişlerinize hafifçe masaj yapıp beyazlamalarını sağlayabilirsiniz.

-Yarım çay bardağı suyun içerisine bir kaç kaşığı karbonat ekleyerek evde kendi ağız gargaranızı yapabilir, plak ve çürük oluşumundan korunabilirsiniz.


Bembeyaz dişlerin yanında, ferah bir nefes de olmazsa olmaz. Nefesimizi verip koklamaya çalışırsak kötü bir koku varsa bile anlayamayız. Çünkü nefes kokumuz hep bizimle olduğu için burnumuza garip gelmez. Nefesinizin gerçek kokusunu öğrenmek için, dilinizle elinizi yalayın ve sonra koklayın.

Eğer kötü bir nefes kokunuz varsa ve diş fırçalayamayacak bir ortamdaysanız, mutlaka yanınızda naneli ağız spreyleri, sakız veya karanfil taşıyın.








0 yorum

Göbek Eriten Diyet

Ne yazık ki halen tek başına göbek bölgesini eritebilen diyetler bulunmamaktadır. Bölgesel yağlanmalar ile mücadele konusunda size yardımcı olabilecek tek şey o bölgeyi çalıştıracak özel bir spor programının uygulanmasıdır. Bu kulağa ne kadar zor gelse de aslında son derece kolaydır. Örneğin sevdiğiniz diziyi izlerken ya da devamlılığın sağlanabilmesi adına her akşam haber bültenini izlerken dahi yarım saatinizi ayırarak yapacağınız mekik çekme egzersizi kısa sürede göbeğinizin toplanmasını sağlayacaktır. Göbek eriten diyet ise sadece bu düzenli egzersiz programını destekleyecek ve çektiğiniz mekiklerin daha etkili olmasını sağlayacaktır. 

Vücudunu düzene sokmak isteyen kişilerin unutmaması gereken en önemli konu sadece tek başına egzersizin yetmeyeceği gibi tek başına diyetin de her zaman yetersiz kalacağıdır. Eş zamanlı ve düzenli olarak yapılan diyet-egzersiz programları hem kilo vermenizi garanti altına alacak hem de kalıcı kilo vermenizi sağlayacaktır.

Göbek eriten diyetAhmet Maranki başta olmak üzere pek çok ünlü kişinin sıklıkla göndeme getirdiği bir konudur. Tabi ki karın yağlarını eritmeye yardımcı olan besinler vardır ancak bu besin diyetleri uygulandığı dönemde yine bu bölgeleri çalıştırmaya yönelik bir egzersiz programı uygulanmazsa ya çok az bir kilo verilerek az bir incelme elde edilecek ya da hiçbir şekilde başarı sağlanamayacaktır. Burada amaç göbek eriten diyet araştırmak yerine göbek eriten hareketler için araştırma yapılması ve bu hareketlerin düzenli olarak tekrar edilerek sonuca ulaşılması gerekmektedir. Göbek eritme yöntemleri son derece çeşitlidir. Eğer egzersiz yapacak zamanınızın olmadığından şikayet ediyor ya da egzersiz yapmayı sevmiyorsanız bu bölgelerin çalıştırılmasını sağlayan pasij jimnastik merkezlerinden de yararlanabilirsiniz.

