işü
Son yayınlanan yazılar
print this page
Son yazılar

Gaziantep Özel Yılmazer Hastanesi

Adres: Eyüpoğlu Mh., 27010 Gaziantep

Telefon:(0342) 221 0600

0 yorum

Diyarbakır Doğumevi Hastanesi


Adres : Şanlıurfa Bulvarı BAĞLAR/DİYARBAKIR

Telefon : 0 (412) 251 91 25

Fax : 0 (412) 251 91 28

Gsm : 0 (530) 373 43 22
0 (530) 373 43 24


Hastanemiz Şanlıurfa Bulvarı üzerinde şehrin girişinde sağ tarafta bulunmaktadır.
PTT depoları ile Çaykur Bölge Müdürlüğü arasında TürkTelekom Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi karşısındadır.
Seyrantepe köprüsünden Şanlıurfa istikametinde 5 km. sonra sol tarafta kaldığından, 500 metre ilerideki köprüden dönülerek hastaneye ulaşılır.

1 Nolu kapı (Acil Kapısı) Şanlıurfa Bulvarı üzerinde.

2 Nolu kapı (Poliklinikler Kapısı) 1204. Sokakta bulunmaktadır.
0 yorum

Diyarbakır Devlet Hastanesi

Adres: Yenişehir Mh., 21100 Diyarbakır

Telefon:(0412) 228 5430

0 yorum

Mesane Kanseri Belirtileri

Yüzeysel mesane kanserinde hücrelerin çoğalması sadece mesanenin dışında olur. Bu tür kanserin tedavisi daha kısa sürer ve risk daha azdır. Diğer bir kanser türü de İnvaziv mesane kanseridir. Bu kanser türü Kan dolaşımına bağlı olarak uzak bölgelere yayılma tehlikesi taşıyan bir kanser türüdür ki, yüzeysel mesane kanserine göre daha riskli ve tedavi süreci daha ağır olan bir kanser çeşididir.

Mesane Kanserinin Belirtileri
Net olarak bir belirtisi saptanamayan bir hastalık çeşididir. Ancak sigaranın hastalık üzerinde oldukça büyük etkisi olduğu tespit edilmiştir. Daha çok 60 yaşı üstünde görülen hastalık, aynı zamanda küçük yaşlarda da görülebilen bir hastalıktır. Kadınlara göre erkeklerde daha fazla görülen bir hastalık türüdür. Mesane kanseri aynı zamanda kimyasal işlerle ilgilenenlerde daha fazla görülen bir hastalık türüdür.
Yukarıda saydığımız belirtileri dışında bir de tekrarlaması durumunda idrar yolu hastalıklarında ya da böbrek taşı rahatsızlığı olanlarda mesane kanseri riski daha büyüktür.

Mesane Kanseri Tedavisi
Mesane kanseri tedavisi çok çeşitli olarak görülür. Bunlardan bazıları, sabit olan ameliyat ile, mesane bölgesinde gerekli incelemelerden sonra tanısı konularak ameliyat işlemi iken, kimisi hastalığın şekline ve ilerleme durumuna bağlı olarak farklı yöntemlerle tedavi edilir.
Hastalık erken teşhis ve tedavi neticesiyle tedavi edilecek ise kullanılan yöntem tümörün kapalı (endoskopik) tekniklerle bütünüyle çıkartılarak yapılır. Bu tedavi yöntemi hastalığın en az olduğu dönemlerde kullanılır ve hastanın risk durumu az olan durumlarda kullanılan bir yöntemdir.
Diğer bir tedavi şekli ise mesane duvarının derileşmesi durumunda kullanılan tedavi yöntemidir. Bu da yukarıda adı invaziv tipi hastalıkta kullanılır. 
Bu kanser türünde tümörün ilk ameliyat sonrasında hastalığın yayılımının ilerlemiş olduğu kas dokusuna ve yağ tabakasına kadar ulaşan tümörün ilerlemesi görülür. Bu tip kanser hastalıklarında ilk olarak TUR BT denen operasyon yöntemi tedaviyi sağlamaz bu nedenle bunun haricinde tedavi yöntemleri mutlaka kullanılması zorunludur.
0 yorum

Sezaryenle Dogum Nedir

Sezaryenle doğum doğumun normal olarak meydana gelmesinin mümkün olmadığı zamanlarda uygulanan cerrahi müdahaledir.