Göbek eritmek için faydalı egzersiz arayanlar resimli çalışma programı aşagıdadır
Resimli 1 Haftada Göbek Eritme 
Göbeğinizi eritmek ve düz bir karına sahip olmak için, aşağıdaki hareketleri tavsiye ediyoruz. Hareketleri yaparken karnınızı gevşek bırakmamaya özengöstermelisiniz. Burada size bir tiyo verelim. Örneğin otururken karın kasınızı kasılı tutun, nefes alın, on saniye içinizde havayı tutun sonra bırakın. Ayrıca yolda yürürken karın kaslarınınızı kasarak yürürseniz, göbek eritmek için faydalı olacaktır. Karın kaslarınız kasıl ıtutmayı alışkanlık haline getirmenizde fayda var. Bu alışkanlık aynı zamanda duruşunuz düzeltmeye de yarayacaktır.
Karın kaslarınızı gevşek tutmazsanız, aşağıdaki hareketlerden büyük fayda görebilirisiniz.
Şimdi yapacağımız iki hareket birbirine benziyor. Başlangıç pozisyonu için sırt üstü yere uzanıyoruz. Avuç içlerimizi yere yapıştırarak ellerimizi iki yanımıza koyalım. Sol dizinizi hafifçe kırarak sağ bacağınızı gergin halde yukarı doğru doksan derece kaldırın.
Bu halde iken iki elinizle sağ dizinizi tutun. Sol bacağınızı gergin olarak kırk beş derece kaldırın. Öne doğru seri şekilde 8 küçük esneme yapmaya çalışın. Sonra başa dönün ve aynı hareketi diğer bacağınızla da uygulayın.
gobek-eriten-1
gobek-eriten-2
gobek-eriten-3
İkinci hareket için de ilk durumdaki pozisyonumuzu tekrar alıyoruz. Sol dizinizi hafifçe kırarak sağ bacağınızı gergin halde yukarı doğru doksan derece kaldırın. Bu sefer sağ bacağımızı gerip kaldırmak yerine, ellerinizi diz hizasında ileri uzatarak yine 8 kez esneyin. Sonra diğer bacağınızla da aynı hareketi tekrarlayın.
,göbek eritme hareketleri,göbek eriten hareketler,göbek eritme egzersizleri,göbek eritme hareketleri resimli,karın eritme hareketleri
0 yorum

Meme Kanseri Riskini Azaltan Besinler

Ülkemizde olduğu gibi aynı zamanda dünya genelinde de en sık görülen kanser türleri arasında yer alan meme kanseri en az kadınlar kadar erkekleri de etkileyebilen bir kanser türüdür. Üstelik erkeklerde meme dokusunun çok daha az olması bu kanser türünün çok daha agresif olmasına neden olmaktadır. Meme kanseri genetik yatkınlığı olan bir kanser türü olduğu için annesi, babası, kardeşi, halası gibi birinci dereceden yakın akrabaları arasında meme kanserine yakalananların bulunduğu kişiler için risk çok daha yüksektir.Meme kanseri belirtileri diğer kanser türlerine oranla çok daha kısa sürede anlaşılır hale geldiği için genelde erken evrede yakalanmaktadır. 

Düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapan kişiler genelde memede ele gelen kitle üzerine doktora başvuruda bulunmaktadır. Memede kitle olması her zaman meme kanserine işaret ediyor olmasa da yine de bir doktor tarafından muayene edilmesi önemlidir. Meme kanseri belirtileri arasında memeden akıntı gelmesi, memede şişlik, memede kızarıklık, meme başının içeri çekilmesi gibi şekil bozuklukları ve memenin bir bölümünün içe çökmesi gibi belirtiler yer alır. Meme kanseri nedenleri olarak ise genetik yatkınlık, çevresel faktörler, hiç doğum yapılmaması ya da bebek emzirilmemesi, sigara tiryakiliği, yoğun alkol tüketimi ve obezite ilk sıralarda bulunmaktadır.

Meme kanserinden korunmak için beslenme çok önemlidir. Meme kanseri riskini azaltan besinler bol bol tüketilmeli, ayrıca aşırı kilo almaktan kaçınılmalı ve fazla kilosu olan kişiler diyet yaparak bu kilolarından kurtulmaya çalışılmalıdır. Bugün obezite meme kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünün ve ölümcül hastalığın ana nedeni olarak gösterilmektedir. Lahana ve brokoli gibi besinler içerisinde yüksek miktarda protein ve mineral barındırırken aynı zamanda kanserden koruyucu enzimlere de sahiptirler ve meme kanserinden korunmak amacı ile bol bol tüketilmesi önerilmektedir. Ancak yararlı olduğu için her gün brokoli ya da lahana yemekte sağlıksız bir beslenme yöntemi olduğu gibi bir süre sonra aşırı depolanma vücudunuzda zararlı etkilere yol açacaktır. Doğru olan düzenli ve dengeli beslenmek, stresten mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmak, spor yapmak ve daha hareketli bir yaşam tarzını sürdürmeye çalışmaktır.
0 yorum