Bu yöntem ile bebek annenin karın bölgesine açılan küçük bir kesi ile annenin karnından çıkarılmakta ve doğum gerçekleştirilmektedir. Sezaryenle doğum son yıllarda ülkemizde daha çok keyfi olarak uygulanan bir doğum yöntemi olarak öne çıkarken pek çok zararı olduğu için artık Sağlık Bakanlığı tarafından yakın takip altına alınmıştır.


Sezaryenle doğum yapanlar hem çok daha zorlu bir iyileşme sürecinden geçmekte hem de sonraki gebeliklerinde benzer sorunlar yaşamaktadır. Bu nedenle anne adayının ve bebeğin sağlığını tehlikeye atacak risklerin bulunmadığı her gebelik kesinlikle normal doğum ile son bulmalı ve keyfi sezaryenle doğum uygulamalarından mutlak suretle kaçınılmalıdır. Sezaryenle doğumun zararları olduğu unutulmamalı ancak normal doğumun mümkün olmadığı ve doktorun önerdiği gebeliklerde de bu sakıncalar nedeni ile normal doğum yapmak için ısrarcı olunmamalıdır.

Bebeğin baş gelişli olarak doğum kanalına inmediği ya da çok iri olduğu gebeliklerde mutlaka vakit kaybedilmeden sezaryenle doğum uygulanmalıdır. Bebekten kaynaklanan faktörlerin yanı sıra annenin engellenemeyen doğum korkusu yaşadığı gebeliklerde de doğumu riske atmamak için sezaryenle doğum yapılması tercih edilmelidir. Gerek anne adayı gerekse de doktor tarafından gereksiz yere ısrar edilen normal doğum vakalarının büyük bir bölümü ne yazık ki ya anne adayının ya da bebeğin hayatını kaybetme riskini ortaya çıkarmaktadır.

0 yorum

Gecici Hafıza Kaybı Belirtileri Nelerdir

Hafıza Kaybı Nasıl Olur?
Tıp dilinde Amnezi olarak isimlendirilen hafıza kaybı pek çoğumuz için eski Yeşilçam filmlerinde karşılaştığımız komik bir durum olarak tabir edilse de aslında son derece ciddi bir rahatsızlıktır ve pek çok çeşidi bulunmaktadır. İnsanoğlu edindiği her bilgi, deneyim ve olayı beynin ilgili bölümlerinde saklar ve ihtiyaç duydukça bu verilerin üzerinden geçer. Ancak bazen yaşanan olaylar nedeni ile bu verilere ulaşmak mümkün olmaz ve hafıza kaybı meydana gelir. 

Yapılan araştırmalar hafıza kaybı nedenleri arasında ilk sırayı şiddetli kafa travmaları alırken ikinci sırada ise psikolojik nedenler yer almaktadır. Örneğin kendisinin neden olduğu bir kaza sonucunda çok sevdiği birini kaybeden kişi psikolojik olarak suçluluk duygusu ile bu anıyı tamamen silebilir ve sadece kaza anının hatırlayamadığı gibi kaza anı ve öncesine ait tüm bilgileri de engelleyebilmektedir.

Geçici Hafıza Kaybı Nedir?
Geçici hafıza kaybı ya da tıp dilindeki ismi ile global amnezi aslında çok kısa süren bir rahatsızlıktır ve genelde ilk 6 saat içinde ya da 24 saat içerisinde geçmektedir. Geçici hafıza kaybının nedenleri arasında ilk sırayı beyin içerisinde meydana gelen kan akışının ani bir şekilde düşmesi almaktadır. Yine psikolojik travmalar ve bazen de baş yaralanmaları da geçici hafıza kayıplarının yaşanmasına neden olabilmektedir.