Karatay Diyeti

Adını Türkiye'nin en ünlü doktorlarından Canan Karatay'dan alan, Karatay diyeti tamamen ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Örnek vermek gerekirse Dukan diyeti menülerinin orijinallerini incelerseniz içerisinde yer alan pek çok yemeğin bizim ülkemizde yapılmadığı ve yapılmasının mümkün olmadığı görülecektir. Bunun nedeni her diyeti oluşturan diyetisyenin yaşadığı coğrafyanın koşullarını göz önünde bulundurarak diyet programını oluşturmasıdır. Bu nedenle Karatay Diyeti büyük bir önem taşımaktadır ve Türk yemek kültürüne özel olarak hazırlanmaktadır.

Diyetin en büyük özelliği kişilerin kısa sürede kilo vermesini sağlayan klasik diyetlerden farklı olarak yeme alışkanlıklarının değiştirilmesini amaçlaması ve böylelikle kalıcı kilo verilmesini sağlamasıdır. Kilo vermek isteyen hemen hemen herkesin ilk işi genelde şekeri keserek bu süreci daha kolay bir şekilde atlatmak amacı ile tatlandırıcı kullanmaktır. Oysa Canan Karatay kesinlikle diyet programlarında tatlandırıcıları yasaklamakta ve tatlandırıcaların normal sofra şekerinden kat be kat daha şekerli olduklarını savunmaktadır. Yani bu diyeti yaparken aynı zamanda sağlığınızı korumanıza da yardımcı olacak pek çok doğru bilgiyi de edinebileceksiniz.

Yine diyet yapan kişilerin pek çoğu az yemek yemeyi tercih ederek hemen arkasından daha düşük kaloriye sahip olduklarına inandıkları meyve tüketimine başlamaktadır. Oysa karatay diyeti kesinlikle bunu reddetmekte ve Canan Karatay yemeklerden sonra yenilen meyvelerin direkt olarak yağ şeklinde vücut tarafından depolandığını savunmaktadır. Diyetin ana noktası hangi yiyeceğin hangi zamanda ve nasıl yeneceğidir. Yani gün içinde başka tatlı bir şey yenilmeyecek olması durumunda diyet listesinde sabah muz yenilmesi serbest bırakılırken yemeklerden sonra kesinlikle muz yenmesi yasaklanmaktadır. Ayrıca meyve yeniliriken mutlaka mevsiminde olanların tercih edilmesi de gerekiyor. Hormonlu meyveler ile mevsiminde olmayan meyve ve sebzelerin yenmesi kesinlikle yasaklanıyor. Karatay diyeti yapanlar en çok sebzelerin serbest olmasını severken diyet programında yasaklananlar arasında rafine gıdalar, işlenen gıdalar, meyve suları ile şekerli içecekler yer alıyor. Yine diyet programını yapan kişilerin her gün en az 40 dakikalık yürüyüş yapmaları gerekiyor. Karatay diyeti örnek menü listesine ulaşmak için yapmanız gereken tek şey Canan Karatay tarafından yazılan Karatay diyeti adlı kitabı satın almanız....
0 yorum

Yag Yakıcı Diyet Programı

Diyet yaparken en önemli olan konu vücut için hayati öneme sahip olan kas kütlesini koruyarak sağlığa zararlı olan yağ kitlesinden kilo verebilmektir. Bunun için yağ yakıcı diyet yapılırken aynı zamand kesinlikle spor yapılarak kas kütlesinin desteklenmesi ve güçlenmesini sağlamaktır. Yine spor yapmak vücudun artan enerji ihtiyacını karşılamak adına yağları yakmaya başlamasını sağlayacak ve bu da sağlıklı kilo vermeyi mümkün kılacaktır. Yine yağ yakmayı hızlandırdığı bilinen kırmızı acı biber gibi yiyecekleri bol bol tüketmeniz yağ yakımını kolaylaştıracak ve kilo verme başarınızı arttıracaktır.

Yağ yakıcı diyet yapmak isteyen kişilerin normal diyet listelerine basit birkaç madde eklemeleri yeterli olacaktır. Örneğin limon en etkili yağ yakıcılardan biri olarak kabul edilmektedir ve her sabah güne uyanır uyanmaz içine limon sıkılmış bir büyük bardak ılık su içmeleri kilo vermeleri konusunda çok yardımcı olacaktır. Yine öğle yemeği ve akşam yemeği sonrasında içine limon sıkılmış maden suyu içilmesi de yağ yakılması için tavsiye edilmektedir. Ayrıca yine yemeklerde doğranmış yeşil salatanın üzerine sadece birkaç damla zeytinyağı gezdirildikten sonra bol limon sıkılarak tüketilmesi daha kolay doymanızı sağlarken yine kısa zamanda zayıflamanız açısından tavsiye edilmektedir.

Kilo vermek isteyen kişilerin dikkat etmeleri gereken tek konu gün içinde yedikleri yemek miktarını kontrol altına almaları ve buna ek olarak porsiyonlarını mümkün olduğunca küçültmeleri, kızartma gibi son derece sağlıksız ve yüksek kalorili pişirme yöntemlerini mutlaka bırakmaları, yeşil sebze ağırlıklı beslenmeleri, ara öğünlerde ananas gibi yağ yakıcı enzimler barındıran meyveleri tercih etmeleridir. Zayıflamak büyük bir sabır gerektiren son derece zorlu bir süreçtir. Bu yola çıkarken zorlanacağınızı bilmeniz, hızlı kilo vermek gibi sağlıksız yöntemleri benimsememeniz ve düzenli olarak spor yapacak zaman ayırmanız çok önemlidir. Spor ile desteklenen tüm diyetler hem çok daha kısa sürede daha fazla kilo vermenizi sağlayacak hem de yağlarınızın daha fazla erimesini destekleyecektir. Canınız tatlı çektiğinde bir kase yoğurdun içine toz tarçın serperek tüketebilir ve tatlı krizlerinizi diyetinizi bozmadan sonuçlandırabilirsiniz. Kendinize güvenin ve zorlandığınız anlarda her zaman istediğiniz kiloya düştüğünüz anda kavuşacağınız görüntüyü düşünün.

0 yorum

Mide Kanseri Belirtileri Nelerdir

Mide kanseri en çok Japonya’da görülmektedir. Bunun nedeni ülkemizde de bazı yörelerde tuzlu balık olarak bilinen suşi tüketiminin çok fazla olmasıdır. Bu yiyecek çok sık bir şekilde tüketildiğinde mide kanseri oluşumunu tetiklemektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere yanlış beslenme ile mide kanseri arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır.Mide kanseri nedenleri arasında yanlış beslenmeye ek olarak obezite, mide ameliyatı olunması ve birinci dereceden yakın akrabalar içerisinde mide kanseri olan kişilerin yer alması bulunmaktadır. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi mide kanserinde de erken evrede yakalanan hastalarda iyileşme kolay bir şekilde sağlanabilmektedir.

Bu nedenle mide kanseri nedenleri çok iyi bilinmeli ve risk faktörü bulunan kişiler düzenli olarak kanser taramasından geçmelidir.Mide kanseri belirtileri denilince akla ilk gelen yemekten hemen sonra oluşan hazımsızlık, şişkinlik ve yenilenlerin kusarak çıkartılma hissinin oluşmasıdır. Ayrıca midenin bulunduğu bölgede yaşanan şiddetli ağrı atakları, iştah kaybı ve buna bağlı olarak gelişen hızlı kilo kaybı, midenin bulunduğu alanda elle yapılan muayenede ele gelen kitle oluşumu ve sürekli yorgunluk hissi yaşanması da mide kanseri belirtileri arasında bulunmaktadır. Tüm bu belirtiler başka hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi görüldüğü anda mutlaka mide kanseri taramasının yaptırılmasını gerektirmektedir. Mide kanseri tanısı konulan hastalarda mide kanseri ameliyatı başta olmak üzere radyoterapi ve kemoterapi yöntemleri arasından en uygun olanı belirlenerek hemen tedavi aşamasına geçilmelidir.