Geçici Hafıza Kaybı Belirtileri
Geçici hafıza kaybı yaşayan kişiler bulundukları ortamı ve aynı ortamda yaşadıkları kişileri tanımadıkları ve hatırlayamadıkları için büyük bir panik ve korku yaşarlar. Bu noktada pek çok kişi olayın vehametini ilk etapta algılayamadığı ve yaşananlara anlam veremediği için geçici hafıza kaybı yaşayan kişiyi gereksiz bir ısrar yağmuru altına almaktadır. Ancak yaşanan bu durum ve ısrar hastanın daha fazla panik olmasına ve tedirginlik yaşayarak içe kapanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle hafıza kaybı yaşayan kişiler hiç vakit kaybedilmeden hemen en yakın sağlık kurumuna ulaştırılmalıdır. Hafıza kaybı belirtisi kişinin yakınındaki insanları hatırlamaması, yakın ya da uzak zamanı hatırlamaması ya da kendisi ile ilgili bilgileri unutması şeklinde ortaya çıkabilmektedir.  
0 yorum

Kivi Maskesi İle Cildinizi Güzellestirin

C vitamini yönünden en zengin meyvelerin başında yer alan kivi içerisinde barındırdığı etken maddelerin keşfedilmesi ile beraber kivi maskeleri de cilt bakım markalarının favorisi haline gelmiş durumdadır. Son derece yüksek fiyatlara satılan kivi maskeleri için ayıracak paranız yoksa evde kendi kivi maskenizi yapmanız mümkündür. Evde kivi maskesi yapmak son derece kolaydır.




Kivi Maskesi Nasıl Hazırlanır
Kivi maskesi hazırlamak için ihtiyaç duyacağınız iki malzeme kivi ve kildir. Kili tüm eczanelerde ve aktarlarda bulmanız mümkündür. Bir adet kiviyi rendeledikten ya da rondodan geçirdikten sonra tel süzgeç yardımı ile suyunu çıkarın ve bir kaba alın. Kabın içerisine kivi suyu krem kıvamını alana kadar kil katılması yeterlidir.

Kivi Maskesi Nasıl Kullanılır
Hazırladığınız kivi maskesini yumuşak hareketlerle yüzünüze yaymanız yeterlidir. Krem yaklaşık 5 dakika kadar yüzünüzde kaldıktan sonra ılık su ile yüzünüzü yıkamanız ve maskeyi haftada bir kere tekrar etmeniz cildinizi gençleştirerek güzelleştirmenize yeterli olacaktır. Yüzünüzü duruladıktan sonra mümkünse taze sıkılmış nar suyuna pamuk batırarak bununla cildinizi tekrar silmeniz kivi maskesi ile yaptığınız bakımın etkilerinin çok daha hızlı bir şekilde ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Kivi Maskesi Neye İyi Gelir
Kivi maskesi faydaları çok çeşitlidir. Ancak kivi maskesinin faydası denildiğinde akla ilk gelen kesinlikle cildi gençleştirme ve güzelleştirme etkisidir. Kivi C vitamini yönünden çok zengin bir meyve olmasının yanı sıra içerisinde yoğun miktarda cilt yenilenmesini sağlayan mineraller de barındırmaktadır. Ayrıca yine maskenin içerisine katılan kil yine cilt sağlığı açısından yüzyıllardır kullanılan bir şifa kaynağıdır ve antik Mısır'da kadınların güzelleşmek için kil maskeleri kullandığı bilinmektedir. Yine kivi maskesi kırışıklık karşıtı bir maske olarak görülmektedir ve göz altı bakımı içinde önerilmektedir.

Kil Maskesi Uygularken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kil maskesi yapmak son derece kolaydır ve maskenin cilt üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak yine de bu maskeyi çok sık yapmanın kivi asitlerinin cildi tahriş etme gibi bir yan etkisi olabileceği göz önünde bulundurularak haftada en fazla iki kere uygulanması tavsiye edilmektedir. Cilt kuruluğu olan kişilerde maskenin uygulanmasının ardından cilt nemlendiricileri kullanımı gereklidir.  
0 yorum

Cilt Kanseri Tedavisi

Küresel ısınmaya paralel olarak yaşanan güneş ışınlarındaki değişimler ve bilinçsiz solaryum uygulamalarının yayılması ne yazık ki cilt kanserine yakalanan kişilerin sayılarının her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Özellikle de solaryum ne yazık ki gerçekleştirilen bilinçsiz uygulamalar nedeni ile cilt kanserinin yayılımında büyük rol üstlenmektedir. Yapılan bir inceleme sonucunda solaryumun yaygın olduğu ülkelerde cilt kanserine yakalanan kişi sayısının da yüksek olduğu görülmüş ve pek çok ülkede buna bağlı olarak ya solaryum yasaklanmış ya da solaryuma girme yaşı yükseltilmiştir. 