0 yorum

Pankreas Kanseri Nedenleri

Pankreas kanseri nedenleri hakkında yapılan yüksek maliyetli araştırmalara rağmen ne yazık ki halen risk faktörleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak pankreas kanseri tanısı konulan hastalar incelendiğinde hastaların büyük bir çoğunluğunun aşırı kilolu olması ve sigara kullanması obeziteyi ve sigara tiryakiliğini pankreas kanseri nedenleri arasında ilk sıralara taşımaktadır.
Ayrıca ilerleyen yaşta pankreak kanserine yakalanma riskini arttıran önemli faktörler arasında yer almakta olup kadınlarda 67 erkeklerde ise 63 yaşından sonra pankreas kanserine yakalanma riski yükselmektedir. Beslenme alışkınlıklarının da pankreas kanserini tetiklediği bilinmektedir. Özellikle de sebzeden zayıf hayvansal gıdalardan zengin beslenme diyetleri pankreas kanserine neden olmaktadır. Kırmızı etin aşırı tüketimi ile pankreas kanseri arasındaki ilişki bilimsel olarak kanıtlanmış durumdadır.

Son yıllarda organizması ile oynanan GDO’lu ürünlerin tüketiminin yaygınlaşması ile beraber pankreas kanseri vakalarında deyim yerindeyse bir patlama yaşanmış ve dünya genelinde bu kanserin görülme sıklığı rekor seviyelere ulaşmıştır. Özellikle de nitrik adı verilen koruyucu madde içeren sucuk, salam ve sosisin çok fazla tüketilmesi pankreas kanserinin oluşmasına neden olabilmektedir. Kronik pankreas iltihabı hastası olan kişilerde pankreas kanseri riski belirgin biçimde yükselirken yine birinci dereceden yakın akrabalarında pankreas kanseri bulunan kişiler için yüksek risk söz konusudur. Pankreas kanseri tanısı yapılan muyane ve hastanın yakınma öykülerinin ardından doktor tarafından talep edilen testlerin ışığında konulabilmektedir.

0 yorum

Hemoroid Belirtileri Nelerdir

Halk arasında mayasıl ya da basur ismi ile daha yaygın olarak bilinen hemoroid kişilerin yaşam standartlarını olumsuz olarak etkileyen ve tedavi edilmediği takdirde yoğun kanamalara neden olan bir damar hastalığıdır. Anüs içinde yer alan toplardamarlarda çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan genişlemeler bu hastalığa neden olmaktadır. Belirtiler ortaya çıktığı ilk anda doktora başvurulduğu takdirde çoğu zaman ilaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır.Ancak hastalığın ilerlemesi durumunda cerrahi müdahele gerektirebilir. Bu nedenle hemoroid belirtileri mutlaka çok iyi bilinmeli ve ortaya çıktığı anda değerlendirme için bir doktora başvuruda bulunması gerekmektedir.

Hemoroid belirtileri arasında en ciddi ve çoğu hastanın doktora başvurma nedeni olanı dışkılama esnasında yaşanan yoğun kanamadır. Ancak hemoroid bu seviyeye gelmeden önce anüs bölgesinde yoğun kaşıntı, yanma ve dışkılama esnasında ağrı hissedilmesi gibi şikayetler görülebilmektedir. Hemoroid kendi arasında iç hemoroid ve dış hemoroid olmak üzere iki kategoriye ayrılırken dış hemoroid hastalarında zaten ilerleyen evrelerde memelerin dışa çıkması ile beraber hastalar taharetlenirken hemoroid olduklarını anlayabilmektedir.

Hemoroid tanısı yapılacak rektum muayenesi ile konulmaktadır. Tanı konulan hastalarda yapılan ileri tetkikler ile seviye ölçülür ve bulunan seviyeye göre hemoroid tedavisi planlanır. Erken evre hemoroid hastalarında sıcak su banyoları ve kremler ile hastalık tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntem ile iyileşmeyen ya da çok ileri evreye taşınan hemoroid hastalarında ise cerrahi müdahale mutlaka gerçekleştirilmeli ve tedavinin yapılmasına çalışılmalıdır.