Cilt kanserinden korunmak için alınması gereken bazı basit önlemler bulunmaktadır.Cilt kanserinden korunma amaçlı olarak dikkat edilmesi gereken ilk ve en önemli nokta özellikle de güneşin en tepede bulunduğu sıcak yaz günlerinde kesinlikle güneş kremi sürmeden dışarı çıkmamaktır. Güneş kremi seçimi konusunda çok titiz davranılmalı, yüksek faktörlü güneş kremleri seçilmeli ve asla korumasından emin olunmayan bilinmedik markalar sadece uygun fiyatları nedeni ile tercih edilmemelidir. Güneş kremi sürülse dahi yazın en sıcak günlerinde mümkün olduğunca özellikle de 11:00 – 15:00 saatleri arasında dışarı çıkılmamalıdır. Güneşin bir numaralı cilt kanseri nedeni olduğu bilinerek buna karşı alınacak önlemlerde hassas davranılmalıdır. Yine yazın pek çok kişinin yaptığı aşırı güneşlenme aynı zamanda ne yazık ki cilt kanserine davetiye çıkaran en büyük hatalardan biridir. Bu yüzden aşırı güneşlenme sonucu oluşan cilt yanıklarının tatilinizi burnunuzdan getirmesini engellemek hem de cilt kanserine yakalanma riskinizi düşürmek adına uygun saat dilimleri arasında belirli periyotlar dahilinde güneşlenmeniz önemlidir.
Bir diğer önemli konu ise solaryumdur. Bronzlaşmak adına sağlığınızdan olmamak adına solaryuma girmeden önce mutlak suretle cilt analizi yaptırmanız, bu analiz sonucunda solaryum için uygun bulunursanız solaryuma girmeniz, solaryuma girmeden önce mutlaka koruyucu kremler sürmeniz, solaryumda daha hızlı bronzlaşmak adına çok uzun süre solaryumda kalmamanız ve solaryumdan çıktıktan sonra mutlaka nemlendirici kremler ile cildinizi korumanız önemlidir. Yine beni bulunan kişilerin mutlaka bu benleri yakından takip etmeleri, benlerde renk değişimi oluşması halinde mutlaka bir cilt doktoruna muayene olmaları önemlidir.  
0 yorum

Ergenlik Akneleri

Ergenlik döneminde vücutta salgılanan hormonlara bağlı olarak sivilce oluşumunda büyük bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle de yağlı cilt tipine sahip olan kişilerde yaşanan hormon değişimi ile beraber sivilceler çok daha büyük bir sorun haline gelebilmektedir. Ergenlik akneleri için yapılabilecek en doğru şey düzenli cilt bakımı yapmak ve düzenli beslenmeye dikkat edilmesidir. Örneğin yapılan araştırmalar ile beraber baharatlı yiyeceklerin sivilce oluşumuna neden olduğu bilimsel olarak kanıtlandığı için kesinlikle bu dönemde baharat tüketimini sınırlandırmak sivilcelerinizin biraz yatışmasına yardımcı olacak basit bir önlemdir. 

Yine sağlıklı bir cilt için günlük bakım cildin sivilceye olan yatkınlığını azaltması açısından önemlidir.Ergenlik sivilceleri nasıl geçer sorusu pek çok gencin yanıt aradığı bir sorudur. Ancak ergenlik döneminde bu sivilcelerin oluşumunu engellemek mümkün değildir. Alınan tüm önlemler ve gerçekleştirilen uygulamalar tamamen sivilce oluşumunu yavaşlatma, yayılımını engelleme ve daha hızlı iyileşmesine yöneliktir. Bu nedenle yola çıkarken kesinlikle sivilcelerinizden tamamen kurtulacağınızı düşünmemeniz hayal kırıklığına uğramamanız adına önemlidir. Ergenlik sivilceleri için bitkisel çözümler uygulanması çok daha doğru olacaktır. Ayrıca çok pahalı sivilce maskeleri satın almak yerine evde sivilce maskesi yapmak size daha ekonomik bir bakım imkanı sunacaktır. Sivilce için domates suyu çok etkilidir. Her gün günde 3 kere olmak üzere 2 adet domatesi püre haline getirerek yemeniz bile sivilceler ile içeriden mücadele etmenize yardımcı olacaktır. Yine bir adet domatesin suyunu sıkarak bu suyun içine macun kıvamını alana kadar nişasta kattıktan sonra yüzüne uygulamanız ergenlik sivilceleri ile mücadele konusunda size yardımcı olacaktır.