0 yorum

Kalin Bagirsak Kanseri Öldürür Mü

Günümüzde kanser her geçen gün yayılmayı sürdürürken bu alanda yapılan çalışmalar ile beraber hem tanı konulması hem de tedavi edilmesi kolaylaşan bir hastalık haline gelmiş durumdadır. Kalın bağırsak kanseri içinde aynı durum söz konusudur ve erken evrelerde yakalanan kalın bağırsak kanseri hastaları gerçekleştirilen cerrahi müdahale ile iyileştirilebilmektedir. Bu nedenle kalın bağırsak kanseri yada bilinen bir diğer ismi ile kolon kanseri belirtileri çok iyi bilinmeli ve bu belirtiler ortaya çıktığı anda vakit kaybedilmeden doktora başvuruda bulunulmalıdır.

Kolon kanseri yaşam süresi kanserin bağırsak duvarına yayılımına bağlı olarak  değişmektedir.Erken evrede yakalanan kolon kanseri hastaları uygulanan tedavinin ardından çok uzun süre sağlıklı bir şekilde yaşarken ne yazık ki son evre kolon kanseri hastalarında yaşam süresi çok hızlı bir şekilde düşmektedir. Ancak son yıllarda yeni bir tedavi yöntemin üzerinde yürütülen çalışmalar sonucunda kolon kanseri yaşama süresinin uzatılması konusunda olumlu sonuçlar elde edilmiş ve metastaz oluşmuş kolon kanseri hastalarında dahi yaşam süresi uzatılmıştır.

Amerika’da yapılan araştırmalar sonucunda metastaz oluşmuş bir kolon kanseri hastası 36 ay yaşatılmış ve elde edilen bulgular ile tedavinin yaygınlaştırılması konusunda yenilikler hızlı bir şekilde hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Eğer yeni bulunan bu tedavi dünya genelinde yaygınlaşırsa kalın bağırsak kanseri yaşam süresi belirgin şekilde artırılırken hastaların aynı zamanda yaşam konforlarında da büyük bir artış sağlanacaktır. Bu yeni tedavi verilen ilaçlar ile kanserli hücrelerin baskılanmasına dayanmaktadır

0 yorum

Düsük Tansiyon Belirtileri Ve Tedavi Yöntemleri

Kalbin kan pompalamak üzere gevşediği ve damarlara pompalamak üzere kan dolduğu anda ölçülen basınç değeri küçük tansiyon olarak isimlendirilmektedir. Bu esnada yapılan ölçümde tansiyonun normal olarak kabul edilen değerlerin altında çıkması halinde tansiyon düşüklüğünden söz edilir. Her insanın tansiyonu farklıdır ve kilo, yaş, genel sağlık durumu gibi farklı pek çok etkene bağlı olarak değişmektedir. Normal tansiyon değerlerini öğrenmek için yapılması gereken şey kişinin kendisini iyi hissederken farklı zamanlarda tansiyonu 3-4 kere ölçmesidir. Bu esnada yapılan ölçümlerde elde edilen değer kişinin normal tansiyon değeri olarak kabul edilir.

Tansiyon düşüklüğü ise yapılan ölçümde elde edilen değerlerin bu seviyelerden düşük olması halinde söz konusu olmaktadır. Tansiyon düşüklüğü halinde ortaya çıkan belirtiler genelde hastalar tarafından aşırı halsizlik ve yorgunluk olarak tarif edilmektedir. Buna ek olarak düşük tansiyon belirtileri arasında baş dönmesi (özellikle de aniden ayağa kalkıldığı esnada oluşan baş dönmeleri) ve göz kararması da yer almaktadır.

Düşük tansiyon kalp ve damar sağlığı açısından aslında yararlı bulunan bir durumdur ve bazı insanların tansiyon değerleri normalde de düşük olabilmektedir. Ancak kişinin kendisini hasta hissetmesine neden olacak kadar yaşanan tansiyon düşüklüklerinde hastaya hemen çok fazla tuz katılmış ayran içirilmesi tavsiye edilmektedir. Tuzlu ayran tansiyonun kısa sürede normal değerlerine dönmesine yardımcı olacaktır. Tansiyonun sürekli düşük olması durumunda ise doktor takibi şarttır. Tansiyon düşüklüğü kansızlığa bağlı olarakta ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle düşük tansiyon hastalarının detaylı kan sayımı yaptırarak bu faktörü değerlendirmeleri önemlidir.

0 yorum

Mide Kanseri Tedavisi

Günümüzün beslenme alışkanlıklarının çok sağlıklı olmaması nedeni ile mide kanseri görülme sıklığı her geçen gün artmayı sürdürmektedir. Hazır gıda tüketimi ve fast food yiyecekler mide kanseri oluşma riskini büyük oranda arttırmaktadır. Mide kanseri nedenleri arasında bunlara ek olarak ileri yaş, ailede yaşanan mide kanseri vakaları nedeni ile oluşan genetik yatkınlık, obezite ve düzenli bir beslenme alışkanlığının olmaması da yer alır. Mide kanseri tanısı konulduktan sonra hemen hasta için en etkili ve uygun tedavi planlamasına hiç vakit kaybedilmeden büyük bir hızla geçilmelidir.

Mide kanseri tedavisi için kullanılan yöntemler mide kanseri ameliyatı, kemoterapi ve radyoterapi olmak üzere üçe ayrılır. Bu tedavi yöntemlerinden sadece biri kullanılabileceği gibi her üçüde aynı program içinde yer alabilir.Mide kanseri erken evrede yakalandığında hastanın midesinin bir bölümünün alındığı mide ameliyatı yapılır. Mide kanseri ameliyatı esnasında kanserin evresine bağlı olarak sadece kanserli hücrelerin oluşturduğu kitle alınabileceği gibi midenin bir bölümünün alınması da söz konusu olabilmektedir. Ameliyatın mümkün olmadığı ileri evre mide kanseri hastalarında ise ilk olarak kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanarak kanserin kontrol altına alınması amaçlanır. Kanserin gerileme gösterdiği hastalarda daha sonra cerrahi müdahale yapılabileceği gibi ameliyata uygun olmayan hastalarda gerek yaşam süresini uzatmak gerekse de yaşam standartlarını yükseltmek amacı ile radyoterapi ve kemoterapi yine uygulanabilmektedir.

0 yorum

Hemoroid Tedavisi Nasıl Yapılır

Ülkemizde hemoroid beslenme alışkanlıklarının büyük bir hız ile değişmesi nedeni ile her geçen gün görülme sıklığını arttırmaktadır. Ancak ne yazık ki pek çok kişi gerek muayeneden kaçmak gerekse de ameliyat olmayı istememek gibi nedenlerle son evreye kadar doktora başvuruda bulunmaktan kaçınmaktadır. Oysa ilk evrede yakalanan hemoroid hastalarının büyük bir bölümü hemoroid ameliyatı olmaya gerek kalmadan ilaçla tedavi edilmektedir. Kaldı ki tedavi edilmeyen hemoroid ilerleyen evrelerde çok ağrılı bir sürecin yaşanmasına neden olan iltihaplanmalara neden olacağı için ameliyat kaçınılmaz bir sondur.

Bunun için hemoroid belirtileri ortaya çıktığı ilk anda doktora başvuruda bulunulmalıdır. Hemoroid tedavisi ne kadar erken başlanırsa tedavisi de o kadar kısa sürmekte ve başarı oranı artmaktadır. Erken evrede yakalanan hastalarda doktorların ilk tercihi hemoroid kremleri kullanılarak hastalığı ilaçla tedavi etmektir. Hemoroid ilaçları çoğu zaman cerrahi müdaheleye gerek kalmadan tedavinin tamamlanmasını sağlamaktadır. Burada önemli olan ilacın doktor tarafından reçete edilen bir ilaç olmasıdır.

Ancak ilaçla tedaviye yanıt vermeye ya da ilaçla tedavinin mümkün olmadığı evrelerde tanı konulan hastalarda cerrahi müdahele kaçınılmazdır. Günümüzde gelişen sağlık teknolojileri sayesinde hemoroid ameliyatları da büyük bir kolaylıkla yapılabilmektedir. Hastalar basur ameliyatı sonrasında saatler içinde hastaneden taburcu olurken 1-2 gün içinde normal rutin hayatlarına dönebilmektedir. Özellikle de kapalı yöntemlerle gerçekleştirilen ameliyatlarda iyileşme çok daha kısa sürelerde sağlanabilmektedir.