Erkeklerde ergenlik sivilceleri kadınlara oranla biraz daha sıkıntılı geçebilmektedir. Bu nedenle erkeklerin bu konuda biraz daha hassasiyet göstermeleri önemlidir. Her gün düzenli olarak cilt temizliğinin akne karşıtı sabunlar ile yapılması, haftada en az 2 kere sivilce maskeleri uygulanması ve sivilce çıkaran yiyecekler olarak bilinen çekirdek gibi kuruyemişlerden ve baharatlı, yağlı yiyeceklerden uzak durulması bu sıkıntılı dönemi çok daha kolay bir şekilde atlatmanıza yardımcı olacak basit önlemler olarak hayatınızda yer almalıdır.  
0 yorum

Sivilcelerden Kurtulma Yolları

Sivilceler ergenlik dönemindeki gençler başta olmak üzere pek çok kişinin sorunudur. Özellikle de yağlı cilt tipine sahip kişilerde gerekli önlemler alınmazsa sivilcelerin her zaman mücadele edilmesi gereken önemli bir sorun haline gelmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Sivilcelerden kurtulmak için hem cilt bakımı hem de beslenme düzeni büyük bir önem taşımaktadır. Akneye müsait cilt yapısına sahip kişilerde tek başına cilt bakımı asla yeterli değildir ve beslenme ile sivilceler ile içten mücadele de gereklidir. 

Örneğin sürekli olarak cips ve kuruyemiş yiyen bir kişi ne kadar cilt bakımı yaparsa yapsın sivilcelerden kurtulması mümkün değildir. Bu nedenle dengeli beslenme ve cilt bakımı eş zamanlı olarak yapılmalı, cilt bakımı kadar cilt temizliğine de dikkat edilmelidir.Sivilcelerden kurtulmanın yolları arasında ilk sırayı cilt maskeleri almaktadır. Sivilce maskeleri olarak ta bilinen bu maskelerin bir bölümü cilt temizliğini sağlarken bir bölümü de ciltte sivilce oluşumunu engellemek içindir. Sivilcelerden kurtulmak adına maske uygulamasından önce gözeneklerin açılmasını sağlamak gerekmektedir. Bunun için günlük beslenmede sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerekmektedir. Yeteri kadar su içmeyen kişilerde gözenekler tıkanmaya başlarken aynı zamanda sivilce oluşumu da kaçınılmaz bir hale gelmektedir. Buna ek olarak gözenekleri açan maskelerin ve kremlerin uygulanması da yarar sağlayacaktır. Yine gözenekleri temizleme amacı ile satılan bantlarda bu konuda çok başarılı bulunmaktadır. Özellikle de siyah nokta bantları bu alanda en başarılı bulunan ürünler arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Sivilcelerden kurtulmanızı sağlayacak en etkili maske hiç kuşkusuz evde kendinizin kolaylıkla hazırlayabileceği ev yapımı sivilce maskesi olarak görülmektedir. Kuru maya maskesi olarak ta bilinen bu maske için sahip olmanız gereken 3 malzeme bulunmaktadır. Bunlar kuru maya, oksijenli su ve aspirindir. Maskeyi hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kıvamıdır. Krem kıvamında olması hem sürmeyi kolaylaştıracak hem de sürdükten sonra akmasını önleyecektir. Maskeyi hazırlamak için bir tatlı kaşığı oksijenli suyun içerisine bir çay kaşığı kuru mayanın içerisine bir tane aspirinin iyice kırılarak karıştırılması yeterlidir. Bu maske en fazla haftada bir kere yapılmalıdır ve maske ılık su ile durulanmalıdır.  
0 yorum

Depresyon Belirtileri

Ne yazık ki günümüzün sosyo ekonomik koşulları içerisinde depresyona girme riski her geçen gün artmayı sürdürmektedir. Yapılan son araştırmalar ile beraber günümüzde depresyonun ilkokul seviyesindeki çocuklarda bile yaşanabildiği ortaya çıkarılmıştır. Özellikle de okulda arkadaşları tarafından dışlanan, kusurları neden ile alay konusu olan çocuklarda depresyon görülme riski son derece yüksektir. Üstelik ailelerin bu depresyon belirtilerini erken evrede yakalayamamaları depresyonun ilerleyerek tedavi sürecinin çok daha zorlaşmasına neden olmaktadır. 

Bu nedenle ailelere düşen önemli görevlerden biri çocukların fiziksel durumlarını takip ettikleri kadar ruhsal durumlarını da büyük bir özen ve dikkatle takip etmeleridir.Depresyon en basit hali ile kişilerin üzülmelerine ya da umutsuzluğa kapılmalarına neden olabilecek gelişmeler yaşanmamasına rağmen kendilerini büyük bir boşlukta hissetmeleridir. Çok küçük olayları bile büyüterek kendilerini üzen, hayattan ve yaşamaktan zevk almayan, eskiden severek yaptıkları faaliyetleri bile yapmak istemeyen kişiler depresyona girmiş demektir. Depresyonu çok tehlikeli kılan ise tedavi edilmediği takdirde kişinin kendisini dış dünyadan soyutlamasına ve intihara bile neden olabilmesidir. Ruhsal bir sorun olan depresyon grip gibi normal bir hastalıktır. Uygun tedavi yöntemleri ile iyileştirilen kişiler eski hayatlarına sorunsuz olarak dönmektedir. Burada önemli olan depresyon belirtilerinin çok iyi bilinerek kendinizde ya da yakın çevrenizde birinde görmeniz halinde uzman bir psikiyatriste başvuruda bulunmaktır.

Depresyon belirtileri aslında günlük hayatta sıklıkla yaşanan üzüntü, karamsarlık, mutsuzluk ve içe kapanıklık gibi hisler olduğu için depresyona giren pek çok kişi bunu anlayamamaktadır. Oysa ki depresyonda olan kişiler bu hisleri çok daha yoğun ve şiddetli olarak yaşarken çoğu zaman bu hissi duymaya neden olan bir olay ortada yoktur. Çoğu zaman depresyon kişinin kendisi tarafından değilde yakın çevresi tarafından fark edilmektedir. Depresyonda olan kişilerde iyimserlik azalırken konsantrasyon sorunları ortaya çıkmakta özellikle de olayların detaylarını unutma başlamaktadır. Depresyon belirtileri arasında bunlara ek olarak aşırı sinir ya da sakinlik, olayları umursamama ya da olayları olduğundan fazla bir şekilde abartma, yoğun iştahsızlık ya da aşırı yeme isteği, çok fazla uyumak istemek ya da hiç uyku uyuyamamak, gün içerisinde enerjisinin tükendiğini hissetmek gibi belirtiler bulunmaktadır.  
0 yorum

Susuz ilaç içmenin Zararları

Susuz ilaç içmenin, yani ilaçları su olmadan direk yutmanın zararları çok ciddi olabiliyor. İlacın mideden ve bağırsakta emilebilmesi için sıvı bir ortam içerisinde olması gerekiyor. En az 1 bardak suyla bir tableti almak tavsiye edilen miktar denebilir. Böylece ilacı çözülmesini, emilmesini ve vücuda dağılmasını sağlamış olursunuz. İlaç vücuda bir faydası dokunmadan sindirim sisteminden atılabilir. Mide ya da bağırsak yüzeyinde belirli bir bölgeye yapışıp o bölgeyi uzun süre zarar verebilir. Mide bulantısı, kusma ve baş dönmesi gibi komplikasyonlara sebep olup, vücuda zararı dokunabilir. İlacına göre değişmekle beraber tansiyon düşmelerine sebep olabilir. Bu sebeple, tablet olarak aldığımız ilaçları muhakkak en az 1 bardak sıvı içecekle tüketmemizde fayda var. Bu sıvı içeceğin su olması ise tavsiye edilen en iyi yöntem.
1 yorum

Elektronik sigaranin zararlari

Günden güne yüzlerce kişinin ölümüne ve ölümcül rahatsızlıklara yakalanmasına sebep olan sigarayı bırakma yöntemlerine bir yenisi daha eklenmiştir. Sigarayı bırakma yöntemlerine bağlı alternatifler arasına eklenen Elektronik Sigara zararları bilinmeksizin iyi bir yöntem olarak yaygınlaşmaya başlamıştır. Ancak normal sigara içiminin verdiği zarar ile eşit ölçüde zarara sebep olmaktadır. Konuşulduğu gibi masumiyet barındırmayan elektronik sigaranın zararları ve içerisindeki kansorejen maddeler uzmanlar tarafından açıklanmıştır. Elektronik sigaranın en çok kullanıldığı ülke İngiltere olarak bilinmektedir. Ülkemizde de her geçen gün tüketici talebi hızla artış göstermektedir. Yapılan anket çalışmalarında Elektronik sigaranın tercih ediliş sebebinin fiyat açısından uygun oluşu ve sigaradan daha az zarar verdiği söylentileri olarak bilinmektedir. Aynı zamanda kül izmarit ve kokusunun olmayışı da Elektronik sigarayı tercih sebebi yapmaktadır. Elektronik sigaranın verdiği zararları bilmeden kullanım süreci boyunca normal sigarayı bırakmayı başaran birçok insan olmuştur. Ancak bu kişilerin sigarayı bırakma sebeplerinin büyük ölçüde psikolojik olduğu düşünülmektedir. Sigarayı bırakma yolları arasında tercih edilen elektronik sigara karşıtı gruplarda elektronik sigaranın yol açtığı zararlardan dolayı pek çok faaliyet çalışmaları yapmaktadırlar. Sigara kullanımı her ne şekilde olursa olsun insan bedeni için ciddi bir tehlike taşımaktadır. Her geçen gün aktif içiciler tarafından sigaranın bırakılacağı söylenmektedir ancak her nedense çoğu kişi için bu eyleme dönüştürülmemektedir. Sigaranın zararları ile Elektronik sigaranın zararları arasında gözle görülmez bir fark olmasına rağmen yinede Elektronik sigara kullanımı hızla artmaktadır. Aynı zamanda izmarit ve kül kokusunun olmaması da kişiler tarafından tercih edilen sebeplerden biri olabiliyor. Elektronik sigara piyasaya sunulduğu andan itibaren Almanya’da yasaklanmıştır. Toplum tarafından yaygın olarak, normal sigara kadar zararı olmadığı bilinen elektronik sigaranın neden yasaklandığını düşünmeden edemiyoruz.. Neden normal sigaranın yasaklanması yerine, elektronik sigaranın yasaklanmış olması da sorulması gereken diğer sorular arasında yer alıyor. Yine Almanya gibi İsviçre, Norveç ve Çin’de de yasaklanmıştır. Hatta Türkiye’dede Sağlık Bakanlığı elektronik sigarayı yasaklayacağı konusunda bildirimlerde bulunulmuştur. Ve tüm bu yasaklamalar sonucunda piyasaya hızla çıkış yapan elektronik sigaranın zararları ve faydaları insanlar arasında büyük tartışma konusu olmuştur. Elektronik sigaranın içerisinde bulunan maddeleri araştırıp incelediğimizde ise, faydası olduğunu ne yazıkk ki söyleyemiyoruz. Elektronik sigaralar masum değildir. İçerisindeki sıvıların kanserojen madde içerdiği, sıvılardan alınan çoğu örnekte, tütünde olduğu gibi insan sağlığını tehlikeye atabilecek ‘anabasine, myosmine ve beta nikotryine’ maddeleri tespit edilerek ispatlanmıştır. Aynı zamanda, elektronik sigaraların nikotin bağımlılığını tetikleme ve nikotin zehirlenmesine yol açma gibi risklerininde yüksek olduğu açıklanmıştır. Anabasine; tütün bitkisinde bulunan ve böcek öldürücü etkinliğe sahip alkoloit yapısında bie bileşik maddedir.
0 yorum

Kocaeli Devlet Hastanesi


Adres: Cedit Mh., 41300 İzmit/Kocaeli

Telefon:(0262) 309 2000
0 yorum

Kırklareli Devlet Hastanesi

Adres: Karakaş Mh., Hastane Cd No:9, Kırklareli

Telefon:(0288) 214 1043

0 yorum
 
Support : Copyright © 2011. saglik8.blogspot.com - All Rights Reserved
Kafes kuşu | Radyomevlana | Yiğit CAMCI