0 yorum

Boyun Fıtıgı Nedenleri

Boyun fıtıgı boyunu oluşturan boyun omurları arasında yer alan disklerin içinde yer alan yumuşak kısımların çeşitli nedenlerle dışarı çıkması durumunda sinirlere baskı yapması sonucu oluşan ağrılı bir hastalıtır. Boyun fıtığı hastalığı sonucunda boyunda ağrı oluşabileceği gibi yürüme bozukluğu, bacaklarda güçsüzlük, bacakta his kaybı, kol ağrıları, kolda güç kaybı ve kolda his kaybı gibi pek çok komplikasyonun ortaya çıkma riski bulunmaktadır.
Bunun nedeni bacaklara ve kollara giden sinirlerin boyundan geçmesidir. Boyun fıtığı tanısı günümüzde geliştirilen özel görüntüleme yöntemleri sayesinde çok kolay bir şekilde konulmaktadır. Çekilen MR sonucunda boyun fıtığı teşhisi kesin olarak konulabilmektedir.

Eğer boyun ağrısının nedeninin gerçekten boyun fıtığı olduğu belirlenirse hemen tedavinin planlamasına geçilmelidir. Boyun fıtığı tedavisi için tüm seçenekler hastanın yaşına, hastalığının seyrine ve günlük yaşamını etkileme oranı gibi belirli kriterlere göre değerlendirilmektedir ve tüm hastalarda sadece en son çare olarak boyun fıtığı ameliyatı uygulanmaktadır. Boyun fıtığı bazen hastanın dinlenmesi ile bile şikayetlerin azalmasına yardımcı olurken dinlenmesine rağmen boyun ağrıları azalmayan ya da güç kaybı gibi ciddi şikayetlerin oluştuğu hastalarda tercih edilmesi gereken yöntem ise fizik tedavi yöntemidir. Boyun fıtığı fizik tedavi yöntemi ile son derece başarılı sonuçlar alınan bir hastalıktır. Hastanın tedavi programını tamamlamasının ardından düzenli olarak boyun egzersizleri yapması tedavinin en büyük unsurudur.

0 yorum

Tansiyon Belirtileri

Tansiyon kalbin kanı pompalarken damarlarda oluşan basınç değerini ifade etmektedir. Kalbin kanı pompalamak için kasılması anında oluşan basınç yüksek tansiyon olarak isimlendirilirken kanı pompaladıktan sonra kalbin gevşemesi esnasında oluşan basınç ise küçük tansiyon olarak isimlendirilmektedir. Yüksek tansiyon ve düşük tansiyon belirtileri birbirinden farklı olup her ikisinin kişi tarafından doğru bir şekilde ayırt edilmesi çok önemlidir. Yüksek tansiyon belirtileri şiddetli baş ağrısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan mide bulantıları ise kusmadır. Ayrıca yine yüksek tansiyona bağlı olarak baş dönmesi ve burun kanaması da sıklıkla yaşanan belirtiler arasında bulunmaktadır.

Yüksek tansiyonda burun kanaması kafatası içerisinde yoğun baskı sonucu oluşmaktadır ve burun kanamasının oluşmadığı zamanlarda beyin kanaması geçirme riski bariz şekilde yükselmektedir. Tansiyonun yükselmesi halinde hemen hastaya
limon suyu içirilmesi ya da sarımsak yedirilmesi tansiyonun normal değerlere düşmesini sağlayacaktır. Düşük tansiyon belirtileri olarak akla ilk gelen tansiyonu düşen kişinin ayağa kalktığı anda başının dönmesidir. Baş dönmesinin yanı sıra göz kararması, üşüme, halsizlik ve yorgunlukta tansiyon düşüklüğü belirtisi olarak kabul edilmektedir. Tansiyonu düşük olan kişiye bol tuzlu ayran içirilmesi tansiyonun kısa sürede yükselmesini sağlayacaktır.

Düşük tansiyon sanıldığı gibi tehlikeli bir durum olmayıp uzun süre aynı seviyede kalmaması halinde sağlığa yararlı bile kabul edilmektedir. Ancak tansiyonun çok uzun süre 7 seviyesinin altında kalması hastanın şoka girmesine neden olabilecek riskli bir durumun oluşmasına neden olabilecek tehlikeli bir süreç olarak görülmektedir.

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI